Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

39

Sûredeki Ayet No: 

50

Ayet No: 

4108

Sayfa No: 

464

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَدْ قَالَهَا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَمَا أَغْنَىٰ عَنْهُم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ

Çeviriyazı: 

ḳad ḳâlehe-lleẕîne min ḳablihim femâ agnâ `anhüm mâ kânû yeksibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onu, bunlardan öncekiler de söyledi. Fakat o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı.

Diyanet İşleri: 

Bunu onlardan öncekiler de söylemişti, ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçekten, onlardan öncekiler de bu sözü söylemişlerdi de kazandıkları şeylerin, onlara hiçbir faydası dokunmamıştı.

Şaban Piriş: 

Kendilerinden önce gelenler de böyle söylemişti. Fakat kazandıkları kendilerine fayda sağlamamıştı.

Edip Yüksel: 

Kendilerinden öncekiler aynı şeyi söylediler, ancak kazandıkları şeylerin kendilerine hiç bir yararı dokunmadı

Ali Bulaç: 

Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.

Suat Yıldırım: 

Kendilerinden önce gelip geçenler de böyle dediler, ama kazandıkları servet, mukadder âkıbetlerini önlemede kendilerine hiç fayda etmedi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak ki, onu bunlardan evvelkiler de söylemiştir. Fakat kazanır oldukları şey, onları ihtiyaçtan kurtaramamıştır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.

Bekir Sadak: 

Kisinin: «Allah´a karsi asiri gitmemden oturu bana yaziklar olsun. Gercekten ben alaya alanlardandim» diyecegi gunden sakinin.

İbni Kesir: 

Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Ama kazandıkları şey, kendilerine bir fayda vermemişti.

Adem Uğur: 

Bunu onlardan öncekiler de söylemişti

İskender Ali Mihr: 

Onlardan öncekiler de (böyle) söylemişti. Fakat kazanmış oldukları şeyler onlara bir fayda vermedi.

Celal Yıldırım: 

Onlardan öncekiler de böyle demişti, ama elde ettikleri şeyler kendilerine yarar sağlamadı, (kurtarıcı da olmadı)

Tefhim ul Kuran: 

Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti

Fransızca: 

Ainsi parlaient ceux qui vécurent avant eux. Mais ce qu'ils ont acquis ne leur a servi à rien;

İspanyolca: 

Lo mismo decían los que fueron antes de ellos y sus posesiones no les sirvieron de nada.

İtalyanca: 

E' quel che dicevano coloro che li precedettero, ma ciò che fecero non giovò loro;

Almanca: 

Bereits sagten dies doch diejenigen vor ihnen, dann nützte ihnen nicht, was sie zu erwerben pflegten.

Çince: 

在他们之前的人,确已说过这样的话了;但他们所获的财产,对于他们没有裨益,

Hollandaca: 

Zij die vóór hen waren, zeiden hetzelfde; maar datgene wat zij gewonnen hebben, is hun niet van voordeel,

Rusça: 

Так уже говорили их предшественники, но их не спасло то, что они приобретали.

Somalice: 

Waxaa saas yidhi kuwii ka horeeyey waxna uma tarin waxay kasbadeen.

Swahilice: 

Waliyasema haya waliyo kuwa kabla yao, lakini hayakuwafaa waliyo kuwa wakiyachuma.

Uygurca: 

مۇنداق سۆزنى ئۇلاردىن ئىلگىرىكىلەرمۇ قىلغان، ئۇلارنىڭ ئېرىشكەن مال - مۈلۈكلىرى ئۇلارغا ئەسقاتمىدى

Japonca: 

かれら以前の者も,このように言った。だがかれらの稼いだものは,益するところなどなかった。

Arapça (Ürdün): 

«قد قالها الذين من قبلهم» من الأمم كقارون وقومه الراضين بها «فما أغنى عنهم ما كانوا يكسبون».

Hintçe: 

जो लोग उनसे पहले थे वह भी ऐसी बातें बका करते थे फिर (जब हमारा अज़ाब आया) तो उनकी कारस्तानियाँ उनके कुछ भी काम न आई

Tayca: 

โดยแน่นอน บรรดาหมู่ชนก่อนหน้าพวกเขาได้กล่าวมันไว้ เช่นนี้ ดังนั้นสิ่งที่พวกเขาได้กระทำไว้นั้นหาได้อำนวยประโยชน์แก่พวกเขาไม่

İbranice: 

גם אלה אשר קדמו להם אמרו דברים כאלה, אך שום דבר לא הועיל להם מהדברים אשר עשו

Hırvatça: 

Tako su govorili i oni prije njih, pa im nije koristilo ono što su bili stekli,

Rumence: 

Aşa spuneau şi cei dinaintea lor, iar ceea ce agoniseau nu le-a slujit la nimic.

Transliteration: 

Qad qalaha allatheena min qablihim fama aghna AAanhum ma kanoo yaksiboona

Türkçe: 

Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.

Sahih International: 

Those before them had already said it, but they were not availed by what they used to earn.

İngilizce: 

Thus did the (generations) before them say! But all that they did was of no profit to them.

Azerbaycanca: 

Şübhəsiz ki, bu sözü onlardan (Məkkə müşriklərindən) əvvəlkilər (keçmiş ümmətlər) də demişdilər. Lakin qazandıqları (dünya malı) onlara heç bir fayda vermədi (əzabı onlardan dəf edə bilmədi).

Süleyman Ateş: 

Onlardan öncekiler de bunu demişlerdi. Ama kazandıkları şeyler, kendilerine hiçbir yarar sağlamadı.

Diyanet Vakfı: 

Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

Erhan Aktaş: 

Gerçekten, onlardan öncekiler de böyle söylemişti. Fakat kazanmış oldukları şeyler onlara bir yarar sağlamadı.

Kral Fahd: 

Bunu onlardan öncekiler de söylemişti ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

Hasan Basri Çantay: 

Bu (sözü) onlardan evvelkiler de söylemiş (ler) di de kazanmakda oldukları o şeyler kendilerine hiç bir fâide vermemiş,

Muhammed Esed: 

Onlardan önce yaşamış olanlar(ın çoğu da kendi kendilerine) aynı şeyi söylemişlerdi; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi:

Gültekin Onan: 

Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti

Ali Fikri Yavuz: 

Onlardan (senin kavminden) evvelkiler de bu sözü söylemişlerdi. Fakat o kazandıkları küfür kendilerini kurtarmadı.

Portekizce: 

Assim falavam também os seus antepassados; porém, de nada lhes valeu tudo quanto haviam lucrado.

İsveççe: 

Detsamma sade de som levde före dem [och som förnekade sanningen]; men det som de hade förvärvat [i livet] var dem till ingen nytta,

Farsça: 

همین [سخن بیهوده و باطل] را کسانی که پیش از آنان بودند، گفتند، ولی آنچه را [از مقام و ثروت همواره] به دست می آوردند، عذاب و هلاکت را از آنان برطرف نکرد.

Kürtçe: 

بێگومان ئەم قسەیە کەسانی پێش ئەمانیش کردیان بەڵام ھیچ سوودی پێ نەگەیاندن ئەوەی ئەوان کردیان

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, буни улардан аввалгилар ҳам айтган эдилар. Бас, уларнинг қилган касблари ўзларига асқотмади.

Malayca: 

Sebenarnya orang-orang yang terdahulu daripada mereka telah juga mengatakan yang demikian maka segala yang mereka usahakan itu tidak dapat menyelamatkan mereka (dari azab Allah).

Arnavutça: 

Kështu thonin edhe ata që ishin para tyre, prandaj nuk patën dobi nga ajo që patën fituar,

Bulgarca: 

Казваха го вече и онези преди тях. И не ги избави онова, което са придобили.

Sırpça: 

Тако су говорили и они пре њих, па им није користило оно што су били стекли,

Çekçe: 

A tohle již říkali ti, kdož před nimi byli, a neprospělo jim to, co si vysloužili,

Urduca: 

یہی بات ان سے پہلے گزرے ہوئے لوگ بھی کہہ چکے ہیں، مگر جو کچھ وہ کماتے تھے وہ ان کے کسی کام نہ آیا

Tacikçe: 

Ин сухане буд, ки пешиниёнашон ҳам мегуфтанд, вале ҳар чӣ ҷамъ оварда буданд, ба ҳолашон нафъ накард.

Tatarca: 

Ул сүзне үлекләр дә әйтерләр иде, ләкин аларның кәсеп иткән нәрсәләре Безнең ґәзаб килгәндә һич файда бирмәде.

Endonezyaca: 

Sungguh orang-orang yang sebelum mereka (juga) telah mengatakan itu pula, maka tiadalah berguna bagi mereka apa yang dahulu mereka usahakan.

Amharca: 

እነዚያ ከእነርሱ በፊት የነበሩት ሕዝቦች በእርግጥ ብለዋታል፡፡ ይሠሩት የነበሩትም ነገር ከእነርሱ አልጠቀማቸውም፡፡

Tamilce: 

திட்டமாக இவர்களுக்கு முன்னுள்ளவர்களும் இதைச் சொல்லி இருக்கிறார்கள். ஆக, அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்தவை அவர்களை விட்டும் (அல்லாஹ்வின் தண்டனையை) தடுக்கவில்லை.

Korece: 

그들 이전의 선조들도 그렇 게 말하였노라 그러나 그들이 얻 은 것은 그들에게 유용하지 못했 더라

Vietnamca: 

Quả thật, những kẻ trước họ cũng đã nói lời lẽ đó. Tuy nhiên, những thứ mà họ kiếm được chẳng giúp ích được gì cho họ.