Arapça:
وَإِن مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ إِلَّا لَيُؤْمِنَنَّ بِهِ قَبْلَ مَوْتِهِ ۖ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكُونُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا
Çeviriyazı:
veim min ehli-lkitâbi illâ leyü'minenne bihî ḳable mevtih. veyevme-lḳiyâmeti yekûnü `aleyhim şehîdâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölmeden önce ona (İsa'ya) iman etmiş olmasın. Kıyamet gününde o, onlara şahitlik edecektir.
Diyanet İşleri:
Kitap ehlinden, ölmeden önce, İsa'ya inanmayacak yoktur. O, gerektiği gibi inanmadıklarından, kıyamet günü onların aleyhine şahit olur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve kitap ehlinden hiçbiri kalmayacak ki onun ölümünden önce ona inanmasın, o da kıyamet günü, onların aleyhine tanık olacak.
Şaban Piriş:
Kitap ehlinden, O ölmeden önce ona kesin olarak iman edecekler. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacak.
Edip Yüksel:
Kendilerine kitap verilenlerden her biri ölümünden önce ona inanmak zorunda idi. Diriliş Günü ise o onlara karşı tanık olacaktır
Ali Bulaç:
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır.
Suat Yıldırım:
Ehl-i kitaptan hiç kimse yoktur ki, ölmeden ona inanacak olmasın. Kıyamet günü gelince de o, onların aleyhinde şahitlik edecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve ehl-i kitaptan hiçbir fert yoktur ki illâ ölümünden evvel elbette O´na imân edecektir! Ve kıyamet gününde onların aleyhine bir şahit olacaktır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır.
Bekir Sadak:
Nuh´a, ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz, Ibrahim´e, Ismail´e, Ishak´a, Yakub´a, torunlarina, Isa´ya, Eyyub´a, Yunus´a, Harun´a ve Suleyman´a vahyettigimiz gibi suphesiz sana da vahyettik. Davud´a da Zebur verdik.
İbni Kesir:
Kitab ehlinden hiç kimse yoktur ki
Adem Uğur:
Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.
İskender Ali Mihr:
Ve ancak, kitap ehlinden olanlar (onu tekzip eden Yahudiler ve “Allah´ın oğlu” diyen Nasraniler), O´na ölümünden önce mutlaka îmân edecekler. Ve o, kıyâmet günü onların üzerine şahit olacak.
Celal Yıldırım:
Kitap Ehli´nden hiç kimse yok ki, ölmeden önce O´na imân edecek olmasın. Kıyamet gününde İsâ onların, (dosdoğru imân etmiyenlerin) aleyhinde şâhid olacaktır.
Tefhim ul Kuran:
Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır.
Fransızca:
Il n'y aura personne, parmi les gens du Livre, qui n'aura pas foi en lui avant sa mort . Et au Jour de la Résurrection, il sera témoin contre eux.
İspanyolca:
Entre la gente de la Escritura no has nadie que no crea en Él antes de su muerte. Él día de la Resurrección servirá de testigo contra ellos.
İtalyanca:
Non vi è alcuno della Gente della Scrittura che non crederà in lui prima di morire. Nel Giorno della Resurrezione testimonierà contro di loro.
Almanca:
Und es gibt keinen von den Schriftbesitzern, der nicht vor seinem Tod doch den Iman an ihn verinnerlichen wird. Und am Tag der Auferstehung wird er gegen sie Zeuge sein.
Çince:
信奉天经的人,在他未死之前,没有一个信仰他的,在复活日他要作证他们。
Hollandaca:
En er zal geen enkele onder hen zijn, die de schriften hebben ontvangen, welke niet in hem zal gelooven, vóór zijn dood, en op den dag der opstanding zal hij een getuige tegen hen zijn.
Rusça:
Среди людей Писания не останется такого, который не уверует в него (Ису или Мухаммада) до его смерти (до смерти Иисуса или до своей смерти), а в День воскресения он будет свидетелем против них.
