Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

17

Ayet No: 

4431

Sayfa No: 

496

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَاءَهُمْ رَسُولٌ كَرِيمٌ

Çeviriyazı: 

veleḳad fetennâ ḳablehüm ḳavme fir`avne vecâehüm rasûlün kerîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun ki, biz onlardan önce Firavun kavmini de denemiştik. Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, onlardan önce, Firavun milletini denemiştik. Onlara gelen değerli bir peygamber demişti ki:

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve andolsun ki onlardan önce Firavun'un kavmini de sınamıştık ve onlara güzel huylu bir peygamber gelmişti de.

Şaban Piriş: 

Onlardan önce Firavun kavmini de imtihan etmiştik. Onlara şerefli bir elçi gelmişti.

Edip Yüksel: 

Onlardan önce Firavun'un halkını sınamıştık; onlara şerefli bir elçi gitmişti:

Ali Bulaç: 

Andolsun, Biz kendilerinden önce, Firavun'un kavmini de denedik. Onlara kerim bir elçi gelmişti;

Suat Yıldırım: 

Biz onlardan önce Firavun'un halkını da imtihan ettik, onlara da pek değerli bir resul gelip demişti ki: “Ey Allah’ın kulları, benim hakkımı verin, yani tebliğimi dinleyin; çünkü ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

44:16

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kudretimize yemin olsun ki, onlardan önce Firavun'un kavmini de ince bir imtihana çektik de, asil ve onurlu bir resul geldi onlara.

Bekir Sadak: 

Allah da soyle buyurdu: «Kullarimi geceleyin yola cikar

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun´un kavmini de imtihan etmiştik. Onlara şerefli bir elçi geldi. (Şöyle diyerek)

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki Biz, onlardan önce firavun kavmini de imtihan ettik. Ve onlara da kerim bir resûl (Hz. Musa) gelmişti.

Celal Yıldırım: 

(17-18) And olsun ki, bunlardan önce Fir´avn milletini çetin bir sınavdan geçirmiştik. Onlara çok saygıdeğer bir peygamber gelmişti de, «Allah´ın kullarını bana teslîm edin! Çünkü ben şüpheniz olmasın ki size (gönderilen) güvenilir bir peygamberim.»

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz kendilerinden önce, Firavun´un kavmini de denemeden geçirdik ve onlara kerîm bir peygamber gelmişti:

Fransızca: 

Et avant eux, Nous avons déjà éprouvé le peuple de Pharaon, quand un noble Messager leur était venu ,

İspanyolca: 

Antes que a ellos, habíamos probado al pueblo de Faraón. Un enviado noble vino a ellos:

İtalyanca: 

Prima di loro mettemmo alla prova il popolo di Faraone, quando giunse loro un nobilissimo messaggero

Almanca: 

Und gewiß, bereits unterzogen vor ihnen Pharaos Leute eine Fitna und zu ihnen kam ein edler Gesandter:

Çince: 

在他们之前,我确已考验了法老的百姓。有一个高贵的使者来临他们,

Hollandaca: 

Wij beproefden het volk van Pharao vóór hen, en een achtingswaardige gezant kwam tot hen.

Rusça: 

До вас Мы уже испытали народ Фараона, и к ним явился благородный посланник.

Somalice: 

Dhab ahaanbaan Imtixaanay hortood qoomkii Fircoon, waxaana u yimid Rasuul sharaf leh.

Swahilice: 

Na hakika kabla ya hawa tuliwafanyia mtihani watu wa Firauni, na aliwafikia Mtume Mtukufu.

Uygurca: 

ئۇلاردىن ئىلگىرى بىز ھەقىقەتەن پىرئەۋننىڭ قەۋمىنى سىنىدۇق، ئۇلارغا ئېسىل بىر پەيغەمبەر كەلدى

Japonca: 

かれら以前にも,われはフィルアウンの民を試みた。その時かれらに尊い使徒(ムーサー)が来て,

Arapça (Ürdün): 

«ولقد فتنا» بلونا «قبلهم قوم فرعون» معه «وجاءهم رسول» هو موسى عليه السلام «كريم» على الله تعالى.

Hintçe: 

और उनसे पहले हमने क़ौमे फिरऔन की आज़माइश की और उनके पास एक आली क़दर पैग़म्बर (मूसा) आए

Tayca: 

และโดยแน่นอน เราได้ทดสอบหมู่ชนของฟิรเอานฺก่อนหน้าพวกเขา และได้มีร่อซูล (มูซา) ผู้มีเกียรติมายังพวกเขา

İbranice: 

וכבר ניסינו לפניהם את עמו של פרעה, כאשר בא אליהם שליח נכבד

Hırvatça: 

A Mi smo i prije njih faraonov narod u iskušenje stavili, i došao im je plemeniti poslanik:

Rumence: 

Înaintea lor, Noi am pus la încercare poporul lui Faraon şi a venit la ei un trimis cinstit.

Transliteration: 

Walaqad fatanna qablahum qawma firAAawna wajaahum rasoolun kareemun

Türkçe: 

Kudretimize yemin olsun ki, onlardan önce Firavun'un kavmini de ince bir imtihana çektik de, asil ve onurlu bir resul geldi onlara.

Sahih International: 

And We had already tried before them the people of Pharaoh, and there came to them a noble messenger,

İngilizce: 

We did, before them, try the people of Pharaoh: there came to them a messenger most honourable,

Azerbaycanca: 

And olsun ki, Biz onlardan əvvəl Fir’on qövmünü imtahana çəkmişdik. Onlara möhtərəm bir peyğəmbər (Musa) gəlmişdi.

Süleyman Ateş: 

Andolsun, onlardan önce Fir'avn toplumunu da (imkanlar vererek) sınadık. Onlara değerli bir elçi geldi, (şöyle diyerek):

Diyanet Vakfı: 

Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik. Onlara şerefli bir elçi geldi. (Şöyle diyerek)

Erhan Aktaş: 

Ant olsun Biz, onlardan önce Firavun halkını fitnelendirdik.(1) Onlara çok şerefli bir Resûl gelmişti.

Kral Fahd: 

Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik. Şerefli bir elçi gelmişti. 

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki biz bunlardan evvel Fir´avn kavmini de imtihan etdik. Onlara da çok şerefli bir peygamber gelmişdi,

Muhammed Esed: 

Biz onlardan (uzun zaman) önce Firavun halkını (aynı yolla) sınadık. Onlara soylu bir elçi gelmiş (ve)

Gültekin Onan: 

Andolsun, biz kendilerinden önce, Firavun´un kavmini de denedik. Onlara kerim bir elçi gelmişti

Ali Fikri Yavuz: 

Celâlim hakkı için, onlardan (Kureyş’den) önce Firavun’un, kavmini imtihan ettik. Onlara da çok şerefli bir peygamber gelmişti.

Portekizce: 

Antes deles, provamos o povo do Faraó, ao ser-lhes apresentado um honorável mensageiro.

İsveççe: 

LÅNGT före deras tid lät Vi Faraos folk utstå en hård prövning; en ädel budbärare kom till dem och sade:

Farsça: 

و همانا پیش از آنان قوم فرعون را آزمودیم، و پیامبری بزرگوار برای آنان آمد،

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی لە پێش ئەمان گەلی فیرعەونمان تاقیکردەوە وپێغەمبەرێکی بەڕێزیان بۆ ھات

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, улардан олдин Фиръавн қавмини синадик. Уларга карамли Пайғамбар келди.

Malayca: 

Dan demi Sesungguhnya! Sebelum mereka, Kami telah menguji kaum Firaun, dan merekapun telah didatangi oleh seorang Rasul (Nabi Musa) Yang mulia, -

Arnavutça: 

Me të vërtetë, Na qysh më parë e kemi vënë në sprovë popullin e Faraonit, e atyre u pat ardhur pejgamberi fisnik.

Bulgarca: 

Преди тях изпитахме народа на Фараона, когато при тях дойде достоен пратеник:

Sırpça: 

А Ми смо и пре њих фараонов народ ставили у искушење, и дошао им је племенити посланик Мојсије:

Çekçe: 

A již před nimi jsme lid Faraónův zkoušce vystavili a přišel k nim posel vznešený,

Urduca: 

ہم اِن سے پہلے فرعون کی قوم کو اِسی آزمائش میں ڈال چکے ہیں اُن کے پاس ایک نہایت شریف رسول آیا

Tacikçe: 

Пеш аз онҳо қавми Фиръавнро озмудем ва паёмбаре бузургвор наздашон омад,

Tatarca: 

Ошбу кәферләрдән элек Фиргаун кавеменә күп мал биреп сынадык, вә аларга хөрмәтле пәйгамбәр Муса ачык галәмәтләр белән килде.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya sebelum mereka telah Kami uji kaum Fir'aun dan telah datang kepada mereka seorang rasul yang mulia,

Amharca: 

ከእነርሱም በፊት የፈርዖንን ሕዝቦች በእርግጥ ሞከርን፡፡ ክቡር መልእክተኛም መጣላቸው፡፡

Tamilce: 

இவர்களுக்கு முன்னர் நாம் ஃபிர்அவ்னுடைய மக்களை திட்டவட்டமாக சோதித்தோம். இன்னும், அவர்களிடம் கண்ணியமான ஒரு தூதர் வந்தார்.

Korece: 

하나님은 그들 이전의 파라 오 백성을 시험하였으니 훌륭한 선지자가 그들에게 임하여

Vietnamca: 

Quả thật, trước chúng, TA đã xử lý đám người của Pha-ra-ông và đã phái một Sứ Giả vinh dự đến gặp chúng.