
velemmâ deḫalû min ḥayŝü emerahüm ebûhüm. mâ kâne yugnî `anhüm mine-llâhi min şey'in illâ ḥâceten fî nefsi ya`ḳûbe ḳaḍâhâ. veinnehû leẕû `ilmil limâ `allemnâhü velâkinne ekŝera-nnâsi lâ ya`lemûn.
Türkçe:
Babalarının emrettiği yerlerden kente girdiklerinde, bu onlardan Allah'ın herhangi bir takdirini uzak tutmamıştı; sadece Yakub'un içindeki bir isteği gerçekleştirmişti. Yakub, bizim ona öğretmemizden dolayı bilgi sahibi idi. Ama halkın çoğu bunu bilmezdi.
İngilizce:
And when they entered in the manner their father had enjoined, it did not profit them in the least against (the plan of) Allah: It was but a necessity of Jacob's soul, which he discharged. For he was, by our instruction, full of knowledge (and experience): but most men know not.
Fransızca:
étant entrés comme leur père leur avait commandé [cela] ne leur servit à rien contre [les décrets d'] Allah. Ce n'était [au reste] qu'une précaution que Jacob avait jugé [de leur recommander]. Il avait pleine connaissance de ce que nous lui avions enseigné. Mais la plupart des gens ne savent pas.
Almanca:
Als sie dann eintraten, von wo ihr Vater es ihnen bestimmte, konnte dies ihnen nichts von ALLAH abwenden. Aber es war ein Anliegen im Herzen von Ya'qub, das er äußerte. Und er verfügt sicherlich über Wissen, das WIR ihn lehrten, doch die meisten Menschen wissen es nicht.
Rusça:
Они вошли так, как им велел отец. Он ничем не мог помочь им вопреки воле Аллаха, но таким было желание души Йакуба (Иакова), которое он удовлетворил. Воистину, он обладал знанием, поскольку Мы научили его, но большая часть людей не знает этого.
Arapça:
وَلَمَّا دَخَلُوا مِنْ حَيْثُ أَمَرَهُمْ أَبُوهُم مَّا كَانَ يُغْنِي عَنْهُم مِّنَ اللَّهِ مِن شَيْءٍ إِلَّا حَاجَةً فِي نَفْسِ يَعْقُوبَ قَضَاهَا ۚ وَإِنَّهُ لَذُو عِلْمٍ لِّمَا عَلَّمْنَاهُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ne zaman ki, şehre vardılar, o zaman babalarının kendilerine emrettiği şekilde girdiler. (Gerçi bu şekilde girmeleri) onlar hakında Allah'ın takdir ettiği hiçbir şeyi önleyemezdi, bu sadece Yakub'un içinden geçirdiği bir isteğin yerine getirilmesi oldu. Şüphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz öğretmiştik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
Diyanet Vakfı:
Babalarının kendilerine emrettiği yerden (çeşitli kapılardan) girdiklerinde (onun emrini yerine getirdiler. Fakat bu tedbir) Allah'tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savamazdı; ancak Ya'kub içindeki bir dileği açığa vurmuş oldu. Şüphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz öğretmiştik. Fakat insanların çoğu bilmezler.
