Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

80

Ayet No: 

749

Sayfa No: 

121

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

تَرَىٰ كَثِيرًا مِّنْهُمْ يَتَوَلَّوْنَ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ لَبِئْسَ مَا قَدَّمَتْ لَهُمْ أَنفُسُهُمْ أَن سَخِطَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَفِي الْعَذَابِ هُمْ خَالِدُونَ

Çeviriyazı: 

terâ keŝîram minhüm yetevellevne-lleẕîne keferû. lebi'se mâ ḳaddemet lehüm enfüsühüm en seḫiṭa-llâhü `aleyhim vefi-l`aẕâbi hüm ḫâlidûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazabetmiştir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır.

Diyanet İşleri: 

Çoğunun inkar edenleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin önlerine sürdüğü ne kötüdür! Allah onlara gazabetmiştir, onlar azabta temellidirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onların çoğunu görürsün ki kafirlere dostluk ederler. Ne de kötüdür nefislerinin, onlara hazırlayıp sunduğu şey; Allah'ın gazabına uğrayacaklardır ve azap içinde ebedi olarak kalacaklardır.

Şaban Piriş: 

Çoğunun, küfredenleri veli edindiklerini görürsün. Nefislerinin yaptığı (ameller) ne kötüdür. Allah, onlara gazap etmiştir ve onlar azapta ebedidirler.

Edip Yüksel: 

Çoklarının inkarcılarla dost olduğunu görürsün. Nefislerinin kendileri için gönderdiği şey ne kötü. ALLAH onlara gazap etmiştir; azapta sürekli kalacaklar.

Ali Bulaç: 

Onlardan çoğunun inkara sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Allah onlara gazablandı ve onlar azapta ebedi kalacaklardır.

Suat Yıldırım: 

Onlardan çoğunun kâfirleri velî edindiklerini görürsün. Bu iş -ki onu bizzat kendileri yapmış ve üzerlerine Allah'ın hışmını çekmişlerdir- ne kötü bir davranıştır! Onlar cehennem azabında devamlı kalacaklardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlardan birçoklarını görürsün ki, kâfir olanlara dostlukta bulunurlar. Andolsun ki, onlar için nefislerinin takdim ettiği şeyler ne kadar kötüdür. Allah Teâlâ onlara gazap etmiştir ve onlar azab içinde ebedî kalacak kimselerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlardan birçoğunun, küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! Allah, üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.

Bekir Sadak: 

5:83

İbni Kesir: 

Görürsün ki

Adem Uğur: 

Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!

İskender Ali Mihr: 

Onlardan bir çoğunun kâfirlere döndüğünü (dost olduğunu) görürsün. Nefislerinin, onlar için takdim ettiği ise “Allâh´ın onlara öfkelenmesi” ki ne kötü şey. Ve onlar azâb içinde devamlı kalacak olanlardır.

Celal Yıldırım: 

Onlardan çoğunun (Allah´ı) inkâr edenleri dost edindiklerini görürsün. Nefslerinin kendilerinden yana öne sürdüğü şey ne fena! Allah onlara hışmetmiştir ve onlar azâb içinde devamlı kalıcılardır.

Tefhim ul Kuran: 

Onlardan çoğunun küfre sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Allah onlara gazablandı ve onlar azabda ebedi kalacaklardır.

Fransızca: 

Tu vois beaucoup d'entre eux s'allier aux mécréants. Comme est mauvais, certes, ce que leurs âmes ont préparé, pour eux-mêmes, de sorte qu'ils ont encouru le courroux d'Allah, et c'est dans le supplice qu'ils éterniseront.

İspanyolca: 

Ves a muchos de ellos que traban amistad con los que no creen. Lo que han hecho antes está tan mal que Alá está irritado con ellos y tendrán un castigo eterno.

İtalyanca: 

Vedrai che molti di loro si alleeranno con i miscredenti. E' così esecrabile quello che hanno preparato, che Allah è in collera con loro. Rimarranno in perpetuo nel castigo.

Almanca: 

Du siehst viele von ihnen diejenigen als Wali nehmen, die Kufr betrieben haben. Gewiß, erbärmlich ist dies, was sie für sich selbst vorausschicken, daß ALLAH über sie erzürnt ist und daß sie in der Peinigung ewig bleiben werden.

Çince: 

你将看见他们中有许多人,以不信道的人为盟友;他们所为自己预备的,真恶劣。那就是自召真主的厌恶,他们将永遭刑罚。

Hollandaca: 

Gij zult velen ongeloovigen tot hunne vrienden zien nemen. Wee over hen, om hetgeen hunne zielen hun hebben ingegeven, en weshalve God toornig over hen is; en zij zullen eeuwig in de marteling blijven.

Rusça: 

Ты видишь, что многие из них дружат с неверующими. Скверно то, что уготовили им их души, ведь поэтому Аллах разгневался на них. Они будут мучаться вечно.

Somalice: 

Waxaad Arkaysaan wax badan oo ka mid ah oo ka Sokeeye Dhigan kuwo Gaaloobay waxaa Xun waxay u Hortmarsatay Naftoodu oo ah in Eebe u cadhooday, Cadaabkana ay ku Waari.

Swahilice: 

Utawaona wengi wao wanafanya urafiki na walio kufuru. Hakika ni maovu yaliyo tangulizwa na nafsi zao hata Mwenyezi Mungu amewakasirikia, nao watadumu katika adhabu.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى يەھۇدىيلار) نىڭ ئىچىدە نۇرغۇنلىرىنىڭ كاپىرلارنى (يەنى رەسۇلۇللاھنى ۋە مۇسۇلمانلارنى ئۆچ كۆرۈش يۈزىسىدىن، مۇشرىكلارنى) دوست تۇتقانلىقىنى كۆرىسەن. ئۇلارنىڭ ئۆزلىرى ئۈچۈن ئالدىن تەييارلىغان ئەمەللىرى نېمىدېگەن يامان! (بۇ ئەمەللەر) ئۇلارغا اﷲ نىڭ غەزىپىنى ئېلىپ كەلدى. ئۇلار مەڭگۈ ئازابقا قالغۇچىلاردۇر

Japonca: 

見なさい,かれらの多くは,不信心な者と親密にしている。何と醜悪なことを自ら進んでするものよ。アッラーはかれらに激怒なされ,かれらは懲罰の中に永遠に住むであろう。

Arapça (Ürdün): 

«ترى» يا محمد «كثيرا منهم يتولَّون الذين كفروا» من أهل مكة بغضا لك «لبئس ما قدَّمت لهم أنفسهم» من العمل لمعادهم الموجب لهم «أن سخط الله عليهم وفي العذاب هم خالدون».

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम उन (यहूदियों) में से बहुतेरों को देखोगे कि कुफ्फ़ार से दोस्ती रखते हैं जो सामान पहले से उन लोगों ने ख़ुद अपने वास्ते दुरूस्त किया है किस क़दर बुरा है (जिसका नतीजा ये है) कि (दुनिया में भी) ख़ुदा उन पर गज़बनाक हुआ और (आख़ेरत में भी) हमेशा अज़ाब ही में रहेंगे

Tayca: 

เจ้า(มุฮัมมัด) ก็จะเห็นมากมายในหมู่พวกเขา เป็นมิตรกับบรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธา ช่างเลวร้ายจริงๆสิ่งที่ตัวของพวกเขาเองได้ประกอบล่วงหน้าไว้สำหรับพวกเขา อันเป็นเหตุให้อัลลอฮ์ทรงกริ้วพวกเขาและพวกเขาจะคงอยู่ในการลงโทษตลอดกาล

İbranice: 

אתה רואה כי רבים מתוכם מתייחסים לאלה אשר כפרו כבעלי ברית, וכה נורא הוא המעשה שהקדימו לעצמם אשר גרם לכך שאלוהים כעס עליהם, ולעולם בעונש הם שוכנים

Hırvatça: 

Ti vidiš mnoge od njih kako s višebošcima prijateljuju. Ružno je, zaista, ono što sami sebi pripremaju: da se Allah na njih rasrdi i da u patnji vječno ostanu.

Rumence: 

Îi vei vedea pe mulţi dintre ei făcând legăminte cu tăgăduitorii. Răul săvârşit de ei este atât de mare încât Dumnezeu se va mânia asupra lor şi vor veşnici în osândă.

Transliteration: 

Tara katheeran minhum yatawallawna allatheena kafaroo labisa ma qaddamat lahum anfusuhum an sakhita Allahu AAalayhim wafee alAAathabi hum khalidoona

Türkçe: 

Onlardan birçoğunun, küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! Allah, üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.

Sahih International: 

You see many of them becoming allies of those who disbelieved. How wretched is that which they have put forth for themselves in that Allah has become angry with them, and in the punishment they will abide eternally.

İngilizce: 

Thou seest many of them turning in friendship to the Unbelievers. Evil indeed are (the works) which their souls have sent forward before them (with the result), that Allah's wrath is on them, and in torment will they abide.

Azerbaycanca: 

Onların (kitab əhlinin) bir çoxunun kafirlərlə dostluq etdiyini görürsən. Gör nəfslərinin əvvəlcədən onlar üçün hazırladığı şey (küfr) necə pisdir ki, Allahın onlara qəzəbi tutmuşdur. Onlar əbədi əzaba düçar olanlardır!

Süleyman Ateş: 

Onlardan çoğunun, inkar edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Gerçekten nefislerinin, kendileri için yapıp gönderdiği ne kötüdür (ki o yüzden) Allah onlara gazabetmiştir ve azabda sürekli kalacaklardır.

Diyanet Vakfı: 

Onlardan çoğunun, inkar edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!

Erhan Aktaş: 

Onlardan çoğunun, Kâfirleri veli(1) edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için sunduğu şey ne kötüdür. Allah, onlara gazâp etmiştir ve onlar sürekli azâpta kalacaklardır.

Kral Fahd: 

Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür. Allah onlara gazap etmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!

Hasan Basri Çantay: 

İçlerinden bir çoğunu görürsün ki (peygambere, müminlere olan buğuzlarından dolayı) kâfirlere dostluk ederler. Nefislerinin kendileri için (ahretleri hesabına) öne sürdüğü (o kötü haberler), andolsun, ne çirkin şeylerdir. (Çünkü onların kazancı) Allahın kendilerine gazab etmesi ve onların o azâb içinde ebedi kalıcı olmalarıdır.

Muhammed Esed: 

(Ve şimdi) onların bir çoğunun hakikati inkar edenlerle dost olduklarını görebilirsin! İhtiraslarının onları sürüklediği şey (öyle) kötüdür (ki) Allah onlara gazap etmiştir; ve onlar azap içinde yaşayacaklardır.

Gültekin Onan: 

Onlardan çoğunun kafirlerle dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefslerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Tanrı onlara gazablandı ve onlar azabda ebedi kalacaklardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Ehl-i Kitabdan çoğunu görürsün ki, müminlere olan kinlerinden ötürü, müşriklere (Mekke kâfirlerine) dostluk ederler. Elbette nefislerinin kendileri için, âhiret hesabına, ileri sürdüğü şeyler ne kötü! Allah, onlara gazâb etti ve onlar azâb içerisinde devamlı olarak kalıcıdırlar.

Portekizce: 

Vês muitos deles (judeus) em intimidade com idólatras. Que detestável é isso a que os induzem as suas almas! Por isso,suscitaram a indignação de Deus, e sofrerão um castigo eterno.

İsveççe: 

Du ser hur många [judar i Profetens stad] sluter sig till förnekarna och de onda handlingar som de har sänt framför sig [till Domen] har upptänt Guds vrede mot dem; deras straff skall vara i evighet.

Farsça: 

بسیاری از آنان را می بینی که با کسانی که کفر ورزیدند، همواره دوستی می کنند. قطعاً بد است آنچه نفوسِ [طغیان گرشان برای قیامت] آنان پیش فرستاده است؛ [و نتیجه آن این است] که خدا بر آنان خشم گرفت و در عذاب جاودانه اند.

Kürtçe: 

ئەبینی (ئەی موحەممەد ﷺ) زۆر بەیان دۆستایەتی ئەکەن لەگەڵ ئەوانەی بێ باوەڕ بوون بێگومان زۆر بەد و خراپە ئەوەی کەپێشیان خست بۆخۆیان (وکردویانە) کە ھۆی خەشم و قینی خوا بوو لێیان وە ئەوانە لەسزای دۆزەخدا بێ بڕانەوە دەمێننەوە

Özbekçe: 

Улардан кўпларининг куфр келтирганларни валий-дўст тутганини кўрасан. Уларга нафслари тақдим қилган нарса қандай ҳам ёмон бўлди. Аллоҳ уларга ғазаб қилди. Ва улар азобда боқий қолувчилардир. (Яҳудийлар доимо мусулмонларга қарши кофирлар билан тил бириктириб, ўзаро ҳамкорлик қилиб келганлар. Пайғамбаримиз (а. с.) вақтларида мушрикларни афзал кўриб, мусулмонларга қарши тил бириктирган бўлсалар, ҳозиргача турли кофирлар билан тил бириктириб, Исломга қарши бўлиб келмоқдалар.)

Malayca: 

Engkau melihat banyak dari mereka menjadikan orang-orang kafir (musyrik) teman rapat mereka. Demi sesungguhnya amatlah buruknya apa yang mereka sediakan bagi diri mereka (pada hari akhirat kelak) iaitu kemurkaan Allah menimpa mereka, dan mereka pula tetap kekal di dalam azab (neraka).

Arnavutça: 

Ti i sheh shumicën nga ata që miqësohen me mohuesit. Me të vërtetë, e shëmtuar ësthë ajo që i përgatisin ata vetes: që Perëndia të pezmatohet në ta dhe t’i dënojë përherë.

Bulgarca: 

Виждаш мнозина от тях да се сближават с неверниците. Колко лошо е онова, което душите им направиха отнапред! Аллах им се разгневи и в мъчението ще пребивават вечно.

Sırpça: 

Ти видиш многе од њих како пријатељују са многобошцима. Ружно је, заиста, оно што припремају сами себи: да се Аллах на њих расрди и да у патњи остану вечно.

Çekçe: 

A vidíš mnohé z nich se přátelit s nevěřícími. A to, co již dříve pro sebe si připravili, je tak hnusné, že Bůh se na ně rozhněval - a v trestu svém budou nesmrtelní!

Urduca: 

آج تم اُن میں بکثرت ایسے لوگ دیکھتے ہو جو (اہل ایمان کے مقابلہ میں) کفار کی حمایت و رفاقت کرتے ہیں یقیناً بہت برا انجام ہے جس کی تیاری اُن کے نفسوں نے اُن کے لیے کی ہے، اللہ اُن پر غضب ناک ہو گیا ہے اور وہ دائمی عذاب میں مبتلا ہونے والے ہیں

Tacikçe: 

Бисёре аз онҳоро мебинӣ, ки бо кофирон дӯстӣ меварзанд. Ба даст он чӣ пешопеш барои худ фиристоданд. Хашми Худо бар онҳост ва дар азоби ҷовидонаанд.

Tatarca: 

Әлбәттә, күрәсең, ышанып дин тотучыларның күбрәкләре, кәферләр ягына авышып аларга дус булалар, нинди ямандыр ахирәттә үзләрен каршы алачак бу кәфер эшләре: Аллаһу тәгаләнең ачуы, һәм ґәзабта мәңге калулары.

Endonezyaca: 

Kamu melihat kebanyakan dari mereka tolong-menolong dengan orang-orang yang kafir (musyrik). Sesungguhnya amat buruklah apa yang mereka sediakan untuk diri mereka, yaitu kemurkaan Allah kepada mereka; dan mereka akan kekal dalam siksaan.

Amharca: 

ከእነሱ ብዙዎቹን እነዚያን የካዱትን ሲወዳጁ ታያለህ፡፡ በእነሱ ላይ አላህ የተቆጣባቸው በመኾኑ ለእነርሱ ነፍሶቻቸው ያስቀደሙት ሥራ በጣም ከፋ፡፡ እነሱም በቅጣት ውስጥ ዘውታሪዎች ናቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) அவர்களில் அதிகமானோர் நிராகரிப்பவர்களிடம் நட்பு வைப்பதை நீர் காண்பீர்! அல்லாஹ் அவர்கள் மீது கோபிக்கும்படியாக அவர்களுக்கு அவர்களுடைய ஆன்மாக்கள் முற்படுத்தியவை மிகக் கெட்டவையாகும். இன்னும், தண்டனையில் அவர்கள் நிரந்தரமாக தங்கி இருப்பார்கள்.

Korece: 

그들 가운데 다수가 불신자 들을 보호자로 택한 자들을 보리 니 그들 자신들이 저지른 것에 저주가 있을 것이며 하나님은 그들 에게 분노하시니 그들은 고통속에서 영생하리라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) sẽ thấy rằng sẽ có rất nhiều người trong bọn họ (Do Thái) cấu kết với những người vô đức tin (nhằm hãm hại tín đồ Muslim), thật xấu xa thay cho hành vi mà họ đã gởi đi trước cho bản thân mình, đó là bọn họ đã bị Allah phẫn nộ và bọn họ sẽ phải bị trừng phạt mãi mãi.