
veküllen neḳuṣṣu `aleyke min embâi-rrusüli mâ nüŝebbitü bihî füâdek. vecâeke fî hâẕihi-lḥaḳḳu vemev`iżatüv veẕikrâ lilmü'minîn.
Arapça:
وَكُلًّا نَّقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنبَاءِ الرُّسُلِ مَا نُثَبِّتُ بِهِ فُؤَادَكَ ۚ وَجَاءَكَ فِي هَٰذِهِ الْحَقُّ وَمَوْعِظَةٌ وَذِكْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ
Türkçe:
Resullerin haberlerinden, kendisiyle kalbini destekleyip sağlamlaştıracağımız her şeyi sana anlatıyoruz. Bunun içinde sana hak gelmiştir. Bunda, inananlar için bir öğüt ve hatırlatma da vardır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Peygamberlere ait haberlerden kalbini yatıştıracak olanlardan her türlüsünü sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir öğüt ve ibret gelmiştir.
Diyanet Vakfı:
Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini (tatmin ve) teskin edeceğimiz her haberi sana anlatıyoruz. Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir.
İngilizce:
All that we relate to thee of the stories of the messengers,- with it We make firm thy heart: in them there cometh to thee the Truth, as well as an exhortation and a message of remembrance to those who believe.
Fransızca:
Et tout ce que Nous te racontons des récits des messagers, c'est pour en raffermir ton cur. Et de ceux-ci t'est venue la vérité ainsi qu'une exhortation et un appel aux croyants.
Almanca:
Und alles berichten WIR dir von den Berichten über die Gesandten, um damit dein Herz zu festigen. Und darin kam zu dir die Wahrheit, Ermahnung und Erinnerung für dieMumin.
Rusça:
Мы рассказываем тебе повествования о посланниках для того, чтобы укрепить ими твое сердце. В этой суре к тебе явились истина, увещевание и напоминание для верующих.
