Arapça:
كَانُوا لَا يَتَنَاهَوْنَ عَن مُّنكَرٍ فَعَلُوهُ ۚ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
Çeviriyazı:
kânû lâ yetenâhevne `am münkerin fe`alûhü. lebi'se mâ kânû yef`alûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar, yaptıkları kötülüklerden vazgeçmiyorlardı. Yaptıkları şey ne kötü idi.
Diyanet İşleri:
Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mani olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi!
Abdulbakî Gölpınarlı:
İşledikleri kötülükten, birbirlerini menetmezlerdi. Gerçekten de yaptıkları iş, ne de kötüydü.
Şaban Piriş:
Birbirlerinin yaptıkları kötülüklere mani olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi.
Edip Yüksel:
Yaptıkları kötülükler konusunda birbirlerini uyarmıyorlardı. Yaptıkları ne kötü idi.
Ali Bulaç:
Yapmakta oldukları münker(çirkin iş)lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi!
Suat Yıldırım:
Onlar kötülük yaptıkları zaman, birbirlerini kötülükten vazgeçirmeye çalışmazlardı. Ne çirkin davranıştı bu tutumları!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar yapmış oldukları fenalıktan birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Filhakika onların yaptıkları ne kadar kötü idi.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşledikleri kötülükten birbirlerini sakındırmıyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri!
Bekir Sadak:
(83-84) Peygambere indirilen Kur´an´i isittiklerinde, gercegi ogrenmelerinden gozlerinin yasla dolarak, «Rabbimiz! Inandik, bizi de sahidlerden yaz. Rabbimizin bizi iyi milletle birlikte bulundurmasini umarken nicin Allah´a ve bize gelen gercege inanmayalim?» dediklerini gorursun.
İbni Kesir:
Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara engel olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi.
Adem Uğur:
Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!
İskender Ali Mihr:
Yaptıkları kötülüklerden birbirlerini vazgeçirmeye (mani olmaya) çalışmıyorlardı. Yaptıkları şey ne kötü...
Celal Yıldırım:
Öyle ki, yaptıkları kötülükten birbirlerini men´etmiyorlardı. Yapageldikleri şey ne de kötü !
Tefhim ul Kuran:
Yapmakta oldukları münker (çirkin iş) lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi!.
Fransızca:
Ils ne s'interdisaient pas les uns aux autres ce qu'ils faisaient de blâmable. Comme est mauvais, certes, ce qu'ils faisaient !
İspanyolca:
No se prohibían mutuamente las acciones reprobables que cometían. ¡Qué mal hacían!
İtalyanca:
e non si vietavano l'un l'altro quello che era nocivo. Quant'era esecrabile quello che facevano!
Almanca:
Sie pflegten nicht sich gegenseitig vom Mißbilligten, was sie getan haben, abzuhalten. Gewiß, erbärmlich war dies, was sie zu tun pflegten.
Çince:
他们对于自己所作的恶事,不互相劝戒;他们的行为,真恶劣。
Hollandaca:
Zij verboden elkander de zonden niet die zij bedreven, en wee hun om hetgeen zij hebben bedreven.
Rusça:
Они не удерживали друг друга от предосудительных поступков, которые они совершали. Как же скверно было то, что они делали!
Somalice:
Waxayna ahaayeen kuwaan iska Reebayn Xumaan ay Falayaan, waxaa Xun waxay Falayeen.
Swahilice:
Walikuwa hawakatazani maovu waliyo kuwa wakiyafanya. Hakika ni maovu yalioje mambo waliyo kuwa wakiyafanya!
Uygurca:
ئۇلار ئۆزلىرى قىلغان يامان ئىشلاردىن بىر - بىرىنى توسمايتتى؛ ئۇلارنىڭ قىلمىشلىرى نېمىدېگەن يامان!
Japonca:
かれらはその行った悪事を,互いに戒めなかった。かれらの行ったことの何と醜悪なことよ。
Arapça (Ürdün):
«كانوا لا يتناهون» أي لا ينهى بعضهم بعضا «عن» معاودة «منكر فعلوه لبئس ما كانوا يفعلون» فعلهم هذا.
Hintçe:
और किसी बुरे काम से जिसको उन लोगों ने किया बाज़ न आते थे (बल्कि उस पर बावजूद नसीहत अड़े रहते) जो काम ये लोग करते थे क्या ही बुरा था
Tayca:
ปรากฏว่าพวกเขาต่างไม่ห้ามปรามกันในสิ่งไม่ชอบที่พวกเขาได้กระทำมันขึ้น ช่างเลวร้ายจริง ๆ สิ่งที่พวกเขากระทำ
İbranice:
ולא היו מצווים זה את זה שיימנעו ממעשיהם המגונים, וכה נורא אשר היו עושים
Hırvatça:
jedni druge od zla što činiše odvraćali nisu. Ružno li je, zaista, to kako su postupali!
Rumence:
nu-şi puneau unii altora oprelişti asupra faptelor urâte ce le săvârşeau. Ce rău este ceea ce făptuiau!
Transliteration:
Kanoo la yatanahawna AAan munkarin faAAaloohu labisa ma kanoo yafAAaloona
Türkçe:
İşledikleri kötülükten birbirlerini sakındırmıyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri!
Sahih International:
They used not to prevent one another from wrongdoing that they did. How wretched was that which they were doing.
İngilizce:
Nor did they (usually) forbid one another the iniquities which they committed: evil indeed were the deeds which they did.
Azerbaycanca:
Onlar etdikləri pis əməldən əl çəkmirdilər (və ya onlar bir-birini etdikləri pis əməldən çəkindirmirdilər). Onların gördükləri iş necə də pis idi!
Süleyman Ateş:
Yaptıkları kötülükten vazgeçmiyorlardı. Ne kötü işler yapıyorlardı!
Diyanet Vakfı:
Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!
Erhan Aktaş:
Yaptıkları kötü şeylerde, birbirlerini uyarmıyorlardı. Gerçekten yapmakta oldukları şey ne kadar çirkindi.
Kral Fahd:
Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!
Hasan Basri Çantay:
Onlar işledikleri her hangi fenâlıkdan birbirini vazgeçirmiye çalışmazlardı. Hakıykat, yapmakda devam etdikleri (o hal) ne kötü idi!..
Muhammed Esed:
Onlar birbirlerini yaptıkları iğrenç şeylerden vazgeçirmeye çalışmadılar: yaptıkları şey gerçekten ne kötü idi!
Gültekin Onan:
Yapmakta oldukları münkerden (kötülüklerden) birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi.
Ali Fikri Yavuz:
Onlar, birbirlerini, yaptıkları fenâlıktan alıkomazlardı. Gerçekten ne kötü iş yapıyorlardı!
Portekizce:
Não se reprovavam mutuamente pelo ilícito que cometiam. E que detestável é o que cometiam!
İsveççe:
Den ene försökte inte avhålla den andre från att begå de onda handlingar som de begick; ja, de handlade förkastligt!
Farsça:
آنان یکدیگر را ازکارهای زشتی که مرتکب می شدند بازنمی داشتند. مسلماً بد بود آنچه را انجام می دادند.
Kürtçe:
ئەوانە رێگری یەکترییان نەدەکرد لەھەر کارێکی بێزراو ناشەرعی کەدەیانکرد بێگومان زۆر بەدبوو ئەوەی کەئەیانکرد
Özbekçe:
Улар қилинган ёмон ишдан бир-бирларини қайтармас эдилар. Бу қилмишлари қандай ҳам ёмон бўлди!
Malayca:
Mereka sentiasa tidak berlarang-larangan (sesama sendiri) dari perbuatan mungkar (derhaka dan ceroboh), yang mereka lakukan. Demi sesungguhnya amatlah buruknya apa yang mereka telah lakukan.
Arnavutça:
njëri-tjetrin nuk e pengonin nga veprat e këqija që punonin. E, sa të shëmtuara ishin veprat që punonin ata!
Bulgarca:
Не се възпираха взаимно от порицаваното, което сториха. Колко лошо е онова, което са сторили!
Sırpça:
Једни друге од зла која су чинили нису одвраћали. Ружно ли је, заиста, то како су поступали!
Çekçe:
a že si vzájemně nezakazovali konání zavrženíhodného. A jak hnusné bylo to, co dělali!
Urduca:
اُنہوں نے ایک دوسرے کو برے افعال کے ارتکاب سے روکنا چھوڑ دیا تھا، برا طرز عمل تھا جو اُنہوں نے اختیار کیا
Tacikçe:
Аз кори зиште, ки мекарданд, якдигарро манъ намекарданд ва албатта бадкорӣ мекарданд.
Tatarca:
Алар үзләре кыла торган бозык эшләрдән, батыл игътикатләрдән бер-берсен тыймадылар, нинди яманлыктыр аларның эшләгән эшләре.
Endonezyaca:
Mereka satu sama lain selalu tidak melarang tindakan munkar yang mereka perbuat. Sesungguhnya amat buruklah apa yang selalu mereka perbuat itu.
Amharca:
ከሠሩት መጥፎ ነገር አይከላከሉም ነበር፡፡ ይሠሩት የነበሩት ነገር በእርግጥ ከፋ!
Tamilce:
அவர்கள் செய்த தீமையிலிருந்து ஒருவர் மற்றவரை தடுக்காதவர்களாக இருந்தனர். அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்தவை திட்டமாக மிகக் கெட்டதாகும்!
Korece:
그들은 그들이 저지른 사악 을 단념치 아니하니 그들이 저지 른 것에 저주가 있으리라
Vietnamca:
Bọn họ đã không ngăn cản nhau làm điều sai trái mà bọn họ đã từng làm. Thật xấu xa thay cho những gì bọn họ đã làm.
Ayet Linkleri: