
ḳul leküm mî`âdü yevmil lâ teste'ḫirûne `anhü sâ`atev velâ testaḳdimûn.
Arapça:
قُل لَّكُم مِّيعَادُ يَوْمٍ لَّا تَسْتَأْخِرُونَ عَنْهُ سَاعَةً وَلَا تَسْتَقْدِمُونَ
Türkçe:
De ki: "Size bir gün vaat edilmiştir; ondan ne bir saat geri kalabirsiniz ne de ileri geçebilirsiniz."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Size vaad edilen öyle bir gündür ki, ondan ne bir an geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz."
Diyanet Vakfı:
De ki: Size öyle bir gün vadedilmiştir ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.
İngilizce:
Say: "The appointment to you is for a Day, which ye cannot put back for an hour nor put forward."
Fransızca:
Dis : "Le rendez-vous est pour un jour que vous ne saurez retarder d'une heure, ni avancer ! ".
Almanca:
Sag: "Für euch ist ein Termin eines Tages bestimmt, den ihr weder um eine Stunde hinauszögern könnt, noch vorverlegen."
Rusça:
Скажи: "Вам обещан день, который вы не сможете отдалить или приблизить даже на час".
Açıklama:
