Arapça:
قَالُوا لَئِنْ أَكَلَهُ الذِّئْبُ وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّا إِذًا لَّخَاسِرُونَ
Çeviriyazı:
ḳâlû lein ekelehü-ẕẕi'bü venaḥnü `uṣbetün innâ iẕel leḫâsirûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dediler ki: "Vallahi biz böyle güçlü kuvvetli bir topluluk iken, buna rağmen onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olmuş oluruz."
Diyanet İşleri:
And olsun ki, biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu yerse, biz aciz sayılırız dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Biz demişlerdi, güçlü kuvvetli bir toplulukken gelip onu kurt yerse artık şüphe yok ki ziyankarlardan oluruz.
Şaban Piriş:
Onlar: Biz kalabalık bir topluluk iken eğer onu kurt yerse yazıklar olsun bize, dediler.
Edip Yüksel:
Dediler ki: "Biz kalabalık bir grup olduğumuz halde onu kurt yerse, o zaman gerçekten kaybedenler oluruz."
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz) kimseler oluruz."
Suat Yıldırım:
Onlar! “Vallahi!” dediler, “Biz böylesine güçlü bir grup iken onu kurt kapar da yerse, yazıklar olsun bize! Biz ne güne duruyoruz.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler ki: «Biz kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde O´nu eğer kurt yerse artık şüphesiz ki, biz elbette hüsrâna düşmüş kimseleriz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler ki: "Vallahi biz böylesine dayanışma içinde bir ekipken onu kurt yerse, o takdirde biz hüsrana uğrayan kişiler oluruz."
Bekir Sadak:
Bir kervan geldi, sucularini gonderdiler
İbni Kesir:
Dediler ki: Biz bir toplulukken onu kurt yerse
Adem Uğur:
Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler sayılırız.
İskender Ali Mihr:
“Ve biz gerçekten kuvvetli bir topluluk iken, eğer onu bir kurt yerse, o zaman biz mutlaka hüsrana düşen kimseler oluruz.” dediler.
Celal Yıldırım:
Onlar: «Eğer biz böyle güçlü bir toplulukken kurt onu yerse, o takdirde biz hüsrana uğramış oluruz,» dediler.
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz kimseler) oluruz.»
Fransızca:
Ils dirent : "Si le loup le dévore alors que nous sommes nombreux, nous seront vraiment les perdants".
İspanyolca:
Dijeron: «Si el lobo se lo comiera, siendo nosotros tantos, sí que tendríamos mala suerte».
İtalyanca:
Dissero: «Se lo mangiasse il lupo mentre siamo tanto numerosi, veramente saremmo disgraziati!».
Almanca:
Sie sagten: "Sollte der Wolf ihn fressen, obwohl wir eine (starke) Gruppe sind, gewiß würden wir doch zu den Unterlegenen gehören."
Çince:
他们说:我们是一个(强壮的)团体,狼却吃了他,那我们真是该死了。
Hollandaca:
Zij zeiden: Waarlijk indien de wolf hem verslond, terwijl wij zoo velen zijn, zouden wij inderdaad zwak wezen.
Rusça:
Они сказали: "Если волк растерзает его, тогда как нас - целая группа, то мы действительно окажемся потерпевшими убыток".
Somalice:
waxay dheheen hadday Yey Cunto annagoo kooxa waxaan ka mid nahay kuwa khasaaray.
Swahilice:
Wakasema: Ikiwa mbwa mwitu atamla na hali sisi ni kundi lenye nguvu kabisa, basi bila ya shaka sisi tutakuwa khasarani.
Uygurca:
ئۇلار: «بىز (كۈچلۈك) بىر جامائە تۇرۇقلۇق، ئۇنى بۆرىگە يېگۈزۈپ قويساق، ئۇ چاغدا بىز ئەلۋەتتە - زىيان تارتقۇچىلاردىن بولىمىز» دېدى
Japonca:
かれらは言った。「わたしたちは多勢の仲間だから,もし狼がかれを食うようなら,その時はわたしたちは本当におしまいです。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا لإن» لام قسم «أكله الذئب ونحن عصبة» جماعة «إنا إذا لخاسرون» عاجزون فأرسله معهم.
Hintçe:
वह लोग कहने लगे जब हमारी बड़ी जमाअत है (इस पर भी) अगर उसको भेड़िया खा जाए तो हम लोग यक़ीनन बड़े घाटा उठाने वाले (निकलते) ठहरेगें
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “หากสุนัขป่ากินเขาทั้ง ๆ ที่พวกเรามีจำนวนมาก ดังนั้นแท้จริงพวกเราเป็นผู้ขาดทุนแน่นอน”
İbranice:
אמרו: 'אם יאכל אותו הזאב בעוד אנו רבים וחזקים, יהיה זה כישלון גדול עבורנו
Hırvatça:
"Ako bi ga vuk pojeo, a mi smo grupa!", rekoše oni, "bili bismo zaista gubitnici."
Rumence:
Ei spuseră: “Dacă îl mănâncă lupul, şi noi suntem o ceată, atunci vom fi pierduţi!”
Transliteration:
Qaloo lain akalahu alththibu wanahnu AAusbatun inna ithan lakhasiroona
Türkçe:
Dediler ki: "Vallahi biz böylesine dayanışma içinde bir ekipken onu kurt yerse, o takdirde biz hüsrana uğrayan kişiler oluruz."
Sahih International:
They said, "If a wolf should eat him while we are a [strong] clan, indeed, we would then be losers."
İngilizce:
They said: "If the wolf were to devour him while we are (so large) a party, then should we indeed (first) have perished ourselves!"
Azerbaycanca:
Onlar: “Biz güclü bir dəstə (on bir nəfət) ola-ola (gözümüzün qabağında) qurd onu yesə, onda biz aciz olarıq ki!” – deyə cavab verdilər.
Süleyman Ateş:
Dediler ki: "Biz bir topluluk olduğumuz halde onu kurt yerse, o zaman biz tamamen beceriksiz kimseleriz, demektir!"
Diyanet Vakfı:
Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten aciz kimseler sayılırız.
Erhan Aktaş:
“Ant olsun ki, biz bu kadar kişiyken yine de kurt onu yerse, o takdirde bize yazıklar olsun.” dediler.
Kral Fahd:
Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler sayılırız.
Hasan Basri Çantay:
«Andolsun ki, dediler, bizim (kuvvetli) bir cemâat olmamıza rağmen onu kurt yerse bu takdirde muhakkak biz de husrâne uğrayanlar (dan) oluruz».
Muhammed Esed:
"Bu kadar insanın arasında, yine de o´nu kurt kapacaksa, o zaman, biz ölmüşüz demektir!" dediler.
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Onlar: “-VAllahi, biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse, biz o halde çok ziyan çekeriz.” dediler.
Portekizce:
Asseguraram: Se o lobo o devorar, apesar de sermos muitos, seremos então desventurados.
İsveççe:
De svarade: "Om vargen skulle äta upp honom, så många [som vi är], då skulle vi själva först ha mist livet."
Farsça:
گفتند: اگر با بودن ما که گروهی نیرومندیم، گرگ او را بخورد، یقیناً ما در این صورت زیانکار و بی مقداریم.
Kürtçe:
ووتیان چۆن گورگ دەیخوات؟! لەکاتێکدا ئێمە کۆمەڵێکی بەھێزین بەڕاستی ئەو کاتە ئێمە زەرەر مەندین (ڕوو زەردی تۆ دەبین)
Özbekçe:
Улар: «Агар биз кўпчилик бўлиб туриб, уни бўри еб кетса, унда биз зиёнкорлардан эканмиз-да?!» дедилар.
Malayca:
Mereka berkata: "Kalau dia dimakan oleh serigala, sedang kami ramai bilangannya, sesungguhnya kami sudah tentu menjadilah orang-orang yang rugi".
Arnavutça:
(Vëllezërit) thanë: “Si do ta hajë ujku, kur ne jemi një grup i fortë! Na, atëherë, me të vërtetë, do të ishim të humbur”.
Bulgarca:
Рекоха: “Ако го изяде вълкът, както сме група, тогава и ние сме загубени.”
Sırpça:
Они рекоше: „Ако би га вук појео, а нас оволико, били бисмо заиста губитници.“
Çekçe:
Řekli: 'Kdyby jej měl sežrat vlk, když je nás takový houf, bylo by to s námi velmi špatné!'
Urduca:
انہوں نے جواب دیا "اگر ہمارے ہوتے اسے بھڑ یے نے کھا لیا، جبکہ ہم ایک جتھا ہیں، تب تو ہم بڑے ہی نکمے ہوں گے"
Tacikçe:
Гуфтанд: «Бо ин гурӯҳи нерӯманд, ки мо ҳастем, агар гург ӯро бихӯрад, аз зиёнкорон хоҳем буд».
Tatarca:
Әйттеләр: "Әгәр без шул хәтле күп була торып аны бүре ашаса, ул вакытта без, әлбәттә, хәсрәттә булырбыз, Йусуфны бүредән ашатмак безгә зур кимчелек булыр".
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Jika ia benar-benar dimakan serigala, sedang kami golongan (yang kuat), sesungguhnya kami kalau demikian adalah orang-orang yang merugi".
Amharca:
«እኛ ጭፍራዎች ሆነን ሳለን ተኩላ ቢበላውማ እኛ ያን ጊዜ በእርግጥ ከሳሪዎች ነን» አሉት፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “நாங்கள் ஒரு கூட்டமாக இருக்கும் நிலையில் அவரை ஓநாய் தின்றால் நிச்சயமாக நாங்கள் அப்போது நஷ்டவாளிகளாயிற்றே.”
Korece:
이때 그들이 말하기를 만일 늑대가 그를 삼킨다면 저희는 한 형제로써 손실자들이 되나이다
Vietnamca:
Chúng đáp: “Nếu sói ăn thịt em trong khi chúng con đông và mạnh thế này thì chúng con quả là một đám người thất bại.”
Ayet Linkleri: