Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

55

Sûredeki Ayet No: 

72

Ayet No: 

4973

Sayfa No: 

534

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

حُورٌ مَّقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِ

Çeviriyazı: 

ḥûrum maḳṣûrâtün fi-lḫiyâm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır.

Diyanet İşleri: 

Çadırlar içinde ceylan gözlüler vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Beyaz tenli, kara gözlü, otağlarda huriler.

Şaban Piriş: 

Otağlar içinde korunmuş huriler..

Edip Yüksel: 

Çadırlara kapanmış güzeller

Ali Bulaç: 

Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar.

Suat Yıldırım: 

Otaklarda eşlerine hasredilmiş güzeller.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Onlar) Çadırlarda ikamete müdavim hurilerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Çadırlar içinde bekletilen huriler var.

Bekir Sadak: 

Buyuk ve pek comert olan Rabbinin adi ne yucedir!*

İbni Kesir: 

Otağlar içinde korunmuş huriler vardır.

Adem Uğur: 

Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş hûriler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Otağlarda (özel çadırlarda) huriler vardır.

Celal Yıldırım: 

Otaklarında tüller ardında huriler vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar.

Fransızca: 

des houris cloîtrées dans les tentes,

İspanyolca: 

huríes, retiradas en los pabellones,

İtalyanca: 

E fanciulle dai grandi occhi neri ritirate nelle loro tende.

Almanca: 

Sie sind Hur-Wesen , die sich in den Zelten zurückgezogen haben.

Çince: 

他们是白皙的,是蛰居于帐幕中的。

Hollandaca: 

Hebbende schoone, zwarte oogen, en door pavilloenen voor het oog verborgen.

Rusça: 

Они - черноокие и большеглазые, удерживаемые в шатрах.

Somalice: 

Waa Haween Indhacad oo Gurigooda jooga.

Swahilice: 

Wanawake wazuri wanao tawishwa katika makhema.

Uygurca: 

ئۇلار (جەننەتنىڭ) چېدىرلىرىدا مەستۇرە ھۆرلەردۇر

Japonca: 

美しい乙女は永遠の天幕に(引き籠る)。

Arapça (Ürdün): 

«حور» شديدات سواد العيون وبياضها «مقصورات» مستورات «في الخيام» من در مجوف مضافة إلى القصور شبيهة بالخدور.

Hintçe: 

वह हूरें हैं जो ख़ेमों में छुपी बैठी हैं

Tayca: 

หญิงสาวผิวพรรณขาวผ่อง นัยตาคม (ที่เก็บตัวเฉพาะสามีของนางเท่านั้น) อยู่ในกระโจม

İbranice: 

(עלמות) יפיפיות בעלות עיניים יפות אשר שוכנות באוהלים

Hırvatça: 

Hurija u šatorima skrivenih,

Rumence: 

... şi hurii la umbră de corturi,...

Transliteration: 

Hoorun maqsooratun fee alkhiyami

Türkçe: 

Çadırlar içinde bekletilen huriler var.

Sahih International: 

Fair ones reserved in pavilions -

İngilizce: 

Companions restrained (as to their glances), in (goodly) pavilions;-

Azerbaycanca: 

Çadırlarda gözlərini (yalnız öz ərlərinə) dikmiş hurilər vardır.

Süleyman Ateş: 

Çadırlara kapanmış huriler.

Diyanet Vakfı: 

Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.

Erhan Aktaş: 

Çadırlarda korunaklı hûriler(1) vardır.

Kral Fahd: 

Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Çadırlar içinde ehl-i perde huurîler yardır.

Muhammed Esed: 

(Kutsananlar, orada, harika) çadırlarda saf ve çekingen, yumuşak huylu eşleri (ile birlikte yaşayacaklar).

Gültekin Onan: 

Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Çadırlarda (kocalarına) hasredilmiş hûriler var...

Portekizce: 

Huris recolhidas em pavilhões,

İsveççe: 

med de fagraste mörka ögon, dolda för allas blickar -

Farsça: 

حوریانی که در سراپرده ها مستورند.

Kürtçe: 

حۆریانێك لەناو خێوەت و چادرەکاندا دەرناچن و دوور ناکەونەوە (ھەمیشە چاوەڕیی ھاوسەرەکانیان)

Özbekçe: 

Чодирларни лозим тутган ҳурлар бор.

Malayca: 

Ia itu bidadari-bidadari, yang hanya tinggal tetap di tempat tinggal masing- masing;

Arnavutça: 

hyritë (e xhennetit) të kufizuara më shatorra,

Bulgarca: 

хубавици, пазени в шатри -

Sırpça: 

Хурија у шаторима скривених,

Çekçe: 

velkých černých očí, ve stanech střežené

Urduca: 

خیموں میں ٹھیرائی ہوئی حوریں

Tacikçe: 

Ҳуроне нигаҳдошташуда дар хаймаҳо.

Tatarca: 

Чадырларга кертелгән кара күзле хур кызлары бардыр.

Endonezyaca: 

(Bidadari-bidadari) yang jelita, putih bersih, dipingit dalam rumah.

Amharca: 

በድንኳኖች ውስጥ የተጨጎሉ የዓይኖቻቸው ጥቁረትና ንጣት ደማቅ የኾኑ ናቸው፡፡

Tamilce: 

(அந்த பெண்கள்) வெள்ளைநிற அழகிகள், (அவர்களுக்குரிய) இல்லங்களில் (அவர்களின் கணவன்மார்களுக்காக மட்டும் அவர்கள்) ஒதுக்கப்பட்டவர்கள். (கணவனைத் தவிர வேறு யாரையும் அவர்கள் நாட மாட்டார்கள்.)

Korece: 

눈을 내려 감은 배우자가 정자에 있나니

Vietnamca: 

Các trinh nữ được bảo vệ trong đài các.