
veleḳad eḫaẕnâhüm bil`aẕâbi feme-stekânû lirabbihim vemâ yeteḍarra`ûn.
Arapça:
وَلَقَدْ أَخَذْنَاهُم بِالْعَذَابِ فَمَا اسْتَكَانُوا لِرَبِّهِمْ وَمَا يَتَضَرَّعُونَ
Türkçe:
Yemin olsun, biz onları azapla yakaladık. Ama yine de Rablerine boyun eğmediler. Sığınıp yakarmıyorlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru' ve niyazda da bulunmadılar.
Diyanet Vakfı:
Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar.
İngilizce:
We inflicted Punishment on them, but they humbled not themselves to their Lord, nor do they submissively entreat (Him)!-
Fransızca:
Nous les avons certes saisis du châtiment, mais ils ne se sont pas soumis à leur Seigneur; de même qu'ils ne [Le] supplient point,
Almanca:
Und gewiß, bereits richteten WIR sie mit der Peinigung zugrunde, dann weder gaben sie sich ihrem HERRN hin, noch baten sie unterwürfig um Hilfe.
Rusça:
Мы подвергли их мучениям, но они не смирились перед своим Господом и не взмолились перед Ним.
Açıklama:
