Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

62

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

5180

Sayfa No: 

553

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَآخَرِينَ مِنْهُمْ لَمَّا يَلْحَقُوا بِهِمْ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

Çeviriyazı: 

veâḫarîne minhüm lemmâ yelḥaḳû bihim. vehüve-l`azîzü-lḥakîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Henüz onlara katılmamış bulunan diğer insanlara da (o Peygamberi göndermiştir). O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Diyanet İşleri: 

Onlardan başkalarına da -ki henüz onlara katılmamışlardır- Kitap ve hikmeti öğretmek üzere, Peygamberi gönderen Allah'tır. O, güçlüdür, Hakim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve onlardan başkalarına ki henüz onlara katılmamışlardır ve odur üstün olan hüküm ve hikmet sahibi.

Şaban Piriş: 

Henüz, onlara katılmamış olan diğerlerine de (göndermiştir). Aziz ve hakim olan O’dur.

Edip Yüksel: 

Ve henüz kendilerine katılmamış bulunan başkalarına da... O Üstündür, Bilgedir.

Ali Bulaç: 

Ve henüz kendilerine ulaşıp-katılmamış olan diğerlerine de (peygamber gönderilmiştir); O (Allah), üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Suat Yıldırım: 

Bu Peygamber, henüz kendilerine katılmamış bulunan diğer insanlara da gönderilmiştir. O gerçekten azîzdir, hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir). [17,44; 3,20; 43,44; 26,214; 7,158; 6,19]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onlardan başkalarına da göndermiştir ki, henüz onlara erişmemişlerdir. Ve O, azîzdir, hakîmdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O resulü, ümmîlerden olup da henüz onlara katılmamış bulunan başka kimselere de gönderdi. O'dur Azîz, O'dur Hakîm.

Bekir Sadak: 

Ey inananlar! Cuma gunu namaz icin ezan okundugu zaman Allah´i anmaya kosun

İbni Kesir: 

Onlardan başkalarına da. Ki henüz onlara katılmamışlardır. Ve O

Adem Uğur: 

(Peygamberi) müminlerden henüz kendilerine katılmamış bulunan diğer insanlara da göndermiştir. O, azîzdir, hakîmdir.

İskender Ali Mihr: 

Ve henüz kendilerine ilhak olmamış (katılmamış) olan, onlardan sonrakilere de... Ve O

Celal Yıldırım: 

Bunlara yetişmeyen (sonradan gelen) diğer insanlara da (O, peygamber olarak) gönderilmiştir. Allah çok üstündür, hikmet sahibidir.

Tefhim ul Kuran: 

Ve onlardan henüz kendilerine ulaşıp katılmamış bulunan diğerlerine de (peygamber gönderilmiştir)

Fransızca: 

ainsi qu'à d'autres parmi ceux qui ne les ont pas encore rejoints. C'est Lui le Puissant, le Sage.

İspanyolca: 

Y a otros de ellos, que no se les han incorporado aún. Es el Poderoso, el Sabio.

İtalyanca: 

e ad altri che ancora non li hanno raggiunti [nella fede]. Egli è l'Eccelso, il Saggio.

Almanca: 

Ebenfalls zu anderen von ihnen, die sich ihnen noch nicht anschlossen. Und ER ist Der Allwürdige, Der Allweise.

Çince: 

并教化还没有赶上他们的其他人。真主是万能的,是至睿的。

Hollandaca: 

En anderen onder hen hebben de eersten in het geloof nog niet geëvenaard; maar zij zullen ook in Gods goeden tijd worden bekeerd; want hij is machtig en wijs.

Rusça: 

А также к тем, которые не застали их. Он - Могущественный, Мудрый.

Somalice: 

(Waxaa kale oo Eebe Nabigu u diray) kuwo kale oon weli la kulmin kuwaas, Eebena waa Adkaade falsame ah.

Swahilice: 

Na kwa wengine ambao bado hawajaungana nao. Na Yeye ndiye Mwenye nguvu, Mwenye hikima.

