
ḳâlû eci'tenâ bilḥaḳḳi em ente mine-llâ`ibîn.
Türkçe:
Dediler: "Sen gerçeği mi getirdin yoksa oynayıp eğlenenlerden biri misin?"
İngilizce:
They said, "Have you brought us the Truth, or are you one of those who jest?"
Fransızca:
Ils dirent : "Viens-tu à nous avec la vérité ou plaisantes-tu ? ".
Almanca:
Sie sagten: "Hast du uns die Wahrheit gebracht, oder bist du etwa einer der des Sinnlosen Treibenden?"
Rusça:
Они сказали: "Ты пришел к нам с истиной или же ты забавляешься?"
Arapça:
قَالُوا أَجِئْتَنَا بِالْحَقِّ أَمْ أَنتَ مِنَ اللَّاعِبِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar: "Sen bize gerçeği mi getirdin (Sen ciddi mi söylüyorsun), yoksa şaka mı ediyorsun?" dediler.
Diyanet Vakfı:
Dediler ki: Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen oyunbazlardan biri misin?

ḳâle ber rabbüküm rabbü-ssemâvâti vel'arḍi-lleẕî feṭarahünn. veenâ `alâ ẕâliküm mine-şşâhidîn.
Türkçe:
Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim."
İngilizce:
He said, "Nay, your Lord is the Lord of the heavens and the earth, He Who created them (from nothing): and I am a witness to this (Truth).
Fransızca:
Il dit : " Mais votre Seigneur est plutôt le Seigneur des cieux et de la terre, et c'est Lui qui les a créés. Et je suis un de ceux qui en témoignent.
Almanca:
Er sagte: "Nein, sondern euer HERR ist Der HERR der Himmel und der Erde, Der sie erschuf. Und ich bin dafür einer der Zeugen.
Rusça:
Он сказал: "О нет! Ваш Господь - Господь небес и земли, Который создал их. Я же являюсь одним из тех, кто свидетельствует об этом".
Arapça:
قَالَ بَل رَّبُّكُمْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا عَلَىٰ ذَٰلِكُم مِّنَ الشَّاهِدِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O şöyle dedi: "Hayır Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki onları O yaratmıştır. Ben de buna şahidlik edenlerdenim."
Diyanet Vakfı:
Hayır, dedi, sizin Rabbiniz, yarattığı göklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna şahitlik edenlerdenim.

vetellâhi leekîdenne aṣnâmeküm ba`de en tüvellû müdbirîn.
Türkçe:
"Allah'a yemin ederim, sırtınızı dönüp gidişinizden sonra, putlarınıza bir oyun çevireceğim."
İngilizce:
And by Allah, I have a plan for your idols - after ye go away and turn your backs..
Fransızca:
Et par Allah ! Je ruserai certes contre vos idoles une fois que vous serez partis".
Almanca:
Und bei ALLAH! Ich werde eure Götzen auf jeden Fall überlisten, nachdem ihr abwendend zurückkehrt."
Rusça:
Ибрахим подумал: "Клянусь Аллахом! Я непременно замыслю хитрость против ваших идолов, когда вы уйдете и отвернетесь".
Arapça:
وَتَاللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصْنَامَكُم بَعْدَ أَن تُوَلُّوا مُدْبِرِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra, ben putlarınıza elbette bir tuzak kuracağım.
Diyanet Vakfı:
Allah'a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!
Sayfalar
