Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

32

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

3522

Sayfa No: 

416

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ جَنَّاتُ الْمَأْوَىٰ نُزُلًا بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Çeviriyazı: 

emme-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti felehüm cennâtü-lme'vâ. nüzülem bimâ kânû ya`melûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Evet, iman edip de salih amelleri işleyen kimselerin, yaptıklarına karşılık bir konukluk (ağırlanma) olarak me'vâ (barınak) cennetleri vardır.

Diyanet İşleri: 

İnanıp yararlı iş işleyenlere gelince, onların yaptıklarına karşılık, varacakları cennet konakları vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnananlara ve iyi işlerde bulunanlaradır Me'va cennetleri, yaptıklarına karşılık konuk olmak için.

Şaban Piriş: 

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için yaptıktlarına karşılık olarak varıp kalacakları, konakları cennetler vardır.

Edip Yüksel: 

İnanıp erdemli davrananlar için cennet konakları vardır. Yaptıklarının bir karşılığı olarak.

Ali Bulaç: 

İman eden ve salih amellerde bulunanlar ise, artık onlar için, yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, bir ağırlanma konağı olarak barınma cennetleri vardır.

Suat Yıldırım: 

İman edip, güzel ve makbul işler işleyenlere, yaptıklarına karşılık konukluk olarak Me'va cennetleri vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Evet. O kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, artık onlar için yapmış oldukları amelleri mukabilinde konak olmak üzere Me´va cennetleri vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İman edip hayra/barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için, yaptıklarına karşılık olarak barınacakları cennet konakları vardır.

Bekir Sadak: 

Muhakkak ki Rabbin ayriliga dustukleri seylerde kiyamet gunu aralarinda hukmedecektir.

İbni Kesir: 

İman edip salih amel işleyenlere gelince

Adem Uğur: 

İman edip de, iyi işler yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konakları vardır.

İskender Ali Mihr: 

Fakat âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dilemiş olanlar) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, işte onlar için yapmış olduklarından dolayı ikram olarak meva cennetleri vardır.

Celal Yıldırım: 

İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara gelince: Onlar için yaptıklarına karşılık konukluk olarak Me´vâ Cennetleri vardır.

Tefhim ul Kuran: 

İman eden ve salih amellerde bulunanlar ise, artık onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere, bir ağırlanma konağı olarak barınma cennetleri vardır.

Fransızca: 

Ceux qui croient et accomplissent les bonnes oeuvres, auront leur résidence dans les Jardins du Refuge, en récompense de ce qu'ils oeuvraient .

İspanyolca: 

Quienes crean y obren bien tendrán los jardines de la Morada como alojamiento en premio a sus obras.

İtalyanca: 

Coloro che credono e compiono il bene saranno ospitati nei giardini del Rifugio, premio per quello che avranno fatto,

Almanca: 

Hinsichtlich derjenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, für diese sind Dschannat der eigentlichen Unterkunft als Aufenthaltsort bestimmt für das, was zu tun pflegten.

Çince: 

至于信道而且行善者,将来得以乐园为归宿,那是为了报酬他们的行为的。

Hollandaca: 

Wat hen betreft, die gelooven en doen wat rechtvaardig is, zij zullen tuinen van eeuwig verblijf bezitten, als eene ruime belooning, voor hetgeen zij hebben verricht.

Rusça: 

Для тех, которые уверовали и совершали праведные деяния, Сады пристанища станут угощением за то, что они совершили.

Somalice: 

kuwa rumeeyay (xaqa) oo camal fiican falay waxay mudan Jannooyinka Ma'wa martiqaad waxay xamal falayeen dartiis.

Swahilice: 

Ama walio amini na wakatenda mema, watakuwa nazo Bustani za makaazi mazuri. Ndio pa kufikia kwa waliyo kuwa wakiyatenda.

Uygurca: 

ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلارغا كەلسەك، ئۇلارنىڭ قارارگاھى جەننەت بولىدۇ، (ئۇ) ئۇلارنىڭ قىلغان ئەمەللىرىنى مۇكاپاتلاش يۈزىسىدىن ئۇلا رئۈچۈن تەييارلانغان جايدۇر

Japonca: 

信仰して善行に勤しむ者は,楽園が住まいで,それは善行をしたことへの報奨である。

Arapça (Ürdün): 

«أما الذين آمنوا وعملوا الصالحات فلهم جنات المأوى نزلا» هو ما يعد للضيف «بما كانوا يعملون».

Hintçe: 

लेकिन जो लोग ईमान लाए और उन्होंने अच्छे अच्छे काम किए उनके लिए तो रहने सहने के लिए (बेहश्त के) बाग़ात हैं ये सामाने ज़ियाफ़त उन कारगुज़ारियों का बदला है जो वह (दुनिया में) कर चुके थे

Tayca: 

ส่วนบรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดีทั้งหลายนั้น สำหรับพวกเขาคือสวนสวรรค์หลากหลาย เป็นที่พำนักเตรียมไว้ตามที่พวกเขาได้กระทำไว้

İbranice: 

אך לאלה אשר האמינו ועשו את הטוב, להם מחכים גני העדן, בעבור מה שהיו עושים

Hırvatça: 

One koji su vjerovali i dobra djela činili - čekaju džennetske bašče u kojima će boraviti, kao nagrada za ono što su radili.

Rumence: 

Cei care cred şi săvârşesc fapte bune vor avea Grădinile Limanului ca loc de şedere pentru faptele lor,

Transliteration: 

Amma allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati falahum jannatu almawa nuzulan bima kanoo yaAAmaloona

Türkçe: 

İman edip hayra/barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için, yaptıklarına karşılık olarak barınacakları cennet konakları vardır.

Sahih International: 

As for those who believed and did righteous deeds, for them will be the Gardens of Refuge as accommodation for what they used to do.

İngilizce: 

For those who believe and do righteous deeds are Gardens as hospitable homes, for their (good) deeds.

Azerbaycanca: 

İman gətirib yaxşı işlər görənləri etdikləri əməllər müqabilində qonaq qalacaqları (sakin olacaqları) Mə’va cənnətləri gözləyir. (Onlar orada Allahın əbədi qonaqları olacaqlar).

Süleyman Ateş: 

İnanan ve iyi işler yapanlara gelince, onlar, yaptıklarına karşılık, durulmağa değer cennetlerde ağırlanırlar.

Diyanet Vakfı: 

İman edip de, iyi işler yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konakları vardır.

Erhan Aktaş: 

Îmân eden ve sâlihâtı yapanlar,(1) işte onlar için, yapmış olduklarından dolayı konaklama yeri olarak Me’va Cennetleri var.

Kral Fahd: 

İman edip de, salih ameller işleyenlere gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konakları vardır.

Hasan Basri Çantay: 

İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar için, yapmış oldukları (iyi) amellere mukaabil, konak olmak üzere, Me´vâ cennetleri vardır.

Muhammed Esed: 

İman edip doğru ve yararlı işler yapanlara gelince; yaptıklarına karşılık (Allah´tan) bir mükafat olarak onları dinlenip huzur bulacakları bahçeler beklemektedir.

Gültekin Onan: 

İnanan ve salih amellerde bulunanlar ise, artık onlar için, yaptıklarına karşılık olmak üzere, bir ağırlanma konağı olarak barınma cennetleri vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

İman edib de salih amelleri işliyenlere, amellerine karşılık, konukluk olarak Me’va Cennetleri vardır.

Portekizce: 

Quanto aos fiéis, que tiverem praticado o bem, terão por abrigo jardins de aconchego, por tudo quanto fizeram.

İsveççe: 

De som tror och lever rättskaffens skall som belöning för sina handlingar få en fristad i lustgårdar, där de hälsas välkomna.

Farsça: 

اما کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، پس برای آنان بهشت هایی که اقامت گاه دائمی است خواهد بود [که به آنان] به پاداش اعمالی که همواره انجام می دادند، پیشکش می شود.

Kürtçe: 

جا ئەوانەی کە باوەڕیان ھێناوە و کردەوە چاکەکانیان کردووە ئەوە بەھەشتانێکی پڕ ڕێزو خۆشیان بۆ ھەیە بەھۆی ئەو کردەوانەوەی کەدەیانکرد

Özbekçe: 

Ҳа, иймон келтириб, яхши амалларни қилганларга, бас, уларга қилиб ўтган амаллари учун жаннатул маъво манзилдир.

Malayca: 

Adapun orang-orang yang beriman dan beramal soleh, maka mereka akan beroleh Syurga tempat tinggal yang tetap sebagai balasan bagi apa yang mereka telah kerjakan.

Arnavutça: 

ata që kanë besuar dhe punuar vepra të mira, për ta janë kopshtet e xhennetit Meëva – të përgatitur për atë që kanë punuar;

Bulgarca: 

Които вярват и вършат праведни дела, техни са Градините на обителта - гостоприемство за онова, което са вършили.

Sırpça: 

Оне који су веровали и радили добра дела - чекају рајске баште у којима ће да бораве, као награда за оно што су радили.

Çekçe: 

Pro ty, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, pro ty jsou určeny zahrady útulku jako příbytek za to, co činili,

Urduca: 

جو لوگ ایمان لائے ہیں اور جنہوں نے نیک عمل کیے ہیں اُن کے لیے تو جنتوں کی قیام گاہیں ہیں، ضیافت کے طور پر اُن کے اعمال کے بدلے میں

Tacikçe: 

Аммо онон, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, ба ҷазои неки амалҳое, ки макардаанд, манзилгоҳе дар боғҳои биҳишт хоҳанд ёфт.

Tatarca: 

Әмма иман китереп изге гамәлләр кылган хак мөэминнәргә Мәэва исемле җәннәт булыр, ул җәннәт чын иманны, хак динне кәсеп иткәннәре өчен мәңге торачак урын булып аларга хәзерләнгән.

Endonezyaca: 

Adapun orang-orang yang beriman dan mengerjakan amal saleh, maka bagi mereka jannah tempat kediaman, sebagai pahala terhadap apa yang mereka kerjakan.

Amharca: 

እነዚያ ያመኑና መልካሞችን የሰሩማ ለእነርሱ ይሠሩት በነበሩት ምክንያት መስተንግዶ ሲሆኑ መኖሪያ ገነቶች አሏቸው፡፡

Tamilce: 

ஆக, எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு நன்மைகளை செய்தார்களோ அவர்களுக்கு அவர்கள் செய்ததன் காரணமாக “அல்மஃவா” என்னும் சொர்க்கங்கள் விருந்துபசரணையாக கிடைக்கும்.

Korece: 

믿음을 갖고 선을 행하는 자들은 천국이 그들의 안식처가 되 매 이는 그들이 행한 것에 대한 환대라

Vietnamca: 

Đối với những ai có đức tin và hành thiện thì sẽ được ban thưởng những Ngôi Vườn Thiên Đàng làm nơi cư ngụ (vĩnh hằng), một sự đãi ngộ cho những điều (thiện tốt) mà họ đã làm (trên thế gian).