Sayfa 106

İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:

yesteftûnek. ḳuli-llâhü yüftîküm fi-lkelâleh. ini-mruün heleke leyse lehû veledüv velehû uḫtün felehâ niṣfü mâ terak. vehüve yeriŝühâ il lem yekül lehâ veledün. fein kânete-ŝneteyni felehüme-ŝŝülüŝâni mimmâ terak. vein kânû iḫveter ricâlev venisâen feliẕẕekeri miŝlü ḥażżi-l'ünŝeyeyn. yübeyyinü-llâhü leküm en teḍillû. vellâhü bikülli şey'in `alîm.

Türkçe:
Fetva istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir.
İngilizce:
They ask thee for a legal decision. Say: Allah directs (thus) about those who leave no descendants or ascendants as heirs. If it is a man that dies, leaving a sister but no child, she shall have half the inheritance: If (such a deceased was) a woman, who left no child, Her brother takes her inheritance: If there are two sisters, they shall have two-thirds of the inheritance (between them): if there are brothers and sisters, (they share), the male having twice the share of the female. Thus doth Allah make clear to you (His law), lest ye err. And Allah hath knowledge of all things.
Fransızca:
Ils te demandent ce qui a été décrété. Dis : "Au sujet du défunt qui n'a pas de père ni de mère ni d'enfant, Allah vous donne Son décret : si quelqu'un meurt sans enfant, mais a une sœur, à celle-ci revient la moitié de ce qu'il laisse. Et lui, il héritera d'elle en totalité si elle n'a pas d'enfant. Mais s'il a deux sœurs (ou plus), à elles alors les deux tiers de ce qu'il laisse; et s'il a des frères et des sœurs, à un frère alors revient une portion égale à celle de deux sœurs. Allah vous donne des explications pour que vous ne vous égariez pas. Et Allah est Omniscient .
Almanca:
Und sie fragen dich nach einer Fatwa, sag: "ALLAH gibt euch Fatwa hinsichtlich der Kalala . Wenn ein Mensch stirbt, ohne daß er Kinder (oder Eltern), aber eine Schwester (väterlicherseits) hinterläßt, so bekommt sie die Hälfte dessen, was er hinterläßt, und er beerbt sie, wenn sie keine Kinder (oder Eltern) hinterläßt. Und wenn sie zwei Schwestern waren, dann bekommen sie zwei Drittel dessen, was er hinterläßt. Und wenn sie Geschwister sind, Männer und Frauen, so bekommt der Mann das Gleiche wie zwei Frauen." ALLAH erläutert euch, damit ihr nicht irrt. Und ALLAH ist über alles allwissend.
Rusça:
Они просят тебя вынести решение. Скажи: "Аллах вынесет для вас решение относительно тех, кто не оставляет после себя родителей или детей". Если умрет мужчина, у которого нет ребенка, но есть сестра, то ей принадлежит половина того, что он оставил. Он также наследует ей, если у нее нет ребенка. Если их две сестры, то им принадлежат две трети того, что он оставил. Если же они являются братьями и сестрами, то мужчине принадлежит доля, равная доле двух женщин. Аллах разъясняет вам это, чтобы вы не впали в заблуждение. Аллах ведает обо всякой вещи.
Arapça:
يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ اللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِي الْكَلَالَةِ ۚ إِنِ امْرُؤٌ هَلَكَ لَيْسَ لَهُ وَلَدٌ وَلَهُ أُخْتٌ فَلَهَا نِصْفُ مَا تَرَكَ ۚ وَهُوَ يَرِثُهَا إِن لَّمْ يَكُن لَّهَا وَلَدٌ ۚ فَإِن كَانَتَا اثْنَتَيْنِ فَلَهُمَا الثُّلُثَانِ مِمَّا تَرَكَ ۚ وَإِن كَانُوا إِخْوَةً رِّجَالًا وَنِسَاءً فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْأُنثَيَيْنِ ۗ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ أَن تَضِلُّوا ۗ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Senden fetva istiyorlar. Deki: "Allah size kelâle (babasız ve çocuksuz kimse) nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan, fakat kız kardeşi bulunan bir kişi ölürse, bıraktığı malın yarısı o (kız kardeşi)nundur. Çocuğu olmayan kız kardeş ölürse, erkek kardeş ona varis olur. Eğer (ölenin) iki kız kardeşi varsa, bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkek ve kız olurlarsa, erkeğin hissesi, iki kızın hissesi kadardır. Şaşırmamanız için Allah size (hükümlerini) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Diyanet Vakfı:
Senden fetva isterler. De ki: "Allah, babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor: Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kızkardeşi bulunursa, bıraktığının yarısı bunundur. Kızkardeş ölüp çocuğu olmazsa erkek kardeş de ona varis olur. Kızkardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer erkekli kadınlı daha fazla kardeş mevcut ise erkeğin hakkı, iki kadın payı kadardır. Şaşırmamanız için Allah size açıklama yapıyor. Allah her şeyi bilmektedir.

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû evfû bil`uḳûd. üḥillet leküm behîmetü-l'en`âmi illâ mâ yütlâ `aleyküm gayra müḥilli-ṣṣaydi veentüm ḥurum. inne-llâhe yaḥkümü mâ yürîd.

Türkçe:
Ey iman edenler! Akitlerin ve ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir.
İngilizce:
O ye who believe! fulfil (all) obligations. Lawful unto you (for food) are all four-footed animals, with the exceptions named: But animals of the chase are forbidden while ye are in the sacred precincts or in pilgrim garb: for Allah doth command according to His will and plan.
Fransızca:
ô les croyants ! Remplissez fidèlement vos engagements. Vous est permise la bête du cheptel, sauf ce qui sera énoncé [comme étant interdit]. Ne vous permettez point la chasse alors que vous êtes en état d'ihram . Allah en vérité, décide ce qu'Il veut.
Almanca:
Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Haltet die Verträge ein! Für halal wurden euch erklärt Bahimatul-an'am außer dem, was euch noch vorgetragen wird, ohne daß ihr die Jagd für halal erklärt, während ihr im Ihram-Zustand seid. Gewiß, ALLAH verfügt, was ER will.
Rusça:
О те, которые уверовали! Будьте верны обязательствам. Вам дозволена скотина, кроме той, о которой вам будет возвещено, и кроме добычи, на которую вы осмелились охотиться в ихраме. Воистину, Аллах повелевает все, что пожелает.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَوْفُوا بِالْعُقُودِ ۚ أُحِلَّتْ لَكُم بَهِيمَةُ الْأَنْعَامِ إِلَّا مَا يُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي الصَّيْدِ وَأَنتُمْ حُرُمٌ ۗ إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ مَا يُرِيدُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey iman edenler! Sözleşmeleri yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helal saymamanız şartıyla, çeşitli hayvanlar size helal kılındı. Ancak haram oldukları size okunacak olanlar müstesna. Şüphesiz Allah dilediği hükmü verir.
Diyanet Vakfı:
Ey iman edenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz. İhramlı iken avlanmayı helal saymamak üzere (aşağıda) size okunacaklar dışında kalan hayvanlar, sizin için helal kılındı. Allah dilediğine hükmeder.

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ tüḥillû şe`âira-llâhi vele-şşehra-lḥarâme vele-lhedye vele-lḳalâide velâ âmmîne-lbeyte-lḥarâme yebtegûne faḍlem mir rabbihim veriḍvânâ. veiẕâ ḥaleltüm faṣṭâdû. velâ yecrimenneküm şeneânü ḳavmin en ṣaddûküm `ani-lmescidi-lḥarâmi en ta`tedû. vete`âvenû `ale-lbirri vettaḳvâ. velâ te`âvenû `ale-l'iŝmi vel`udvân. vetteḳu-llâh. inne-llâhe şedîdü-l`iḳâb.

Türkçe:
Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
İngilizce:
O ye who believe! Violate not the sanctity of the symbols of Allah, nor of the sacred month, nor of the animals brought for sacrifice, nor the garlands that mark out such animals, nor the people resorting to the sacred house, seeking of the bounty and good pleasure of their Lord. But when ye are clear of the sacred precincts and of pilgrim garb, ye may hunt and let not the hatred of some people in (once) shutting you out of the Sacred Mosque lead you to transgression (and hostility on your part). Help ye one another in righteousness and piety, but help ye not one another in sin and rancour: fear Allah: for Allah is strict in punishment.
Fransızca:
ô les croyants ! Ne profanez ni les rites du pèlerinage (dans les endroits sacrés) d'Allah, ni le mois sacré, ni les animaux de sacrifice, ni les guirlandes, ni ceux qui se dirigent vers la maison sacrée cherchant de leur Seigneur grâce et agrément. Une fois désacralisés, vous êtes libres de chasser. Et ne laissez pas la haine pour un peuple qui vous a obstrué la route vers la Mosquée sacrée vous inciter à transgresser. Entraidez-vous dans l'accomplissement des bonnes oeuvres et de la piété et ne vous entraidez pas dans le péché et la transgression. Et craignez Allah, car Allah est, certes, dur en punition !
Almanca:
Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Erklärt nicht für halal (die Verletzung) weder von ALLAHs Scha'ira , noch von dem Haram-Monat , noch von den Hadyi- Opfertieren , noch von den mit Halsbändern gekennzeichneten Opfertieren , noch von den Besuchern von Al-baitul-haram , die nach Gunst von ihrem HERRN und Wohlgefallen streben! Und wenn ihr den Ihram beendet, dann dürft ihr wieder auf die Jagd gehen. Und die Abneigung gegenüber Leuten, die euch (vom Besuch) von Almasdschidul-haram abgehalten haben, darf euch nicht dazu veranlassen, daß ihr eine Aggression begeht. Und kooperiert miteinander beim gottgefällig Gebotenen und bei Taqwa. Doch kooperiert nicht bei dem Verwerflichen und bei der Übertretung! Und handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber. Gewiß, ALLAH ist hart im Strafen.
Rusça:
О те, которые уверовали! Не нарушайте святость обрядовых знамений Аллаха и запретного месяца. Не считайте дозволенным покушаться на жертвенных животных, или животных (или людей) с ожерельями, или людей, которые приходят к Заповедному дому, стремясь к милости и довольству своего Господа. Когда же вы освободитесь от ихрама, то можете охотиться. И пусть ненависть людей, которые помешали вам пройти к Заповедной мечети, не подтолкнет вас на преступление. Помогайте друг другу в благочестии и богобоязненности, но не помогайте друг другу в грехе и вражде. Бойтесь Аллаха, ведь Аллах суров в наказании.
Arapça:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُحِلُّوا شَعَائِرَ اللَّهِ وَلَا الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلَا الْهَدْيَ وَلَا الْقَلَائِدَ وَلَا آمِّينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّن رَّبِّهِمْ وَرِضْوَانًا ۚ وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُوا ۚ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ أَن صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَن تَعْتَدُوا ۘ وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَىٰ ۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey iman edenler! Allah'ın alâmetlerine, haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklarına ve Rablerinden lutuf ve rıza bekleyerek Kabe'ye yönelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescidi Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan kininiz, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.
Diyanet Vakfı:
Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dini) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.
Sayfa 106 beslemesine abone olun.