Nuzul 1616

 
00:00

veşeravhü biŝemenim baḫsin derâhime ma`dûdeh. vekânû fîhi mine-zzâhidîn.

Arapça:

وَشَرَوْهُ بِثَمَنٍ بَخْسٍ دَرَاهِمَ مَعْدُودَةٍ وَكَانُوا فِيهِ مِنَ الزَّاهِدِينَ

Türkçe:

Onu basit bir karşılıkla, birkaç paraya sattılar. Onlar, ona değer vermeyen kişilerdi.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve onu düşük bir değerle birkaç dirheme sattılar. Ona fazla önem vermemişlerdi.

Diyanet Vakfı:

(Kafile Mısır'a vardığında) onu değersiz bir pahaya, sayılı birkaç dirheme sattılar. Onlar zaten ona değer vermemişlerdi.

İngilizce:

The (Brethren) sold him for a miserable price, for a few dirhams counted out: in such low estimation did they hold him!

Fransızca:

Et ils le vendirent à vil prix : pour quelques dirhams comptés. Ils le considéraient comme indésirable.

Almanca:

Dann verkauften sie ihn gegen ein geringes Entgelt - wenige Silberstücke. Und sie hatten kein Interesse an ihm.

Rusça:

Они (братья Йусуфа) продали его за ничтожную цену - всего за несколько дирхемов. Они не высоко оценили его.

Açıklama:
Nuzul 1616 beslemesine abone olun.