Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

1

Ayet No: 

670

Sayfa No: 

106

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَوْفُوا بِالْعُقُودِ ۚ أُحِلَّتْ لَكُم بَهِيمَةُ الْأَنْعَامِ إِلَّا مَا يُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي الصَّيْدِ وَأَنتُمْ حُرُمٌ ۗ إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ مَا يُرِيدُ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû evfû bil`uḳûd. üḥillet leküm behîmetü-l'en`âmi illâ mâ yütlâ `aleyküm gayra müḥilli-ṣṣaydi veentüm ḥurum. inne-llâhe yaḥkümü mâ yürîd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey iman edenler! Sözleşmeleri yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helal saymamanız şartıyla, çeşitli hayvanlar size helal kılındı. Ancak haram oldukları size okunacak olanlar müstesna. Şüphesiz Allah dilediği hükmü verir.

Diyanet İşleri: 

Ey İnananlar! Akidleri yerine getirin. İhramda iken avlanmayı helal görmeksizin, size bildirilecek olanlar dışında, hayvanlar helal kılındı; Allah dilediği hükmü verir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey inananlar, ahitlerinizi yerine getirin. Dört ayaklı hayvanlar helal edilmiştir size, ancak size söylenecekler müstesna; ihramdayken, helal olan hayvanları avlanmak da haramdır. Şüphe yok ki Allah, dilediğini hükmeder.

Şaban Piriş: 

Ey iman edenler! Sözleşmelerinizi yerine getirin. Haram kılındığı size bildirilenler dışında, davarların (eti) size helâl kılınmıştır. (Hac ya da umre için) ihram halinde iken de avlanmak helâl değildir. Allah dilediği hükmü verir.

Edip Yüksel: 

İnananlar, anlaşmalarınızı uygulayın. Size okunacak olanların dışındaki hayvanlar size helal kılındı. Yalnız ihramda iken avlanmayı helal saymamak koşuluyla... ALLAH dilediği hükmü verir.

Ali Bulaç: 

Ey iman edenler, akitleri yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helal saymaksızın ve size okunacaklar dışta tutulmak üzere, hayvanlar size helal kılındı. Şüphesiz Allah, dilediği hükmü verir.

Suat Yıldırım: 

Ey iman edenler! Bağlandığınız ahitleri yerine getiriniz. Haram kılındığı size bildirilenler dışında, davarların eti size helâl edilmiştir. Şu kadar var ki, ihram halinde iken de av avlamak helâl değildir. Allah dilediği şekilde hükmeder. [5,3; 2,27]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey imân edenler! Sağlam ahidleri yerine getiriniz. Sizin için behime denilen hayvanat helâl kılınmıştır. Ancak size haram oldukları bildirilecek olanlar müstesna ve siz ihrama girmiş bir halde iken avlamayı helâl görmemek şartıyla. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ dilediği ile hükmeder.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey iman edenler! Akitlerin ve ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir.

Bekir Sadak: 

Bugun, size temiz olanlar helal kilindi. Kitap verilenlerin yemegi size helal, sizin yemeginiz de onlara helaldir. Inanan hur ve iffetli kadinlar ve sizden once kitap verilenlerin hur ve iffetli kadinlari -zina etmeksizin, gizli dost tutmaksizin ve mehirlerini verdiginiz takdirde- size helaldir. Kim imani inkar ederse, suphesiz amelleri bosa gider. O, ahirette de kaybedenlerdendir.*

İbni Kesir: 

Ey iman edenler

Adem Uğur: 

Ey iman edenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz. İhramlı iken avlanmayı helal saymamak üzere (aşağıda) size okunacaklar dışında kalan hayvanlar, sizin için helâl kılındı. Allah dilediğine hükmeder.

İskender Ali Mihr: 

Ey âmenû olanlar (Allah´a ulaşıp teslim olmayı dileyenler)! (Yaptığınız) akidleri yerine getirin. Ve, ihramda iken av´ı (avlanmayı) helâl saymamakla beraber size okunacak olanların dışında kalan, dört ayaklı hayvanlar sizin için helâl kılınmıştır. Muhakkak ki Allah dilediği şeye hükmeder.

Celal Yıldırım: 

Ey imân edenler! Akidleri yerine getirin. İhrâmlı iken —avlanmayı helâl saymaksızın— size davarların (eti) helâl kılınmıştır. Ancak (aşağıda) size okunacak olanlar müstesna. Şüphesiz ki Allah dilediğini hükmeder.

Tefhim ul Kuran: 

Ey iman edenler! Akitleri titizlikle yerine getirin. Size dört ayaklı tüm otlayan hayvanlar helâl kılındı, ancak size okunanlar ve ihramlıyken avlanmayı helâl kılmamanız başka. Şüphesiz Allah dilediği hükmü koyar.

Fransızca: 

ô les croyants ! Remplissez fidèlement vos engagements. Vous est permise la bête du cheptel, sauf ce qui sera énoncé [comme étant interdit]. Ne vous permettez point la chasse alors que vous êtes en état d'ihram . Allah en vérité, décide ce qu'Il veut.

İspanyolca: 

¡Creyentes! ¡Respetad vuestros compromisos! La bestia de los rebaños os está permitida, salvo lo que se os recita. La caza no os está permitida mientras estéis sacralizados. Alá decide lo que Él quiere.

İtalyanca: 

O voi che credete, rispettate gli impegni. Vi sono permessi gli animali dei greggi, eccetto quello che vi reciteremo. Non cacciate quando siete in stato di sacralizzazione. Allah comanda quello che vuole.

Almanca: 

Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Haltet die Verträge ein! Für halal wurden euch erklärt Bahimatul-an'am außer dem, was euch noch vorgetragen wird, ohne daß ihr die Jagd für halal erklärt, während ihr im Ihram-Zustand seid. Gewiß, ALLAH verfügt, was ER will.

Çince: 

信道的人们啊! 你们当履行各种约言。除将对你们宣读者外,准许你们吃一切牲畜,但受戒期间,或在禁地境内,不要猎取飞禽走兽。真主必定判决他所欲判决的。

Hollandaca: 

O, ware geloovigen! weest getrouw aan uwe verbintenissen. Het is u geoorloofd het redelooze vee te eten, behalve datgene, wat u verboden is; uitgezonderd het wild, dat geoorloofd is op andere tijden te gebruiken, maar niet terwijl gij op den pelgrimstocht zijt. God beveelt hetgeen hem behaagt.

Rusça: 

О те, которые уверовали! Будьте верны обязательствам. Вам дозволена скотина, кроме той, о которой вам будет возвещено, и кроме добычи, на которую вы осмелились охотиться в ихраме. Воистину, Аллах повелевает все, что пожелает.

Somalice: 

Kuwa (Xaqa) Rumeeyoow Oofiya Ballanka, waxaa Laydiin Baneeye Xoolaha Nicmoolayda waxa laydinku Ahrin Korkiina Mooyee idinkoon banaysanayn Ugaadshiga idinkoo xarman Eebana wuxuu Xukumaa wuxuu Doono.

Swahilice: 

Enyi mlio amini! Timizeni ahadi. Mmehalalishiwa wanyama wa mifugo, ila wale mnao tajiwa. Lakini msihalalishe kuwinda nanyi mmo katika Hija. Hakika Mwenyezi Mungu anahukumu apendavyo.

