
veleḳad ṣarrafnâ fî hâẕe-lḳur'âni liyeẕẕekkerû. vemâ yezîdühüm illâ nüfûrâ.
Arapça:
وَلَقَدْ صَرَّفْنَا فِي هَٰذَا الْقُرْآنِ لِيَذَّكَّرُوا وَمَا يَزِيدُهُمْ إِلَّا نُفُورًا
Türkçe:
Biz, gerçeği, Kur'an'da türlü biçimlerde ifade ettik ki, düşünüp anlayabilsinler. Fakat bu onların sadece kaçışlarını artırıyor.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz, bu Kur'ân'da akıllarını başlarına almaları için türlü şekillerde (ikaz ve ihtarı) açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.
Diyanet Vakfı:
Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu Kur'an'da (çeşitli ikaz ve ihtarları) türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.
İngilizce:
We have explained (things) in various (ways) in this Qur'an, in order that they may receive admonition, but it only increases their flight (from the Truth)!
Fransızca:
Très certainement Nous avons exposé [tout ceci] dans ce Coran afin que [les gens ] réfléchissent. Mais cela ne fait qu'augmenter leur répulsion.
Almanca:
Und gewiß, bereits erläuterten WIR vieles in diesem Quran, damit sie sich besinnen. Doch er bestärkt sie nur in der Abneigung.
Rusça:
Мы дали разъяснения в этом Коране, чтобы они помянули наставление, но это лишь увеличивает их отвращение.
Açıklama:
