Arapça:
هَا أَنتُمْ هَٰؤُلَاءِ تُدْعَوْنَ لِتُنفِقُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَمِنكُم مَّن يَبْخَلُ ۖ وَمَن يَبْخَلْ فَإِنَّمَا يَبْخَلُ عَن نَّفْسِهِ ۚ وَاللَّهُ الْغَنِيُّ وَأَنتُمُ الْفُقَرَاءُ ۚ وَإِن تَتَوَلَّوْا يَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ ثُمَّ لَا يَكُونُوا أَمْثَالَكُم
Çeviriyazı:
hâentüm hâülâi tüd`avne litünfiḳû fî sebîli-llâh. feminküm mey yebḫal. vemey yebḫal feinnemâ yebḫalü `an nefsih. vellâhü-lganiyyü veentümü-lfüḳarâ'. vein tetevellev yestebdil ḳavmen gayraküm ŝümme lâ yekûnû emŝâleküm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah yerinize başka bir kavim getirir. Sonra onlar sizin gibi olmazlar.
Diyanet İşleri:
İşte sizler, Allah yolunda sarfetmeye çağırılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik yapıyor ama, cimrilik yapan bilsin ki, ancak kendine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz sizi ortadan kaldırır, sizin gibi olmayacak bir milleti yerinize getirir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bilin ki siz, şunlarsınız: Allah yolunda malınızı, mülkünüzü harcamaya çağrılıyorsunuz da içinizden, nekeslik edenler var ve kim nekeslik ederse ancak kendisine zarar etmiş olur ve Allah, müstağnidir ve sizsiniz yoksullar ve itaatten yüz çevirirseniz yerinize bir başka topluluğu getirir, sonra görürsünüz ki onlar, size benzememektedir.
Şaban Piriş:
İşte siz, Allah yolunda harcamaya davet olunan kimselersiniz. Fakat, sizden cimrilik edenler vardır. Kim cimrilik ederse ancak kendi aleyhine cimrilik eder. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir. Artık onlar sizin gibi de olmazlar.
Edip Yüksel:
Sizler, ALLAH yolunda harcamaya çağrılıyorsunuz, ancak bir kısmınız cimrilik etmektedir. Kim cimrilik ederse kendisine karşı cimrilik etmiş olur. ALLAH zengindir, siz ise yoksulsunuz. Yüz çevirirseniz, yerinize başka bir topluluk getirir de onlar sizin gibi olmazlar.
Ali Bulaç:
İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar.
Suat Yıldırım:
İşte sizler Allah yolunda harcamaya dâvet ediliyorsunuz.İçinizden bazıları cimrilik ediyor. Her kim cimri davranırsa, ancak kendine cimrilik eder.Müstağnî (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan), Allah'tır; muhtaç olan ise sizlersiniz. Şayet imandan ve takvâdan yüz çevirirseniz O, yerinize başka bir millet getirir de, onlar sizin gibi hayırsız olmazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
İşte sizler, o kimselersiniz ki, Allah yolunda infakta bulunmaya dâvet olunursunuz da sizden kimi cimrilikte bulunur. Halbuki, kim cimrilikte bulunursa şüphe yok ki, kendi nefsi için cimrilikte bulunmuş olur. Ve Allah ganîdir. Sizler ise fakirlersinizdir. Ve eğer siz kaçınırsanız, sizden başka bir kavmi (yerinize) tebdîl eder. Sonra onlar, sizin emsaliniz olmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılan insanlarsınız. Ama bir kısmınız cimrilik ediyor. Oysaki, cimrilik eden kendi aleyhine cimrileşmiş olur. Allah Ganî'dir; yoksul olan sizlersiniz. Eğer yüz çevirirseniz, Allah yerinize başka bir toplum getirir. Ve onlar, sizin benzerleriniz olmazlar.
Bekir Sadak:
Inananlara yardim etmez diye Allah´a kotu sanida bulunan ikiyuzlu erkek ve kadinlara, puta tapan erek ve kadinlara Allah azabetsin
İbni Kesir:
İşte sizler
Adem Uğur:
İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O´ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.