Uygurca: 

ئى مۆمىنلەر! ئەھدىلەرگە (يەنى اﷲ بىلەن سىلەرنىڭ ئاراڭلاردىكى ۋە سىلەرنىڭ ئۆز ئاراڭلاردىكى ئەھدىلەرگە) ۋاپا قىلىڭلار. سىلەرگە (بۇ سۈرىدە تۆۋەندە) ئوقۇپ بېرىلىدىغانلاردىن باشقا، ھايۋانلار، (يەنى تۆگە، كالا، قويلار) نىڭ ھەممىسىنى (زەبھى قىلىنغاندىن كېيىن يېيىش) ھالال قىلىندى. لېكىن سىلەر ئېھرام (ياكى ھەرەم) دە بولغىنىڭلاردا شىكارنى ھالال سانىماڭلار، شۈبھىسىزكى، اﷲ (ھالال - ھارام توغرۇلۇق) خالىغان نەرسىنى ھۆكۈم قىلىدۇ

Japonca: 

あなたがた信仰する者よ,約束を守りなさい。あなたがたに対し,今から読みあげるものを除いた家畜は許される。ただしあなたがたが巡礼着の間,狩猟は許されない。本当にアッラーは,御好みになられたことを定められる。

Arapça (Ürdün): 

«يا أيها الذين آمنوا أوفوا بالعقود» العهود المؤكدة التي بينكم وبين الله والناس «أحلت لكم بهيمة الأنعام» الإبل والبقر والغنم أكلاً بعد الذبح «إلا ما يتلى عليكم» تحريمه في (حُرمت عليكم الميتة) الآية فالاستثناء منقطع ويجوز أن يكون متصلا والتحريم لما عرض من الموت ونحوه «غيرَ محلي الصيد وأنتم حرم» أي محرمون ونصب غير على الحال من ضمير لكم «إن الله يحكم ما يريد» من التحليل وغيره لا اعترض عليه.

Hintçe: 

ऐ ईमानदारों (अपने) इक़रारों को पूरा करो (देखो) तुम्हारे वास्ते चौपाए जानवर हलाल कर दिये गये उन के सिवा जो तुमको पढ़ कर सुनाए जाएंगे हलाल कर दिए गए मगर जब तुम हालते एहराम में हो तो शिकार को हलाल न समझना बेशक ख़ुदा जो चाहता है हुक्म देता है

Tayca: 

บรรดาผู้ศรัทธาทั้งหลาย! จงรักษาบรรดาสัญญา ให้ครบถ้วนเถิด สัตว์ประเภทปศุสัตว์ นั้นได้ถูกอนุมัติแก่พวกเจ้าแล้ว นอกจากที่จุถูกอ่านให้พวกเจ้าฟัง โดยที่พวกเจ้ามิใช่ผู้ที่ให้สัตว์ที่จะถูกล่านั้น เป็นที่อนุมัติขณะที่พวกเจ้าอยู่ในอิหรอม แท้จริงอัลลอฮ์นั้นทรงชี้ขาดตามที่พระองค์ทรงประสงค์

İbranice: 

הוי אלה אשר האמינו! קיימו את הברית! בהמות המקנה הותרו לכם למאכל, מלבד מה שנאסר עליכם בספר (הקוראן,) ומה שניצוד בתקופת העלייה לרגל. אלוהים מחוקק את אשר ירצה

Hırvatça: 

O vi koji vjerujete, ispunjavajte preuzete obaveze! Dozvoljava vam se stoka, ali ne ona koja će vam biti spomenuta; dok obrede hadža obavljate nije vam dozvoljeno da lovite. Uistinu, Allah propisuje što On hoće.

Rumence: 

O, voi cei ce credeţi! Ţineţi-vă învoielile! Dobitoacele din turme vă sunt îngăduite vouă, în afara celor care vi s-au citit, însă neîngăduit vă este vouă vânatul în vremea pelerinajului. Dumnezeu vă porunceşte ceea ce voieşte.

Transliteration: 

Ya ayyuha allatheena amanoo awfoo bialAAuqoodi ohillat lakum baheematu alanAAami illa ma yutla AAalaykum ghayra muhillee alssaydi waantum hurumun inna Allaha yahkumu ma yureedu

Türkçe: 

Ey iman edenler! Akitlerin ve ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir.

Sahih International: 

O you who have believed, fulfill [all] contracts. Lawful for you are the animals of grazing livestock except for that which is recited to you [in this Qur'an] - hunting not being permitted while you are in the state of ihram. Indeed, Allah ordains what He intends.

İngilizce: 

O ye who believe! fulfil (all) obligations. Lawful unto you (for food) are all four-footed animals, with the exceptions named: But animals of the chase are forbidden while ye are in the sacred precincts or in pilgrim garb: for Allah doth command according to His will and plan.

Azerbaycanca: 

Ey iman gətirənlər! Əhdlərə sadiq olun. İhramda olarkən ov sizə qadağan edilməklə, (aşağıda) adları çəkiləcək heyvanlar müstəsna olaraq, qalanları sizə halal edildi. Şübhəsiz ki, Allah istədiyini hökm edər!

Süleyman Ateş: 

Ey inananlar, akitleri(zi) yerine getirin. Size oku(nup açıkla)nacak olanların dışında kalan hayvanlar sizin için helal kılındı. Yalnız ihramda iken avı helal saymamak şartiyle. Allah, istediği hükmü verir.

Diyanet Vakfı: 

Ey iman edenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz. İhramlı iken avlanmayı helal saymamak üzere (aşağıda) size okunacaklar dışında kalan hayvanlar, sizin için helal kılındı. Allah dilediğine hükmeder.

Erhan Aktaş: 

Ey Îmân Edenler! Sözlerinizi yerine getirin. İhramlı iken helâl saymamanız(1) şartı ile okunacak olanların dışında kalan(2) en’âm(3) size helâl kılındı Kuşkusuz, Allah, dilediği hükmü verir.(4)

Kral Fahd: 

Ey iman edenler! Akitleri ( n gereğini) yerine getiriniz. İhramlı iken avlanmayı helal saymamak üzere (aşağıda) size okunacaklar dışında kalan hayvanlar, sizin için helâl kılındı. Allah dilediğine hükmeder.

Hasan Basri Çantay: 

Ey îman edenler, bağlandığınız ahidleri yerine getirin. Siz ihramlı olduğunuz halde avlanmayı halâl saymamak ve size (aşağıda) okunacak olanlar haaric kalmak şartiyle davarlar (ın etleri) size halâl edildi. Şübhesiz ki Allah ne dilerse onu hükmeder.

Muhammed Esed: 

Siz ey imana ermiş olanlar! Antlaşmalarınıza sadık olun!(Bundan sonra) belirtilecek olanlar dışında ot ile beslenen hayvanlar(ın eti) sizin için helaldir: ancak ihramda iken avlanmanıza izin verilmemiştir. Bilin ki Allah, iradesinin gereğini emreder.

Gültekin Onan: 

Ey inananlar, akitleri yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helal saymaksızın ve size okunacaklar dışta tutulmak üzere, hayvanlar size helal kılındı. Kuşkusuz Tanrı dilediği hükmü verir.

Ali Fikri Yavuz: 

Ey iman edenler! Allah ve insanlar arasında verdiğiniz söz ve yaptığınız bağlantıları yerine getirin. Hac için ihrama girdiğinizde, avı helâl saymamanız şartı ile size davardan şu okunacaklardan başkası helâl kılındı. Şüphesiz ki Allah ne dilerse onu hükmeder.

Portekizce: 

Ó fiéis, cumpri com as vossas obrigações . Foi-vos permitido alimentar-vos de reses, exceto o que vos é anunciado agora;está-vos vedada a caça, sempre que estiverdes consagrados à peregrinação. Sabei que Deus ordena o que Lhe apraz.

İsveççe: 

TROENDE! Fullgör [era förpliktelser enligt] de avtal som ni har ingått! Tillåten föda för er är [kött av] alla växtätande djur utom det som [här] skall meddelas er. Iakttag förbudet mot jakt, då ni befinner er på vallfärd. Gud föreskriver vad Han finner för gott.

Farsça: 

ای اهل ایمان! به همه قراردادها [یِ فردی، خانوادگی، اجتماعی، سیاسی، اقتصادی، نذر، عهد و سوگند] وفا کنید. [گوشتِ] چهارپایان جز آنچه [در آیات بعد، حُرمتش] بر شما خوانده می شود برایتان حلال است، [و توجه داشته باشید که] نباید شکار را در حالی که مُحرم [به احرام حج و عمره] هستید، حلال بشمارید؛ یقیناً خدا آنچه را بخواهد [بر پایه علم و حکمتش و بر اساس رعایت مصلحت شما] حکم می کند.

Kürtçe: 

ئەی بڕواداران بەڵێنەکانتان ببەنەسەر حەڵاڵ کراوە بۆتان (گۆشتی) ئاژەڵ و چوارپێ (مەڕو بزن و وشترو ڕەشە ووڵاغ ) بێجگەلەوەی کە دەخوێنرێتەوە بەسەرتان دا (حەرامن) دروست نیە ڕاو بکەن لەکاتێکدا ئێوە لە ئیحرام دابن بەڕاستی خوا ھەرچی بوێت بڕیاری بۆ دەدات

Özbekçe: 

Эй иймон келтирганлар! Аҳдномаларга вафо қилинг! Сизга, кейин тиловат қилинадиганларидан бошқа, чорва ҳайвонлари ҳалол қилинди, эҳромдалик вақтингизда овни ҳалол санамаган ҳолингизда. Албатта, Аллоҳ нимани ирода этса, шуни ҳукм қиладир. (Ояти каримадаги «аҳдномалар» сўзи Аввало, инсоннинг банда сифатида Аллоҳ таоло ҳузуридаги аҳдномаларидир. Буни иймон аҳдномаси дейилади ва у ўз ичига Аллоҳнинг ягона илоҳлигини, Робблигини ва Ҳокимлигини эътироф этишни, Унга банда бўлиш, итоат қилиш ва таслим бўлишни олади. Бу аҳдномани Аллоҳ таоло биринчи инсон Одам атодан бошлаб ола бошлаган. )

Malayca: 

Wahai orang-orang yang beriman, penuhi serta sempurnakanlah perjanjian- perjanjian. Dihalalkan bagi kamu (memakan) binatang-binatang ternak (dan sebagainya), kecuali apa yang akan dibacakan (tentang haramnya) kepada kamu. (Halalnya binatang-binatang ternak dan sebagainya itu) tidak pula bererti kamu boleh menghalalkan perburuan ketika kamu dalam keadaan berihram. Sesungguhnya Allah menetapkan hukum apa yang Ia kehendaki.

Arnavutça: 

O besimtarë! Plotësoni obligimet (marrëveshjet)! U lejua për ju ngrënia e shtazëve, përveç atyre që do t’ju lexohen juve; përderisa të gjendeni në haxhxhillëk, nuk u lejohet gjuetia. Me të vërtetë, Perëndia, vendos për atë që dëshiron.

Bulgarca: 

О, вярващи, изпълнявайте обетите! Разрешено ви е всяко животно от добитъка освен онова, за което ви бъде прочетено, без да ви е разрешен ловът, когато сте на поклонение. Аллах отсъжда каквото поиска.

Sırpça: 

О ви који верујете, испуњавајте преузете обавезе! Дозвољава вам се стока, али не она која ће да вам буде споменута; док обреде ходочашћа обављате није вам дозвољено да ловите. Уистину, Аллах прописује шта Он хоће.

Çekçe: 

Vy, kteří věříte! Dodržujte se závazky! Jsou vám dovolena zvířata ze stád s výjimkou těch, o nichž vám bylo přednášeno; a není vám dovolena lovná zvěř po dobu, kdy jste ve stavu poutního zasvěcení. A Bůh zajisté rozhoduje, o čem chce.

Urduca: 

اے لوگو جو ایمان لائے ہو، بندشوں کی پوری پابندی کرو تمہارے لیے مویشی کی قسم کے سب جانور حلال کیے گئے، سوائے اُن کے جو آگے چل کر تم کو بتائے جائیں گے لیکن احرام کی حالت میں شکار کو اپنے لیے حلال نہ کر لو، بے شک اللہ جو چاہتا ہے حکم دیتا ہے

Tacikçe: 

Эй касоне, ки имон овардаед, ба паймонҳо вафо кунед. Ҳайвоноти чаҳорпо, ғайри онҳое, ки аз ин пас бароятон гуфта мешавад, бар шумо ҳалол шудаанд ва он чиро, ки дар ҳоли эҳром сайд мекунед, ҳалол нашуморед. Худо ба ҳар чӣ мехоҳад, ҳукм мекунад!

Tatarca: 

Ий мөэминнәр! Ґәһедләрегезне, вәгъдәләрегезне үтәгез! (Ґәһед өч төрледер: берсе – Аллаһ һәркемнән Коръән белән гамәл кылырсыз дип ґәһед алды, икенчесе – Аллаһ исеме илә әйтелгән нәзерләр, антлар, өченчесе – мөэминнәрнең үзара куешкан вәгъдәләредер). Дүрт аяклы хайваннар сезгә хәләл булды мәгәр хәрам булганнары Коръәндә зекер ителде, хаҗ сәфәрендә ихрам баглагач сезгә хәләл киекләр дә хәрам булыр. Аллаһ үзе теләгәнчә белеп хөкем кылыр.

Endonezyaca: 

Hai orang-orang yang beriman, penuhilah aqad-aqad itu. Dihalalkan bagimu binatang ternak, kecuali yang akan dibacakan kepadamu. (Yang demikian itu) dengan tidak menghalalkan berburu ketika kamu sedang mengerjakan haji. Sesungguhnya Allah menetapkan hukum-hukum menurut yang dikehendaki-Nya.

Amharca: 

እናንተ ያመናችሁ ሆይ! በቃል ኪዳኖች ሙሉ፡፡ በእናንተ ላይ የሚነበበው ብቻ ሲቀር፡፡ የግመል፣ የከብት፣ የበግና የፍየል እንስሳዎች እናንተ በሐጅ ሥራ ላይ ኾናችሁ ማደንን የተፈቀደ ሳታደረጉ ለእናንተ ተፈቀዱ፡፡ አላህ የሚሻውን ይፈርዳል፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்களே! நீங்கள் (உங்களுக்குள் செய்த) உடன்படிக்கைகளை நிறைவேற்றுங்கள். உங்களுக்கு (மூன்றாவது வசனத்தில்) ஓதிக்காட்டப்படுபவற்றைத் தவிர (மற்ற) கால்நடைகள் அனைத்தும் உங்களுக்கு ஆகுமாக்கப்பட்டன. நீங்களோ இஹ்ராமுடையவர்களாக இருக்கும் நிலையில் வேட்டையாடுவதை ஆகுமாக்காதீர்கள். நிச்சயமாக அல்லாஹ், தான் விரும்புவதை (உங்களுக்கு) சட்டமாக்குகிறான்.

Korece: 

믿는자들이여 모든 의무를 다하라 모든 가축들이너희들의양식으로 허락되었으되 순례상태로 성역에 있을 때 사냥은 금기라 실로 하나님은 그분의 뜻에 따라 지배하시니라

Vietnamca: 

Hỡi những người có đức tin, các ngươi hãy thực hiện đúng các giao ước. Các ngươi được phép ăn (thịt) các loại gia súc ngoại trừ những loại nào đã công bố cấm các ngươi; và các ngươi không được phép ăn thịt các thú săn trong lúc các ngươi đang trong tình trạng hãm mình (làm Hajj hoặc ‘Umrah). Quả thật, Allah quy định bất cứ điều gì Ngài muốn.