Uygurca: 

ھەمدە (پەيغەمبەرنى) تېخى ئۇلارنىڭ زامانىدا بولمىغان (كېيىن كېلىدىغان) ئىككىنچى بىر قەۋمگە (يەنى قىيامەتكىچە كېلىدىغان مۇسۇلمانلارغا) ئەۋەتتى (يەنى پەيغەمبەر ئەلەيھىسسالامنىڭ پەيغەمبەرلىكى زامانداشلىرىغىلا ئەمەس، بەلكى قىيامەتكىچە كېلىدىغان كىشىلەرگىمۇ ئومۇمىيدۇر)، اﷲ غالىبتۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

まだ来ていない(預盲者以降の)人びとにも教えを授けられる。かれは偉力ならびなく英明であられる。

Arapça (Ürdün): 

«وآخرون» عطف على الأميين، أي الموجودين «منهم» والآتين منهم بعدهم «لما» لم «يلحقوا بهم» في السابقة والفضل «وهو العزيز الحكيم» في ملكه وصنعه وهم التابعون والإقتصار عليهم كاف في بيان فضل الصحابة المبعوث فيهم النبي صلى الله عليه وسلم على من عداهم ممن بعث إليهم وآمنوا به من جميع الإنس والجن إلى يوم القيامة لأن كل قرن خير ممن يليه.

Hintçe: 

और उनमें से उन लोगों की तरफ़ (भेजा) जो अभी तक उनसे मुलहिक़ नहीं हुए और वह तो ग़ालिब हिकमत वाला है

Tayca: 

และกลุ่มชนอื่น ๆ ในกลุ่มพวกเขาที่จะติดตามมาภายหลังจากพวกเขา และพระองค์เป็นผู้ทรงอำนาจ ผู้ทรงปรีชาญาณ

İbranice: 

ואל אחרים, שלא חיו בתקופתם, כי אלוהים הוא העזוז והחכם

Hırvatça: 

i drugima koji im se još nisu priključili, On je Silni i Mudri.

Rumence: 

El l-a trimis şi oamenilor ce va să vină şi care încă nu l-au întâlnit. El este Puternicul, Înţeleptul!

Transliteration: 

Waakhareena minhum lamma yalhaqoo bihim wahuwa alAAazeezu alhakeemu

Türkçe: 

O resulü, ümmîlerden olup da henüz onlara katılmamış bulunan başka kimselere de gönderdi. O'dur Azîz, O'dur Hakîm.

Sahih International: 

And [to] others of them who have not yet joined them. And He is the Exalted in Might, the Wise.

İngilizce: 

As well as (to confer all these benefits upon) others of them, who have not already joined them: And He is exalted in Might, Wise.

Azerbaycanca: 

(Allah-təala Muhəmməd əleyhissəlamı) ərəblərdən savayı hələ onlara qoşulmamış başqalarına da (islamı qəbul etməmiş indiki ümmətlərə və qiyamət gününə qədər dünyaya gələcək bütün sonrakı tayfalara da peyğəmbər göndərmişdir) [Və ya: o Peyğəmbər Kitabı və hikməti ərəblərdən əlavə hələ onlara qoşulmamış başqalarına da (başqa ümmətlərə də) öyrədər]. O, yenilməz qüvvət sahibi, hikmət sahibidir!

Süleyman Ateş: 

(O Elçiyi) yine onlardan olup henüz kendilerine katılmamış bulunan başka kimselere de (gönderdi). O azizdir, hakimdir.

Diyanet Vakfı: 

(Peygamberi) müminlerden henüz kendilerine katılmamış bulunan diğer insanlara da göndermiştir. O, azizdir, hakimdir.

Erhan Aktaş: 

Onlardan, henüz kendilerine katılmamış olan diğerlerine de.1 O, Mutlak Üstün Olan’dır, En İyi Hüküm Veren’dir.

Kral Fahd: 

Henüz kendilerine katılmamış olan müminlerden daha sonra gelecek olanlara da Rasûlü gönderen O'dur. O, dâima gâlibtir; hikmet sahibidir.

Hasan Basri Çantay: 

(Aynı peygamber) onlardan (mü´minlerden) henüz kendilerine katılıb erişememiş bulunan diğerlerine dahi (kitabı ve hikmeti öğretir). O, gaalib-i mutlakdır, yegâne hukûm ve hikmet saahibidir.

Muhammed Esed: 

ve başka toplumlarla temasa geçmeleri sonucunda, kendilerinden diğerlerine (bu mesajın yayılmasını sağlamıştır), çünkü yalnız O, güç ve hikmet Sahibidir.

