
vemâ ḫalaḳne-ssemâvâti vel'arḍa vemâ beynehümâ lâ`ibîn.
Arapça:
وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ
Türkçe:
Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri eğlenmek için yaratmadık.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
Diyanet Vakfı:
Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
İngilizce:
We created not the heavens, the earth, and all between them, merely in (idle) sport:
Fransızca:
Ce n'est pas par divertissement que Nous avons créé les cieux et la terre et ce qui est entre eux.
Almanca:
Und WIR erschufen die Himmel, die Erde und das, was zwischen ihnen ist, nicht als Unfug-Treibende.
Rusça:
Мы не сотворили небеса, землю и то, что между ними, забавляясь.
Açıklama:

mâ ḫalaḳnâhümâ illâ bilḥaḳḳi velâkinne ekŝerahüm lâ ya`lemûn.
Arapça:
مَا خَلَقْنَاهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Türkçe:
İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz onları hak ve hikmetle yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Diyanet Vakfı:
Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
İngilizce:
We created them not except for just ends: but most of them do not understand.
Fransızca:
Nous ne les avons créés qu'en toute vérité. Mais la plupart d'entre eux ne savent pas.
Almanca:
WIR erschufen beide nur nach der Gesetzmäßigkeit. Doch die meisten wissen es nicht.
Rusça:
Мы сотворили их (небеса и землю) во истине, но большинство их не знают этого.
Açıklama:
Sayfalar
