Arapça:
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
Çeviriyazı:
merace-lbaḥrayni yelteḳiyân.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar.
Diyanet İşleri:
Acı ve tatlı sulu iki denizi birbirine kavuşmamak üzere salıvermiştir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İki denizi salmıştır, nerdeyse karışacaklar.
Şaban Piriş:
İki denizi birbiriyle kavuşsun diye salıvermiştir.
Edip Yüksel:
İki denizi salmıştır; birbirlerine kavuşuyorlar.
Ali Bulaç:
Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi.
Suat Yıldırım:
O iki denizi salıverdi, birbirine kavuşurlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(O) İki denizi salıvermiştir, birbirine kavuşurlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar.
Bekir Sadak:
Oyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsiniz?*
İbni Kesir:
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
Adem Uğur:
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
İskender Ali Mihr:
İki denizi birbiri ile karşılaşacak (birbirine kavuşacak) şekilde akıttı.
Celal Yıldırım:
Birbirine kavuşmak üzere iki denizi salıverdi
Tefhim ul Kuran:
Birbirleriyle kavuşup karşılaşmak üzere iki denizi salıverdi.
Fransızca:
Il a donné libre cours aux deux mers pour se rencontrer ;
İspanyolca:
Ha dejado fluir las dos grandes masas de agua, que se encuentran.
İtalyanca:
Ha lasciato liberi mari affinché si incontrassero,
Almanca:
ER ließ beide Meere aufeinandertreffen,
Çince:
他曾任两海相交而会合,
Hollandaca:
Hij heeft de beide zeeën gescheiden.
Rusça:
Он смешал два моря, которые встречаются друг с другом.
Somalice:
Eebe waan kan Labada Badood dariseeyey iyagoo kulmi.
Swahilice:
Anaziendesha bahari mbili zikutane;
Uygurca:
ئۇ ئىككى دېڭىزنى (بىرى تاتلىق، بىرى ئاچچىق) ئاققۇزدى، ئۇلار ئۇچرىشىدۇ
Japonca:
かれは2つの海を一緒に合流させられる。
Arapça (Ürdün):
«مرج» أرسل «البحرين» العذب والملح «يلتقيان» في رأي العين.
Hintçe:
उसी ने दरिया बहाए जो बाहम मिल जाते हैं
Tayca:
พระองค์ทรงทำให้น่านน้ำทั้งสอง (ทะเลและแม่น้ำ) ไหลมาบรรจบกัน
İbranice:
התווה את שני הימים בנתיב שבסופו ייפגשו
Hırvatça:
Pustio je dva mora da se susreću,
Rumence:
El a făcut cele două mări gata să se contopească,
Transliteration:
Maraja albahrayni yaltaqiyani
Türkçe:
Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar.
Sahih International:
He released the two seas, meeting [side by side];
İngilizce:
He has let free the two bodies of flowing water, meeting together:
Azerbaycanca:
(Suları şirin və acı olan) iki dənizi O qovuşdurdu (bir-birinə qovuşmaq üçün açıb buraxdı).
Süleyman Ateş:
İki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar,
Diyanet Vakfı:
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
Erhan Aktaş:
İki denizi birbirine kavuşmak üzere saldı.
Kral Fahd:
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
Hasan Basri Çantay:
(Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir.
Muhammed Esed:
O, birbirlerine kavuşup karışabilmeleri için iki büyük su kütlesini serbest bırakmıştır;
Gültekin Onan:
Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi.
Ali Fikri Yavuz:
(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar.
Portekizce:
Liberam os dois mares, para que se encontrassem.
İsveççe:
Han låter de två stora vattenmassorna röra sig fritt och mötas;
Farsça:
دو دریای [شیرین و شور] را روان ساخت در حالی که همواره باهم تلاقی و برخورد دارند؛
Kürtçe:
دوو دەریای بەرەڵا کردووە کەدەگەن بەیەك
Özbekçe:
Дарё-денгизларни бир-бири билан учрашадиган қилиб қўйди.
Malayca:
Ia biarkan air dua laut (yang masin dan yang tawar) mengalir, sedang keduanya pula bertemu;
Arnavutça:
I ka lëshuar dy dete që të takohen,
Bulgarca:
Пусна Той двете морета да се срещнат,
Sırpça:
Пустио је два мора да се сусрећу,
Çekçe:
A volně dal téci oběma mořím, jež se setkají,
Urduca:
دو سمندروں کو اس نے چھوڑ دیا کہ باہم مل جائیں
Tacikçe:
Ду дарёро пеш ронд, то ба ҳам расиданд,
Tatarca:
Аллаһ берсе татлы, берсе тозлы ике диңгезне янәшә агызды.
Endonezyaca:
Dia membiarkan dua lautan mengalir yang keduanya kemudian bertemu,
Amharca:
ሁለቱን ባሕሮች የሚገናኙ ሲኾኑ ለቀቃቸው፡፡
Tamilce:
(வானம், இன்னும் பூமியின்) இரு கடல்களும் சந்திப்பதற்கு அவன் விட்டுவிட்டான்.
Korece:
그분께서 두 바다를 자유룹 게 흐르게 하고 만나게 하되
Vietnamca:
Ngài đã để hai biển (mặn và ngọt) gặp nhau.
Ayet Linkleri: