Nuzul 2750

 
00:00

ḥattâ iẕâ fetaḥnâ `aleyhim bâben ẕâ `aẕâbin şedîdin iẕâ hüm fîhi müblisûn.

Arapça:

حَتَّىٰ إِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيدٍ إِذَا هُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ

Türkçe:

Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açtığımızda hemencecik ümitsizliğe düşüverecekler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

Diyanet Vakfı:

En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

İngilizce:

Until We open on them a gate leading to a severe Punishment: then Lo! they will be plunged in despair therein!

Fransızca:

jusqu'au jour où Nous ouvrirons sur eux une porte au dur châtiment, et voilà qu'ils en seront désespérés.

Almanca:

Als WIR dann für sie eine Tür mit harter Peinigung öffneten, da waren sie darüber verzweifelt.

Rusça:

Когда же Мы распахнем перед ними врата тяжких мучений, они придут там в отчаяние.

Açıklama:
Nuzul 2750 beslemesine abone olun.