Gültekin Onan: 

Ve henüz kendilerine ulaşıp katılmamış olan diğerlerine de (peygamber gönderilmiştir). O (Tanrı) üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ali Fikri Yavuz: 

(Allah, hem okuyub yazmak bilmiyen ümmî Arap’lara peygamberini gönderdi, hem de) onlardan başkalarına, (ashabdan sonra kıyamete kadar gelecek olanlara) ki, henüz onlara, (bu ilk Arab’lara) kavuşmamışlardır. O, Azîz’dir= her şeye galibdir, Hakîm’dir= işinde hikmet sahibidir.

Portekizce: 

E ensinar aos outros que o sucederão, porque Ele é o Poderoso, o Prudentíssimo.

İsveççe: 

och till andra [folk], som ännu inte kommit i beröring med dem - Han är den Allsmäktige, den Vise.

Farsça: 

و [نیز پیامبر را] بر مردمی دیگر [از عرب و غیر عرب] که هنوز به آنان نپیوسته اند [برانگیخت]. و او توانای شکست ناپذیر و حکیم است.

Kürtçe: 

وە (ڕەوانەشی کردووە بۆ) گەلانی تری جگە لەوان کە ھێشتا پێیان نەگەیشتوون (و موسوڵمان نەبوون) وە خوا زاڵ وباڵادەسەت وکار دروستە

Özbekçe: 

Ва ҳозирча уларга қўшилмаган бошқаларга ҳам. Ва У зот ғолиб ва ҳикмат эгасидир. (Бу ояти карима ҳам Қуръоннинг улкан мўъжиларидан биридир. Бу ғойибнинг хабаридир. Араблардан бошқа халқларнинг исломга киришини ўша пайтда Аллоҳдан ўзга ҳеч ким билмасди.)

Malayca: 

Dan juga (telah mengutuskan Nabi Muhammad kepada) orang-orang yang lain dari mereka, yang masih belum (datang lagi dan tetap akan datang) menghubungi mereka; dan (ingatlah), Allah jualah Yang Maha Kuasa, lagi Maha Bijaksana.

Arnavutça: 

edhe të tjerëve nga ata, të cilët ende nuk u janë bashkuar – Ai (Perëndia), është i Plotëfuqishëm dhe i Gjithëdijshëm.

Bulgarca: 

И при други освен тях, които още не са ги последвали... Той е Всемогъщия, Премъдрия.

Sırpça: 

и другима који им се још нису прикључили, Он је Силни и Мудри.

Çekçe: 

A jsou jiní mezi nimi, kdož dosud s nimi se nesjednotili. A On mocný je i moudrý.

Urduca: 

اور (اس رسول کی بعثت) اُن دوسرے لوگوں کے لیے بھی ہے جو ابھی اُن سے نہیں ملے ہیں

Tacikçe: 

Ва бар гурӯҳе дигар аз онҳо, ки ҳанӯз ба онҳо напайвастаанд. Ва Ӯст Ғолибу ҳаким!

Tatarca: 

Дәхи ирешмәгән-күрмәгән, ягъни кыямәткә чаклы яши торган бөтен дөнья кешеләренә Мухәммәд г-мне пәйгамбәр итеп җибәрде. Ул – Аллаһ көчле вә хөкем итүче.

Endonezyaca: 

dan (juga) kepada kaum yang lain dari mereka yang belum berhubungan dengan mereka. Dan Dialah Yang Maha Perkasa lagi Maha Bijaksana.

Amharca: 

ከነሱም ሌሎች ገና ያልተጠጉዋቸው በኾኑት ላይ (የላከው ነው)፡፡ እርሱም አሸናፊው ጥበበኛው ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்களில் வேறு மக்களுக்காகவும் (அவன் அந்த நபியை அனுப்பினான்). அவர்கள் இவர்களுடன் (இப்போது) வந்து சேரவில்லை. (ஆனால், அவர்கள் இந்த நபித்தோழர்களுக்கு பின்னர் வருகிற அடுத்த தலைமுறையினர் ஆவார்கள்.) அவன்தான் மிகைத்தவன், மகா ஞானவான் ஆவான்.

Korece: 

아직 이르지 아니한 그밖의 백성에게도 유익하게 하셨나니 실로 하나님은 권능과 지혜로 충 만하심이라

Vietnamca: 

Và (Ngài phái Y đến với) những người khác trong số họ chưa tham gia cùng với họ. Quả thật, Ngài là Đấng Chí Tôn, Đấng Thông Thái.