
ḳul kefâ billâhi beynî vebeyneküm şehîdâ. ya`lemü mâ fi-ssemâvâti vel'arḍ. velleẕîne âmenû bilbâṭili vekeferû billâhi ülâike hümü-lḫâsirûn.
Arapça:
قُلْ كَفَىٰ بِاللَّهِ بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ شَهِيدًا ۖ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۗ وَالَّذِينَ آمَنُوا بِالْبَاطِلِ وَكَفَرُوا بِاللَّهِ أُولَٰئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Türkçe:
De ki: "Sizinle benim aramda tanık olarak Allah yeter. Göklerde ne var, yerde ne var biliyor O. Bâtıla iman edip Allah'ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğramışların ta kendileridir."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Batıla inanıp inkâr edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır.
Diyanet Vakfı:
De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Batıla inanıp Allah'ı inkar edenler (var ya), işte ziyana uğrayacaklar onlardır.
İngilizce:
Say: "Enough is Allah for a witness between me and you: He knows what is in the heavens and on earth. And it is those who believe in vanities and reject Allah, that will perish (in the end).
Fransızca:
Dis : "Allah suffit comme témoin entre moi et vous". Il sait ce qui est dans les cieux et la terre. Et quant à ceux qui croient au faux et ne croient pas en Allah, ceux-là seront les perdants.
Almanca:
Sag: "ALLAH genügt zwischen mir und euch als Zeuge. ER weiß, was in den Himmeln und auf Erden ist." Und diejenigen, die den Iman an das für nichtig Erklärte verinnerlichten und Kufr ALLAH gegenüber betrieben, diese sind die eigentlichen Verlierer.
Rusça:
Скажи: "Довольно того, что Аллах является Свидетелем между мною и вами. Он знает то, что на небесах и на земле. Те же, которые уверовали в ложь и не уверовали в Аллаха, непременно окажутся в убытке".
Açıklama:
