Nuzul 2842

 
00:00

innemâ kâne ḳavle-lmü'minîne iẕâ dü`û ile-llâhi verasûlihî liyaḥküme beynehüm ey yeḳûlû semi`nâ veeṭa`nâ. veülâike hümü-lmüfliḥûn.

Arapça:

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا ۚ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Türkçe:

Allah'a ve aralarında hüküm vermek üzere O'nun resulüne çağrıldıklarında, müminlerin sözleri sadece şunu söylemeleridir: "İşittik, itaat ettik." İşte bunlardır kurtuluşa erenler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resulüne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak "işittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte bunlar asıl kurtuluşa erenlerdir.

Diyanet Vakfı:

Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resulüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.

İngilizce:

The answer of the Believers, when summoned to Allah and His Messenger, in order that He may judge between them, is no other than this: they say, "We hear and we obey": it is such as these that will attain felicity.

Fransızca:

La seule parole des croyants, quand on les appelle vers Allah et Son messager, pour que celui-ci juge parmi eux, est : "Nous avons entendu et nous avons obéi". Et voilà ceux qui réussissent.

Almanca:

Die Worte der Mumin sind nur - wenn sie zu ALLAH und seinem Gesandten gerufen werden, um zwischen ihnen zu richten - daß sie sagen: "Wir haben gehört und gehorcht." Und diese sind die eigentlichen Erfolgreichen.

Rusça:

Когда верующих зовут к Аллаху и Его Посланнику, чтобы он рассудил их, они говорят: "Слушаем и повинуемся!" Именно они являются преуспевшими.

Açıklama:
Nuzul 2842 beslemesine abone olun.