
vekâne fi-lmedîneti tis`atü rahṭiy yüfsidûne fi-l'arḍi velâ yuṣliḥûn.
Arapça:
وَكَانَ فِي الْمَدِينَةِ تِسْعَةُ رَهْطٍ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ
Türkçe:
O kentte, hep bozgun çıkarıp barışa hiç yanaşmayan dokuz çete vardı.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O şehirde dokuz çete vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı.
Diyanet Vakfı:
O şehirde dokuz kişi (elebaşı) vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı.
İngilizce:
There were in the city nine men of a family, who made mischief in the land, and would not reform.
Fransızca:
Et il y avait dans la vide un groupe de neuf individus qui semaient le désordre sur terre et ne faisaient rien de bon.
Almanca:
Und in der Stadt waren neun Menschen, die im Lande Verderben anrichteten und nichts gottgefällig Gutes taten.
Rusça:
В городе было девять человек, которые распространяли на земле нечестие и ничего не улучшали.
Açıklama:
