
keẕâlike neḳuṣṣu `aleyke min embâi mâ ḳad sebeḳ. veḳad âteynâke mil ledünnâ ẕikrâ.
Arapça:
كَذَٰلِكَ نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنبَاءِ مَا قَدْ سَبَقَ ۚ وَقَدْ آتَيْنَاكَ مِن لَّدُنَّا ذِكْرًا
Türkçe:
İşte böylece, geçip gitmişlerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Biz sana katımızdan da bir Zikir/Kur'an vermişizdir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Ey Muhammed!) Sana geçmişin haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana katımızdan bir zikir (düşünüp kendisinden ibret alınacak bir kitab) verdik.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) İşte böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir verdik.
İngilizce:
Thus do We relate to thee some stories of what happened before: for We have sent thee a Message from Our own Presence.
Fransızca:
C'est ainsi que Nous te racontons les récits de ce qui s'est passé. C'est bien un rappel de Notre part que Nous t'avons apporté.
Almanca:
Solcherart berichten WIR dir über Nachrichten von dem, was sich früher ereignete. Und WIR ließen dir von Uns aus eine Ermahnung (den Quran) zuteil werden.
Rusça:
Вот так Мы рассказываем тебе вести о том, что было в прошлом. Мы уже даровали тебе Напоминание.
Açıklama:
