
veemṭarnâ `aleyhim meṭarâ. fesâe meṭaru-lmünẕerîn.
Arapça:
وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِم مَّطَرًا ۖ فَسَاءَ مَطَرُ الْمُنذَرِينَ
Türkçe:
Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru!
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, (uyarılanların) o yağmuru ne kötü bir yağmurdu!
Diyanet Vakfı:
Üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) yağmuru ne de kötü!
İngilizce:
We rained down on them a shower (of brimstone): and evil was the shower on those who were admonished (but heeded not)!
Fransızca:
et Nous fîmes pleuvoir sur eux une pluie (de pierres). Et quelle pluie fatale pour ceux qui sont avertis !
Almanca:
Und WIR ließen sie mit Regen beregnen. Also schlimm ist der Regen der Gewarnten.
Rusça:
и пролили на них дождь. Как же пагубен дождь тех, кого предостерегали!
Açıklama:
