Arapça:
قُل لِّلَّذِينَ كَفَرُوا إِن يَنتَهُوا يُغْفَرْ لَهُم مَّا قَدْ سَلَفَ وَإِن يَعُودُوا فَقَدْ مَضَتْ سُنَّتُ الْأَوَّلِينَ
Çeviriyazı:
ḳul lilleẕîne keferû iy yentehû yugfer lehüm mâ ḳad selef. veiy ye`ûdû feḳad meḍat sünnetü-l'evvelîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O kâfirlere de ki: Eğer bu işe son verirlerse daha önce yaptıkları bağışlanacak. Yok yine karşı koymaya başlar, isyana dönerlerse, önceki ümmetlere uygulanan kurallar kendilerine de uygulanacak. (Artık o ilâhî uygulamayı beklesinler.)
Diyanet İşleri:
İnkar edenlere, eğer savaştan vazgeçerlerse, geçmişlerinin bağışlanacağını ve tekrar başlarlarsa evvelkilerin hükmünün uygulanacağını söyle.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kafir olanlara de: Kafirliklerinden vazgeçerlerse geçmiş günahları örtülür, yarlıganır, fakat vazgeçmezler de savaşa kalkışırlarsa şüphe yok ki onlardan önceki hüküm ve kanun yürüyüp gidecektir.
Şaban Piriş:
Kâfir olanlara eğer (küfürlerinden) vazgeçerlerse önceden yaptıklarının bağışlanacağını, tekrar dönerlerse evvelkilerin başına gelenlerin (onların da) başına geleceğini söyle.
Edip Yüksel:
İnkar edenlere söyle: "Son verirlerse geçmişte yaptıkları bağışlanacaktır. Dönerlerse, daha öncekilerin sünneti (yasası) geçerlidir."
Ali Bulaç:
O inkar edenlere de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (onların başından da) geçmiş olacaktır.
Suat Yıldırım:
Ey Resulüm! O kâfirlere de ki: “Eğer Peygambere düşmanlıktan vazgeçip İslâm'a girerlerse daha önceki suçları bağışlanacak. Yok eğer dönüp tekrar düşmanlığa başlayacak olurlarsa, zaten emsallerinin başlarına gelen haller gözlerinin önünde!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Kâfir olanlara de ki, nihâyet verirlerse geçmişteki günahları onlara bağışlanır. Ve eğer yine geri dönerlerse, artık şüphe yok ki, evvelkilerin sünneti geçmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Küfre sapanlara söyle: "Eğer son verirlerse eskide kalmış olan, kendileri için affedilir. Eğer yeniden başlarlarsa, daha öncekilere uygulanan yol ve yöntem, eskisi gibi devam etmiş olacaktır."
Bekir Sadak:
Allah onlari uykunda sana az gosteriyordu. Cok gostermis olsaydi, yilacak ve bu hususta cekismeye basliyacaktiniz, fakat Allah sizi kurtardi
İbni Kesir:
Küfredenlere söyle: Vazgeçerlerse
Adem Uğur:
İnkâr edenlere, (sana düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin hali gözlerinin önündedir!
İskender Ali Mihr:
Kâfir olan kimselere de ki: “Eğer vazgeçerseniz, geçmiş olanlar mağfiret edilir. Ve eğer geri dönerlerse (küfür ve düşmanlığa avdet ederlerse), o zaman evvelkilerin sünneti vuku bulmuş olur (önceki inkâr eden, isyan eden ümmetlere uygulanan İlâhî kanun uygulanır).”
Celal Yıldırım:
İnkâr edenlere de ki: Eğer (inkâr ve inattan, şaşkınlık ve azgınlıktan) vazgeçerlerse, onların geçmişteki (küfür ve günahları) bağışlanır. Tekrar (inkâr ve azgınlığa) dönerlerse, öncekiler hakkında câri olan sünnet (ilâhî kanun) hükmünü yürütecektir.
Tefhim ul Kuran:
O küfre sapanlara de ki: «Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (başlarından da) geçmiş olacaktır.»
Fransızca:
Dis à ceux qui ne croient pas que, s'ils cessent, on leur pardonnera ce qui s'est passé. Et s'ils récidivent, (ils seront châtiés); à l'exemple de (leurs) devanciers.
İspanyolca:
Di a los infieles que, si cesan, se les perdonará lo pasado; pero que, si reinciden, seguirán la suerte de los antiguos.
İtalyanca:
Di' a coloro che negano che, se desistono, sarà loro perdonato il passato, ma se persistono, ebbene dietro di loro c'è l'esperienza degli antichi.
Almanca:
Sag zu denjenigen, die Kufr betrieben haben: "Wenn sie damit aufhören, wird ihnen das Vergangene vergeben, sollten sie jedoch (zum Kufr/Krieg) zurückkehren, so wird bereits nach dem Beispiel der Vorfahren vorgegangen.
Çince:
你告诉不信道的人们:如果他们停止战争,那末,他们以往的罪恶将蒙赦宥;如果他们执迷不悟,那末,古人的常道已逝去了。
Hollandaca:
Zeg tot de ongeloovigen dat, indien zij ophouden u weerstand te bieden, hun zal vergeven worden wat reeds voorbij is; maar indien zij voortgaan u aan te vallen, zal de voorbeeldige straf van de vroegere bestrijders der profeten, die reeds voltrokken is, eveneens op hen worden toegepast.
Rusça:
Скажи неверующим, что если они прекратят, то им будет прощено то, что было в прошлом. Но если они возвратятся к неверию, то ведь уже были примеры первых поколений.
Somalice:
Ku Dheh kuwii Gaaloobay hadday ka Reebtoomaan (Gaalnimada) waxaa loo Dhaafi wixii hor maray, haddayse Daa'imaan (Gaalnimada) waxaa tagtay «horraysay» jidkii kuwii hore.
Swahilice:
Waambie wale walio kufuru: Wakikoma watasamehewa yaliyo kwisha pita. Na wakiyarudia basi imekwisha pita mifano ya wa zamani.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) كاپىرلارغا ئېيتقىنكى، ئەگەر ئۇلار (كۇفرىدىن، پەيغەمبەر بىلەن دۈشمەنلىشىشتىن) يانسا، ئۇلارنىڭ ئۆتكەنكى پەيغەمبەرلىرىمنى ئىنكار قىلغانلارنى ھالاك قىلىش مېنىڭ تۇتقان يولۇم بولۇپ كەلدى (ئۇلارنىمۇ شۇنداق قىلىمەن)
Japonca:
不信心の者に言ってやるがいい。「あなたがたが(信者に対する迫害を)止めるならば,過去のことは赦されよう。」だがかれらがもし繰り返すなら,昔の先例が既にあるのだ。
Arapça (Ürdün):
«قل للذين كفروا» كأبي سفيان وأصحابه «إن ينتهوا» عن الكفر وقتال النبي صلى الله عليه وسلم «يُغفر لهم ما قد سلف» من أعمالهم «وإن يعودوا» إلى قتال «فقد مضت سنَّةُ الأولين» أي سنتنا فيهم بالإهلاك فكذا نفعل بهم.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम काफिरों से कह दो कि अगर वह लोग (अब भी अपनी शरारत से) बाज़ रहें तो उनके पिछले कुसूर माफ कर दिए जाएं और अगर फिर कहीं पलटें तो यक़ीनन अगलों के तरीक़े गुज़र चुके जो, उनकी सज़ा हुई वही इनकी भी होगी
Tayca:
“จงกล่าวเถิด(มุฮัมมัด) แก่บรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธาว่า หากพวกเขาหยุดยั้ง สิ่งที่แล้วมาก็จะถูกอภัยให้แก่พวกเขาและหากพวกเขากลับ(ต่อต้าน)อีก แท้จริงนั้นแนวทางของคนก่อน ๆ นั้นได้ผ่านมา แล้ว”
İbranice:
אמור לאלה אשר כפרו כי אם אכן יחדלו ( מכפירה ,) ייסלח להם כל אשר עשו בעבר, אך אם ישובו (אל הכפירה,) הרי כבר מוכרת דרך ענישת הראשונים (הקדמונים)
Hırvatça:
Reci onima koji ne vjeruju: ako se okane, bit će im oprošteno ono što je prije bilo; a ako se ne okane - pa zna se šta je s drevnim narodima bilo.
Rumence:
Spune celor care tăgăduiesc că dacă încetează, li se va ierta ceea ce a trecut. Dacă se vor întoarce iarăşi, să-şi amintească pilda celor dintâi.
Transliteration:
Qul lillatheena kafaroo in yantahoo yughfar lahum ma qad salafa wain yaAAoodoo faqad madat sunnatu alawwaleena
Türkçe:
Küfre sapanlara söyle: "Eğer son verirlerse eskide kalmış olan, kendileri için affedilir. Eğer yeniden başlarlarsa, daha öncekilere uygulanan yol ve yöntem, eskisi gibi devam etmiş olacaktır."
Sahih International:
Say to those who have disbelieved [that] if they cease, what has previously occurred will be forgiven for them. But if they return [to hostility] - then the precedent of the former [rebellious] peoples has already taken place.
İngilizce:
Say to the Unbelievers, if (now) they desist (from Unbelief), their past would be forgiven them; but if they persist, the punishment of those before them is already (a matter of warning for them).
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Kafir olanlara de: “Əgər onlar (öz küfrlərindən, Peyğəmbərə və mö’minlərə qarşı müharibədən) əl çəksələr, keçmişdəki günahları bağışlanar. Yox, əgər yenə (yaramaz işlərə, döyüşməyə) qayıtsalar, əvvəlkilərin (keçmiş ümmətlərin) başına gələnlər onların da başına gələr.
Süleyman Ateş:
İnkar edenlere söyle: "Eğer vazgeçerlerse, geçmişteki (günahları) kendilerine bağışlanır; yok yine (eski hallerine) dönerlerse, öncekilerin (başlarına gelen Allah) kanunu geçmiştir (bunların da başına gelecektir. Onu beklesinler).
Diyanet Vakfı:
İnkar edenlere, (sana düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin hali gözlerinin önündedir!
Erhan Aktaş:
Kâfirlere de ki: Eğer vazgeçerlerse geçmişte yaptıkları bağışlanır. Eğer tekrar dönerlerse, evvelkilerin başına gelenler ortadadır.
Kral Fahd:
İnkâr edenlere, (sana düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin (akıbetinin) hali gözlerinin önündedir!
Hasan Basri Çantay:
(Habîbim), o küfredenlere söyle ki eğer (sana düşmanlıkdan) vazgeçerlerse geçmiş (günâhları) yarlığanacakdır, eğer (muhaarebeye) dönerlerse (kendilerinden) evvelki (ümmet) ler (e tatbıyk edilen ilâhî) kaanun (un hükmü) muhakkak suretde devam etmiş olacakdır.
Muhammed Esed:
O hakkı inkara şartlanmış olanlara anlat ki, eğer direnmeyi bırakırlarsa, geçmişte olup bitenlerden ötürü kendileri bağışlanacaklar; ama eğer (geçmişteki hatalı tutumlarına) dönecek olurlarsa, o zaman, geçmişte kendileri gibi olanların başına gelenleri hatırlat onlara.
Gültekin Onan:
O küfredenlere de ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), o küfredenlere de ki: “- Eğer Peygambere düşmanlıktan vazgeçerlerse, geçmişteki günahları bağışlanır. Yok yine küfre dönerlerse, evvelki ümmetlerin başına gelen felâket bunlara da muhakkak olacaktır.”
Portekizce:
Dize aos incrédulos que, no caso de se arrependerem, ser-lhes-á perdoado o passado. Por outra, caso persistam, quetenham em mente o escarmento dos antigos.
İsveççe:
[Muhammad!] Säg till sanningens förnekare: "Om ni gör slut på [ert motstånd mot tron] skall det förflutna förlåtas er, men om ni återupptar [er fientliga hållning, bör ni tänka på] hur det gick för forna tiders folk [som ville trotsa Gud]."
Farsça:
به کسانی که کافرند بگو: اگر از کفر خود بازایستند [و به اسلام روی آورند] گناهان [ی چون جنگ با پیامبر و بازداشتن مردم از راه خدا، ومنع کردن مؤمنان از ورود به مسجدالحرام] از آنان بخشیده خواهد شد، واگر [به گناهانشان] بازگردند، بی تردید همان سنت خدا که در رابطه با [عذاب وهلاک] پیشینیان جاری شد [بر آنان نیز جاری می شود.]
Kürtçe:
(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ: بە ئەوانەی کە بێ باوەڕ بوون ئەگەر کۆتایی بھێنن (بەبێ بڕواییەکەیان) بەڕاستی (خوا) دەبورێت لەھەرچی لەوەو پێش کردوویانە بەڵام ئەگەر بگەڕێنەوە (سەر کردەوەی پێشوویان) ئەوە بەڕاستی باوو یاسای پێشینە (خراپە)کان چی بوو (بۆ ئەمانیش دووبارە دەبێـتەوە)
Özbekçe:
Куфр келтирганларга айт, агар тўхтасалар, ўтган нарсалар мағфират қилинур ва агар қайтадиган бўлсалар, бас, батаҳқиқ, аввалгиларнинг суннати ўтган.
Malayca:
Katakanlah (wahai Muhammad) kepada orang-orang yang kafir itu, jika mereka berhenti (dari kekufurannya), nescaya akan diampunkan dosa mereka yang telah lalu, dan jika mereka kembali lagi (ingkar maka Kami akan menyeksa mereka), kerana sesungguhnya telah berlakulah kebinasaan orang-orang (yang kufur ingkar) dahulu kala.
Arnavutça:
Thuaju mohuesve: nëse largohen (nga mohimi), do t’ju falet e kaluara, e nëse kthehen (në mohim), atëherë dihet se si ka qenë ligji i të parëve (se si janë ndëshkuar mohuesit dhe si janë ndihmuar besimtarët).
Bulgarca:
Кажи на неверниците, че ако престанат, ще им се опрости онова, което е било по-рано, а ако упорстват - известна е вече съдбата на предците.
Sırpça:
Реци онима који не верују: ако се окане неверовања, биће им опроштено оно што је било пре; а ако се не окане - па зна се шта је било са древним народима.
Çekçe:
A těm, kdož jsou nevěřící, řekni, že přestanou-li, bude jim odpuštěno to, co se již stalo; jestliže však znovu začnou, pak naplní se obvyklý osud předešlých.
Urduca:
اے نبیؐ، ان کافروں سے کہو کہ اگر اب بھی باز آ جائیں تو جو کچھ پہلے ہو چکا ہے اس سے درگزر کر لیا جائے گا، لیکن اگر یہ اسی پچھلی روش کا اعادہ کریں گے تو گزشتہ قوموں کے ساتھ جو کچھ ہو چکا ہے وہ سب کو معلوم ہے
Tacikçe:
Бо кофирон бигӯй, ки агар даст бардоранд, гуноҳони гузаштаи онҳо бахшида шавад ва агар бозгарданд, донанд, ки бо пешиниён чӣ рафторе шудааст.
Tatarca:
Кәферләргә әйт: "Әгәр алар көферлектән вә сугыштан туктап һәм тәүбә итеп исламны кабул итсәләр үткәндәге гөнаһлары гафу ителер, әгәр мөселманнар белән сугышу өчен кире сугышка кайтсалар яки көферлекләрендә калсалар, тәхкыйк андый кәферләрне Аллаһу тәгаләнең һәлак итүе булып үтте.
Endonezyaca:
Katakanlah kepada orang-orang yang kafir itu: "Jika mereka berhenti (dari kekafirannya), niscaya Allah akan mengampuni mereka tentang dosa-dosa mereka yang sudah lalu; dan jika mereka kembali lagi sesungguhnya akan berlaku (kepada mereka) sunnah (Allah tenhadap) orang-orang dahulu".
Amharca:
ለነዚያ ለካዱት በላቸው፡- ቢከለከሉ ለእነሱ በእርግጥ ያለፈውን (ሥራ) ምሕረት ይደረግላቸዋል፡፡ (ወደ መጋደል) ቢመለሱም (እናጠፋቸዋለን)፡፡ የቀድሞዎቹ ሕዝቦች ልማድ በእርግጥ አልፋለችና፡፡
Tamilce:
(நபியே!) நிராகரிப்பவர்களுக்கு கூறுவீராக: “(இனியேனும் அவர்கள் விஷமத்திலிருந்து) விலகிக்கொண்டால் முன்சென்றவை அவர்களுக்கு மன்னிக்கப்படும். இன்னும், (விஷமத்தின் பக்கம் அவர்கள்) மீண்டால் முன்னோரின் வழிமுறை சென்று விட்டது. (அவர்களுக்கு நிகழ்ந்த அதே தண்டனை இவர்களுக்கும் நிகழும்.)
Korece:
불신자들에게 일러가로되 그들이 불신을 단념한다면 그들의과거가 용서 되리라 그러나 그들 이 지속한다면 이전과 같은 벌이 있으리라
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy bảo những kẻ vô đức tin nếu chúng biết dừng lại (việc ngăn chặn Islam và có đức tin nơi Allah) thì tội lỗi của chúng trong quá khứ sẽ được tha thứ, còn nếu chúng tiếp tục ngoan cố thì quả thật tiền lệ của các dân tộc [nổi loạn] trước đây (sẽ là sự cảnh báo dành cho chúng).”
Ayet Linkleri: