Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

55

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

4920

Sayfa No: 

532

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ

Çeviriyazı: 

merace-lbaḥrayni yelteḳiyân.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar.

Diyanet İşleri: 

Acı ve tatlı sulu iki denizi birbirine kavuşmamak üzere salıvermiştir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İki denizi salmıştır, nerdeyse karışacaklar.

Şaban Piriş: 

İki denizi birbiriyle kavuşsun diye salıvermiştir.

Edip Yüksel: 

İki denizi salmıştır; birbirlerine kavuşuyorlar.

Ali Bulaç: 

Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi.

Suat Yıldırım: 

O iki denizi salıverdi, birbirine kavuşurlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(O) İki denizi salıvermiştir, birbirine kavuşurlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar.

Bekir Sadak: 

Oyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsiniz?*

İbni Kesir: 

İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.

Adem Uğur: 

İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.

İskender Ali Mihr: 

İki denizi birbiri ile karşılaşacak (birbirine kavuşacak) şekilde akıttı.

Celal Yıldırım: 

Birbirine kavuşmak üzere iki denizi salıverdi

Tefhim ul Kuran: 

Birbirleriyle kavuşup karşılaşmak üzere iki denizi salıverdi.

Fransızca: 

Il a donné libre cours aux deux mers pour se rencontrer ;

İspanyolca: 

Ha dejado fluir las dos grandes masas de agua, que se encuentran.

İtalyanca: 

Ha lasciato liberi mari affinché si incontrassero,

Almanca: 

ER ließ beide Meere aufeinandertreffen,

Çince: 

他曾任两海相交而会合,

Hollandaca: 

Hij heeft de beide zeeën gescheiden.

Rusça: 

Он смешал два моря, которые встречаются друг с другом.

Somalice: 

Eebe waan kan Labada Badood dariseeyey iyagoo kulmi.

Swahilice: 

Anaziendesha bahari mbili zikutane;

Uygurca: 

ئۇ ئىككى دېڭىزنى (بىرى تاتلىق، بىرى ئاچچىق) ئاققۇزدى، ئۇلار ئۇچرىشىدۇ

Japonca: 

かれは2つの海を一緒に合流させられる。

Arapça (Ürdün): 

«مرج» أرسل «البحرين» العذب والملح «يلتقيان» في رأي العين.

Hintçe: 

उसी ने दरिया बहाए जो बाहम मिल जाते हैं

Tayca: 

พระองค์ทรงทำให้น่านน้ำทั้งสอง (ทะเลและแม่น้ำ) ไหลมาบรรจบกัน

İbranice: 

התווה את שני הימים בנתיב שבסופו ייפגשו

Hırvatça: 

Pustio je dva mora da se susreću,

Rumence: 

El a făcut cele două mări gata să se contopească,

Transliteration: 

Maraja albahrayni yaltaqiyani

Türkçe: 

Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar.

Sahih International: 

He released the two seas, meeting [side by side];

İngilizce: 

He has let free the two bodies of flowing water, meeting together:

Azerbaycanca: 

(Suları şirin və acı olan) iki dənizi O qovuşdurdu (bir-birinə qovuşmaq üçün açıb buraxdı).

Süleyman Ateş: 

İki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar,

Diyanet Vakfı: 

İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.

Erhan Aktaş: 

İki denizi birbirine kavuşmak üzere saldı.

Kral Fahd: 

İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.

Hasan Basri Çantay: 

(Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir.

Muhammed Esed: 

O, birbirlerine kavuşup karışabilmeleri için iki büyük su kütlesini serbest bırakmıştır;

Gültekin Onan: 

Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi.

Ali Fikri Yavuz: 

(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar.

Portekizce: 

Liberam os dois mares, para que se encontrassem.

İsveççe: 

Han låter de två stora vattenmassorna röra sig fritt och mötas;

Farsça: 

دو دریای [شیرین و شور] را روان ساخت در حالی که همواره باهم تلاقی و برخورد دارند؛

Kürtçe: 

دوو دەریای بەرەڵا کردووە کەدەگەن بەیەك

Özbekçe: 

Дарё-денгизларни бир-бири билан учрашадиган қилиб қўйди.

Malayca: 

Ia biarkan air dua laut (yang masin dan yang tawar) mengalir, sedang keduanya pula bertemu;

Arnavutça: 

I ka lëshuar dy dete që të takohen,

Bulgarca: 

Пусна Той двете морета да се срещнат,

Sırpça: 

Пустио је два мора да се сусрећу,

Çekçe: 

A volně dal téci oběma mořím, jež se setkají,

Urduca: 

دو سمندروں کو اس نے چھوڑ دیا کہ باہم مل جائیں

Tacikçe: 

Ду дарёро пеш ронд, то ба ҳам расиданд,

Tatarca: 

Аллаһ берсе татлы, берсе тозлы ике диңгезне янәшә агызды.

Endonezyaca: 

Dia membiarkan dua lautan mengalir yang keduanya kemudian bertemu,

Amharca: 

ሁለቱን ባሕሮች የሚገናኙ ሲኾኑ ለቀቃቸው፡፡

Tamilce: 

(வானம், இன்னும் பூமியின்) இரு கடல்களும் சந்திப்பதற்கு அவன் விட்டுவிட்டான்.

Korece: 

그분께서 두 바다를 자유룹 게 흐르게 하고 만나게 하되

Vietnamca: 

Ngài đã để hai biển (mặn và ngọt) gặp nhau.