İskender Ali Mihr:
İşte siz böylesiniz. Allah yolunda infâk etmeye davet edilirsiniz, buna rağmen sizden bir kısmınız cimrilik yapar. Ve kim cimrilik yaparsa o taktirde sadece kendi nefsi için cimrilik yapar. Ve Allah Gani´dir (zengindir). Ve sizler fakirsiniz. Ve eğer siz (haktan) dönerseniz, (sizi) sizden başka bir kavimle değiştirir. Sonra onlar sizin gibi (cimri) olmazlar.
Celal Yıldırım:
İşte sizler, Allah yolunda harcamanız için davet edilenlersiniz! İçinizden bir kısmı cimrilik gösteriyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendine cimrilik etmiş olur. Allah, Ganiy (hiçbir şeye muhtaç değil, her şey O´na muhtaç)dır. Sizler ise, fakirlersiniz (devamlı ihtiyaç içindesiniz). Eğer yüzçevirirseniz (bilin ki) sizin yerinize başkalarını getirir de onlar size (hiç de) benzemezler.
Tefhim ul Kuran:
İşte sizler böylesiniz
Fransızca:
Vous voilà appelés à faire des dépenses dans le chemin d'Allah. Certains parmi vous se montrent avares. Quiconque cependant est avare, l'est à son détriment. Allah est le Suffisant à Soi-même alors que vous êtes les besogneux. Et si vous vous détournez, Il vous remplacera par un peuple autre que vous, et ils ne seront pas comme vous.
İspanyolca:
He aquí que sois vosotros los invitados a gastar por la causa de Alá, pero hay entre vosotros algunos avaros. Y quien es avaro lo es, en realidad, en detrimento propio. Alá es Quien Se basta a Sí mismo, mientras que sois vosotros los necesitados. Y, si volvéis la espalda, hará que otro pueblo os sustituya, que no será como vosotros.
İtalyanca:
Ecco, siete invitati ad essere generosi per la causa di Allah, ma qualcuno di voi è avaro. Chi si mostrerà avaro lo sarà nei confronti di se stesso. Allah è Colui che basta a Se stesso, mentre siete voi ad essere poveri. Se volgerete le spalle vi sostituirà con un altro popolo e costoro non saranno uguali a voi.
Almanca:
Da werdet ihr aufgerufen, um fi-sabilillah zu spenden. Und unter euch gibt es welche, die geizen werden. Doch wer geizt, der geizt nur sich selbst gegenüber. Und ALLAH ist Der absolut Autarke und ihr seid die Armen. Und wenn ihr den Rücken kehrt, tauscht ER euch gegen andere Leute aus, dann werden sie nicht euresgleichen sein.
Çince:
你们这等人啊!有人劝你们为主道而费用,你们中却有吝啬的。吝啬的人自受吝啬之害。真主确是无求的,你们确是有求的。如果你们违背命令,他就要以别的民众代替他们,然后,他们不象你们样。
Hollandaca:
Ziet, gij zijt diegenen, welke uitgenoodigd zijn, een deel van uw vermogen voor de ondersteuning van Gods waar geloof te besteden, en er zijn sommigen uwer die gierig zijn. Maar wie vrekkig is zal dit nopens zijne eigene ziel wezen; want God is rijk, maar gij zijt behoeftig, en indien gij u afwendt, zal hij een ander volk in uwe plaats stellen, dat niet gelijk aan u zal wezen.
Rusça:
Вот вас призывают делать пожертвования на пути Аллаха, и среди вас находятся такие, которые скупятся. Кто скупится, тот скупится только во вред себе. Аллах - богат, а вы - бедны. И если вы отвернетесь, Он заменит вас другими людьми, и они не будут подобны вам.
Somalice:
Kuwaas xaqa rumeeyow waxaa laydiinku yeedhi inaad jidka Eebe wax ku bixisaan, waxaase idinka mid ah kuwo ku bakhayli, Ruuxiise bakhayla wuxuu uun kala bakhaylay Naftiisa Eebana waa hodon, idinkuna waxaad tihiin fuqaro, haddaad xaqa ka jeedsataanse wuxuu Eebe idinku baddali kuwa kale oon idin lamid noqonayn.
Swahilice:
Angalieni! Nyinyi mnaitwa mtumie katika njia ya Mwenyezi Mungu, na wapo katika nyinyi wanao fanya ubakhili. Na anaye fanya ubakhili basi anajifanyia ubakhili mwenyewe. Na Mwenyezi Mungu si mhitaji, na nyinyi ndio wahitaji. Na mkigeuka atawaleta watu wengine badala yenu, nao hawatakuwa kama nyinyi.
Uygurca:
سىلەر شۇنداق كىشىلەرسلەركى، اﷲ نىڭ يولىدا (پۇل - مال) سەرپ قىلىشقا چاقىرىلساڭلار، سىلەرنىڭ ئاراڭلاردا بېخىللىق قىلىدىغانلار بار، كىمكى بېخىللىق قىلىدىكەن، ئۇ ئۆزىنىڭ زىيىنى ئۈچۈن بېخىللىق قىلىدۇ، اﷲ (سىلەرنىڭ مال - مۈلكۈڭلاردىن) بىھاجەتتۇر، سىلەر بولساڭلار (اﷲ قا) موھتاجسىلەر، ئەگەر سىلەر (اﷲ نىڭ تائىتىدىن) يۈز ئۆرۈسەڭلار، اﷲ سىلەرنىڭ ئورنۇڭلارغا باشقا بىر قەۋمنى ئالماشتۇرىدۇ، ئۇلار سىلەرگە ئوخشاش بولمايدۇ (بەلكى اﷲ قا ئىتائەت قىلىدۇ)
Japonca:
見よ,あなたがたは,アッラーの道のために(所有するものの一部の)施しを求められるのである。それなのにあなたがたの中には,貪欲な者がいる。だが貪欲な者は,只自分の魂を損うだけである。アッラーは自足されているが,あなたがたは貧しい。もしもあなたがたが背き去るならば,かれはあなたがた以外の民を代りに立てられよう。それらはあなたがたと同様ではないであろう。
Arapça (Ürdün):
«ها أنتم» يا «هؤلاء تدعون لتنفقوا في سبيل الله» ما فرض عليكم «فمنكم من يبخل ومن يبخلْ فإنما يبخل عن نفسه» يقال بخل عليه وعنه «والله الغني» عن نفقتكم «وأنتم الفقراء» إليه «وإن تتولوا» عن طاعته «يستبدل قوما غيركم» أي يجعلهم بدلكم «ثم لا يكونوا أمثالكم» في التولي عن طاعته بل مطيعين له عز وجل.
Hintçe:
और ख़ुदा तो तुम्हारे कीने को ज़रूर ज़ाहिर करके रहेगा देखो तुम लोग वही तो हो कि ख़ुदा की राह में ख़र्च के लिए बुलाए जाते हो तो बाज़ तुम में ऐसे भी हैं जो बुख्ल करते हैं और (याद रहे कि) जो बुख्ल करता है तो ख़ुद अपने ही से बुख्ल करता है और ख़ुदा तो बेनियाज़ है और तुम (उसके) मोहताज हो और अगर तुम (ख़ुदा के हुक्म से) मुँह फेरोगे तो ख़ुदा (तुम्हारे सिवा) दूसरों बदल देगा और वह तुम्हारे ऐसे (बख़ील) न होंगे
Tayca:
พึงรู้เถิดว่าพวกเจ้านี้แหละคือหมู่ชนที่ถูกเรียกร้องให้บริจาคในทางของอัลลอฮ. แต่มีบางคนในหมู่พวกเจ้าเป็นผู้ตระหนี่ ดังนั้น ผู้ใดตระหนี่เขาก็ตระหนี่แก่ตัวของเขาเอง เพราะอัลลอฮ.เป็นผู้ทรงมั่งมี แต่พวกเจ้าเป็นผู้ขัดสนและถ้าพวกเจ้าเผินหลังออก พระองค์ก็จะทรงเปลี่ยนหมู่ชนอื่นแทนพวกเจ้า แล้วพวกเขาเหล่านั้นจะไม่เป็นเช่นพวกเจ้า
İbranice:
בזאת נקראים הנכם להוציא ממון בדרכו של אלוהים, אך ביניכם יש גם קמצנים. כל המתקמצן, מתקמצן רק על עצמו. אלוהים הוא העשיר ואתם הנזקקים לו. אם תפנו עורף יחליף אתכם באחרים שלא יהיו דומים לכם
Hırvatça:
Vi se, eto, pozivate da trošite na Allahovu putu, ali, neki su od vas škrti, a ko škrtari, na svoju štetu škrtari, jer Allah je bogat, a vi ste siromašni. A ako se okrenete, On će vas drugim narodom zamijeniti, koji, onda, kao što ste vi neće biti.
Rumence:
Voi sunteţi chemaţi să cheltuiţi pe calea lui Dumnezeu. Unii dintre voi se zgârcesc însă. Cel care se zgârceşte, se zgârceşte cu sine însuşi, căci Dumnezeu este Bogatul, iar voi sunteţi săracii. Dacă voi veţi întoarce spatele, atunci El vă va schimba cu
Transliteration:
Haantum haolai tudAAawna litunfiqoo fee sabeeli Allahi faminkum man yabkhalu waman yabkhal fainnama yabkhalu AAan nafsihi waAllahu alghaniyyu waantumu alfuqarao wain tatawallaw yastabdil qawman ghayrakum thumma la yakoonoo amthalakum
Türkçe:
İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılan insanlarsınız. Ama bir kısmınız cimrilik ediyor. Oysaki, cimrilik eden kendi aleyhine cimrileşmiş olur. Allah Ganî'dir; yoksul olan sizlersiniz. Eğer yüz çevirirseniz, Allah yerinize başka bir toplum getirir. Ve onlar, sizin benzerleriniz olmazlar.
Sahih International:
Here you are - those invited to spend in the cause of Allah - but among you are those who withhold [out of greed]. And whoever withholds only withholds [benefit] from himself; and Allah is the Free of need, while you are the needy. And if you turn away, He will replace you with another people; then they will not be the likes of you.
İngilizce:
Behold, ye are those invited to spend (of your substance) in the Way of Allah: But among you are some that are niggardly. But any who are niggardly are so at the expense of their own souls. But Allah is free of all wants, and it is ye that are needy. If ye turn back (from the Path), He will substitute in your stead another people; then they would not be like you!
Azerbaycanca:
Budur, siz (mal-dövlətinizin yalnız qırxda birini) Allah yolunda sərf etməyə çağırılan kimsələrsiniz. Bununla belə içərinizdə xəsislik edən də vardır. Hər kəs xəsislik etsə, ancaq özünə qarşı xəsislik etmiş olar. (Bunun zərəri yalnız özünə toxunar). Allah zəngin, siz isə yoxsulsunuz (Allah sizə möhtac deyildir, siz Ona möhtacsınız). Əgər (Ondan) üz döndərsəniz, (sizi yox edib) yerinizə sizlər kimi olmayan (Allaha cani-dildən ibadət və itaət edən) başqa bir qövm gətirər!
Süleyman Ateş:
İşte sizler, Allah yolunda harcamağa çağrılıyorsunuz; ama içinizden kimisi cimrilik ediyor. Cimrilik eden, kendi nefsine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, sizler fakirsiniz. Eğer yüz çevirecek olursanız, Allah, yerinize başka bir toplum getirir de onlar sizin gibi olmazlar.
Diyanet Vakfı:
İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.
Erhan Aktaş:
İşte siz böylesiniz. Allah yolunda infak(1) etmeye çağrılırsınız ancak sizden bir kısmınız cimrilik yapar. Kim cimrilik yaparsa, aslında kendi aleyhinde cimrilik yapmış olur. Allah zengindir, siz ise yoksulsunuz. Eğer yüz çevirirseniz, sizin yerinize başka bir halk getirir. Onlar sizin gibi olmazlar.
Kral Fahd:
İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.
Hasan Basri Çantay:
İşte siz Allah yolunda (ancak farz olanı) harcamanıza da´vet edilmekde olanlarsınız. Fakat İçinizde (yine) cimrilik edenler vardır. Kim cimrilik ederse ancak kendi nefsine cimrilik etmiş olur. Allah (sizin nafakanıza muhtâc değildir) ganîdir. Siz ise (Onun) fakirler (i, muhtaçları) sınız. Eğer (Ona tâatden) yüz çevirirseniz yerinize sizden başka bir kavmi getirir. Sonra da onlar sizin benzerleriniz olmazlar.
Muhammed Esed:
Bakın, (ey müminler,) sizler Allah yolunda sınırsızca harcama yapmaya çağrılıyorsunuz: ama sizin aranızda (bile) cimrice davrananlar var! Ve kim (Allah yolunda) cimrice davranırsa, sadece kendisine karşı cimrilik yapmış olur. Çünkü Allah kendi kendine yeterlidir, halbuki siz (O´na) muhtaçsınız; ve şayet (O´ndan) yüz çevirirseniz, başka toplumları sizin yerinize geçirir ve onlar sizin gibi yapmazlar!
Gültekin Onan:
İşte sizler böylesiniz
Ali Fikri Yavuz:
İşte siz, şu kimselersiniz: (Mallarınızdan ancak yüzde iki buçuğunu) Allah yolunda harcamaya davet olunuyorsunuz da, yine içinizden kimisi cimrilik ediyor. Halbuki kim cimrilik ederse, kendi zararına cimrilik etmiş olur. Allah Ganî’dir= hiç bir şeyinize muhtaç değildir. Siz ise, muhtaçlarsınız. Eğer Allah’a ibadetten yüz çevirirseniz, sizin yerinize başka bir kavmi getirir. Sonra onlar sizin gibi (itaattan çıkmış) olmazlar.
Portekizce:
Eis, então, que sois convidados a contribuir na causa de Deus. Porém, entre vós, há aqueles que mesquinham; mas quemmesquinha certamente o faz em detrimento próprio; sabei que Deus é, por Si, Opulento, enquanto que vós sois pobres. E serecusardes (contribuir), suplantar-vos-á por outro povo, que não será como vós.
İsveççe:
[Troende!] När ni [nu] uppmanas att ge av vad ni äger för Guds sak, ger några av er prov på snålhet; men med sin snålhet skadar den snåle bara sig själv; [glöm inte att] Gud är den Rike [som inte behöver era gåvor], men ni är de fattiga [som behöver Honom i allt]. Om ni vänder er [ifrån Honom], skall Han låta andra människor inta er plats, och de kommer inte att likna er.
Farsça:
آگاه باشید! شما همان مردمی هستید که برای انفاق در راه خدا دعوت می شوید، پس برخی از شما بخل می ورزند، و هر که بخل پیشه کند، فقط نسبت به [سعادت و خوشبختی] خود بخیل است، و خدا [از انفاق و صدقات شما] بی نیاز است، و شمایید که نیازمند هستید؛ و اگر [از فرمان های او] روی بگردانید به جای شما گروه دیگری را می آورد که مانند شما [روی گردان، سست عقیده و بخیل] نخواهند بود.
Kürtçe:
بێداربن ئێوە ئەو کەسانەن کە بانگ دەکرێن تا لە پێناوی خوا ماڵ ببەخشن کەچی ھەندێکتان ڕژدی دەکەن، ھەر کەسیش ڕژدیی و ڕەزیلی بکات ئەوە بێگومان تەنھا ڕژدیی لە (دژی) خۆی دەکات، چونکە خوا (دەوڵەمەندە) و بێ نیازە، ھەر ئێوەن ھەژار و بێ نەوا، جا ئەگەر ئێوە پشت ھەڵکەن (لەئاینەکەتان) (خوای گەورە) ئێوە دەگۆڕێت بەکەسانێکی تری(زۆر چاك) پاشان (ئەوان) وەکو ئێوە نابن (ڕاستگۆن لەگەڵ پەروەردگاریاندا)
Özbekçe:
Ҳой сизлар! Анавилар! Аллоҳнинг йўлида нафақа қилишга чақирилсангиз, бас, баъзиларингиз бахиллик қилурсизлар. Ва ким бахиллик қилса, албатта, ўзига бахиллик қиладир. Ва, ҳолбуки, Аллоҳ бой, сизлар камбағалсизлар. Ва агар сиз юз ўгириб кетсангиз, У зот сиздан бошқа қавмни ўрнингизга келтирур, улар эса сизларга ўхшаган бўлмаслар. (Аллоҳ таоло инсон табиатини қанчалик дақиқ билишини таъкидламоқда. Сахийлик, Аллоҳнинг йўлида мол сарфлашдек фазилатлар кўп мусулмонларга хос бўлиб, уларнинг бу борадаги ишлари тарих саҳифаларида боқий қолган. Шу билан бирга, баъзи бахиллар ҳам бўлган, бу ҳам воқеаликдир. Қуръони карим ушбу оятда шу бахилликни муолажа қилмоқда.)
Malayca:
(Ingatlah), kamu ini adalah orang-orang yang bertabiat demikian - kamu diseru supaya menderma dan membelanjakan sedikit dari harta benda kamu pada jalan Allah, maka ada di antara kamu yang berlaku bakhil, padahal sesiapa yang berlaku bakhil maka sesungguhnya ia hanyalah berlaku bakhil kepada dirinya sendiri. Dan (ingatlah) Allah Maha kaya (tidak berhajat kepada sesuatupun), sedang kamu semua orang-orang miskin (yang sentiasa berhajat kepadaNya dalam segala hal). Dan jika kamu berpaling (daripada beriman, bertaqwa dan berderma) Ia akan menggantikan kamu dengan kaum yang lain; setelah itu mereka tidak akan berkeadaan seperti kamu.
Arnavutça:
Ja, pra, ju thirreni se shpenzoni në rrugën e Perëndisë, por disa prej jush janë koprrac, - e kush është koprrac, është koprrac në dëm të vet, sepse Perëndia është i pasur (s’ka nevojë për asgjë), ndërsa ju jeni të varfër (jeni nevojtarë për gjithçka). E, nëse ju, shmangeni, Ai do t’ju zëvendësojë me një popull tjetër, i cili nuk do të bëhet si ju.
Bulgarca:
Ето, вие сте онези, които са позовани да раздават по пътя на Аллах. Но сред вас има скъперници, а който е скъперник, той само спрямо себе си е скъперник. Аллах е Пребогатия, вие сте бедните. И отвърнете ли се, Той ще ви замени с други хора и те не ще бъд
Sırpça:
Ви се позивате да трошите на Аллаховом путу, али неки су од вас шкрти, а ко шкртари, шкртари на своју штету, јер Аллах је богат, а ви сте сиромашни. А ако се одметнете, Он ће да вас замени другим народом, који онда, неће да буде као што сте ви.
Çekçe:
Hle, takoví jste - jste vyzýváni, abyste rozdávali na cestě Boží, avšak mezi vámi jsou lakomci. Kdo však je lakomý, je jim ke škodě vlastní, neboť Bůh je soběstačný, zatímco vy jste potřební. A obrátíte-li se zády tedy On vás vystřídá lidem jiným, jenž v
Urduca:
دیکھو، تم لوگوں کو دعوت دی جا رہی ہے کہ اللہ کی راہ میں مال خرچ کرو اِس پر تم میں سے کچھ لوگ ہیں جو بخل کر رہے ہیں، حالانکہ جو بخل کرتا ہے وہ در حقیقت اپنے آپ ہی سے بخل کر رہا ہے اللہ تو غنی ہے، تم ہی اس کے محتاج ہو اگر تم منہ موڑو گے تو اللہ تمہاری جگہ کسی اور قوم کو لے آئے گا اور وہ تم جیسے نہ ہوں گے
Tacikçe:
Огоҳ бошед ки шуморо даъват мекунанд то дар роҳи Худо садақа кунед. Баъзе аз шумо бахили мекунанд, ва ҳар кас ки бахилӣ кунад, дар ҳаққи худ бахилӣ кардааст. Зеро Худо беҳоҷат аст ва шумо ҳоҷатмандонед. Ва агар рӯй бартобед, ба ҷои шумо мардуме дигар орад, ки ҳаргиз мисли шумо набошанд.
Tatarca:
Ий сез Коръән вәгазьләрен ишетүче кешеләр, Сезләрдән бәгъзеләрегез саранлык кылыр, тиешле садакаларны бирмәс, әгәр берәү саранлык кылса, саранлык кылуының зарары үзенәдер ягъни Аллаһ нигъмәтләреннән мәхрүм булуга сәбәптер. Бит Аллаһ бай, сезнең садакагызга мохтаҗ түгел, әмма сез ярлысыз дөньяда һәм ахирәттә дә Аллаһуның нигъмәтләренә мохтаҗсыз. Әгәр сез Аллаһуга итагать итүдән баш тартсагыз, сезнең урыныгызга башка затларны китерер ки, алар сездән хәерле булырлар, югыйсә сезнең кеби иманнан, итагатьтән вә изге гамәлләрдән баш тартучы булмаслар.
Endonezyaca:
Ingatlah, kamu ini orang-orang yang diajak untuk menafkahkan (hartamu) pada jalan Allah. Maka di antara kamu ada yang kikir, dan siapa yang kikir sesungguhnya dia hanyalah kikir terhadap dirinya sendiri. Dan Allah-lah yang Maha Kaya sedangkan kamulah orang-orang yang berkehendak (kepada-Nya); dan jika kamu berpaling niscaya Dia akan mengganti (kamu) dengan kaum yang lain; dan mereka tidak akan seperti kamu ini.
Amharca:
ንቁ! እናንተ እነዚያ በአላህ መንገድ ትለግሱ ዘንድ የምትጥጠሩ ናችሁ፡፡ ከእናንተም ውስጥ የሚሰስት ሰው አልለ፡፡ የሚሰስትም ሰው የሚሰስተው በራሱ ላይ ብቻ ነው፡፡ አላህም ከበርቴ ነው፡፡ እናንተም ድኾች ናችሁ፡፡ ብትሸሹም ሌሎችን ሕዝቦች ይለውጣል፡፡ ከዚያም (ባለመታዘዝ) ብጤዎቻችሁ አይኾኑም፡፡
Tamilce:
நீங்கள்தான் அல்லாஹ்வின் பாதையில் தர்மம் செய்வதற்கு அழைக்கப்படுகிறீர்கள். ஆக, உங்களில் கருமித்தனம் செய்பவரும் இருக்கிறார். எவர் கருமித்தனம் செய்வாரோ அவர் கருமித்தனம் செய்வதெல்லாம் அவருடைய (கருமித்தனம் நிறைந்த) ஆன்மாவின் காரணமாகத்தான். (அவருடைய ஆன்மா கொடைத் தன்மையுடையதாக இருந்திருந்தால் அவர் கருமித்தனம் செய்திருக்க மாட்டார். மாறாக, அல்லாஹ்வின் பாதையில் தாராளமாக தர்மம் செய்திருப்பார்.) அல்லாஹ் முற்றிலும் நிறைவானவன், யாருடைய தேவையுமற்றவன் ஆவான். நீங்கள்தான் (எல்லா வகையிலும்) தேவையுள்ளவர்கள் (ஏழைகள்) ஆவீர்கள். இன்னும், (நமது நபி முஹம்மத் கொண்டு வந்த இந்த மார்க்கத்தை விட்டு) நீங்கள் விலகிச்சென்றால் நீங்கள் அல்லாத ஒரு சமுதாயத்தை அவன் மாற்றி கொண்டுவருவான். பிறகு, அவர்கள் உங்களைப் போன்று இருக்க மாட்டார்கள்.
Korece:
하나님의 사업을 위해 재물을 쓰라고 하셨지만 너희 가운데 는 인색해 하는 자 있나니 인색해하는 자는 그의 영혼에 거역하여 인색해 하는 것이라 그러나 하나 넘은 풍요로우시니 너희가 가난한자들로 하나님을 필요로 하고 있 노라 그래도 너희가 외면한다면 그분은 너희의 거주지에 너희 같 이 아니한 다른 백성으로 너희를 대체하시니라
Vietnamca:
Này, các ngươi là những người được kêu gọi chi dùng (tài sản) cho con đường Chính Nghĩa của Allah nhưng trong các ngươi có người lại keo kiệt. Người nào keo kiệt thì quả thật y chỉ keo kiệt với chính bản thân mình bởi lẽ Allah là Đấng Giàu Có trong lúc các ngươi là những kẻ nghèo nàn. Nếu các ngươi quay lưng thì Ngài sẽ đưa một đám người khác đến thay thế các ngươi và họ sẽ không giống như các ngươi.
Ayet Linkleri: