Nuzul 1089

 
00:00

felemmâ keşefnâ `anhümü-rricze ilâ ecelin hüm bâligûhü iẕâ hüm yenküŝûn.

Arapça:

فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الرِّجْزَ إِلَىٰ أَجَلٍ هُم بَالِغُوهُ إِذَا هُمْ يَنكُثُونَ

Türkçe:

Dolduracakları bir süreye kadar kendilerinden azabı kaldırdığımızda, hemen yeminlerini bozdular.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ne zaman ki, belli bir süreye kadar onlardan azabı kaldırdık, derhal yeminlerini bozdular.

Diyanet Vakfı:

Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.

İngilizce:

But every time We removed the penalty from them according to a fixed term which they had to fulfil,- Behold! they broke their word!

Fransızca:

Et quand Nous eûmes éloigné d'eux le châtiment jusqu'au terme fixé qu'ils devaient atteindre, voilà qu'ils violèrent l'engagement.

Almanca:

Doch als WIR von ihnen die Peinigung - bis zu einer für sie festgelegten Frist, weggenommen haben, hielten sie (ihr Versprechen) nicht ein.

Rusça:

Когда же Мы избавили их от наказания до определенного срока, которого они непременно должны были достичь, они нарушили обещание.

Açıklama:
Nuzul 1089 beslemesine abone olun.