Somalice:
Ehelu Kitaab kasta wuu rumeyn Ciise Geeridiisa ka hor, Maalinta Qiyaamana wuxuu ku noqon korkooda Markhaati.
Swahilice:
Na hawi katika Watu wa Kitabu ila hakika atamuamini yeye kabla ya kufa kwake. Naye Siku ya Kiyama atakuwa shahidi juu yao.
Uygurca:
ئەھلى كىتابتىن (يەنى يەھۇدىيلار ۋە ناسارالاردىن) ھەر قاندىقى جان ئۈزۈش ئالدىدا ئۇنىڭغا (يەنى ئىسانىڭ ھەق پەيغەمبەرلىكى ۋە اﷲ نىڭ بەندىسى ئىكەنلىكىگە) ئىمان ئېيتىدۇ. ئىسا قىيامەت كۈنى ئۇلار (يەھۇدىيلارنىڭ ئىسانى دارغا ئاستۇق دېگەن دەۋاسىنىڭ ۋە ناسارالارنىڭ ئىسا اﷲ نىڭ ئوغلى دېگەن دەۋاسىنىڭ يالغانلىقى) غا گۇۋاھ بولىدۇ
Japonca:
啓典の民の中,かれの死ぬ前にしっかりかれを信じる者は一人もいなかった。審判の日において,かれはかれらにとって(不利な)証人となろう。
Arapça (Ürdün):
«وإنْ» ما «من أهل الكتاب» أحَد «إلا ليؤمنن به» بعيسى «قبل موته» أي الكتابي حين يعاين ملائكة الموت فلا ينفعه إيمانه أو قبل موت عيسى لما ينزل قرب الساعة كما ورد في حديث «ويوم القيامة يكون» عيسى «شهيدا» بما فعلوه لما بعث إليهم.
Hintçe:
और (जब ईसा मेहदी मौऊद के ज़हूर के वक्त आसमान से उतरेंगे तो) अहले किताब में से कोई शख्स ऐसा न होगा जो उनपर उनके मरने के क़ब्ल ईमान न लाए और ख़ुद ईसा क़यामत के दिन उनके ख़िलाफ़ गवाही देंगे
Tayca:
และไม่มีอะฮ์ลิลกิตาบคนใด นอกจากแน่นอนเขาจะต้องศรัทธา ต่อท่านนะบีอีซา ก่อนที่เขาจะตาย และวันกิยามะฮ์ เขา(อีซา) จะเป็นพยานยืนยันพวกเขาเหล่านั้น
İbranice:
אין בעם הספר אחד אשר לא יאמין בו (ישוע) לפני מותו, וביום תחיית-המתים יעיד עליהם
Hırvatça:
I nema nijednog sljedbenika Knjige koji, prije njegove smrti, neće u njega kako treba povjerovati, a na Kijametskom danu on će protiv njih svjedočiti.
Rumence:
Dintre oamenii Cărţii, nimeni nu a crezut în el înaintea morţii sale, iar el va fi martor asupra lor în Ziua Învierii.
Transliteration:
Wain min ahli alkitabi illa layuminanna bihi qabla mawtihi wayawma alqiyamati yakoonu AAalayhim shaheedan
Türkçe:
Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır.
Sahih International:
And there is none from the People of the Scripture but that he will surely believe in Jesus before his death. And on the Day of Resurrection he will be against them a witness.
İngilizce:
And there is none of the People of the Book but must believe in him before his death; and on the Day of Judgment he will be a witness against them;-
Azerbaycanca:
Kitab əhlindən (yəhudilərdən və xaçpərəstlərdən) elə bir kəs olmaz ki, ölümündən əvvəl (can verdiyi zaman) ona (İsaya) iman gətirməsin, lakin o, (İsa) qiyamət günündə onların (kitab əhlinin) əleyhinə şəhadət verəcəkdir.
Süleyman Ateş:
Andolsun, Kitap ehlinden hiç kimse yoktur ki, ölümünden önce ona inanacak olmasın. kıyamet günü de O, (Îsa) onların aleyhine şahid olacaktır.
Diyanet Vakfı:
Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.
Erhan Aktaş:
Kitâp Ehl-i’nden her biri ölümünden önce ona inanmak zorundadır. Kıyamet günü, O, onlar hakkında tanık olur.
Kral Fahd:
Şüphe yoktur ki, kitap ehlinden olan her ferd, ölümünden önce mutlaka Îsâ'ya îman edecek, o da kıyâmet günü, onlar aleyhine (şehadette bulunan) bir şâhid olacaktır.
Hasan Basri Çantay:
Ehl-i kitabdan hiç biri haaric olmamak üzere, ölümünden evvel, andolsun, ona (Îsâya) mutlakaa iman edecek, o da kıyaamet günü kendileri aleyhine bir şâhid olacakdır.
Muhammed Esed:
Nitekim geçmiş vahyin izleyicilerinden hiç kimse yoktur ki, ölümü anında, İsa ile ilgili hakikati kavramamış olsun; ve Kıyamet Günü İsa, (bizzat) onların aleyhine hakikate şahitlik yapacaktır.
Gültekin Onan:
Andolsun, Kitap ehlinden ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır.
Ali Fikri Yavuz:
Yahudi ve Hristiyanlardan hiç kimse yoktur ki, ölümünden önce (can çekişirken) İsa’ya iman etmiş olmasın. (Fakat hayattan ümid kesme zamanında iman etmek bir fayda vermez). İsa ise kıyâmet gününde küfürlerinden dolayı aleyhlerine şahid olacaktır.
Portekizce:
Nenhum dos adeptos do Livro deixará de acreditar nele (Jesus), antes da sua morte, que, no Dia da Ressurreição,testemunhará contra eles.
İsveççe:
Och bland efterföljarna av äldre tiders uppenbarelser finns ingen som inte före sin död tror på honom [som Guds Profet] och han skall vittna mot dem på Uppståndelsens dag.
Farsça:
و هیچ یک از اهل کتاب نیست مگر آنکه پیش از مرگش [که لحظه روشن شدن حقایق است] به مسیح ایمان می آورد [که او فرستاده خدا، بنده او و مژده دهنده به ظهور پیامبر اسلام است، ولی ایمان در آن لحظه سودبخش نیست] و مسیح روز قیامت بر [عقاید و اعمال] آنان گواه است.
Kürtçe:
وە ھیچ کەسێک نیە لەنامەدار و (خاوەن کتێب) ـەکان مەگەر بڕوای پێ دێنێت (بەعیسا) پێش مردنی وە لەڕۆژی دوایشدا ( عیسا) دەبێت بەشایەت بەسەریانەوە
Özbekçe:
Xеч бир аҳли китоб йўқки, унга ўлимидан олдин иймон келтирмаса. Қиёмат куни эса у уларнинг зиддига гувоҳ бўлур. (Уламоларимиз бу ояти кариманинг маъносида икки хил фикр айтганлар. Бунга оятдаги «ўлимидан олдин» ибораси сабаб бўлган. Баъзилари, бу ерда Ийсонинг ўлими назарда тутилган, десалар, баъзилари, аҳли китобнинг ўлими назарда тутилган дейдилар. Биринчи тоифанинг гапига биноан оятнинг маъноси бундай: Ийсо алайҳиссалом қиёмат яқинлашганда тушганларида аҳли китоблардан ҳеч ким қолмай, у киши ўлишларидан олдин у зотга иймон келтиради. Иккинчи тоифа олимларнинг тафсирларига кўра эса, ҳар бир аҳли китоб ўз ўлимидан олдин, албатта, Ийсо алайҳиссаломга иймон келтиради. Яъни, ҳар бир яҳудий ҳам ўз ўлимидан олдин, албатта, Ийсо алайҳиссаломга иймон келтиради. Аммо бу фойда бермайдиган иймон бўлади. Шунинг учун ҳам Ийсо алайҳиссалом «Қиёмат куни... улар (нинг) зиддига гувоҳ бўлур».)
Malayca:
Dan tidak ada seorang pun dari kalangan ahli Kitab melainkan ia akan beriman kepada Nabi Isa sebelum matinya dan pada hari kiamat kelak Nabi Isa akan menjadi saksi terhadap mereka.
Arnavutça:
Të gjithë ithtarët e Librit, para se të vdesin, - do t’i besojnë Isait (që është Profet, e jo zot); e, në Ditën e Kijametit, ai (Isai), do të jetë dëshmitar kundër tyre.
Bulgarca:
Сред хората на Писанието няма такъв, който да не повярва в него преди неговата смърт, а в Деня на възкресението той ще е свидетел против тях.
Sırpça:
И нема ниједног следбеника Књиге који, пре његове смрти, неће у њега како треба да поверује, а на Судњем дану он ће против њих да сведочи.
Çekçe:
A věru není nikdo mezi vlastníky Písma, kdo by v Něj neuvěřil předtím, než zemře - a v den zmrtvýchvstání bude pak proti nim svědkem.
Urduca:
اور اہل کتاب میں سے کوئی ایسا نہ ہوگا جو اُس کی موت سے پہلے اس پر ایمان نہ لے آئے گا اور قیامت کے روز وہ ان پر گواہی دے گا
Tacikçe:
Ва ҳеҷ як аз аҳли китоб нест, магар он ки пеш аз маргаш ба ӯ имон оварад ва Исо дар рӯзи қиёмат ба имонашон гувоҳӣ хоҳад дод
Tatarca:
Китап әһелләре, әлбәттә, һәммәсе дә Гыйсәгә ышанырлар үлүеннән әүвәл, вә Гыйсә кыямәт көнне аларга шаһит булыр. Ягъни: "Мин Аллаһ угълымын, миңа гыйбадәт кылыгыз, дип әйттемме? Киресенчә, Аллаһ ялгыз үзе генә, Аллаһуга гына гыйбәдәт кылыгыз, димәдемме? Һәм сезгә могҗизалар күрсәтмәдемме? Аллаһ хөкемнәрен сезгә ирештермәдемме?" – дияр. Алар Гыйсәның сүзләрен дөресләрләр, ләкин файдасы булмас.
Endonezyaca:
Tidak ada seorangpun dari Ahli Kitab, kecuali akan beriman kepadanya (Isa) sebelum kematiannya. Dan di hari kiamat nanti Isa itu akan menjadi saksi terhadap mereka.
Amharca:
ከመጽሐፉም ሰዎች ከመሞቱ በፊት በእርሱ (በዒሳ) በእርግጥ የሚያምን እንጅ (አንድም) የለም፡፡ በትንሣኤም ቀን በነሱ ላይ መስካሪ ይኾናል፡፡
Tamilce:
இன்னும், வேதக்காரர்களில் எவரும் இருக்க மாட்டார், அவர் (-ஈஸா) இறப்பதற்கு முன்னர் நிச்சயமாக அவரை (-ஈஸாவை) நம்பிக்கைக் கொண்டே தவிர. மறுமை நாளில் அவர் (-ஈஸா) அவர்கள் மீது சாட்சி கூறுபவராக இருப்பார் (-தன்னை நிராகரித்தவர்களுக்கு எதிராகவும் தன்னை நம்பிக்கை கொண்டவர்களை உண்மைப்படுத்தியும் சாட்சி கூறுவார்).
Korece:
성서의 백성들은 그가 죽기전에 그가 심판의 날 그들에게 불리한 중언을 할 것이라는 것을 믿노라
Vietnamca:
Tuy nhiên, không một người dân Kinh Sách nào trước khi chết lại không tin (rằng Ysa sẽ giáng trần trở lại). Và vào Ngày Phục Sinh, (Ysa) sẽ là nhân chứng cho (mọi việc làm của) họ.
Ayet Linkleri: