Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

80

Ayet No: 

3239

Sayfa No: 

384

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَىٰ وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاءَ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ

Çeviriyazı: 

inneke lâ tüsmi`u-lmevtâ velâ tüsmi`u-ṣṣumme-ddü`âe iẕâ vellev müdbirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bil ki sen, ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın.

Diyanet İşleri: 

Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki sen, ölüye duyuramazsın ve arkalarını çevirip giderlerken çağırsan da sağırlara sesini işittiremezsin.

Şaban Piriş: 

Sen, ölülere duyuramazsın, arkalarını dönüp gitmekte olan sağırlara da daveti duyuramazsın.

Edip Yüksel: 

Sen ölülere duyuramazsın, aynı şekilde arkalarını dönen sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

Ali Bulaç: 

Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.

Suat Yıldırım: 

Şunu bil ki sen, ne ölülere sesini duyurabilirsin, ne de arkasına dönüp uzaklaşan sağırlara bu dâveti işittirebilirsin.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki, sen ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp kaçan sağırlara da dâvetini işittiremezsin.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sen, ölülere işittiremezsin. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

Bekir Sadak: 

Size geceyi dinlenesiniz diye karanlik ve gunduzu calisasiniz diye aydinlik olarak yarattigimizi gormediler mi? Dogrusu bunda, inanan millet icin dersler vardir.

İbni Kesir: 

Elbette sen

Adem Uğur: 

Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da dâveti duyuramazsın.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki sen, ölülere işittiremezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da (Allah´ın) davetini işittiremezsin.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki sen ölülere işittiremezsin

Tefhim ul Kuran: 

Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.

Fransızca: 

Tu ne peux faire entendre les morts ni faire entendre l'appel aux sourds quand ils s'enfuient en tournant le dos.

İspanyolca: 

Tú no puedes hacer que los muertos oigan, ni que los sordos oigan el llamamiento si vuelven la espalda.

İtalyanca: 

Certo non puoi far sentire i morti, e neppure far sentire ai sordi il richiamo, quando fuggono voltando le spalle.

Almanca: 

Gewiß, du kannst die Toten nicht hören lassen. Und du kannst die Tauben den Ruf nicht hören lassen, wenn sie sich flüchtend abwenden.

Çince: 

你必定不能使死人听(你讲道)。你必定不能使退避的聋子听你召唤。

Hollandaca: 

Waarlijk, gij zult de dooden niet hoorende maken, noch zult gij de dooven uwe oproeping tot het ware geloof doen hooren, als zij zich verwijderen en u hunne ruggen toewenden.

Rusça: 

Ты не заставишь слышать мертвецов и не заставишь глухих услышать твой призыв, когда они обращаются вспять.

Somalice: 

Adugu wax ma Maqashiisid kuwa Dhintay mana Maqashiisid Dhagoolaha Dhawaaq markay Jeedsadaan iyagoo sii Socda.

Swahilice: 

Kwa hakika wewe huwezi kuwafanya maiti wasikie, wala kuwafanya viziwi wasikie wito, wanapo kwisha geuka kwenda zao.

Uygurca: 

سەن ئۆلۈكلەرگە ۋە يۈز ئۆرۈگەن گاسلارغا (يەنى دىللىرىنىڭ ئۆلۈكلىكىدە ئۆلۈكلەرگە ۋە ھەقنى ئاڭلىماسلىقتا گاسلارغا ئوخشايدىغان كۇففارلارغا) دەۋەتنى ئاڭلىتالمايسەن

Japonca: 

本当にあなたは,死者に聞かせることは出来ない。また聞えぬ者に呼び掛けても聞かせることは出来ない。(ことに)かれらが背を向けて引き取る時は。

Arapça (Ürdün): 

«إنك لا تسمع الموتى ولا تسمع الصم الدعاء إذا» بتحقيق الهمزتين وتسهيل الثانية بينها وبين الياء «ولوا مدبرين».

Hintçe: 

बेशक न तो तुम मुर्दों को (अपनी बात) सुना सकते हो और न बहरों को अपनी आवाज़ सुना सकते हो (ख़ासकर) जब वह पीठ फेर कर भाग ख़डें हो

Tayca: 

แท้จริงเจ้าจะไม่ทำให้คนตายได้ยิน และจะไม่ทำให้คนหูหนวกได้ยินการเรียกร้องเชิญชวนเมื่อพวกเขาหันหลังกลับ

İbranice: 

הן, אינך מסוגל להשמיע את המתים ולא להשמיע את החירשים את התפילה, אם ויסתובבו נמלטים

Hırvatça: 

Ti ne možeš mrtve dozvati niti gluhe dovikati kada se okrenu udaljavajući se,

Rumence: 

Tu nu îi vei putea face pe morţi să audă, precum nici pe cei surzi să audă Chemarea atunci când întorc spatele.

Transliteration: 

Innaka la tusmiAAu almawta wala tusmiAAu alssumma aldduAAaa itha wallaw mudbireena

Türkçe: 

Sen, ölülere işittiremezsin. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

Sahih International: 

Indeed, you will not make the dead hear, nor will you make the deaf hear the call when they have turned their backs retreating.

İngilizce: 

Truly thou canst not cause the dead to listen, nor canst thou cause the deaf to hear the call, (especially) when they turn back in retreat.

Azerbaycanca: 

Şübhəsiz ki, sən nə ölülərə (haqqı) başa sala bilər, nə də dönüb gedən karlara (haqqa) çağırışı eşitdirə bilərsən!

Süleyman Ateş: 

Sen ölülere duyuramazsın, arkalarını dönmüş kaçmakta olan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.

Diyanet Vakfı: 

Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da daveti duyuramazsın.

Erhan Aktaş: 

Sen, ölülere duyuramazsın. Mesajı aldırmayan sağırlara da duyuramazsın.

Kral Fahd: 

Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da dâveti duyuramazsın.

Hasan Basri Çantay: 

Zîrâ şübhesiz ki sen ölülere duyuramazsın. Arkalarını dönmüş kaçarlarken sağırlara da da´veti (ni) işitdiremezsin.

Muhammed Esed: 

Gerçek şu ki, sen ölülere de işittiremezsin, sırt çevirip uzaklaşan sağırlara da işittiremezsin bu çağrıyı;

Gültekin Onan: 

Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.

Ali Fikri Yavuz: 

Şüphesiz sen, (kalbleri) ölü olanlara işittiremezsin ve arkalarını dönmüş kaçarlarken, (kalbleri) sağırlara hak çağrını duyuramazsın.

Portekizce: 

Certamente, tu não poderás fazer os mortos ouvir, nem fazer-te ouvir pelos surdos (especialmente) quando fogem,

İsveççe: 

Du kan inte förmå de döda att höra, inte heller de [andligen] döva som vänder dig ryggen, att lyssna till din kallelse;

Farsça: 

بی تردید تو نمی توانی [دعوتت را] به مردگان بشنوانی، و نیز نمی توانی آن را به کران که پشت کنان روی برمی گردانند بشنوانی،

Kürtçe: 

بەڕاستی تۆ ناتوانی(بانگەوازت) بەمردووەکان ببیستێنیت وە ناتوانی بانگەوازت بەوانەی کەڕن بژنەوێنیت کاتێ پشت ھەڵدەکەن و دەڕۆن

Özbekçe: 

Албатта, сен ўликларга эшиттира олмассан, ортга қараб қочаётган карларга ҳам чақириқни эшиттира олмайссан.

Malayca: 

Sesungguhnya engkau tidak dapat menjadikan orang-orang yang mati (hatinya) itu menerima ajaranmu, dan tidak dapat menjadikan orang-orang yang pekak itu mendengar seruanmu, apabila mereka berundur ke belakang (disebabkan keingkarannya).

Arnavutça: 

Me të vërtetë, ti nuk mund të bësh që të vdekurit të dëgjojnë, as nuk mund të bësh të shurdhërin që të dëgjojë, pasi që të kthejnë shpinën (prej teje),

Bulgarca: 

Ти не можеш да накараш мъртвите да чуят, нито глухите да чуят зова, щом обърнат гръб.

Sırpça: 

Ти не можеш мртве да дозовеш нити глуве да довичеш кад се леђима окрену.

Çekçe: 

Ty věru nedokážeš, aby mrtví slyšeli či hluší tuto výzvu zaslechli, když zády se odvracejí;

Urduca: 

تم مُردوں کو نہیں سنا سکتے، نہ اُن بہروں تک اپنی پکار پہنچا سکتے ہو جو پیٹھ پھیر کر بھاگے جا رہے ہوں

Tacikçe: 

Ту наметавонӣ мурдагокро шунаво созӣ ва овози худро ба гӯши кароне, ки аз ту рӯй мегардонанд. Бирасонӣ.

Tatarca: 

Мәет кеби имансызларга син хак сүзне ишеттерә алмассың вәгазь сөйләп һидәяткә чакыруыңны да ишетә алмассың, әгәр хактан дүнеп ялганга йөз тотсалар.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya kamu tidak dapat menjadikan orang-orang yang mati mendengar dan (tidak pula) menjadikan orang-orang yang tuli mendengar panggilan, apabila mereka telah berpaling membelakang.

Amharca: 

አንተ ሙታንን አታሰማም፡፡ ደንቆሮዎችንም የሚተው ኾነው በዞሩ ጊዜ ጥሪን አታሰማም፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக (உள்ளம்) மரணித்தவர்களை நீர் செவியுறச் செய்யமுடியாது. (செவியில் முத்திரை இடப்பட்ட) செவிடர்களுக்கும் - அவர்கள் புறமுதுகிட்டவர்களாக (-புறக்கணித்தவர்களாக) திரும்பினால் - (இந்த ஏகத்துவ) அழைப்பை நீர் செவியுறச் செய்யமுடியாது.

Korece: 

그대는 죽은자로 하여금 듣 게 할 수 없으며 귀머거리로 하여 금 부름을 듣게 할 수 없나니 이 들은 바로 진리를 외면하는 자들 이라

Vietnamca: 

Ngươi chắc chắn không thể làm cho người chết nghe được và cũng không thể làm cho người điếc nghe tiếng gọi khi họ đã quay lưng bỏ đi.