
belâ ḳad câetke âyâtî fekeẕẕebte bihâ vestekberte vekünte mine-lkâfirîn.
Türkçe:
Hayır, olamaz! Ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin; büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.
İngilizce:
(The reply will be:) 'Nay, but there came to thee my Signs, and thou didst reject them: thou wast Haughty, and became one of those who reject faith!'
Fransızca:
"Oh que si ! Mes versets te son venus et tu les as traités de mensonge, tu t'es enflé d'orgueil et tu étais parmi les mécréants".
Almanca:
"Doch, mit Sicherheit! Bereits kamen zu dir Meine Ayat, dann hast du sie geleugnet, dich in Arroganz erhoben und warst von den Kafir."
Rusça:
О нет! К тебе явились Мои знамения, но ты счел их ложью, возгордился и был одним из неверующих.
Arapça:
بَلَىٰ قَدْ جَاءَتْكَ آيَاتِي فَكَذَّبْتَ بِهَا وَاسْتَكْبَرْتَ وَكُنتَ مِنَ الْكَافِرِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Ona): "Hayır sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfirlerden oldun." (denir.)
Diyanet Vakfı:
Hayır (dönemeyeceksin)! Âyetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkarcılardan olmuştun.
