Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

11

Sûredeki Ayet No: 

67

Ayet No: 

1540

Sayfa No: 

229

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَخَذَ الَّذِينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ

Çeviriyazı: 

veeḫaẕe-lleẕîne żalemu-ṣṣayḥatü feaṣbeḥû fî diyârihim câŝimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O zalimleri, korkunç bir gürültü yakalayıverdi de oldukları yerde çöküp kaldılar.

Diyanet İşleri: 

Haksızlık yapanları bir çığlık tuttu, oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bir bağırış, o zulmedenleri kapıverdi, yurtlarında, diz çökmüş bir halde helak oluverdiler.

Şaban Piriş: 

Zalimleri ise bir çığlık aldı ve yurtlarında cansız olarak çöküp kaldılar.

Edip Yüksel: 

Zalimleri korkunç bir ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.

Ali Bulaç: 

O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

Suat Yıldırım: 

Zulmedenleri ise o korkunç ses tutuverdi de diyarlarında çökekaldılar.Sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular, ortadan silindiler.Evet... inkâr etti Rabbini Semûd milleti. Evet, işte onun için defolup gitti Semûd milleti!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O zulmetmiş olanları da bir korkunç ses yakaladı. Artık yurtlarında diz üstü çöküp bitmiş bir halde sabahladılar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Zulme sapmış olanları o korkunç titreşimli ses yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.

Bekir Sadak: 

«Vay basima gelenler! Ben bir kocakari, kocam da ihtiyar olmusken nasil dogurabilirim? Dogrusu bu sasilacak bir sey» dedi.

İbni Kesir: 

Zulmedenleri bir çığlık tuttu. Oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

Adem Uğur: 

Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

İskender Ali Mihr: 

Ve zulmeden kimseleri bir sayha (çok kuvvetli korkunç ses) aldı (helâk etti). Böylece kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.

Celal Yıldırım: 

O zulmedenleri korkunç bir ses, bir gürültü yakalayıverdi, derken evlerinde dizüstü çöküp kaldılar.

Tefhim ul Kuran: 

O zulme sapanları dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

Fransızca: 

Et le Cri saisit les injustes . Et les voilà foudroyés dans leurs demeures,

İspanyolca: 

El Grito sorprendió a los que habían sido impíos y amanecieron muertos en sus casas,

İtalyanca: 

Il Grido investì quelli che erano stati ingiusti e li lasciò bocconi nelle loro case,

Almanca: 

Und der Schrei richtete zugrunde diejenigen, die Unrecht begingen, so wurden sie in ihren Wohnstätten zu leblosen Körpern.

Çince: 

呐喊袭击了不义的人们,顷刻之间,他们都僵仆在自己的家里,

Hollandaca: 

Maar een vreeselijk onweder kwam uit den hemel op degenen neder, die onrechtvaardig hadden gehandeld, en des morgens werden zij in hunne woning dood, en voorover liggende gevonden.

Rusça: 

А беззаконников поразил ужасный вопль, и они оказались повергнуты ниц в своих домах,

Somalice: 

waxaana wabatay kuwii dulmi falay qaylo waxayna ahaadeen kuwo guryahooda ku dhexdhinta.

Swahilice: 

Na ukelele uliwaangamiza wale walio dhulumu, wakapambazukiwa nao ni maiti majumbani mwao.

Uygurca: 

زالىملارغا قاتتىق ئاۋاز يۈزلەندى - دە، ئۇلار ئۆيلىرىدە ئولتۇرغان پېتى قېتىپ قالدى

Japonca: 

一声(懲罰)が,不義の者を襲った。かれらは翌朝その家の中で俯していた。

Arapça (Ürdün): 

«وأخذ الذين ظلموا الصيحة فأصبحوا في ديارهم جاثمين» باركين على الركب ميِّتين.

Hintçe: 

और जिन लोगों ने ज़ुल्म किया था उनको एक सख्त चिघाड़ ने ले डाला तो वह लोग अपने अपने घरों में औंधें पड़े रह गये

Tayca: 

และเสียงกัมปนาท ได้คร่าบรรดาผู้อธรรม แล้วพวกเขาได้กลายเป็นผู้นอนพังพาบตายในบ้านของพวกเขา

İbranice: 

והצווחה נחתה על אלה אשר קיפחו, ואז נהיו לגופות של מתים אשר מוטלים בבתיהם

Hırvatça: 

a one koji su činili zulum pogodio je strašan glas i oni su u svojim domovima osvanuli mrtvi, nepomični,

Rumence: 

Strigătul i-a luat pe cei care fuseseră nedrepţi şi a doua zi dimineaţa zăceau în locuinţele lor

Transliteration: 

Waakhatha allatheena thalamoo alssayhatu faasbahoo fee diyarihim jathimeena

Türkçe: 

Zulme sapmış olanları o korkunç titreşimli ses yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.

Sahih International: 

And the shriek seized those who had wronged, and they became within their homes [corpses] fallen prone

İngilizce: 

The (mighty) Blast overtook the wrong-doers, and they lay prostrate in their homes before the morning,-

Azerbaycanca: 

O zülm edənləri qorxunc (tükürpədici) bir səs bürüdü və evlərində diz üstə çöküb qaldılar (bir göz qırpımında həlak oldular).

Süleyman Ateş: 

Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.

Diyanet Vakfı: 

Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

Erhan Aktaş: 

Zûlmedenleri bir çığlık yakaladı. Yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

Kral Fahd: 

Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

Hasan Basri Çantay: 

O zaalimleri ise korkunç bir ses alıb götürdü de yurdlarına diz üstü çöken (canları çıkan) kimseler oluverdiler.

Muhammed Esed: 

O zulmedenlere gelince, onları (Allah katından cezalandırıcı) bir sayha yakalayıverdi de kendi evlerinde cansız olarak yere yığılıp kaldılar;

Gültekin Onan: 

O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

Ali Fikri Yavuz: 

O zulmedenleri ise, korkunç gürültü yakalayıverdi de evlerinde çöküp helâk oldular.

Portekizce: 

E o estrondo fulminou os iníquos, e a manhã encontrou-os jacentes em seus lares,

İsveççe: 

Men över dem som hade begått [sådan] svår orätt genljöd dånet [av Guds straff] och morgonen fann dem liggande framstupa i sina hem;

Farsça: 

و کسانی را که ستم کردند، فریاد مرگبار فروگرفت، پس در خانه هایشان به رو درافتاده، جسمی بی جان شدند.

Kürtçe: 

ئەوانەش کەستەمیان کرد شریخەیەک گرتنی ئیتر لەناو ماڵەکانیاندا کەوتن بەڕووداو جووڵەیان لێ بڕا (مردن)

Özbekçe: 

Ва зулм қилганларни даҳшатли қичқириқ олди. Бас, диёрларида тўкилдилар.

Malayca: 

Dan orang-orang yang zalim itu, dibinasakan oleh satu letusan suara yang menggempakan bumi, lalu menjadilah mereka mayat-mayat yang tersungkur di tempat tinggal masing-masing.

Arnavutça: 

e ata, që bënë zullum, i kaploi zëri i tmerrshëm, të cilët në tokën e tyre u gëdhinë të vdekur – të palëvizshëm,

Bulgarca: 

И Викът обхвана онези, които угнетяваха, и осъмнаха безжизнени в домовете си,

Sırpça: 

а оне који су били неверници погодио је страшан глас и они су у својим домовима осванули мртви, непомични,

Çekçe: 

A postihlo ty, kdož nespravedliví byli, vzkřiknutí jediné a jitro nalezlo je v domech jejich tvářemi k zemi ležící,

Urduca: 

رہے وہ لوگ جنہوں نے ظلم کیا تھا تو ایک سخت دھماکے نے ان کو دھر لیا اور وہ اپنی بستیوں میں اس طرح بے حس و حرکت پڑے کے پڑے رہ گئے

Tacikçe: 

Ва ситамкоронро сайҳае (наърае) фурӯ гирифт ва дар хонаҳои худ бар ҷой мурданд.

Tatarca: 

Дөяне үтерүче залимнәрне бер каты тавыш тотты, шул тавыш белән барчалары урыннарында һәлак булдылар.

Endonezyaca: 

Dan satu suara keras yang mengguntur menimpa orang-orang yang zalim itu, lalu mereka mati bergelimpangan di rumahnya,

Amharca: 

እነዚያንም የበደሉትን ጩኸት ያዛቸው፡፡ በቤቶቻቸውም ውስጥ የተንበረከኩ ሆነው ሞተው አነጉ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அநீதியிழைத்தவர்களை கடுமையான இடி முழக்கம் பிடித்தது. ஆக, அவர்கள் காலையில் தங்கள் இல்லங்களில் இறந்தவர்களாக ஆகிவிட்டனர்.

Korece: 

그리하여 천벌이 죄인들을 엄습하니 그날 아침 그들의 집에 서 굴복하여 죽어 있었더라

Vietnamca: 

Một tiếng thét đã hủy diệt những kẻ làm điều sai quấy, sáng ra chúng (là những xác chết) nằm sấp trong những ngôi nhà của mình.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: