
vekeeyyim min ḳaryetin emleytü lehâ vehiye żâlimetün ŝümme eḫaẕtühâ. veileyye-lmeṣîr.
Arapça:
وَكَأَيِّن مِّن قَرْيَةٍ أَمْلَيْتُ لَهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ ثُمَّ أَخَذْتُهَا وَإِلَيَّ الْمَصِيرُ
Türkçe:
Nice kent/medeniyet var ki, zulme saptığı halde, ona süre tanıdım. Ama sonra kendisini yakalayıverdim. Dönüş yalnız banadır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdiğim nice memleket halkı vardı ki, sonunda onları yakalayıvermiştim. Dönüş ancak banadır.
Diyanet Vakfı:
Nice ülkeler var ki, zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonunda onları yakaladım. Dönüş yalnız banadır.
İngilizce:
And to how many populations did I give respite, which were given to wrong-doing? in the end I punished them. To me is the destination (of all).
Fransızca:
A combien de cités n'ai-Je pas donné répit alors qu'elles commettaient des tyrannies ? Ensuite, Je les ai saisies. Vers Moi et le devenir.
Almanca:
Und wie manch eine Ortschaft, der ICH noch längere Zeit gewährte, während (ihre Bewohner) unrecht- 2 begehend waren, dann beseitigte ICH sie, und zu Mir ist dasWerden.
Rusça:
Скольким селениям, которые были несправедливы, Я предоставил отсрочку! Впоследствии Я схватил их, и ко Мне предстоит прибытие.
Açıklama:
