Arapça:
وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ ۖ وَمَا يَعْقِلُهَا إِلَّا الْعَالِمُونَ
Çeviriyazı:
vetilke-l'emŝâlü naḍribühâ linnâs. vemâ ya`ḳilühâ ille-l`âlimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.
Diyanet İşleri:
Biz bu misalleri insanlara veriyoruz, onları ancak bilenler anlayabilir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve işte örnekler, onları insanlara gösterip durmadayız ve bilgi sahiplerinden başkaları anlamaz onları.
Şaban Piriş:
İşte, insanlar için verdiğimiz örnekler, ama onları alimlerden başkası anlamaz.
Edip Yüksel:
Bu örnekleri halk için veririz ve onları bilen kimselerden başkası düşünüp anlamaz.
Ali Bulaç:
İşte bu örnekler; Biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez.
Suat Yıldırım:
İşte bazı gerçekleri anlatmak için,Biz bu kabil temsiller getiriyoruz, ama bunları, ancak ibret almasını bilenler anlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve şu misalleri ki, onları nâs için irâd ediyoruz. Maamafih onlara bilginlerden başkası akıl erdiremez.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.
Bekir Sadak:
Hayir
İbni Kesir:
İşte misaller. Biz, onları insanlara anlatıyoruz. Bilenlerden başkası bunları anlamaz.
Adem Uğur:
İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz
İskender Ali Mihr:
Ve işte bu örnekleri insanlar için veriyoruz. Ve onu, âlimlerden başkası akıl (idrak) edemez.
Celal Yıldırım:
Biz, işte bu misalleri insanlar için (gerçeği daha iyi anlasınlar diye) getiriyoruz. Bunları ancak ilim adamları düşünüp akleder.
Tefhim ul Kuran:
İşte bu örnekler
Fransızca:
Telles sont les paraboles que Nous citons aux gens; cependant, seuls les savants les comprennent.
İspanyolca:
Proponemos estas parábolas a los hombres, pero no las comprenden sino los que saben.
İtalyanca:
Queste metafore Noi le proponiamo agli uomini, ma non le capiscono se non i sapienti.
Almanca:
Und diese Gleichnisse prägen WIR den Menschen. Und es begreifen sie nur die Wissenden.
Çince:
这些譬喻,是我为众人而设的,只有学者能了解它。
Hollandaca:
Deze vergelijking stellen wij den menschen voor; maar niemand verstaat die; behalve de denkende.
Rusça:
Такие притчи Мы приводим людям, но разумеют их только обладающие знанием.
Somalice:
taasina waa tusaale aannu u yeelayno Dadka'wax kasi oon ahayn kuwa wax yaqaanna ma jiro.
Swahilice:
Na hiyo ni mifano tunawapigia watu, na hawaifahamu ila wenye ilimu.
Uygurca:
بىز ئىنسانلارغا (قۇرئاندا ئۇلارنىڭ زېھنىغا يېقىنلاشتۇرۇش ئۈچۈن) بايان قىلغان بۇ تەمسىللەرنى پەقەت ئالىملارلا چۈشىنەلەيدۇ
Japonca:
これらは,われが人間のために提示する譬えである。だが知識ある者の外は,これを理解しない。
Arapça (Ürdün):
«وتلك الأمثال» في القرآن «نضربها» نجعلها «للناس وما يعقلها» أي يفهمها «إلا العالمون» المتدبرون.
Hintçe:
और हम ये मिसाले लोगों के (समझाने) के वास्ते बयान करते हैं और उन को तो बस उलमा ही समझते हैं
Tayca:
และเหล่านี้คืออุปมาทั้งหลายที่เราได้เปรียบเทียบมัน สำหรับปวงมนุษย์ แต่ไม่มีผู้ใดตระหนักมันหรอก นอกจากผู้มีความรู้
İbranice:
אלה הם המשלים אשר אנו נותנים לאנשים, אך אותם יבינו רק אלה אשר יש להם בינה
Hırvatça:
To su primjeri koje Mi ljudima navodimo, ali ih samo učeni razumiju.
Rumence:
Acestea sunt pilde pe care Noi le dăm oamenilor, însă nu le pricep decât cei care ştiu.
Transliteration:
Watilka alamthalu nadribuha lilnnasi wama yaAAqiluha illa alAAalimoona
Türkçe:
Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.
Sahih International:
And these examples We present to the people, but none will understand them except those of knowledge.
İngilizce:
And such are the Parables We set forth for mankind, but only those understand them who have knowledge.
Azerbaycanca:
Biz bu məsəlləri insanlar üçün çəkirik. Onları yalnız (haqqı) bilənlər anlayarlar.
Süleyman Ateş:
Biz bu misalleri insanlara anlatıyoruz ama onları, bilenlerden başkası düşünüp anlamaz.
Diyanet Vakfı:
İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.
Erhan Aktaş:
Bu örnekleri insanlara veriyoruz. Onu âlimlerden(1) başkası kavrayamaz.
Kral Fahd:
Biz bu misalleri insanlar için veriyoruz. Onları da ancak ilim sahibi olanlar anlayabilir.
Hasan Basri Çantay:
İşte misâller! Biz onları insanlar için îrâd ediyoruz. Aalim olanlardan başkası onları anlamaz.
Muhammed Esed:
İşte Biz insanın önüne bu temsilleri koyuyoruz: ama onların gerçek anlamını ancak (Bizi) tanıyanlar kavrayabilir,
Gültekin Onan:
İşte bu örnekler
Ali Fikri Yavuz:
Hem bu misaller var ya, biz onları insanlar için beyan ediyoruz. Bunları (bu misallerin güzelliklerini ve faydalarını) ancak (eşyadan ibret alan) alimler anlar.
Portekizce:
E estas parábolas, citamo-las aos humanos; porém, só os sensatos as compreendem.
İsveççe:
Dessa liknelser framställer Vi för människorna, men bara de som har [sann] kunskap förstår dem helt och fullt,
Farsça:
و این مثل ها را برای مردم می زنیم، ولی جز اهل معرفت و دانش در آنها تعقّل نمی کنند.
Kürtçe:
ئەو وێنە و نموونانە بۆ خەڵکی دەھێنینەوە تەنھا زانایان لەوانە تێدەگەن
Özbekçe:
Ушбу мисолларни Биз одамлар учун келтирурмиз. Лекин уларга олимлардан ўзгаларнинг ақллари етмас. (Ҳа, Аллоҳ таоло келтираётган мисолларни ақлли кишиларгина тўла тушуниб етадилар. Ундан ўзларига ибрат оладилар. Ақлсизлар эса, бу мисолларни тушуниш ўрнига Макка мушриклари каби: «Муҳаммаднинг Робби пашша ва ўргимчакни гапириб юрибди», деб масхара қиладилар.)
Malayca:
Dan misal-misal perbandingan yang demikian itu Kami kemukakan kepada umat manusia, dan hanya orang-orang yang berilmu yang dapat memahaminya.
Arnavutça:
Dhe, këta shembuj – Ne u paraqesim njerëzve, por këta nuk i kupton kush, pos dijetarëve.
Bulgarca:
Даваме Ние тези примери на хората, но ги проумяват само знаещите.
Sırpça:
То су примери које Ми наводимо људима, али их само учени схватају.
Çekçe:
My pak uvádíme podobenství tato lidem, ale pochopí je pouze rozumní.
Urduca:
یہ مثالیں ہم لوگوں کی فہمائش کے لیے دیتے ہیں، مگر ان کو وہی لوگ سمجھتے ہیں جو علم رکھنے والے ہیں
Tacikçe:
Ин мисолҳоро барои мардум меорем ва онро фақат доноён дармеёбанд.
Tatarca:
Коръәндә бу кеби мисалларны кешеләргә бәян итәбез аңнарга җиңел булсын өчен, ләкин ул мисалларны галимнәрдән башкалар аңламаслар.
Endonezyaca:
Dan perumpamaan-perumpamaan ini Kami buat untuk manusia; dan tiada yang memahaminya kecuali orang-orang yang berilmu.
Amharca:
እነዚህንም ምሳሌዎች ለሰዎች እንገልጻቸዋለን፡፡ ከሊቃውንቶቹም በስተቀር ሌሎቹ አያውቋትም፡፡
Tamilce:
இந்த உதாரணங்கள், இவற்றை நாம் மக்களுக்கு விவரிக்கிறோம். அறிஞர்களைத் தவிர (மற்றவர்கள்) இவற்றை சிந்தித்து புரியமாட்டார்கள்.
Korece:
하나님이 비유를 드사 이것 은 온 백성을 위해서라 지혜 있는자들은 이해하리라
Vietnamca:
Đó là những hình ảnh thí dụ mà TA (Allah) trình bày cho nhân loại. Tuy nhiên, chỉ những ai có kiến thức mới thấu hiểu được (ý nghĩa của những hình ảnh thí dụ đó).
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: