Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

79

Ayet No: 

748

Sayfa No: 

121

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَانُوا لَا يَتَنَاهَوْنَ عَن مُّنكَرٍ فَعَلُوهُ ۚ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ

Çeviriyazı: 

kânû lâ yetenâhevne `am münkerin fe`alûhü. lebi'se mâ kânû yef`alûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar, yaptıkları kötülüklerden vazgeçmiyorlardı. Yaptıkları şey ne kötü idi.

Diyanet İşleri: 

Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mani olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İşledikleri kötülükten, birbirlerini menetmezlerdi. Gerçekten de yaptıkları iş, ne de kötüydü.

Şaban Piriş: 

Birbirlerinin yaptıkları kötülüklere mani olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi.

Edip Yüksel: 

Yaptıkları kötülükler konusunda birbirlerini uyarmıyorlardı. Yaptıkları ne kötü idi.

Ali Bulaç: 

Yapmakta oldukları münker(çirkin iş)lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi!

Suat Yıldırım: 

Onlar kötülük yaptıkları zaman, birbirlerini kötülükten vazgeçirmeye çalışmazlardı. Ne çirkin davranıştı bu tutumları!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar yapmış oldukları fenalıktan birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Filhakika onların yaptıkları ne kadar kötü idi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşledikleri kötülükten birbirlerini sakındırmıyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri!

Bekir Sadak: 

(83-84) Peygambere indirilen Kur´an´i isittiklerinde, gercegi ogrenmelerinden gozlerinin yasla dolarak, «Rabbimiz! Inandik, bizi de sahidlerden yaz. Rabbimizin bizi iyi milletle birlikte bulundurmasini umarken nicin Allah´a ve bize gelen gercege inanmayalim?» dediklerini gorursun.

İbni Kesir: 

Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara engel olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi.

Adem Uğur: 

Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!

İskender Ali Mihr: 

Yaptıkları kötülüklerden birbirlerini vazgeçirmeye (mani olmaya) çalışmıyorlardı. Yaptıkları şey ne kötü...

Celal Yıldırım: 

Öyle ki, yaptıkları kötülükten birbirlerini men´etmiyorlardı. Yapageldikleri şey ne de kötü !

Tefhim ul Kuran: 

Yapmakta oldukları münker (çirkin iş) lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi!.

Fransızca: 

Ils ne s'interdisaient pas les uns aux autres ce qu'ils faisaient de blâmable. Comme est mauvais, certes, ce qu'ils faisaient !

İspanyolca: 

No se prohibían mutuamente las acciones reprobables que cometían. ¡Qué mal hacían!

İtalyanca: 

e non si vietavano l'un l'altro quello che era nocivo. Quant'era esecrabile quello che facevano!

Almanca: 

Sie pflegten nicht sich gegenseitig vom Mißbilligten, was sie getan haben, abzuhalten. Gewiß, erbärmlich war dies, was sie zu tun pflegten.

Çince: 

他们对于自己所作的恶事,不互相劝戒;他们的行为,真恶劣。

Hollandaca: 

Zij verboden elkander de zonden niet die zij bedreven, en wee hun om hetgeen zij hebben bedreven.

Rusça: 

Они не удерживали друг друга от предосудительных поступков, которые они совершали. Как же скверно было то, что они делали!

Somalice: 

Waxayna ahaayeen kuwaan iska Reebayn Xumaan ay Falayaan, waxaa Xun waxay Falayeen.

Swahilice: 

Walikuwa hawakatazani maovu waliyo kuwa wakiyafanya. Hakika ni maovu yalioje mambo waliyo kuwa wakiyafanya!

Uygurca: 

ئۇلار ئۆزلىرى قىلغان يامان ئىشلاردىن بىر - بىرىنى توسمايتتى؛ ئۇلارنىڭ قىلمىشلىرى نېمىدېگەن يامان!

Japonca: 

かれらはその行った悪事を,互いに戒めなかった。かれらの行ったことの何と醜悪なことよ。

Arapça (Ürdün): 

«كانوا لا يتناهون» أي لا ينهى بعضهم بعضا «عن» معاودة «منكر فعلوه لبئس ما كانوا يفعلون» فعلهم هذا.

Hintçe: 

और किसी बुरे काम से जिसको उन लोगों ने किया बाज़ न आते थे (बल्कि उस पर बावजूद नसीहत अड़े रहते) जो काम ये लोग करते थे क्या ही बुरा था

Tayca: 

ปรากฏว่าพวกเขาต่างไม่ห้ามปรามกันในสิ่งไม่ชอบที่พวกเขาได้กระทำมันขึ้น ช่างเลวร้ายจริง ๆ สิ่งที่พวกเขากระทำ

İbranice: 

ולא היו מצווים זה את זה שיימנעו ממעשיהם המגונים, וכה נורא אשר היו עושים

Hırvatça: 

jedni druge od zla što činiše odvraćali nisu. Ružno li je, zaista, to kako su postupali!

Rumence: 

nu-şi puneau unii altora oprelişti asupra faptelor urâte ce le săvârşeau. Ce rău este ceea ce făptuiau!

Transliteration: 

Kanoo la yatanahawna AAan munkarin faAAaloohu labisa ma kanoo yafAAaloona

Türkçe: 

İşledikleri kötülükten birbirlerini sakındırmıyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri!

Sahih International: 

They used not to prevent one another from wrongdoing that they did. How wretched was that which they were doing.

İngilizce: 

Nor did they (usually) forbid one another the iniquities which they committed: evil indeed were the deeds which they did.

Azerbaycanca: 

Onlar etdikləri pis əməldən əl çəkmirdilər (və ya onlar bir-birini etdikləri pis əməldən çəkindirmirdilər). Onların gördükləri iş necə də pis idi!

Süleyman Ateş: 

Yaptıkları kötülükten vazgeçmiyorlardı. Ne kötü işler yapıyorlardı!

Diyanet Vakfı: 

Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!

Erhan Aktaş: 

Yaptıkları kötü şeylerde, birbirlerini uyarmıyorlardı. Gerçekten yapmakta oldukları şey ne kadar çirkindi.

Kral Fahd: 

Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!

Hasan Basri Çantay: 

Onlar işledikleri her hangi fenâlıkdan birbirini vazgeçirmiye çalışmazlardı. Hakıykat, yapmakda devam etdikleri (o hal) ne kötü idi!..

Muhammed Esed: 

Onlar birbirlerini yaptıkları iğrenç şeylerden vazgeçirmeye çalışmadılar: yaptıkları şey gerçekten ne kötü idi!

Gültekin Onan: 

Yapmakta oldukları münkerden (kötülüklerden) birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar, birbirlerini, yaptıkları fenâlıktan alıkomazlardı. Gerçekten ne kötü iş yapıyorlardı!

Portekizce: 

Não se reprovavam mutuamente pelo ilícito que cometiam. E que detestável é o que cometiam!

İsveççe: 

Den ene försökte inte avhålla den andre från att begå de onda handlingar som de begick; ja, de handlade förkastligt!

Farsça: 

آنان یکدیگر را ازکارهای زشتی که مرتکب می شدند بازنمی داشتند. مسلماً بد بود آنچه را انجام می دادند.

Kürtçe: 

ئەوانە رێگری یەکترییان نەدەکرد لەھەر کارێکی بێزراو ناشەرعی کەدەیانکرد بێگومان زۆر بەدبوو ئەوەی کەئەیانکرد

Özbekçe: 

Улар қилинган ёмон ишдан бир-бирларини қайтармас эдилар. Бу қилмишлари қандай ҳам ёмон бўлди!

Malayca: 

Mereka sentiasa tidak berlarang-larangan (sesama sendiri) dari perbuatan mungkar (derhaka dan ceroboh), yang mereka lakukan. Demi sesungguhnya amatlah buruknya apa yang mereka telah lakukan.

Arnavutça: 

njëri-tjetrin nuk e pengonin nga veprat e këqija që punonin. E, sa të shëmtuara ishin veprat që punonin ata!

Bulgarca: 

Не се възпираха взаимно от порицаваното, което сториха. Колко лошо е онова, което са сторили!

Sırpça: 

Једни друге од зла која су чинили нису одвраћали. Ружно ли је, заиста, то како су поступали!

Çekçe: 

a že si vzájemně nezakazovali konání zavrženíhodného. A jak hnusné bylo to, co dělali!

Urduca: 

اُنہوں نے ایک دوسرے کو برے افعال کے ارتکاب سے روکنا چھوڑ دیا تھا، برا طرز عمل تھا جو اُنہوں نے اختیار کیا

Tacikçe: 

Аз кори зиште, ки мекарданд, якдигарро манъ намекарданд ва албатта бадкорӣ мекарданд.

Tatarca: 

Алар үзләре кыла торган бозык эшләрдән, батыл игътикатләрдән бер-берсен тыймадылар, нинди яманлыктыр аларның эшләгән эшләре.

Endonezyaca: 

Mereka satu sama lain selalu tidak melarang tindakan munkar yang mereka perbuat. Sesungguhnya amat buruklah apa yang selalu mereka perbuat itu.

Amharca: 

ከሠሩት መጥፎ ነገር አይከላከሉም ነበር፡፡ ይሠሩት የነበሩት ነገር በእርግጥ ከፋ!

Tamilce: 

அவர்கள் செய்த தீமையிலிருந்து ஒருவர் மற்றவரை தடுக்காதவர்களாக இருந்தனர். அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்தவை திட்டமாக மிகக் கெட்டதாகும்!

Korece: 

그들은 그들이 저지른 사악 을 단념치 아니하니 그들이 저지 른 것에 저주가 있으리라

Vietnamca: 

Bọn họ đã không ngăn cản nhau làm điều sai trái mà bọn họ đã từng làm. Thật xấu xa thay cho những gì bọn họ đã làm.