Arapça:
هُوَ الَّذِي يُرِيكُمْ آيَاتِهِ وَيُنَزِّلُ لَكُم مِّنَ السَّمَاءِ رِزْقًا ۚ وَمَا يَتَذَكَّرُ إِلَّا مَن يُنِيبُ
Çeviriyazı:
hüve-lleẕî yürîküm âyâtihî veyünezzilü leküm mine-ssemâi rizḳâ. vemâ yeteẕekkeru illâ mey yünîb.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indiren O'dur. Fakat onları ancak gönül verip düşünenler anlar.
Diyanet İşleri:
Size mucizelerini gösteren, size gökten rızık indiren O'dur. Allah'a yönelenden başkası ibret almaz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öyle bir mabuttur ki delillerini göstermededir size ve rızıklandırmak için gökten yağmur yağdırmadadır size ve ona dönen kişiden başkası ibret ve öğüt almaz bundan.
Şaban Piriş:
Size ayetlerini göstermek için gökten size rızık indiren O’dur. Ama (Allah'a) yönelenden başkası düşünmez.
Edip Yüksel:
O ki size ayetlerini (kanıtlarını ve işaretlerini) göstermekte ve sizin için gökten bir rızık indirmektedir. Tümüyle yönelip teslim olandan başkası ibret almaz.
Ali Bulaç:
O, size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor. İçten (Allah'a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez.
Suat Yıldırım:
Size kudret ve hikmetine dair delillerini gösteren, gökten size rızık indiren O'dur.Fakat ancak gönülden Allah’a dönen kimse düşünüp ibret alır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O, o (Hâlık-ı Azîm)dir ki size âyetlerini gösteriyor ve sizin için gökten bir rızk indiriyor. (Bu âyetleri Hakk´a) Rücu edenlerden başkası anıp düşünemez.
Yaşar Nuri Öztürk:
O odur ki size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten bir rızık indiriyor. O'na yönelenden başkası öğüt alamaz.
Bekir Sadak:
Allah gozlerin hainligini ve gonullerin gizledigini bilir.
İbni Kesir:
Size ayetlerini gösteren ve sizin için gökten rızık indiren O´dur. O´na yönelenden başkası ibret almaz.
Adem Uğur:
Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten rızık indiren O´dur. Allah´a yönelenden başkası ibret almaz.
İskender Ali Mihr:
O (Allah)tır ki, âyetlerini size gösterir ve sizin için gökten rızık indirir. Bunu münib olandan (Allah´a yönelenden) başkası tezekkür etmez (edemez).
Celal Yıldırım:
O Allah ki, size açık belgelerini, mu´cize ve delillerini gösterir
Tefhim ul Kuran:
O, size ayetlerini göstermekte ve sizin için gökten rızık indirmektedir. İçten (Allah´a) yönelip dönenden başkası öğüt alıp düşünmez.
Fransızca:
C'est Lui qui vous fait voir Ses preuves, et fait descendre du ciel, pour vous, une subsistance. Seul se rappelle celui qui revient [à Allah].
İspanyolca:
Él es Quien os muestra Sus signos, Quien os hace bajar del cielo sustento. Pero no se deja amonestar sino quien vuelve a Él arrepentido.
İtalyanca:
Egli è Colui che vi mostra i Suoi segni e vi fa scendere dal cielo una provvidenza. [Ma] se ne ricorda solo chi torna a Lui pentito.
Almanca:
ER 3 ist Derjenige, Der euch Seine Ayat zeigt und euch Rizq vom Himmel nach und nach hinabsendet. Und es besinnt sich niemand außer demjenigen, der reuig wird.
Çince:
他把他的迹象昭示你们,他为你们从云中降下给养;只有归依者能觉悟。
Hollandaca:
Hij is het, die u zijne teekenen toont, en u voedsel van den hemel nederzendt; maar niemand zal vermaand worden, dan hij, die zich tot God wendt.
Rusça:
Он - Тот, Кто показывает вам Свои знамения и ниспосылает вам с неба удел, но поминают назидание только обращающиеся к Аллаху.
Somalice:
Eebe waa kan idin tusiya aayaadkiisa idiinkana soodajiya Samada Rizqi (Roob) mana xusuusto ruux Eebe unoqon mooyee.
Swahilice:
Yeye ndiye anaye kuonyesheni Ishara zake, na anakuteremshieni kutoka mbinguni riziki. Na hapana anaye kumbuka ila anaye rejea.
Uygurca:
اﷲ سىلەرگە (قۇدرىتىنىڭ) ئالامەتلىرىنى كۆرسىتىدۇ، سىلەرگە كۆكتىن يامغۇر بىلەن رىزىق چۈشۈرۈپ بېرىدۇ، پەقەت اﷲ نىڭ تائىتىگە قايتقان كىشىلەرلا (اﷲ نىڭ ئايەتلىرىدىن) ۋەز - نەسىھەت ئالىدۇ
Japonca:
かれこそは種々の印をあなたがたに示し,あなたがたのために天から御恵みを下される方である。だが,悔悟して(主に)帰る者だけは,訓戒を受け入れる。
Arapça (Ürdün):
«هو الذي يريكم آياته» دلائل توحيده «وينزل لكم من السماء رزقا» بالمطر «وما يتذكر» يتعظ «إلا من ينيب» يرجع عن الشرك.
Hintçe:
वही तो है जो तुमको (अपनी कुदरत की) निशानियाँ दिखाता है और तुम्हारे लिए आसमान से रोज़ी नाज़िल करता है और नसीहत तो बस वही हासिल करता है जो (उसकी तरफ) रूज़ू करता है
Tayca:
และจะไม่มีใครใคร่ครวญนอกจากผู้สำนึกตัว
İbranice:
הוא המראה לכם את אותותיו, והמוריד לכם פרנסה מן השמים, אך רק המתחרט בכנות יזכור
Hırvatça:
On vam pokazuje znakove Svoje i spušta vam opskrbu s neba, a pouku će prihvatiti samo onaj koji se Njemu obraća.
Rumence:
El este Cel ce vă arată semnele Sale şi vă pogoară din cer o înzestrare. Numai cel care se căieşte însă îşi aminteşte de El.
Transliteration:
Huwa allathee yureekum ayatihi wayunazzilu lakum mina alssamai rizqan wama yatathakkaru illa man yuneebu
Türkçe:
O odur ki size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten bir rızık indiriyor. O'na yönelenden başkası öğüt alamaz.
Sahih International:
It is He who shows you His signs and sends down to you from the sky, provision. But none will remember except he who turns back [in repentance].
İngilizce:
He it is Who showeth you his Signs, and sendeth down sustenance for you from the sky: but only those receive admonition who turn (to Allah).
Azerbaycanca:
Sizə ayələrini (mö’cüzələrini, dəlillərini) göstərən, göydən ruzi (hər şeyi göyərdən yağış) endirən məhz Odur. (Bu ayələrdən) ancaq (tövbə edib Rəbbinə) dönən (Ona şərik qoşmaqdan imtina edən) kimsə ibrət alar!
Süleyman Ateş:
O'dur ki, size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor, (rızkın sebebi olan yağmur, güneş ve hava veriyor). Ancak (O'na) yönelen öğüt alır.
Diyanet Vakfı:
Size ayetlerini gösteren, sizin için gökten rızık indiren O'dur. Allah'a yönelenden başkası ibret almaz.
Erhan Aktaş:
O, size âyetlerini(1) gösteren, sizin için gökten rızık indirendir. Ancak, gönülden yönelenler öğüt alırlar.
Kral Fahd:
Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten rızık indiren O'dur. Allah'a yönelenden başkası ibret almaz.
Hasan Basri Çantay:
Ki O, âyetlerini size göstermekde, sizin için gökden rızık indirmekde olandır. (Şirkden tevbe ile îmâna) dönecek kimseden başkası (âyâtı Hakdan) ibret almaz.
Muhammed Esed:
Size (her türlü) işaretlerini gösteren, sizin için gökten rızık indiren O´dur. Ama Allah´a yönelmiş olanlardan başkası (bundan) bir ders çıkarmaz.
Gültekin Onan:
O size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor
Ali Fikri Yavuz:
O’dur ki, size (kudret ve azametine delâlet eden) alâmetlerini gösteriyor, sizin için gökten bir rızık (sebebi olan yağmur) indiriyor. Fakat ancak küfürden dönen (Allah’ın alâmetlerinden ibret alır ve gerçeği) anlar.
Portekizce:
Ele é Quem vos evidencia os Seus sinais e vos envia o sustento do céu. Mas, só se recorda d'Ele quem se volta para Ele,contrito.
İsveççe:
DET ÄR Han som visar er Sina tecken och som sänder ned från skyn det [regn som ger er säd och frukt] för att uppehålla livet; men bara de som har sinnet vänt mot Gud ägnar detta eftertanke.
Farsça:
اوست که نشانه های خود را به شما نشان می دهد، و از آسمان برای شما روزی نازل می کند؛ و فقط کسانی متذکّر می شوند که به سوی خدا باز می گردند.
Kürtçe:
ئەو زاتێکە نیشانەکانی خۆیتان نیشان دەدات وە لەئاسمانەوە ڕزق و ڕۆزیتان بۆ دەنێرێتە خوارەوە کەس بیرناکاتەوە (پەند وەرناگرێت) مەگەر کەسێك ڕوو لەخوا بێت
Özbekçe:
Унинг Ўзи сизга оят-белгиларини кўрсатадиган, осмондан сизга ризқ туширадиган зотдир. Фақат қайтадиган кишигина англар. (Ҳар бир нарсада Аллоҳга қайтадиган, тавба қиладиган, кўрган-билганидан ваъз-насиҳат оладиган кишиларгина англаб етадилар.)
Malayca:
Dia lah Tuhan yang memperlihatkan kepada kamu tanda-tanda keesaanNya dan kekuasaanNya (untuk kehidupan rohani kamu), dan yang menurunkan (untuk jasmani kamu) sebab-sebab rezeki dari langit. Dan tiadalah yang ingat serta mengambil pelajaran (dari yang demikian) melainkan orang yang sentiasa bertumpu (kepada Allah).
Arnavutça:
Ai është që ju tregon dokumentet e Tij, dhe ju zbret furnizim prej qiellit, e këshillën e pranon vetëm ai që kthehet (te Perëndia).
Bulgarca:
Той е, Който ви показва Своите знамения и спуска за вас препитание от небето. Но се поучава само онзи, който се покайва.
Sırpça:
Он вам показује Своје знакове и спушта вам опскрбу са неба, а поуку ће да прихвати само онај који се Њему обраћа.
Çekçe:
On je ten, jenž ukazuje vám Svá znamení a sesílá vám z nebe obživu; však vzpomene si na to pouze ten, kdo pokání činí.
Urduca:
وہی ہے جو تم کو اپنی نشانیاں دکھاتا ہے اور آسمان سے تمہارے لیے رزق نازل کرتا ہے، مگر (اِن نشانیوں کے مشاہدے سے) سبق صرف وہی شخص لیتا ہے جو اللہ کی طرف رجوع کرنے والا ہو
Tacikçe:
Ӯст, он ки оёти Худро ба шумо нишон дод ва бароятон аз осмон рӯзӣ фиристод. Танҳо касе панд мегирад, ки рӯй ба Худо оварад.
Tatarca:
Ул – Аллаһ сезгә күрсәтәдер һәм сөйләп белдерәдер, һәм дөньяның бөтен хәле белән Үзенең бер генә икәнлеген исбат итәдер, һәм сезгә ризык булсын өчен күктән яңгыр яудырадыр, Аллаһуның бу зур эшләреннән һич дәрес, гыйбрәт вәгазь алучы булмас, мәгәр инсаф белән иман китергән вә инабәт илә Аллаһуга кайткан гакыллы кешеләр генә вәгазьләнерләр.
Endonezyaca:
Dialah yang memperlihatkan kepadamu tanda-tanda (kekuasaan)-Nya dan menurunkan untukmu rezeki dari langit. Dan tiadalah mendapat pelajaran kecuali orang-orang yang kembali (kepada Allah).
Amharca:
እርሱ ያ (ለአምላክነቱ) ምልክቶቹን የሚያሳያችሁ ለእናንተም ከሰማይ ሲሳይን የሚያወርድላችሁ ነው፡፡ ወደእርሱም የሚመለስ ሰው ቢኾን እንጂ ሌላው አይገሰጽም፡፡
Tamilce:
அவன்தான் தனது அத்தாட்சிகளை உங்களுக்கு காண்பிக்கிறான். இன்னும், வானத்திலிருந்து உங்களுக்கு உணவை (-வாழ்வாதாரத்தின் மூலதனமாகிய மழையை) இறக்குகிறான். அல்லாஹ்வின் பக்கம் திரும்புகிறவர்களைத் தவிர (இதன் மூலம்) நல்லுபதேசம் பெற மாட்டார்கள்.
Korece:
하나님은 너희에게 그분의 예증을 보여 주시고 하늘로부터 일용할 양식을 베풀었으되 하나 님께 회개한 자만이 그 교훈을 받 아들일 뿐이더라
Vietnamca:
Ngài là Đấng đã phơi bày cho các ngươi thấy các dấu hiệu của Ngài và chính Ngài đã ban bổng lộc (mưa) từ trên trời xuống cho các ngươi. Nhưng không ai ghi nhớ điều đó ngoại trừ những người quay đầu sám hối.
Ayet Linkleri: