Arapça:
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ ۚ أُولَٰئِكَ يَنَالُهُمْ نَصِيبُهُم مِّنَ الْكِتَابِ ۖ حَتَّىٰ إِذَا جَاءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُوا أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ ۖ قَالُوا ضَلُّوا عَنَّا وَشَهِدُوا عَلَىٰ أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا كَافِرِينَ
Çeviriyazı:
femen ażlemü mimmeni-fterâ `ale-llâhi keẕiben ev keẕẕebe biâyâtih. ülâike yenâlühüm neṣîbühüm mine-lkitâb. ḥattâ iẕâ câethüm rusülünâ yeteveffevnehüm ḳâlû eyne mâ küntüm ted`ûne min dûni-llâh. ḳâlû ḍallû `annâ veşehidû `alâ enfüsihim ennehüm kânû kâfirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'a karşı yalan uyduran yahut âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Onlara Kitap'tan nasipleri erişir. Canlarını alacak elçilerimiz gelince onlara: "Allah'tan başka taptıklarınız nerede?" derler. Onlar: "O taptıklarımız bizden sapıp ayrıldılar." derler. Böylece kendilerinin kâfir olduklarına bizzat şahitlik ederler.
Diyanet İşleri:
Allah'a karşı yalan uyduran veya ayetlerini yalan sayandan daha zalim kimdir? Kitap'daki payları kendilerine erişecek olanlar onlardır. Elçilerimiz canlarını almak üzere geldiklerinde onlara, "Allah'tan başka taptıklarınız nerede?" deyince, "Bizi koyup kaçtılar" derler, böylece inkarcı olduklarına kendi aleyhlerine şahidlik ederler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yalan yere Allah'a iftira edenden, yahut onun ayetlerini inkar eyleyenden daha zalim kimdir ki? Kitaptan nasipleri neyse erişecek onlara; sonunda canlarını almak için elçilerimiz, onlara gelip çatınca Allah'ı bırakıp da kulluk ettiğiniz, kendilerini çağırıp durduğunuz putlar Nerede diyecekler. Onlar da kaybolup gittiler diyecekler ve kafir olduklarına dair kendileri, kendilerinin aleyhinde tanıklık edecekler.
Şaban Piriş:
Öyleyse Allah hakkında yalan uydurandan veya O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Bunlara kitapta yazılı nasipleri ulaşacaktır. Nihayet; elçilerimiz onların canlarını almaya gelince: Hani, nerede, Allah’ın dışında dua ettikleriniz? diyecekler. Onlar da: Bizden uzaklaşıp gittiler, diyerek kâfir oldukları hakkında kendi aleyhlerine şahitlik edeceklerdir.
Edip Yüksel:
ALLAH'a yalan iftira edenden veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Onların kitapta anlatılan payları kendilerine erişecektir. Elçilerimiz kendilerine gelip canlarını alırken: "ALLAH'ın dışında taptıklarınız nerede," dediklerinde, "Bizi terkettiler," derler. İnkarcı olduklarına dair kendi aleyhlerinde tanıklık ederler.
Ali Bulaç:
Öyleyse, Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimdir? Kitaptan kendilerine bir pay erişecek olanlar bunlardır. Nihayet elçilerimiz, hayatlarına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: "Allah'tan başka taptıklarınız nerede?" "Onlar bizi (yüzüstü) bırakıp-kayboldular" diyecekler. (Böylelikle) Bunlar, gerçekten kafirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler.
Suat Yıldırım:
İftira ederek, Allah'ın söylemediği bir sözü O’na mal eden, yahut Allah’ın âyetlerini yalan sayan kimseden daha zalim biri olabilir mi?Kaderden nasipleri ne ise, onlara erişecektir. Nihayet elçilerimiz (ölüm melekleri) gelip canlarını alırken: “Hani nerede o Allah’tan başka taptıklarınız?” dediklerinde “Onlar bizden uzaklaşıp ortadan kayboldular.” derler. Böylece kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerinde şahitlik ederler. [10,69-70; 31,23-24]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık daha zalim kimdir o kimseden ki, yalan yere Allah Teâlâ´ya iftirada bulunmuş veya O´nun âyetlerini tekzîp etmiş olur. Onlar yok mu, onlara kitaptan nâsipler erişecektir. Nihâyet onlara elçi meleklerimiz gelip onların canlarını alırlarken derler ki: «Allah´tan başka kendilerine tapındıklarınız nerede?» Onlar da diyeceklerdir ki: «Taptıklarımız bizi bırakıp kayboldular». Ve onlar kendi nefisleri aleyhine kendilerinin şüphesiz kâfirler bulunmuş olduklarını itiraf ve şehâdette bulunacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim vardır? İşte bunların Kitap'tan nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet elçilerimiz onlara gelip canlarını alırken şöyle derler: "Allah'ın berisinden yakardıklarınız nerede?" Şu cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp kayboldular." Böylece, öz benlikleri aleyhine kendilerinin kâfir olduğuna tanıklık ettiler.
Bekir Sadak:
Inanan ve yararli is isleyenler ki kisiye ancak gucunun yetecegi kadar yukleriz iste cennetlikler onlardir, orada temelli kalacaklardir.
İbni Kesir:
Allah´a karşı yalan uyduran veya O´nun ayetlerini yalan sayanlardan daha zalim kim vardır? İşte onlara
Adem Uğur:
Allah´a iftira eden ya da O´nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Onların kitaptaki nasipleri kendilerine erişecektir. Sonunda elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken "
İskender Ali Mihr:
Allah´a karşı yalanla iftira edenden veya O´nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim (var)dır? Kitab´tan (Kur´ân-ı Kerim´den) kendilerine nasipleri erişecek olanlar, işte onlardır. Onlara resûllerimiz (elçi melekler, ölüm melekleri) geldiği zaman, onları vefat ettirirler(ken) (onlara) şöyle dediler: “Allah´tan başka dua etmiş olduğunuz şeyler nerede?” (Onlar da): “Bizden saptılar (gittiler).” dediler. Ve kendilerinin (nefslerinin) üzerine kâfir olduklarına, kendileri şahitlik ettiler.
Celal Yıldırım:
Allah´a karşı yalan uydurandan ve bir de O´nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kim vardır ? İşte onlara kitapta (yazılı bulunandan) nasipleri ne ise erişecektir
Tefhim ul Kuran:
Öyleyse, Allah hakkında yalan uydurup iftira eden veya ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimdir? Kitap´tan kendilerine bir pay erişecek olanlar bunlardır. Nihayet elçilerimiz, hayatlarına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: «Allah´tan başka tapmakta olduklarınız nerede?» «Onlar bizi (yüzüstü) bırakıp kayboldular» diyecekler. (Böylelikle) Bunlar, gerçekten kâfirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler.
Fransızca:
Quel pire injuste, que celui qui invente un mensonge contre Allah, ou qui traite de mensonges Ses signes ? Ceux là auront la part qui leur a été prescrite; jusqu'au moment où Nos Envoyés [Nos Anges] viennent à eux pour leur enlever l'âme, en leur disant : "Où sont ceux que vous invoquiez en dehors d'Allah ? " - Ils répondront : "Nous ne les trouvons plus". Et ils témoigneront contre eux-mêmes qu'ils étaient mécréants.
İspanyolca:
¿Hay alguien que sea más impío que quien inventa una mentira contra Alá o niega Sus signos? Ésos tendrán la suerte a que han sido destinados. Cuando, al fin, Nuestros enviados vengan a ellos para llamarles, dirán: «¿Dónde está lo que invocabais en lugar de invocar a Alá?» Ellos dirán: «¡Nos han abandonado!» Entonces, atestiguarán contra sí mismos su incredulidad.
İtalyanca:
Chi è peggior ingiusto di colui che inventa menzogne contro Allah e considera bugia i Suoi segni? Avranno quanto è prestabilito; poi verranno i Nostri Angeli, li faranno morire e diranno: «Dove sono quelli che avevate l'abitudine di invocare al posto di Allah?». Diranno: «Ci hanno abbandonati» e testimonieranno contro loro stessi della loro miscredenza.
Almanca:
Und keiner begeht mehr Unrecht als derjenige, der Lügen im Namen ALLAHs erfindet oder Seine Ayat ableugnet. Diese wird ihr Anteil von dem (für sie) Bestimmten erreichen. Wenn dann Unsere Gesandten (Engel) zu ihnen kommen, um (ihre Seelen) einzufordern, sagen sie (die Engel): "Wo ist dies, woran ihr anstelle von ALLAH Bittgebete gerichtet habt?" Sie sagen: "Sie sind uns abhanden gekommen." Und sie haben gegen sich selbst bezeugt, daß sie doch Kafir waren.
Çince:
假借真主的名义而造谣,或否认其迹象者,有谁比他们还不义呢?这等人将遭遇天经中为他们预定的命运,直到我的众使者来使他们死亡的时候,将对他们说:你们从前舍真主而祈祷的(偶像),现在哪里呢?他们将说:他们已回避我们了。他们将要承认自己原是不信道者。
Hollandaca:
En wie is onrechtvaardiger dan hij, die een leugen tegen God smeedt, of zijne teekens van valschheid beschuldigt? Aan die menschen zal, ingevolge het eeuwige boek, een deel van het goede dezer wereld worden toegekend, tot op het oogenblik, dat onze zendelingen, terwijl zij hen oproepen, hun zullen vragen: Waar zijn de afgoden, die gij naast God hebt aangeroepen? Zij zullen antwoorden: Zij zijn van ons verdwenen; en zij zullen tegen zich zelven getuigen, dat zij ongeloovigen waren.
Rusça:
Кто же несправедливее того, кто возводит на Аллаха навет или считает ложью Его знамения? Они получат удел, отведенный им в Писании. Когда же к ним явятся Наши посланцы, чтобы упокоить их, они скажут: "Где те, к кому вы взывали вместо Аллаха?" Они скажут: "Они бросили нас!" Они сами засвидетельствуют, что были неверующими.
Somalice:
Yaa ka Dulmi Badan Cid ku Abuuratay Eebe Been ama Beenisa Aayaadkiisa, kuwaasu waxay Heli qaybtoodii loo qoray, markay u Timaaddo Malaa'igtanada (Mawdka) oo Dili waxay ku Dhahaan Aaway waxaad Caabudayseen Eebe ka Sokow waxay Dhahaan way naga Dhumeen, waxayna ku marag Fureen Naftooda inay ahaayeen Gaalo.
Swahilice:
Basi ni nani dhaalimu mkubwa kuliko yule anaye mzulia Mwenyezi Mungu uwongo, au anaye zikanusha Ishara zake? Hao itawafikia sehemu yao waliyo andikiwa, mpaka watakapo wafikia wajumbe wetu kuwafisha, watawaambia: Wako wapi mlio kuwa mkiwaomba badala ya Mwenyezi Mungu? Watasema: Wametupotea! Na watajishuhudia wenyewe kwamba walikuwa makafiri.
Uygurca:
اﷲ قا يالغان چاپلىغان ياكى ئۇنىڭ ئايەتلىرىنى ئىنكار قىلغانلاردىنمۇ زالىم كىشى بارمۇ؟ ئۇلار لەۋھۇلمەھپۇزدا يېزىلغان (رىزىقتىن ۋە ئەجەلدىن) ئۆز نېسىۋىسىنى كۆرىدۇ، ھەتتا بىزنىڭ پەرىشتىلىرىمىز ئۇلارنىڭ جانلىرىنى ئېلىش ئۈچۈن كەلگەندىمۇ، ئۇلارغا: ‹‹اﷲ نى قويۇپ ئىبادەت قىلغان مەبۇدلىرىڭلار قەيەردە؟ ›› دەيدۇ، ئۇلار: ‹‹ئۇلار بىزدىن غايىب بولۇپ كەتتى›› دەيدۇ. ئۇلار كاپىر بولغانلىقلىرىغا ئۆزلىرىنڭ زىيىنىغا گۇۋاھلىق بېرىدۇ (يەنى كاپىر بولغانلىقلىرىغا ئىقرار قىلىدۇ)
Japonca:
凡そアッラーに就いて偽りを捏造し,またその印を拒否することより甚しい不義があろうか。それらの者には(主の)啓典に,(定められている)かれらの分け前が,到来するであろう。わが使徒(天使)がかれらを訪れて魂をとり上げる時,かれら(天使)は言う。「アッラーを差し置いて,あなたがたが祈っていたものは何処にいるのか。」かれらは言うであろう。「かれらは,わたしたちから逸れました。」かれらは自分で,本当に不信心であったことを立証する。
Arapça (Ürdün):
«فمن» أي لا أحد «أظلم ممن افترى على الله كذبا» بنسبة الشريك والولد إليه «أو كذَّب بآياته» القرآن «أولئك ينالهم» يصيبهم «نصيبهم» حظهم «من الكتاب» مما كتب لهم في اللوح المحفوظ من الرزق والأجل وغير ذلك «حتى إذا جاءتهم رسلنا» أي الملائكة «يتوفونهم قالوا» لهم تبكيتا «أين ما كنتم تدعون» تعبدون «من دون الله قالوا ضلُّوا» غابوا «عنا» فلم نرهم «وشهدوا على أنفسهم» عند الموت «أنهم كانوا كافرين».
Hintçe:
तो जो शख्स ख़ुदा पर झूठ बोहतान बॉधे या उसकी आयतों को झुठलाए उससे बढ़कर ज़ालिम और कौन होगा फिर तो वह लोग हैं जिन्हें उनकी (तक़दीर) का लिखा हिस्सा (रिज़क) वग़ैरह मिलता रहेगा यहाँ तक कि जब हमारे भेजे हुए (फरिश्ते) उनके पास आकर उनकी रूह कब्ज़ करेगें तो (उनसे) पूछेगें कि जिन्हें तुम ख़ुदा को छोड़कर पुकारा करते थे अब वह (कहाँ हैं तो वह कुफ्फार) जवाब देगें कि वह सब तो हमें छोड़ कर चल चंपत हुए और अपने खिलाफ आप गवाही देगें कि वह बेशक काफ़िर थे
Tayca:
แล้วผู้ใดเล่าคือผู้ที่อธรรมยิ่งกว่าผู้ที่อุปโหลกความเท็จให้แก่อัลลอฮ์ หรือปฏิเสธบรรดาโองการของพระองค์ ชนเหล่านี้แหละส่วนของพวกเขาที่ถูกกำหนดไว้นั้น ก็จะได้แก่พวกเขา จนกว่าบรรดาฑูตของเราที่จะเอาชีวิตของพวกเขาได้มายังพวกเขาโดยกล่าวว่า ไหนเล่าสิ่ง ที่พวกท่านวิงวอนขออื่นจากอัลลอฮ์? พวกเขาก็กล่าวว่า เขาเหล่านั้นได้หายหน้าไปจากเราเสียแล้ว และพวกเขาได้ยืนยันแก่ตัวพวกเขาเองว่า พวกเขานั้นเป็นผู้ปฏิเสธการศรัทธา
İbranice:
ומי הכופר יותר מזה אשר בודה שקרים על אלוהים או מתכחש לאותותיו? כל אלה יקבלו את גמולם (מהעונש) ככתוב בלוח הספר (הגנוז אצל אלוהים,) כאשר יבואו שליחינו (מלאכי המוות) אליהם להוציא את נשמתם, וישאלו אותם, 'היכן הם אלה אשר הייתם קוראים ופונים אליהם, .מלבד אלוהי
Hırvatça:
Ima li, onda, većeg zulumćara od onoga koji o Allahu govori laži ili poriče Njegove ajete i znakove?! Takvi će dobiti sve ono što im je zapisano. Ali, kada im izaslanici Naši dođu da im duše uzmu, upitat će: "A gdje su oni koje ste, umjesto Allaha, prizivali?" "Izgubili su nam se", odgovorit će, i sami protiv sebe posvjedočiti da su nevjernici bili.
Rumence:
Cine este mai nedrept decât cel care născoceşte o minciună asupra lui Dumnezeu ori cel care socoate semnele Sale minciuni? Aceştia îşi vor lua partea lor după Carte, până ce vor veni la ei trimişii Noştri să-i întrebe: “Unde sunt cei pe care îi chemaţi î
Transliteration:
Faman athlamu mimmani iftara AAala Allahi kathiban aw kaththaba biayatihi olaika yanaluhum naseebuhum mina alkitabi hatta itha jaathum rusuluna yatawaffawnahum qaloo ayna ma kuntum tadAAoona min dooni Allahi qaloo dalloo AAanna washahidoo AAala anfusihim annahum kanoo kafireena
Türkçe:
Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim vardır? İşte bunların Kitap'tan nasipleri kendilerine ulaşır, nihayet elçilerimiz onlara gelip canlarını alırken şöyle derler: "Allah'ın berisinden yakardıklarınız nerede?" Şu cevabı verirler: "Bizden uzaklaşıp kayboldular." Böylece, öz benlikleri aleyhine kendilerinin kâfir olduğuna tanıklık ettiler.
Sahih International:
And who is more unjust than one who invents about Allah a lie or denies His verses? Those will attain their portion of the decree until when Our messengers come to them to take them in death, they will say, "Where are those you used to invoke besides Allah?" They will say, "They have departed from us," and will bear witness against themselves that they were disbelievers.
İngilizce:
Who is more unjust than one who invents a lie against Allah or rejects His Signs? For such, their portion appointed must reach them from the Book (of decrees): until, when our messengers (of death) arrive and take their souls, they say: "Where are the things that ye used to invoke besides Allah?" They will reply, "They have left us in the lurch," And they will bear witness against themselves, that they had rejected Allah.
Azerbaycanca:
Allaha iftira yaxan, Onun ayələrini yalan hesab edən kimsədən daha zalım kim ola bilər? Kitabda (lövhi-məhfuzda) yazılmış qismətləri onlara çatacaqdır. Nəhayət, elçilərimiz (göndərdiyimiz mələklər) canlarını almaq üçün yanlarına gəldikdə: “Allahdan başqa ibadət etdiyiniz bütləriniz haradadır?” – deyincə: “Onlar bizi qoyub qaçdılar!” – deyə cavab verəcək və öz əleyhlərinə, kafir olduqlarına şahidlik edəcəklər.
Süleyman Ateş:
Allah'a yalan uyduran, ya da O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Onlara Kitaptan nasipleri erişir (ezelde kendileri için ne rızık takdir edilmişse onu alır ve kendilerine yazılmış süre kadar yaşarlar); nihayet (ömürleri tükendiğizaman) melek elçilerimiz gelip canlarını alırken: "Hani Alah'tan başka yalvardıklarınız nerede?" dediklerinde: "Bizden sapıp, kayboldular" dediler ve kendi aleyhlerine, kendilerinin kafir olduklarına şahidlik ettiler.
Diyanet Vakfı:
Allah'a iftira eden ya da O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Onların kitaptaki nasipleri kendilerine erişecektir. Sonunda elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken "Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz tanrılar nerede?" derler. ( Onlar da) "Bizden sıvışıp gittiler" derler. Ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler.
Erhan Aktaş:
Allah’a iftira eden veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Kitâp’taki nasipleri onlara erişecektir.(1) Nihâyet Resûllerimiz(2), canlarını almak için onlara geldiğinde, “Allah’tan başka yakardığınız ilâhlar nerede?” dediklerinde; onlar da: “Onlar bizden uzaklaşıp gittiler.” dediler. Kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerinde tanıklık ettiler.
Kral Fahd:
Allah'a karşı yalan iftirada bulunan, yahut âyetlerimizi yalanlayan kimselerden daha zâlim kim olabilir? Bunlara da kitapta (yazılı olan) nasipleri erişir; nihayet canlarını alacak olan elçilerimiz kendilerine geldikleri zaman: "Nerede, Allah'ı bırakıp da yalvarıp yakardıklarınız?" derler. Onlar da "Bizden (Onlar da) «Bizden uzaklaşıp gittiler» derler. Ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler.
Hasan Basri Çantay:
O halde Allaha karşı (demediğini söyledi diye) yalan uydurub atandan, yahud Onun âyetlerini yalan sayandan daha zaalim kimdir? Onların kitabdan nasıybleri (ne ise) kendilerine erişecekdir. Nihayet elçi (melek) lerimiz, canlarını almak üzere onlara geldikleri vakit diyecekler ki: «Allâhı bırakıb da tapa geldiğiniz (tanrılarınız) nerede»? (Cevaben şöyle) diyecekler: «Onlar bizi bırakıb gaaib oldular». Kendileri kendi aleyhlerine, muhakkak küfredenler olduklarına, şâhidlik edeceklerdir.
Muhammed Esed:
Kendi asılsız uydurmalarını Allaha yakıştıran ya da Allahın ayetlerini yalanlamaya kalkışan kimselerden daha zalim kim olabilir? Onlara (hayatta) nasip olarak her ne ki yazılmışsa kendilerini bulacaktır; ta ki, canlarını almak için elçilerimiz gelip (de) onlara: "Hani, nerde Allahtan başka çağırıp durduğunuz varlıklar?" deyinceye kadar. Ve (günahkarlar): "Bizi yüzüstü bıraktılar!" diye karşılık verecekler; ve (böylece), hakkı inkar eden kimseler oldukları konusunda kendi aleyhlerine tanıklık etmiş olacaklar.
Gültekin Onan:
Öyleyse, Tanrı´ya karşı yalan uydurup iftira düzenden veya ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimdir? Kitaptan kendilerine bir pay erişecek olanlar bunlardır. Nihayet elçilerimiz, hayatlarına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Çünkü Allah’a bir yalan uydurup atan veya onun âyetlerine yalan diyen kimseden daha zalim kim olabilir? Onlara kitabdan (kaderden) nasibleri erişecektir. Nihayet elçilerimiz (göndereceğimiz melekler), canlarını almak üzere, onlara geldikleri zaman, şöyle diyecekler: “- Allah’ı bırakıp da tapındığınız putlarınız nerede? “ Onlar şöyle cevap verecekler: “- O putlar, bizi bırakıp kayboldular.” Onlar, kendi aleyhlerine, kâfir olduklarına şahidlik edeceklerdir.
Portekizce:
Haverá alguém mais iníquo do que quem forja mentiras acerca de Deus ou desmente os Seus versículos? Elesparticiparão do que está estipulado no Livro, até que se lhes apresentem os Nossos mensageiros para separá-los de suasalmas e lhes digam: Onde estão aqueles que invocáveis, em vez de Deus? Dirão: Desvaneceram-se! Com isso, confessarãoque haviam sido incrédulos.
İsveççe:
Och vem är mer orättfärdig än den som finner på osanningar om Gud eller påstår att Hans budskap är lögn? De skall få sin andel av det som Gud [har förordnat i Sitt] beslut till dess Våra utsända kommer till dem för att ta emot deras själar och säger: "Var är nu de som ni brukade anropa i Guds ställe?" Och de skall svara: "De har övergett oss." Så kommer de att vittna mot sig själva att de förnekade sanningen.
Farsça:
پس ستمکارتر از کسانی که بر خدا دروغ می بندند، یا آیات او را تکذیب می کنند، کیست؟! آنانند که سهمشان از آنچه که [از نعمت ها] مقرّر و مقدّر شده به آنان می رسد. تا هنگامی که فرستادگان ما برای ستاندن جانشان به سویشان آیند، می گویند: بت ها و معبودهایی که به جای خدا می پرستیدید، کجایند؟ [تا شما را از سختی های مرگ و پس از آن نجات دهند] می گویند: از دست ما رفتند؛ و بر ضد خود گواهی دهند که کافر بوده اند.
Kürtçe:
جا کێ لەوە ستەمکارترە کە درۆ بەدەم خواوە ھەڵبەستێ یان بێ بڕوا بێت بەئایەتەکانی خوا ئەوانە ئەو بەشەی بۆیان نوسراوە دوو چاریان دەبێت ھەتا ئەو کاتەی نێردراوەکانمان (بۆ گیان کێشان) دێن بۆیان دەیانمرێنن و (گیانیان دەکێشن) پێیان دەڵێن ئەوانەی لەجیاتی خوا ئێوە ھاوارو نزاتان لێ ئەکردن لەکوێن (لەوەڵامدا) دەڵێن دیار نین و وون بوون لێمان وە شایەتی دەدەن لەسەر خۆیان کە بێگومان ئەوانە لە دونیادا بێ بڕوا بوون
Özbekçe:
Аллоҳга нисбатан ёлғон тўқиган ёки Унинг оятларини ёлғонга чиқарган кимсадан ҳам золимроқ одам борми?! Ана ўшаларга китобдан насибалари етадир. Бизнинг элчиларимиз келиб уларнинг жонларини олаётиб: «Аллоҳдан ўзга ибодат қилаётган нарсаларингиз қани?» дерлар. Улар: «Биздан ғоиб бўлишди», дерлар ва ўз зиёнларига, кофир бўлганларини айтиб, гувоҳлик берарлар.
Malayca:
Maka tidak ada yang lebih zalim daripada orang yang berdusta terhadap Allah atau yang mendustakan ayat-ayatNya. Orang-orang itu akan mendapat bahagian mereka (di dunia) dari apa yang telah tersurat (bagi mereka), hingga apabila datang kepada mereka utusan-utusan Kami (malaikat) yang mengambil nyawa mereka, bertanyalah malaikat itu (kepada mereka): "Manakah (makhluk-makhluk dan benda- benda) yang kamu sembah selain Allah?" Mereka menjawab: "Semuanya itu telah hilang lenyap daripada kami", dan mereKa pula menjadi saksi terhadap diri mereka sendiri, bahawa mereka adalah orang-orang yang ingkar.
Arnavutça:
Kush është më zullumqarë se ai që trillon gënjeshtra kundër Perëndisë ose që mohon argumente të Tij? Atyre do t’u jepet e tërë ajo që është shënuar (në Levhi Mahfudh). E, kur t’u vijnë të dërguarit Tonë (engjëjt), për t’ua marrë shpirtin, do t’u thonë (engjëjt): “Ku janë ata, të cilët ju i adhuroni, përveç Perëndisë”. Ata thonë: “Humbën prej nesh”. Kështu ata dëshmojnë kundër vetes, që kanë qenë mohues.
Bulgarca:
А кой е по-голям угнетител от онзи, който измисля лъжа за Аллах или взима за лъжа Неговите знамения? Тези ще получат своя дял от книгата, докато им се явят изпратените от Нас да приберат душите им, и кажат: “Къде е онова, което сте призовавали вместо Алл
Sırpça:
Има ли, онда, већег насилника од онога који о Аллаху говори лажи или пориче Његове доказе и знакове? Такви ће да добију све оно што им је записано. Али, када им Наши изасланици дођу да им узму душе, упитаће их: „А где су они које сте, уместо Аллаха, обожавали?“ „Изгубили су нам се“, одговориће, и сами против себе ће посведочити да су били неверници.
Çekçe:
A kdo je nespravedlivější než ten, kdo o Bohu si lži vymyslil či znamení Jeho za lež prohlásil? Takovým dostane se podílu jejich podle toho, co v Knize je napsáno. Až k nim přijdou vyslanci Naši, aby je k nám povolali, zeptají se: 'Kde jsou ti, které jst
Urduca:
ظاہر ہے کہ اُس سے بڑا ظالم اور کو ن ہو گا جو بالکل جھوٹی باتیں گھڑ کر اللہ کی طرف منسوب کرے یا اللہ کی سچی آیات کو جھٹلائے ایسے لوگ اپنے نوشتہ تقدیر کے مطابق اپنا حصہ پاتے رہیں گے، یہاں تک کہ وہ گھڑی آ جائے گی جب ہمارے بھیجے ہوئے فرشتے ان کی روحیں قبض کرنے کے لیے پہنچیں گے اُس وقت وہ اُن سے پوچھیں گے کہ بتاؤ، اب کہاں ہیں تمہارے وہ معبود جن کو تم کو خدا کے بجائے پکارتے تھے؟ وہ کہیں گے کہ، "سب ہم سے گم ہو گئے" اور وہ خود اپنے خلاف گواہی دیں گے کہ ہم واقعی منکر حق تھے
Tacikçe:
Кист ситамкортар аз он, ки ба Худо дурӯғ бандад ё оёти Ӯро дурӯғ барорад? Насибе, ки барояшон муқаррар шуда, ба онҳо хоҳад расид. Он гоҳ ки фиристодагони мо биёянд, то ҷонашонро бигиранд, мепурсанд: «0н чизҳое, ки ба ҷои Худо парастиш мекардед. акиуи куҷоянд?. Гӯянд; «Нест шуданд ва аз дасти мо рафтанд!» Ва дар ин ҳол ба зиёни худ шоҳидӣ диҳанд, ки кофир будаанд.
Tatarca:
Аллаһуга ялганны ифтира кылган, яки Аның аятьләрен ялган дигән кешедән дә залимрәк кеше бармы? Әлбәттә, юк! Ул кешеләргә Коръәндә әйтелгән ґәзаблардан үзләренең өлеше ирешер, хәтта әҗәл фәрештәләре килеп аларның җаннарын алырлар һәм әйтерләр: "Аллаһудан башка гыйбадәт кылган затларыгыз кайда", – дип, мөшрикләр әйттеләр: "Ялган Илаһәләребез бездән гаиб булдылар – югалдылар", – дип, "Тәхкыйк кәфер булдык", – дип үзләренең зарарына шәһадәт бирерләр.
Endonezyaca:
Maka siapakah yang lebih zalim daripada orang yang membuat-buat dusta terhadap Allah atau mendustakan ayat-ayat-Nya? Orang-orang itu akan memperoleh bahagian yang telah ditentukan untuknya dalam Kitab (Lauh Mahfuzh); hingga bila datang kepada mereka utusan-utusan Kami (malaikat) untuk mengambil nyawanya, (di waktu itu) utusan Kami bertanya: "Di mana (berhala-berhala) yang biasa kamu sembah selain Allah?" Orang-orang musyrik itu menjawab: "Berhala-berhala itu semuanya telah lenyap dari kami," dan mereka mengakui terhadap diri mereka bahwa mereka adalah orang-orang yang kafir.
Amharca:
በአላህ ላይ ውሸትን ከቀጠፈ ወይም በአንቀጾቹ ከአስዋሸ ሰው ይበልጥ በዳይ ማን ነው እነዚያ (ከተጻፈላቸው) ከመጽሐፉ ውስጥ ሲኾን ዕድላቸው ያገኛቸዋል፡፡ (የሞት) መልክተኞቻችንም የሚገድሏቸው ኾነው በመጡባቸው ጊዜ «ከአላህ ሌላ ትገዟቸው የነበራችሁት የት አሉ» ይሏቸዋል፡፡ «ከእኛ ተሰወሩን» ይላሉ፡፡ እነርሱም ከሃዲያን እንደነበሩ በነፍሶቻቸው ላይ ይመሰክራሉ፡፡
Tamilce:
ஆக, அல்லாஹ்வின் மீது பொய்யை இட்டுக்கட்டியவனை விட; அல்லது, அவனுடைய வசனங்களைப் பொய்ப்பித்தவனை விட மிகப்பெரிய அநியாயக்காரன் யார்? விதியில் (எழுதப்பட்ட தண்டனையில்) இவர்களுடைய பாகம் இவர்களை வந்தடையும். இறுதியாக, இவர்களை உயிர் வாங்குபவர்களாக நம் (வானவத்) தூதர்கள் இவர்களிடம் வந்தால், “அல்லாஹ்வை அன்றி நீங்கள் யாரிடம் பிரார்த்தித்துக் கொண்டிருந்தீர்களோ அவர்கள் எங்கே?” என்று கூறுவார்கள். “அவர்கள் எங்களை விட்டு மறைந்துவிட்டனர்” என்று (அந்த இணைவைப்பாளர்கள் பதில்) கூறுவார்கள். இன்னும், நிச்சயமாக அவர்கள் நிராகரிப்பவர்களாக(வே) இருந்தனர் என்று அவர்கள் தங்களுக்கு எதிராகவே சாட்சியளிப்பார்கள்.
Korece:
하나님에 대하여 거짓하며 그분의 말씀을 거역하는 자보다 더 사악한 자 누구이뇨 그로 말 미암아 성서에 주어진 그들의 기 한이 그들에게 이르니 그때 천사 들이 내려와 그들의 생명을 앗아 가며 너희가 숭배한 하나님 아닌 너희 신들이 어디 있느뇨 라고 물으니 그들은 우리에게서 멀리 떠 났습니다 라고 대답하며 그들 스 스로 하나님을 불신하여 방황하였 다는 것을 인식하더라
Vietnamca:
Bởi thế, còn ai sai quấy hơn kẻ cáo buộc điều dối trá cho Allah hoặc phủ nhận các Lời Mặc Khải của Ngài. Những kẻ đó chỉ hưởng được phần (lộc) đã an bày cho họ trong quyển Kinh Mẹ (Lawhu Al-Mahfuzh) cho tới khi các Sứ Giả (Thiên Thần) của TA đến rút hồn họ. (Lúc đó, các Thiên Thần sẽ hỏi họ), nói: “Đâu rồi những thần linh mà các ngươi đã cầu nguyện ngoài Allah?” Họ đáp “Chúng đã bỏ chúng tôi đi mất” và họ tự xác nhận mình chính là những kẻ vô đức tin.
Ayet Linkleri: