Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

99

Ayet No: 

1463

Sayfa No: 

220

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ لَآمَنَ مَن فِي الْأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعًا ۚ أَفَأَنتَ تُكْرِهُ النَّاسَ حَتَّىٰ يَكُونُوا مُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

velev şâe rabbüke leâmene men fi-l'arḍi küllühüm cemî`â. efeente tükrihü-nnâse ḥattâ yekûnû mü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın?

Diyanet İşleri: 

Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Rabbin dileseydi yeryüzünde bulunanların hepsi de inanırdı. Artık inansınlar diye insanları zorlayıp duracak mısın?

Şaban Piriş: 

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların tümü iman ederdi. Öyleyken insanları iman etmeye sen mi zorlayacaksın?

Edip Yüksel: 

Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi inanırdı. Öyleyse, sen mi halkı inanmaları için zorlayacaksın?

Ali Bulaç: 

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi. Öyleyse, onlar mü'min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?

Suat Yıldırım: 

Eğer Senin Rabbin dileseydi, dünyada ne kadar insan varsa hepsi imana gelirdi.Ama bunu irade etmedi.Şimdi sen mi, imana gelsinler diye insanları zorlayacaksın?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Eğer Rabbin dilese idi elbette yeryüzünde kim varsa hepsi de cümleten imân ederlerdi. Artık mü´minler olsunlar diye sen mi nâsa cebir edeceksin?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların tümü toplu halde mutlaka iman ederlerdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın!

Bekir Sadak: 

De ki: «Ey insanlar! Benim dinimden suphede iseniz bilin ki ben Allah´tan baska taptiklariniza tapmam. Ancak, sizi oldurecek olan Allah´a kulluk ederim. Inananlardan olmakla emrolundum.»

İbni Kesir: 

Eğer Rabbın dileseydi

Adem Uğur: 

(Resûlüm!) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?

İskender Ali Mihr: 

Ve şâyet senin Rabbin dileseydi, yeryüzünde olan kimselerin hepsi elbette topluca îmân ederlerdi. Yoksa sen, insanları mü´min(ler) oluncaya kadar zorlayacak mısın?

Celal Yıldırım: 

Rabbin dileseydi yeryüzünde kim varsa hepsi de imân ederdi. Hal böyle iken mü´minler olsunlar diye sen mi insanları zorlayacaksın ?!

Tefhim ul Kuran: 

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi. Öyleyse, onlar mü´min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?

Fransızca: 

Si ton Seigneur l'avait voulu, tous ceux qui sont sur la terre auraient cru. Est-ce à toi de contraindre les gens à devenir croyants ?

İspanyolca: 

Si tu Señor hubiera querido, todos los habitantes de la tierra, absolutamente todos, habrían creído. Y ¿vas tú a forzar a los hombres a que sean creyentes,

İtalyanca: 

Se il tuo Signore volesse, tutti coloro che sono sulla terra crederebbero. Sta a te costringerli ad essere credenti?

Almanca: 

Und hätte dein HERR es gewollt, bestimmt hätten alle, die auf Erden sind, alle, insgesamt, den Iman verinnerlicht. Willst du etwa die Menschen dazu zwingen, damit sie Mumin werden?!

Çince: 

如果你的主意欲,大地上所有的人,必定都信道了。难道你要强迫众人都做信士吗?

Hollandaca: 

Maar indien het uw Heer had behaagd, zouden allen die op aarde zijn, algemeen geloofd hebben. Wilt gij dus de menschen met kracht noodzaken, ware geloovigen te zijn?

Rusça: 

Если бы твой Господь пожелал, то уверовали бы все, кто на земле. Разве ты стал бы принуждать людей обратиться в верующих?

Somalice: 

haddwi doono Eebabaa waxaa rumayn tahaa waxa Dhulka ku sugan oo dhan, ee ma adaa Dad ku qasbi inlay ka rumeeyaan (Xaqa).

Swahilice: 

Angeli taka Mola wako Mlezi wangeli amini wote waliomo katika ardhi. Je, wewe utawalazimisha watu kwa nguvu mpaka wawe Waumini?

Uygurca: 

ئەگەر پەرۋەردىگارىڭ خالىسا ئىدى، ئەلۋەتتە، يەر يۈزىدىكى كىشىلەرنىڭ ھەممىسى ئىمان ئېيتاتتى، سەن كىشىلەرنى مۇسۇلمان بولۇشقا مەجبۇرلامسەن؟

Japonca: 

もし主の御心なら,地上の凡ての者は凡て信仰に入ったことであろう。あなたは人びとを,強いて信者にしようとするのか。

Arapça (Ürdün): 

«ولو شاء ربك لآمن من في الأرض كلهم جميعا أفأنت تُكره الناس» بما لم يشأه الله منهم «حتى يكونوا مؤمنين» لا.

Hintçe: 

और (ऐ पैग़म्बर) अगर तेरा परवरदिगार चाहता तो जितने लोग रुए ज़मीन पर हैं सबके सब ईमान ले आते तो क्या तुम लोगों पर ज़बरदस्ती करना चाहते हो ताकि सबके सब ईमानदार हो जाएँ हालॉकि किसी शख़्स को ये एख्तेयार नहीं

Tayca: 

และหากพระเจ้าของเจ้าจงประสงค์แน่นอนผู้ที่อยู่ในแผ่นดินทั้งมวลจะศรัทธา เจ้าจะบังคับมวลชนจนกว่าพวกเจ้าจะเป็นผู้ศรัทธากระนั้นหรือ?

İbranice: 

ולו רצה ריבונך היו מאמינים כל השוכנים בארץ, אך האם תכפה על האנשים להיות מאמינים

Hırvatça: 

Da Gospodar tvoj hoće na Zemlji bi, baš svi, bili vjernici. Pa zašto onda ti da nagoniš ljude da budu vjernici?

Rumence: 

Dacă Domnul tău ar fi vrut, toţi locuitorii pământului ar fi crezut. Poţi însă să-i sileşti pe oameni să creadă,

Transliteration: 

Walaw shaa rabbuka laamana man fee alardi kulluhum jameeAAan afaanta tukrihu alnnasa hatta yakoonoo mumineena

Türkçe: 

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların tümü toplu halde mutlaka iman ederlerdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın!

Sahih International: 

And had your Lord willed, those on earth would have believed - all of them entirely. Then, [O Muhammad], would you compel the people in order that they become believers?

İngilizce: 

If it had been thy Lord's will, they would all have believed,- all who are on earth! wilt thou then compel mankind, against their will, to believe!

Azerbaycanca: 

Əgər Rəbbin istəsəydi, yer üzündə olanların hamısı iman gətirərdi. İnsanları iman gətirməyə sənmi məcbur edəcəksən?! (Bu sənin işin deyildir. Sənin vəzifən ancaq islamı təbliğ etməkdir).

Süleyman Ateş: 

Rabbin isteseydi, yeryüzündekilerin hepsi mutlaka inanırdı. O halde sen mi insanları inanmaları için zorlayacaksın?

Diyanet Vakfı: 

(Resulüm!) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?

Erhan Aktaş: 

Oysa Rabb’in dileseydi, yeryüzündekilerin tamamı îmân ederdi! Bunu bildiğin halde, insanları zorla mı Mü’min yapacaksın?

Kral Fahd: 

(Rasûlüm!) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunan herkes, topyekun iman ederdi. Hal böyle olunca, sen, insanları mü'min oluncaya kadar zorlayıp duracak mısın?

Hasan Basri Çantay: 

Eğer Rabbin dileseydi yer yüzündeki kimselerin hepsi, topyekûn elbette îman ederdi. Böyle iken sen hepsi mü´min olsunlar diye insanları zorlayıb duracak mısın?

Muhammed Esed: 

(İşte bunun gibi) Rabbin eğer öyle olmasını dileseydi, yeryüzünde yaşayan herkes topyekun imana erişirdi: Hal böyleyken, insanları inanıncaya kadar zorlayabileceğini mi sanıyorsun,

Gültekin Onan: 

Eğer rabbin dileseydi yeryüzündekilerin tümü topluca inanırdı. Öyleyse, onlar inançlı oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa, hepsi toptan iman ederlerdi. O halde, mümin olsunlar diye, insanları (Allah dilemediği halde, ey Peygamber) sen mi zorlayacaksın?

Portekizce: 

Porém, se teu Senhor tivesse querido, aqueles que estão na terra teriam acreditado unanimemente. Poderias (óMohammad) compelir os humanos a que fossem fiéis?

İsveççe: 

Om detta hade varit din Herres vilja skulle alla jordens invånare helt visst utan undantag ha antagit tron. Men kan du [Muhammad] påtvinga människorna tron

Farsça: 

اگر پروردگارت می خواست یقیناً همه کسانی که روی زمین اند [اجباراً] ایمان می آوردند؛ [ای پیامبر! در حالی که خدا از بندگانش ایمان اجباری نخواسته] پس آیا تو مردم را وادار می کنی تا به اجبار مؤمن شوند؟!

Kürtçe: 

وە ئەگەر پەروەردگارت بیویستایە بڕوای دەھێنا ئەو (خەڵکەی) وا لەزەویدان ھەموو بە تێکڕا دەی ئایا تۆ (ئەی موحەممەد ﷺ) زۆر لەخەڵکی دەکەیت ھەتا ببنە بڕوادار

Özbekçe: 

Агар Роббинг хоҳласа, ер юзидаги кишиларнинг ҳаммаси иймонга келар эдилар. Ёки сен одамларни мўмин бўлишга мажбурлайсанми?

Malayca: 

Dan (bukanlah tanggungjawabmu wahai Muhammad menjadikan seluruh umat manusia beriman), jika Tuhanmu menghendaki nescaya berimanlah sekalian manusia yang ada di bumi. (Janganlah engkau bersedih hati tentang kedegilan orang-orang yang ingkar itu; kalau Tuhan tidak menghendaki) maka patutkah engkau pula hendak memaksa manusia supaya mereka menjadi orang-orang yang beriman?

Arnavutça: 

Sikur të donte Zoti yt, do të besonin të gjitha ata – që gjenden në tokë. E, përse atëherë ti t’i detyrosh njerëzit të bëhen besimtarë!?

Bulgarca: 

И ако твоят Господ пожелаеше, на земята щяха да повярват всички до един. Нима ти ще принудиш хората да повярват?

Sırpça: 

Када би твој Господар то хтео, на Земљи би, заиста, сви људи били верници. Па зашто онда ти да нагониш људе да буду верници?

Çekçe: 

Kdyby byl Pán tvůj chtěl, věru by byli všichni, kdož na zemi jsou, vesměs uvěřili. Chceš snad donutit lidi, aby se stali věřícími,

Urduca: 

اگر تیرے رب کی مشیت یہ ہوتی (کہ زمین میں سب مومن و فرمانبردار ہی ہوں) تو سارے اہل زمین ایمان لے آئے ہوتے پھر کیا تو لوگوں کو مجبور کرے گا کہ وہ مومن ہو جائیں؟

Tacikçe: 

Агар Парвардигори ту бихоҳад, ҳамаи касоне, ки дар рӯи заминанд, имон меоваранд. Оё ту мардумро маҷбур мекунӣ, ки имон биёваранд?

Tatarca: 

Әгәр Раббың теләсә иде, әлбәттә, җир йөзендәге кешеләр барчалары иман китерер иделәр. Әйә син Мухәммәд г-м, барча кешеләрне ышандыру өчен аларны көчләр идеңме?

Endonezyaca: 

Dan jikalau Tuhanmu menghendaki, tentulah beriman semua orang yang di muka bumi seluruhnya. Maka apakah kamu (hendak) memaksa manusia supaya mereka menjadi orang-orang yang beriman semuanya?

Amharca: 

ጌታህም በሻ ኖሮ በምድር ያሉት ሰዎች ሁሉም የተሰበሰቡ ሆነው ባመኑ ነበር፡፡ ታዲያ አንተ ሰዎችን አማኞች እንዲኾኑ ታስገድዳለህን

Tamilce: 

உம் இறைவன் நாடினால், பூமியிலுள்ளவர்கள் அனைவரும் நம்பிக்கை கொண்டிருப்பார்கள். ஆக, (நபியே!) நீர் மக்களை, - அவர்கள் நம்பிக்கையாளர்களாக ஆகுவதற்காக - நிர்ப்பந்திப்பீரா?

Korece: 

주님의 뜻이 있었다면 지상 에 있는 그들 모두가 믿음을 가졌 을 수도 있었으리라 그대는 강요 하여 백성들로 하여금 믿게 하려 하느뇨

Vietnamca: 

(Và thực sự) nếu như Thượng Đế của Ngươi (Muhammad) muốn, chắc chắc tất cả loài người trên trái đất này đều có đức tin. Lẽ nào Ngươi muốn ép buộc nhân loại trở thành những người có đức tin ư?!

Rubu tag: 

Hizb tag: