Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

40

Ayet No: 

533

Sayfa No: 

85

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ اللَّهَ لَا يَظْلِمُ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ ۖ وَإِن تَكُ حَسَنَةً يُضَاعِفْهَا وَيُؤْتِ مِن لَّدُنْهُ أَجْرًا عَظِيمًا

Çeviriyazı: 

inne-llâhe lâ yażlimü miŝḳâle ẕerrah. vein tekü ḥasenetey yüḍâ`ifhâ veyü'ti mil ledünhü ecran `ażîmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz ki Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez. Eğer yapılan iyilik zerre kadar da olsa, onun sevabını kat kat artırır. Ve kendi katından büyük bir mükafat verir.

Diyanet İşleri: 

Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat arttırır ve yapana büyük ecir verir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki Allah zerre kadar zulmetmez. Zerre miktarı iyilik bile olsa onu katkat arttırır ve yapana, kendi katından büyük bir mükafat verir.

Şaban Piriş: 

Allah, zerre kadar haksızlık yapmaz/zulüm etmez. Bir iyilik olursa onu kat kat artırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.

Edip Yüksel: 

ALLAH bir atom ağırlığınca bile haksızlık yapmaz. Aksine iyiliğin karşılığını kat kat verir ve kendi katından büyük bir ödül de verir.

Ali Bulaç: 

Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat kılar ve Kendi yanından pek büyük bir ecir verir.

Suat Yıldırım: 

Şu kesindir ki Allah kullarına zerre kadar bile zulmetmez.Ama kulun zerre kadar bir iyiliği bile olsa, onu kat kat artırır ve ayrıca Kendi tarafından büyük bir mükâfat verir. [21,47; 31,16] {KM, Mezmur. 62,13; Vahiy 22,12}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki, Allah Teâlâ zerre miskali zulum etmez. Ve eğer bir hasene olursa onu kat kat arttırır ve kendi tarafından büyük bir mükâfaat da verir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat artırır ve kendi katından da büyük bir ödül verir.

Bekir Sadak: 

Kendilerine Kitab´dan bir pay verilenlerin sapikligi satin aldiklarini ve sizin yolu sapitmanizi istediklerini gormuyor musun?

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez. (Kulun yaptığı iş, eğer bir kötülük ise, onun cezasını adaletle verir.) İyilik olursa onu katlar (kat kat arttırır), kendinden de büyük mükâfat verir.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki Allah, zerre kadar zulmetmez. Ve eğer bir iyilik (hasene) yaparsanız, onu kat kat arttırır. Ve kendi katından “büyük ecir “ (karşılık) verir.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki Allah zerre ağırlığınca haksızlık yapmaz. Zerre ağırlığınca bir iyilik olsa, onu kat kat arttırır ve kendi katından bir de büyük bir ecir (mükâfat) verir.

Tefhim ul Kuran: 

Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat kılar ve kendi yanından pek büyük bir ecir verir.

Fransızca: 

Certes, Allah ne lèse (personne), fût-ce du poids d'un atome. S'il est une bonne action, Il la double, et accorde une grosse récompense de Sa part.

İspanyolca: 

Alá no hará ni el peso de un átomo de injusticia a nadie. Y si se trata de una obra buena, la doblará y dará, por Su parte, una magnífica recompensa.

İtalyanca: 

Invero Allah non commette ingiustizie, nemmeno del peso di un solo atomo. Se si tratta di una buona azione, Egli la valuterà il doppio e darà ricompensa enorme da parte Sua.

Almanca: 

Gewiß, ALLAH fügt kein Unrecht zu, auch nicht das Gewicht eines Stäubchens. Und wäre es (nur) eine (einzige) gute Tat, diese vervielfacht ER, und gibt von Sich aus eine übergroße Belohnung.

Çince: 

真主必不亏枉人一丝毫。如果人有一丝毫善功,他要加倍地酬劳他,并且以他那里的重大的报酬赏赐他。

Hollandaca: 

Waarlijk, God zal geen onrecht doen, aan wien het ook zij, zelfs niet ter zwaarte van een atoom. Indien het eene goede daad is, zal hij die verdubbelen, en daarvoor eene groote belooning schenken.

Rusça: 

Аллах не совершает несправедливости даже весом в мельчайшую частицу, а если поступок окажется хорошим, то Он приумножит его и одарит от Себя великой наградой.

Somalice: 

Eebe ma Dulmiyo wax la eg Darro (waxyar) hadday Wanaagtahayna wuu faab laabaa wuuna ka siin Agtiisa Ajir Weyn.

Swahilice: 

Hakika Mwenyezi Mungu hadhulumu hata uzito wa chembe moja. Na ikiwa ni jambo jema basi Yeye hulizidisha na hutoa kutoka kwake malipo makubwa.

Uygurca: 

اﷲ ھەقىقەتەن زەررىچە زۇلۇم قىلمايدۇ. ئەگەر كىشىنىڭ زەررىچە ياخشىلىقى بولسا، اﷲ ئۇنى ھەسسىلەپ زىيادە قىلىدۇ، ئۆز دەرگاھىدىن بۈيۈك ئەجىر (يەنى جەننەت) ئاتا قىلىدۇ

Japonca: 

誠にアッラーは,敏塵の重さ程も間違えられない。もし一善があれば,かれはこれを倍加なされ,またかれの御許から偉大な報奨を与えられよう。

Arapça (Ürdün): 

«إن الله لا يظلم» أحدا «مثقال» وزن «ذرَّة» أصغر نملة بأن ينقصها من حسناته أو يزيدها في سيئاته «وإن تك» الذرة «حسنة» من مؤمن وفي قراءة بالرفع فكان تامة «يضاعفها» من عشر إلى أكثر من سبعمائة وفي قراءة يضعفها بالتشديد «ويؤت من لدنه» من عنده مع المضاعفة «أجرا عظيما» لا يقدِّره أحد.

Hintçe: 

ख़ुदा तो हरगिज़ ज़र्रा बराबर भी ज़ुल्म नहीं करता बल्कि अगर ज़र्रा बराबर भी किसी की कोई नेकी हो तो उसको दूना करता है और अपनी तरफ़ से बड़ा सवाब अता फ़रमाता है

Tayca: 

แท้จริงอัลลอฮฺจะไม่ทรงอธรรมแม้เพียงน้ำหนักเท่าผงธุลี และถ้ามันเป็นสิ่งที่ดีอย่างหนึ่งอย่างใด พระองค์ก็จะทรงเพิ่มพูนความดีนั้นเป็นทวีคูณ และทรงประทานให้จากที่พระองค์ ซึ่งรางวัลอันใหญ่หลวง

İbranice: 

אכן אלוהים לא יגרום עוול לאיש, הנשים אפילו לא כמשקל גרגר חול, ואם תהיה טובה, הוא יכפיל אותה, ויעניק גמול אדיר

Hırvatça: 

Zaista Allah ni trunku nepravde ne čini, pa ako to bude dobro djelo, On će ga umnogostručiti i od Sebe nagradu veliku dati.

Rumence: 

Dumnezeu nu va nedreptăţi pe nimeni nici cât greutatea unui grăunte. O faptă bună, El o va socoti îndoit şi va dărui pentru ea o mare răsplată.

Transliteration: 

Inna Allaha la yathlimu mithqala tharratin wain taku hasanatan yudaAAifha wayuti min ladunhu ajran AAatheeman

Türkçe: 

Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat artırır ve kendi katından da büyük bir ödül verir.

Sahih International: 

Indeed, Allah does not do injustice, [even] as much as an atom's weight; while if there is a good deed, He multiplies it and gives from Himself a great reward.

İngilizce: 

Allah is never unjust in the least degree: If there is any good (done), He doubleth it, and giveth from His own presence a great reward.

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, Allah (heç kəsə) zərrə qədər zülm etməz. Əgər yaxşı bir əməl baş verərsə, onu (onun savabını) ikiqat artırar və öz tərəfindən də (bu əməlin sahibinə) böyük mükafat verər!

Süleyman Ateş: 

Allah zerre kadar haksızlık etmez, zerre miktarı bir iyilik olsa onu kat kat yapar ve kendi katından da büyük bir mükafat verir.

Diyanet Vakfı: 

Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez. (Kulun yaptığı iş, eğer bir kötülük ise, onun cezasını adaletle verir.) İyilik olursa onu katlar (kat kat arttırır), kendinden de büyük mükafat verir.

Erhan Aktaş: 

Allah, zerre kadar haksızlık yapmaz. Yaptığınız iyiliği kat kat arttırır ve kendinden büyük bir ödül verir.

Kral Fahd: 

Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez. (Kulun yaptığı iş, eğer bir kötülük ise onun cezasını adaletle verir.) İyilik olursa onu katlar (kat kat arttırır), kendinden de büyük mükâfat verir.

Hasan Basri Çantay: 

Şübhesiz ki Allah zerre kadar haksızlık etmez. (Zerre mıkdârı) bir iyilik olursa onu (n sevabını) kat kat artırır. Kendi canibinden (başkaca da) pek büyük bir mükâfat verir.

Muhammed Esed: 

Şüphesiz Allah, kimseye zerre kadar haksızlık yapmaz; eğer hayırlı bir iş varsa onu kat kat arttırır ve rahmetinden büyük bir ödül bahşeder.

Gültekin Onan: 

Gerçek şu ki, Tanrı zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat kılar ve kendi yanından pek büyük bir ecir verir.

Ali Fikri Yavuz: 

Şüphesiz ki Allah, zerre kadar zulüm etmez. Eğer zerre kadar bir iyilik olursa, onun sevabını kat kat artırır. Ayrıca kendi katından büyük bir mükâfat verir.

Portekizce: 

Deus não frustará ninguém, nem mesmo no equivalente ao peso de um átomo; por outra, multiplicará toda a boa ação econcederá, de Sua parte, uma magnífica recompensa.

İsveççe: 

Gud låter [ingen] lida ens så mycket som ett stoftkorns vikt av orätt. Och [varje] god handling fördubblar Han [i värde] och i Sin godhet skänker Han den som utfört den en rik belöning.

Farsça: 

یقیناً خدا به اندازه وزن ذرّه ای [به اَحدی] ستم نمی کند، و اگر [هم وزن آن ذرّه] کار نیکی باشد، آن را دو چندان می کند، و از نزد خود پاداشی بزرگ می دهد.

Kürtçe: 

بەڕاستی خوا بە ئەندازەی گەردیلەیەک ستەم ناکات وە ئەگەر چاکەیەک ھەبێت (خودا) پاداشتەکەی چەندجارە دەکاتەوە و دەیبەخشێت لەلایەن خۆیەوە پاداشتێکی گەورە

Özbekçe: 

Албатта, Аллоҳ заррача ҳам зулм қилмас. Агар яхшилик бўлса, бир неча бор кўпайтирур ва Ўз ҳузуридан улуғ ажр берур.

Malayca: 

Sesungguhnya Allah tidak sekali-kali menganiaya (seseorang) sekalipun seberat zarah (debu). Dan kalaulah (amal yang seberat zarrah) itu amal kebajikan, nescaya akan menggandakannya dan akan memberi, dari sisiNya, pahala yang amat besar.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, Perëndia as sa thërrmia nuk e dëmton askend; por në qoftë se mirësia është sa thërrmia, Perëndia e shumëfishon atë dhe jep nga mirësia e Tij shpërblim të madh.

Bulgarca: 

Аллах не угнетява дори с тежестта на прашинка. А щом е добрина, Той я удвоява и дарява от Себе си огромна награда.

Sırpça: 

Заиста Аллах ни трунку неправде не чини, па ако то буде добро дело, Он ће да га умногостручи и подариће велику награду од Себе.

Çekçe: 

Bůh věru neošidí nikoho ani o váhu prášku jediného, a jde-li o skutek dobrý, oplatí jej dvojnásobně a sám od Sebe dá odměnu nesmírnou.

Urduca: 

اللہ کسی پر ذرہ برابر بھی ظلم نہیں کرتا اگر کوئی ایک نیکی کرے تو اللہ اُسے دو چند کرتا ہے اور پھر اپنی طرف سے بڑا اجر عطا فرماتا ہے

Tacikçe: 

Худо заррае ҳам ситам намекунад. Агар некие бошад, онро ду баробар мекунад ва аз ҷониби худ музде бузург медиҳад.

Tatarca: 

Аллаһ бәндәләренә тузан хәтле дә золым итми, бәлки бәндәләр Аллаһуга карышып үзләренә золым итәләр. Әгәр ул тузан бөртеге хәтле эш – изгелек булса, Аллаһ ул изгелекне арттырыр һәм рәхмәтеннән олы әҗерне бирер.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya Allah tidak menganiaya seseorang walaupun sebesar zarrah, dan jika ada kebajikan sebesar zarrah, niscaya Allah akan melipat gandakannya dan memberikan dari sisi-Nya pahala yang besar.

Amharca: 

አላህ የብናኝን ክብደት ያህል አይበድልም፡፡ መልካም ሥራ ብትኾንም ይደራርባታል፡፡ ከእርሱም ዘንድ ታላቅን ምንዳ ይሰጣል፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக அல்லாஹ் (எவருக்கும்) ஓர் அணுவளவும் அநியாயம் செய்ய மாட்டான். இன்னும், (அவர்கள் செய்தது) நன்மையாக இருந்தால் அதை பன்மடங்காக்குவான். இன்னும், தன்னிடமிருந்து மகத்தான கூலியையும் கொடுப்பான்.

Korece: 

하나님은 조금도 불공평하지않으시니 선을 행하는 자에게는 곱절로 크게 보상하여 주시노라

Vietnamca: 

Chắc chắn Allah không hề bất công (cho ai về bất cứ điều gì) dù (điều đó) chỉ nhỏ bằng hạt nguyên tử đi chăng nữa. Nếu có được một điều tốt nào, Ngài sẽ nhân nó lên gấp bội và Ngài sẽ ban thêm một phần thưởng vĩ đại khác.