Arapça:
حُورٌ مَّقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِ
Çeviriyazı:
ḥûrum maḳṣûrâtün fi-lḫiyâm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır.
Diyanet İşleri:
Çadırlar içinde ceylan gözlüler vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Beyaz tenli, kara gözlü, otağlarda huriler.
Şaban Piriş:
Otağlar içinde korunmuş huriler..
Edip Yüksel:
Çadırlara kapanmış güzeller
Ali Bulaç:
Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar.
Suat Yıldırım:
Otaklarda eşlerine hasredilmiş güzeller.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Onlar) Çadırlarda ikamete müdavim hurilerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Çadırlar içinde bekletilen huriler var.
Bekir Sadak:
Buyuk ve pek comert olan Rabbinin adi ne yucedir!*
İbni Kesir:
Otağlar içinde korunmuş huriler vardır.
Adem Uğur:
Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş hûriler vardır.
İskender Ali Mihr:
Otağlarda (özel çadırlarda) huriler vardır.
Celal Yıldırım:
Otaklarında tüller ardında huriler vardır.
Tefhim ul Kuran:
Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar.
Fransızca:
des houris cloîtrées dans les tentes,
İspanyolca:
huríes, retiradas en los pabellones,
İtalyanca:
E fanciulle dai grandi occhi neri ritirate nelle loro tende.
Almanca:
Sie sind Hur-Wesen , die sich in den Zelten zurückgezogen haben.
Çince:
他们是白皙的,是蛰居于帐幕中的。
Hollandaca:
Hebbende schoone, zwarte oogen, en door pavilloenen voor het oog verborgen.
Rusça:
Они - черноокие и большеглазые, удерживаемые в шатрах.
Somalice:
Waa Haween Indhacad oo Gurigooda jooga.
Swahilice:
Wanawake wazuri wanao tawishwa katika makhema.
Uygurca:
ئۇلار (جەننەتنىڭ) چېدىرلىرىدا مەستۇرە ھۆرلەردۇر
Japonca:
美しい乙女は永遠の天幕に(引き籠る)。
Arapça (Ürdün):
«حور» شديدات سواد العيون وبياضها «مقصورات» مستورات «في الخيام» من در مجوف مضافة إلى القصور شبيهة بالخدور.
Hintçe:
वह हूरें हैं जो ख़ेमों में छुपी बैठी हैं
Tayca:
หญิงสาวผิวพรรณขาวผ่อง นัยตาคม (ที่เก็บตัวเฉพาะสามีของนางเท่านั้น) อยู่ในกระโจม
İbranice:
(עלמות) יפיפיות בעלות עיניים יפות אשר שוכנות באוהלים
Hırvatça:
Hurija u šatorima skrivenih,
Rumence:
... şi hurii la umbră de corturi,...
Transliteration:
Hoorun maqsooratun fee alkhiyami
Türkçe:
Çadırlar içinde bekletilen huriler var.
Sahih International:
Fair ones reserved in pavilions -
İngilizce:
Companions restrained (as to their glances), in (goodly) pavilions;-
Azerbaycanca:
Çadırlarda gözlərini (yalnız öz ərlərinə) dikmiş hurilər vardır.
Süleyman Ateş:
Çadırlara kapanmış huriler.
Diyanet Vakfı:
Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.
Erhan Aktaş:
Çadırlarda korunaklı hûriler(1) vardır.
Kral Fahd:
Otağlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.
Hasan Basri Çantay:
Çadırlar içinde ehl-i perde huurîler yardır.
Muhammed Esed:
(Kutsananlar, orada, harika) çadırlarda saf ve çekingen, yumuşak huylu eşleri (ile birlikte yaşayacaklar).
Gültekin Onan:
Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar.
Ali Fikri Yavuz:
Çadırlarda (kocalarına) hasredilmiş hûriler var...
Portekizce:
Huris recolhidas em pavilhões,
İsveççe:
med de fagraste mörka ögon, dolda för allas blickar -
Farsça:
حوریانی که در سراپرده ها مستورند.
Kürtçe:
حۆریانێك لەناو خێوەت و چادرەکاندا دەرناچن و دوور ناکەونەوە (ھەمیشە چاوەڕیی ھاوسەرەکانیان)
Özbekçe:
Чодирларни лозим тутган ҳурлар бор.
Malayca:
Ia itu bidadari-bidadari, yang hanya tinggal tetap di tempat tinggal masing- masing;
Arnavutça:
hyritë (e xhennetit) të kufizuara më shatorra,
Bulgarca:
хубавици, пазени в шатри -
Sırpça:
Хурија у шаторима скривених,
Çekçe:
velkých černých očí, ve stanech střežené
Urduca:
خیموں میں ٹھیرائی ہوئی حوریں
Tacikçe:
Ҳуроне нигаҳдошташуда дар хаймаҳо.
Tatarca:
Чадырларга кертелгән кара күзле хур кызлары бардыр.
Endonezyaca:
(Bidadari-bidadari) yang jelita, putih bersih, dipingit dalam rumah.
Amharca:
በድንኳኖች ውስጥ የተጨጎሉ የዓይኖቻቸው ጥቁረትና ንጣት ደማቅ የኾኑ ናቸው፡፡
Tamilce:
(அந்த பெண்கள்) வெள்ளைநிற அழகிகள், (அவர்களுக்குரிய) இல்லங்களில் (அவர்களின் கணவன்மார்களுக்காக மட்டும் அவர்கள்) ஒதுக்கப்பட்டவர்கள். (கணவனைத் தவிர வேறு யாரையும் அவர்கள் நாட மாட்டார்கள்.)
Korece:
눈을 내려 감은 배우자가 정자에 있나니
Vietnamca:
Các trinh nữ được bảo vệ trong đài các.
Ayet Linkleri: