Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

59

Ayet No: 

4473

Sayfa No: 

498

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَارْتَقِبْ إِنَّهُم مُّرْتَقِبُونَ

Çeviriyazı: 

ferteḳib innehüm mürteḳibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Artık sen onların başlarına gelecekleri bekle: Çünkü onlar da bekleyip durmaktadırlar.

Diyanet İşleri: 

Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlar da beklemektedirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Artık gözetle, bekle; şüphe yok ki onlar da gözetlemedeler, beklemedeler.

Şaban Piriş: 

O halde bekle! Zaten onlar da bekliyorlar.

Edip Yüksel: 

Öyleyse bekle; onlar da beklemektedirler.

Ali Bulaç: 

Öyleyse sen gözleyip-bekle; elbette onlar da gözleyip-bekliyorlar.

Suat Yıldırım: 

O halde neticeyi bekle!Zaten onlar da senin başına bir felaket gelmesini can atarak beklemektedirler. [58,21; 40,51-52]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık gözet, şüphe yok ki, onlar gözeticilerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler.

Bekir Sadak: 

Iste sana gercek olarak anlattigimiz bunlar, Allah´in varliginin delilleridir. Artik Allah´tan ve O´nun delillerinden sonra hangi soze inanirlar?

İbni Kesir: 

Öyleyse bekle, onlar da beklemektedirler.

Adem Uğur: 

(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle

İskender Ali Mihr: 

Artık gözle (bekle)! Muhakkak ki onlar da (bekleyenler) gözleyenlerdir.

Celal Yıldırım: 

O halde bekle, onlar da bekliyorlar.

Tefhim ul Kuran: 

Öyleyse sen gözleyip bekle

Fransızca: 

Attends donc. Eux aussi attendent.

İspanyolca: 

¡Observa, pues! Ellos observan....

İtalyanca: 

Aspetta dunque, ché anche loro aspettano.

Almanca: 

So warte! Gewiß, sie warten ebenfalls.

Çince: 

你等待吧,他们确是等待着的!

Hollandaca: 

Daarom, o Mahomet! wacht den uitslag af; want ook zij wachten slechts, u door een of ander onheil te zien overvallen.

Rusça: 

Подожди же, ведь они тоже ждут.

Somalice: 

ee sug iyaguna way sugiye.

Swahilice: 

Ngoja tu, na wao wangoje pia.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد! ئۇلارغا چۈشىدىغان ئازابنى) كۈتكىن، شۈبھىسىزكى، ئۇلار (سېنىڭ ھالاك بولۇشۇڭنى) كۈتكۈچىدۇر

Japonca: 

だからしばらく待って様子を見なさい。本当にかれらの方も様子を伺っているのだから。

Arapça (Ürdün): 

«فارتقب» انتظر هلاكهم «إنهم مرتقبون» هلاكك، وهذا قبل نزول الأمر بجهادهم.

Hintçe: 

(नतीजे के) तुम भी मुन्तज़िर रहो ये लोग भी मुन्तज़िर हैं

Tayca: 

ฉะนั้น จงคอยดูเถิด แท้จริงพวกเขาก็จะเป็นผู้คอยเช่นกัน

İbranice: 

המתן, אז המתן, גם הם ממתינים

Hırvatça: 

Ti zato čekaj, a i oni čekaju!

Rumence: 

Pândeşte-i, căci şi ei te pândesc pe tine!

Transliteration: 

Fairtaqib innahum murtaqiboona

Türkçe: 

Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler.

Sahih International: 

So watch, [O Muhammad]; indeed, they are watching [for your end].

İngilizce: 

So wait thou and watch; for they (too) are waiting.

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər!) Sən (müşriklərin ölümünü, məğlubiyyətini) gözlə. Şübhəsiz ki, onlar da (sənin ölümünü, məğlubiyyətini) gözləyirlər!

Süleyman Ateş: 

Biraz bekle, onlar da beklemektedirler (yakında başlarına neler geleceğini göreceklerdir).

Diyanet Vakfı: 

(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.

Erhan Aktaş: 

Artık gözetle! Onlar da gözetleyenlerdir.

Kral Fahd: 

(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle onlar da beklemektedirler. 

Hasan Basri Çantay: 

Artık (onların başına inecek azâbı) gözetle. Çünkü onlar (senin felâketini) bekleyicidirler.

Muhammed Esed: 

Öyleyse (geleceğin ne getireceğini) bekle! Unutma, onlar da bekliyorlar.

Gültekin Onan: 

Öyleyse sen gözleyip bekle

Ali Fikri Yavuz: 

Artık (onların helâkini) bekle

Portekizce: 

Aguarda, pois, porque eles também aguardarão, igualmente.

İsveççe: 

Avvakta därför [det som skall komma]; även de skall avvakta.

Farsça: 

[ولی اگر متذکّر و هوشیار نشدند] پس به انتظار باش که مسلماً آنان هم منتظرند [که سرانجام کار چه خواهد شد؟ سرانجام نصرت و پیروزی خدا برای تو و عذاب دنیا و آخرت برای آنان است.]

Kürtçe: 

ئیتر تۆ چاوەڕوان بە، بێگومان ئەوانیش چاواڕوانن

Özbekçe: 

Бас, кутиб тур. Улар ҳам кутгувчидирлар.

Malayca: 

(Kiranya mereka tidak berbuat demikian) maka tunggulah (wahai Muhammad akan kesudahan mereka), sesungguhnya mereka juga menunggu (akan kesudahanmu).

Arnavutça: 

andaj prit ti (të shohësh çka do të bëhet me ta), por edhe ata presin (çka do të bëhet me ty)!

Bulgarca: 

И чакай! Те също очакват.

Sırpça: 

Ти зато чекај, а и они чекају!

Çekçe: 

Pozoruj, vždyť také oni zpozorují!

Urduca: 

اب تم بھی انتظار کرو، یہ بھی منتظر ہیں

Tacikçe: 

Ту мунтазир бош, ки онҳо низ мунтазиранд.

Tatarca: 

Коръәнгә иман китермәгән кешеләрнең һәлак булуларын көт, бит алар үзләре дә шуны көтәләр.

Endonezyaca: 

Maka tunggulah; sesungguhnya mereka itu menunggu (pula).

Amharca: 

ተጠባበቅም እነርሱ ተጠባባቂዎች ናቸውና፡፡

Tamilce: 

ஆக, நீர் எதிர்பார்த்திருப்பீராக! நிச்சயமாக அவர்கள் எதிர்பார்க்கின்றார்கள்.

Korece: 

그러므로 그대는 기다리며 지켜보라 그들도 역시 기다리고 있노라

Vietnamca: 

Thôi! Ngươi hãy chờ đợi (sự thắng lợi của Ngươi và sự bị hủy diệt của chúng); quả thật chúng cũng chờ đợi (như Ngươi).