
felemmâ keşefnâ `anhümü-rricze ilâ ecelin hüm bâligûhü iẕâ hüm yenküŝûn.
Türkçe:
Dolduracakları bir süreye kadar kendilerinden azabı kaldırdığımızda, hemen yeminlerini bozdular.
İngilizce:
But every time We removed the penalty from them according to a fixed term which they had to fulfil,- Behold! they broke their word!
Fransızca:
Et quand Nous eûmes éloigné d'eux le châtiment jusqu'au terme fixé qu'ils devaient atteindre, voilà qu'ils violèrent l'engagement.
Almanca:
Doch als WIR von ihnen die Peinigung - bis zu einer für sie festgelegten Frist, weggenommen haben, hielten sie (ihr Versprechen) nicht ein.
Rusça:
Когда же Мы избавили их от наказания до определенного срока, которого они непременно должны были достичь, они нарушили обещание.
Arapça:
فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الرِّجْزَ إِلَىٰ أَجَلٍ هُم بَالِغُوهُ إِذَا هُمْ يَنكُثُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ne zaman ki, belli bir süreye kadar onlardan azabı kaldırdık, derhal yeminlerini bozdular.
Diyanet Vakfı:
Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.
