Nuzul 3715

 
00:00

vesevâün `aleyhim eenẕertehüm em lem tünẕirhüm lâ yü'minûn.

Arapça:

وَسَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Türkçe:

Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.

Diyanet Vakfı:

Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.

İngilizce:

The same is it to them whether thou admonish them or thou do not admonish them: they will not believe.

Fransızca:

Cela leur est égal que tu les avertisses et que tu ne les avertisses pas : ils ne croiront jamais.

Almanca:

Und ihnen ist es gleich, ob du sie warnst oder ob du sie nicht warnst, sie verinnerlichen den Iman nicht.

Rusça:

Им все равно, предостерег ты их или не предостерег. Они не веруют.

Açıklama:
Nuzul 3715 beslemesine abone olun.