
veleḳad âteynâ luḳmâne-lḥikmete eni-şkür lillâh. vemey yeşkür feinnemâ yeşküru linefsih. vemen kefera feinne-llâhe ganiyyün ḥamîd.
Arapça:
وَلَقَدْ آتَيْنَا لُقْمَانَ الْحِكْمَةَ أَنِ اشْكُرْ لِلَّهِ ۚ وَمَن يَشْكُرْ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ ۖ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ
Türkçe:
Yemin olsun, biz, Lukman'a şu yolda hikmet verdik: "Allah'a şükret!" Şükreden kendisi lehine şükreder. Kim nankörlük ederse Allah Ganî'dir, Hamîd'dir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun ki biz, Lokman'a "Allah'a şükret!" diye hikmet verdik. Kim şükrederse kendi iyiliğine eder. Kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye layıktır.
Diyanet Vakfı:
Andolsun biz Lokman'a: Allah'a şükret! diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye layıktır.
İngilizce:
we bestowed (in the past) Wisdom on Luqman: "Show (thy) gratitude to Allah." Any who is (so) grateful does so to the profit of his own soul: but if any is ungrateful, verily Allah is free of all wants, Worthy of all praise.
Fransızca:
Nous avons effectivement donné à Luqman la sagesse : "Sois reconnaissant à Allah, car quiconque est reconnaissant, n'est reconnaissant que pour soi-même; quant à celui qui est ingrat..., En vérité, Allah se dispense de tout, et Il est digne de louange".
Almanca:
Und gewiß, bereits ließen WIR Luqman die Weisheit zuteil werden: "Erweise dich ALLAH gegenüber dankbar!" Und wer sich dankbar erweist, dieser erweist sich doch nur für sich selbst dankbar. Und wer Kufr betrieb, so ist ALLAH zweifelsohne absolut autark, alllobenswürdig.
Rusça:
Мы даровали Лукману мудрость: "Благодари Аллаха! Тот, кто благодарит, поступает только во благо себе. А если кто неблагодарен, то ведь Аллах - Богатый, Достохвальный".
Açıklama:
