Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

150

Ayet No: 

939

Sayfa No: 

148

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ هَلُمَّ شُهَدَاءَكُمُ الَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ اللَّهَ حَرَّمَ هَٰذَا ۖ فَإِن شَهِدُوا فَلَا تَشْهَدْ مَعَهُمْ ۚ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ وَهُم بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ

Çeviriyazı: 

ḳul helümme şühedâekümü-lleẕîne yeşhedûne enne-llâhe ḥarrame hâẕâ. fein şehidû felâ teşhed me`ahüm. velâ tettebi` ehvâe-lleẕîne keẕẕebû biâyâtinâ velleẕîne lâ yü'minûne bil'âḫirati vehüm birabbihim ya`dilûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "Haydi, Allah bunu yasak etti diye tanıklık edecek şahitlerinizi getirin.". Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme. Âyetlerimi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların keyiflerine uyma. Çünkü onlar Rablerine başkasını denk tutuyorlar.

Diyanet İşleri: 

De ki: "Allah'ın bunu haram kıldığına şahidlik edecek şahidlerinizi getirin". Şahidlik ederlerse, onlarla beraber olup sözlerini kabullenme; ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların heveslerine uyma; onlar Rablerine başkalarını eşit tutuyorlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Allah'ın, şunu haram ettiğine tanıklık eden şahitlerinizi getirin bakalım. Fakat gelirler de tanıklık ederlerse sen, onlarla beraber tanıklık etme ve putları, Rableriyle bir tutup ahirete inanmayarak ayetlerimizi yalanlayanların dileklerine uyma.

Şaban Piriş: 

De ki: Haydi, Allah şunu haram kıldı diye şahitlik edecek şahitlerinizi getirin. Şahitlik ederlerse sakın onlarla şahitlik etme. Ayetlerimizi yalanlayıp, ahirete iman etmeyen ve Rab’lerine başkalarını denk tutanların heveslerine uyma.

Edip Yüksel: 

De ki: "ALLAH'ın şunu haram ettiğine tanıklık edecek tanıklarınızı getirin." Tanıklık ederlerse onlarla beraber tanıklık etme. Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmıyanların keyfine uyma. Onlar, Rab'lerine başkalarını eş koşmaktadırlar.

Ali Bulaç: 

De ki: "Gerçekten Allah'ın bunu haram kıldığına şehadet edecek şahidlerinizi getirin." Şayet onlar, şehadet edecek olurlarsa sen onlarla birlikte şehadet etme. Ayetlerimizi yalan sayanların ve ahirete inanmayanların heva (istek ve tutku)larına uyma; onlar (birtakım güçleri ve varlıkları) Rablerine denk tutmaktadırlar.

Suat Yıldırım: 

“Haydi” de, “Allah'ın bunu haram kıldığına dair tanıklık edecek şahitlerinizi getirin!” Eğer onlar yalan yere şahitlik ederlerse, sakın sen onlarla birlikte tanıklık etme.Âyetlerimizi yalan sayanların ve âhireti tasdik etmeyenlerin keyiflerine uyma!Nasıl uyarsın ki onlar başkalarını, kendilerinin Rabbi olan Allah’a eşit tutmaktadırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Haydi, ´Allah Teâlâ bunları muhakkak haram kıldı´ diye şehâdet edecek olan şahitlerinizi getiriniz.» Şayet onlar şehâdet ederlerse sen onlar ile beraber şehâdette bulunma ve âyetlerimizi tekzîp edenlerin ve ahirete inanmayanların hevâlarına tâbi olma. Ve onlar, başkalarını Rablerine denk tutarlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şunu da söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.

Bekir Sadak: 

(155-15) 7 Bu, indirdigimiz kutsal Kitap´dir, ona uyun. «Bizden once iki topluluga kitap indirildi, bizim onlarin okuduklarindan haberimiz yok» demekten veya «Bize kitab indirilseydi onlardan daha dogru yolda olurduk» demekten sakinin ki merhamet olunasiniz. µphesiz o, size Rabbinizden belge, yol gsteren ve rahmet olarak gelmi_tir. Allah´Ùn ayetlerini yalanlayandan ve onlardan yz evirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden yz evirenleri, yz evirmelerinden tr, kt bir azabla cezalandÙracaÙz.

İbni Kesir: 

De ki: Muhakkak Allah, şunu haram kıldı diye, bildiğini söyleyecek şahidlerinizi getirin. Eğer onlar şahidlik ederlerse

Adem Uğur: 

De ki: Allah şunu yasak etti, diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme

İskender Ali Mihr: 

“Allah´ın bunu haram kıldığına şahitlik eden şahitlerinizi getirin.” de. Artık şâyet onlar şahitlik ederlerse, onlarla beraber sen şahitlik etme. Ahirete inanmayan ve âyetlerimizi yalanlayan kimselerin heveslerine tâbî olma. Ve onlar, Rab´lerine eş tutuyorlar (ortak koşuyorlar).

Celal Yıldırım: 

De ki: Allah´ın bunu haram kıldığına tanıklık edecek şahitlerinizi haydi getirin ! Eğer şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Gerçekten Allah´ın bunu haram kıldığına şehadet edecek şahidlerinizi getirin.» Şayet onlar,şehadet edecek olurlarsa sen onlarla birlikte şehadet etme. Ayetlerimizi yalan sayanların ve ahirete inanmayanların heva (istek ve tutku) larına uyma

Fransızca: 

Dis : "Amenez vos témoins qui attesteraient qu'Allah a interdit cela." Si ensuite ils témoignent, alors toi, ne témoignent pas avec eux et ne suis pas les passions de ceux qui traitent de mensonges Nos signes et qui ne croient pas à l'au-delà, tandis qu'ils donnent des égaux à leur Seigneur.

İspanyolca: 

Di: «¡Traed a vuestros testigos y que atestiguen que Alá ha prohibido esto!» Si atestiguan, no atestiguéis con ellos. No sigas las pasiones de quienes han desmentido Nuestros signos, de quienes no creen en la otra vida y equiparan a otros a su Señor.

İtalyanca: 

Di': «Fate venire i vostri testimoni ad attestare che Allah ha proibito ciò». Se testimoniano, non testimoniare con loro e non seguire le propensioni di coloro che smentiscono i Nostri segni, non credono all'altra vita e attribuiscono consimili al loro Signore.

Almanca: 

Sag: "Bringt eure Zeugen herbei, die bezeugen, daß ALLAH dies sicher für haram erklärte." Und sollten sie ein Zeugnis ablegen, so bezeuge es nicht mit ihnen, und folge nicht den Neigungen derjenigen, die Unsere Ayat verleugnen, und derjenigen, die den Iman an das Jenseits nicht verinnerlichen. Und diese setzen ihrem HERRN etwas Ebenbürtiges bei.

Çince: 

你说:曾见真主戒食此类禁物的见证,你们把他们召来吧!如果他们作证,那末,你不要与他们一同作证。那些既否认我的迹象,又不信后世,而且以物配主的人,你不要顺从他们的私欲。

Hollandaca: 

Zeg: Breng uwe getuigen bij, die verklaren kunnen, dat God dit heeft verboden. Maar indien zij dit getuigen, getuig dan niet met hen, noch volg de begeerten van hen, die onze teekens van valschheid beschuldigen, en die niet gelooven in het volgende leven, en afgodsbeelden met hunnen Heer gelijk stellen.

Rusça: 

Скажи: "Приведите ваших свидетелей, которые засвидетельствуют, что Аллах запретил это". Если даже они станут свидетельствовать, ты не свидетельствуй вместе с ними и не потакай желаниям тех, которые считали ложью Наши знамения, которые не веруют в Последнюю жизнь и равняют других со своим Господом.

Somalice: 

Waxaad Dhadaa keena Markhaatgiina idiin Marag Furi in Eebe Reebay kan (aad Reebteen) hadday Marag Furaan ha marag furina la Jirkooda, hana raacina hawada kuwa Beeniyey aayaadkanaga, kuwaan Rumaynin Aakhiro Iyaguna Eebahood waxbay la simman.

Swahilice: 

Sema: Leteni mashahidi wenu watao shuhudia kuwa Mwenyezi Mungu ameharimisha hawa. Basi wakishuhudia, wewe usishuhudie pamoja nao. Wala usifuate matamanio ya walio zikanusha Ishara zetu, wala hawaiamini Akhera, na ambao wanamlinganisha Mola Mlezi wao na wengine.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد! ئۇلارغا) «اﷲ بۇنى ھارام قىلدى، دەپ گۇۋاھلىق بېرىدىغان گۇۋاھچىلىرىڭلارنى چاقىرىپ كېلىڭلار» دېگىن، ئەگەر ئۇلار (ھازىر بولۇپ يالغاندىن) گۇۋاھلىق بەرسە، ئۇلارغا قوشۇلۇپ گۇۋاھلىق بەرمىگىن (چۈنكى ئۇ پۈتۈنلەي يالغاندۇر). بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزنى ئىنكار قىلغان ۋە ئاخىرەتكە ئىشەنمەيدىغانلارنىڭ نەپسى خاھىشلىرىغا ئەگەشمىگىن، ئۇلار پەرۋەردىگارىڭغا شېرىك كەلتۈرىدۇ

Japonca: 

言ってやろがいい。「アッラーはこれを禁じられたと証言出来る,あなたがたの証人を連れて来なさい。」仮令かれらが証言しても,あなたはかれらと一緒に証言してはならない。またわが印を偽りであるとする者の,虚しい要望に従ってはならない。かれらは来世を信じないで,またかれらの主に同位のものを配する者たちである。

Arapça (Ürdün): 

«قل هلمَّ» أحضروا «شهداءكم الذين يشهدون أن الله حرَّم هذا» الذي حرمتموه «فإن شهدوا فلا تشهد معهم ولا تتبع أهواء الذين كذبوا بآياتنا والذين لا يؤمنون بالآخرة وهم بربهم يعدلون» يشركون.

Hintçe: 

फिर अगर वही चाहता तो तुम सबकी हिदायत करता (ऐ रसूल) तुम कह दो कि ( अच्छा) अपने गवाहों को लाकर हाज़िर करो जो ये गवाही दें कि ये चीज़े (जिन्हें तुम हराम मानते हो) खुदा ही ने हराम कर दी हैं फिर अगर (बिलग़रज़) वह गवाही दे भी दे तो (ऐ रसूल) कहीं तुम उनके साथ गवाही न देना और जिन लोगों ने हमारी आयतों को झुठलाया और आख़िरत पर ईमान नहीं लाते और दूसरों को अपने परवरदिगार का हम सर बनाते है उनकी नफ़सियानी ख्वाहिशों पर न चलना

Tayca: 

จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) ว่า พวกท่านจงนำมาซึ่งบรรดาพยานของพวกท่านที่จะยืนว่า แท้จริงฮัลลอฮ์ได้ทรงห้ามสิ่งนี้ แล้วถ้าพวกเขา(เป็นพยาน) ยืนยัน เจ้าก็อย่ายืนยันกับพวกเขาด้วยและอย่าตามความใคร่ใฝ่ต่ำของบรรดาผู้ที่ปฏิเสธโองการทั้งหลายของเรา และบรรดาผู้ที่ไม่ศรัทธาต่อปกโลก และขณะเดียวกันพวกเขาก็ให้สิ่งอื่นเท่าเทียมกับพระเจ้าของพวกเขา

İbranice: 

אמור 'הביאו את עדיכם אשר יעידו שאכן אלוהים אסר את כל זה'. אם יעידו, אל תעיד עמם, ואל תלך בעקבות הנטיות של המתכחשים לאותותינו, ושל אלה אשר לא יאמינו בעולם הבא, ואלה שסברו שקר שיש (שותפים) שווים לריבונם

Hırvatça: 

Reci: "Dovedite svoje svjedoke koji će posvjedočiti da je Allah to zabranio!" Pa ako oni posvjedoče, ti im nemoj povjerovati i ne povodi se za strastima onih koji Naše ajete i znakove smatraju lažnim i koji u ahiret ne vjeruju i koji druge Gospodaru svome ravnim smatraju.

Rumence: 

Spune: “Aduceţi-vă martorii care spun că Dumnezeu v-ar fi oprit aceste lucruri!” Dacă ei mărturisesc, nu mărturisi cu ei. Nu te lua după poftele celor care socot semnele Noastre minciuni, ce nu cred în Viaţa de Apoi, însă în schimb îi fac lui Dumnezeu se

Transliteration: 

Qul halumma shuhadaakumu allatheena yashhadoona anna Allaha harrama hatha fain shahidoo fala tashhad maAAahum wala tattabiAA ahwaa allatheena kaththaboo biayatina waallatheena la yuminoona bialakhirati wahum birabbihim yaAAdiloona

Türkçe: 

Şunu da söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.

Sahih International: 

Say, [O Muhammad], "Bring forward your witnesses who will testify that Allah has prohibited this." And if they testify, do not testify with them. And do not follow the desires of those who deny Our verses and those who do not believe in the Hereafter, while they equate [others] with their Lord.

İngilizce: 

Say: "Bring forward your witnesses to prove that Allah did forbid so and so." If they bring such witnesses, be not thou amongst them: Nor follow thou the vain desires of such as treat our signs as falsehoods, and such as believe not in the Hereafter: for they hold others as equal with their Guardian-Lord.

Azerbaycanca: 

De: “Bunu (haram saydıqlarınızı) Allah haram buyurmuşdur deyə, şəhadət verəcək şahidlərinizi gətirin!” Şayəd onlar (yalandan) şahidlik etsələr, sən onlarla birlikdə şahidlik etmə, ayələrimizi yalan hesab edənlərin və axirətə inanmayanların nəfslərinin istəklərinə uyma. Onlar (bütləri) öz Rəbbinə tay tutarlar.

Süleyman Ateş: 

De ki: "Haydi Allah'ın bunu yasakladığına şahidlik edecek tanrılarınızı getirin." Eğer (onlar) şahidlik ederlerse sen onlarla beraber şahidlik etme; ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların keyiflerine uyma. (Nasıl uyarsın ki) onlar, Rablerine eş tutmaktadırlar.

Diyanet Vakfı: 

De ki: Allah şunu yasak etti, diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme; ayetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe inanmayanların arzularına uyma. Onlar, Rablerine eş tutuyorlar.

Erhan Aktaş: 

De ki: “Allah’ın bunu hâram ettiğine dair tanıklık edecek tanıklarınızı getirin.” Eğer onlar tanıklık ederlerse sen onlarla beraber tanıklık etme. Âyetlerimizi yalanlayanların ve âhirete inanmayanların tutku ve kuruntularına uyma. Onlar, Rabb’lerine eş koşuyorlar.

Kral Fahd: 

De ki: Allah şunu yasak etti, diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme. Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe inanmayanların arzularına uyma . Onlar, Rablerine eş tutuyorlar .

Hasan Basri Çantay: 

«(Haydin), de, muhakkak Allah bunu haram etdi diye bildiğini söyleyecek şâhidlerinizi getirin». Eğer onlar (yalan yere) şâhidlik ederlerse sen onlarla beraber olub da (sözlerini) tasdıyk etme. Âyetlerimizi yalan sayanların, âhirete de inanmayanların heva (ve heves) ine uyma. Onlar (putlarını) Rableriyle bir sayarlar.

Muhammed Esed: 

De ki: "Allahın (bütün) bunları yasakladığına dair şahitlik yapacak şahitlerinizi getirin!" Eğer onlar (çekinmeden yalan) şahitlik yaparlarsa sakın onların bu düzmece şahitliklerine katılmayın; ve mesajlarımızı yalanlayanların, öteki dünyaya inanmayanların ve başka güçleri Rablerine denk görenlerin hatalı görüşlerine uymayın!

Gültekin Onan: 

6:149

Ali Fikri Yavuz: 

Onlara söyle: “- Bu haram saydıklarınızı, Allah haram ettiğine dair şahidlik edecek olan şahidlerinizi getirin.” Eğer onlar, yalan yere şahidlik ederlerse, sen onlarla beraber bulunup kendilerini tasdik etme. Âyetlerimizi yalan sayanların, ahirete inanmıyanların arzularına tabi olma. Onlar, Rablerine putları eş tutuyorlar.

Portekizce: 

Dize (ainda): Apresentai vossas testemunhas, para provarem que Deus vedou o que dizeis Ter vedado! E se odeclararem, não aceites as suas declarações nem te entregues á caprichos daqueles que desmentem os Nossos versículos,não crêem na outra vida e atribuem semelhantes a seu Senhor.

İsveççe: 

Säg: "Kalla fram era vittnen som kan bekräfta att Gud har förbjudit detta." Om de vittnar, vittna då inte tillsammans med dem och foga dig inte efter vad de önskar och tycker som påstår att Våra budskap är lögn och som inte tror på ett evigt liv och sätter andra vid sin Herres sida."

Farsça: 

[به مدعیان تحریم های خودسرانه] بگو: گواهان خود را که گواهی می دهند بر اینکه خدا این امور را حرام کرده بیاورید. پس اگر گواهان هم گواهی دادند تو با آنان گواهی مده؛ [زیرا گواهی دادنشان ناحق و نارواست] و از هواهای نفسانی آنان که آیات ما را تکذیب کردند، و کسانی که به آخرت ایمان ندارند، و برای پروردگارشان شریک و همتا قرار می دهند، پیروی مکن.

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ ئەو شایەتانەتان بھێنن کە شایەتی دەدەن کە خوا ئەمەی حەرام کردووە جا ئەگەر (بە درۆ) شایەتیان دا تۆ لەگەڵیاندا شایەتی مەدە وە شوێن ھەواو ھەوەس وئارەزواتی ئەوانە مەکەوە کەباوەڕیان نەھێنا بەئایەتەکانی ئێمە وە شوێن ئەوانەش مەکەوە کەبڕوایان نیە بەڕۆژی دوایی ئەوانەش کەھاوبەش و ھاوتا بۆ پەروەردگاریان بڕیار دەدەن

Özbekçe: 

Сен: «Аллоҳ мана шуни ҳаром қилганига гувоҳлик берадиган гувоҳларингизни келтиринг», деб айт. Бас, агар гувоҳлик берсалар, сен улар ила гувоҳлик берма. Бизнинг оятларимизни ёлғонга чиқарувчиларнинг ва охиратга иймон келтирмайдиганларнинг ҳавои нафсларига эргашма. Улар Роббиларига ширк келтирурлар.

Malayca: 

Katakanlah: "Bawalah saksi-saksi kamu memberi keterangan bahawa Allah mengharamkan (benda-benda yang kamu haramkan) ini". Kemudian jika mereka (tergamak) menjadi saksi (secara dusta), maka janganlah engkau turut sama membenarkan mereka mereka; dan janganlah engkau turut hawa nafsu orang-orang yang mendustakan ayat-ayat keterangan Kami, dan orang-orang yang tidak beriman kepada hari akhirat, sedang mereka pula menyamakan (sesuatu yang lain) dengan Tuhan mereka.

Arnavutça: 

Thuaj: “Sillni dëshmitarët tuaj të cilët dëshmojnë se Perëndia e ka ndaluar këtë!” E nëse dëshmojnë (duke gënjyer), ti mos dëshmo me ta. Mos i ndiq dëshirat e atyre, që argumentet tona i konsiderojnë gënjeshtra dhe të cilët nuk besojnë në Ditën e mbramë! E, ata i bëjnë krahasim dike tjetër Zotit të tyre.

Bulgarca: 

Кажи: “Доведете вашите свидетели, които ще засвидетелстват, че Аллах е възбранил това!” И ако засвидетелстват, не свидетелствай с тях и не следвай страстите на онези, които взеха за лъжа Нашите знамения, и на онези, които не вярват в отвъдния живот! Те к

Sırpça: 

Реци: „Доведите своје сведоке који ће да посведоче да је Аллах то забранио!“ Па ако они посведоче, ти немој да им поверујеш и не поводи се за страстима оних који Наше речи и доказе сматрају лажним и који у онај свет не верују и који друге Господару своме у обожавању приближавају.

Çekçe: 

Rci: 'Přiveďte svědky své, kteří by dosvědčili, že Bůh toto zakázal!' A jestliže to dosvědčí, pak ty spolu s nimi nesvědč a nenásleduj scestná učení těch, kdož znamení Naše za lež prohlašují, a těch, kdož v život budoucí nevěří a kteří Pánu svému rovné d

Urduca: 

ان سے کہو کہ "لاؤ اپنے وہ گواہ جو اس بات کی شہادت دیں کہ اللہ ہی نے اِن چیزوں کو حرام کیا ہے" پھر اگر وہ شہادت دے دیں تو تم ان کے ساتھ شہادت نہ دینا، اور ہرگز اُن لوگوں کی خواہشات کے پیچھے نہ چلنا جنہوں نے ہماری آیات کو جھٹلایا ہے، اور جو آخرت کے منکر ہیں، اور جو دوسروں کو اپنے رب کا ہمسر بناتے ہیں

Tacikçe: 

Бигӯ: «Гувоҳонатонро, ки гувоҳӣ медиҳанд, ки Худо ин ё онро ҳаром кардааст, биёваред!» Пас агар гувоҳӣ доданд, ту бо опон гувоҳӣ надеҳ ва аз хостаҳои онҳое, ки оёти Моро дурӯғ гуфтанд ва ба охират имон надоранд ва касонеро бо Парвардигорашон баробар медоранд, пайравӣ макун!

Tatarca: 

Әйт: "Хайваннардан вә игеннәрдән Аллаһ кайберләрен хәрам кылды дип шәһадәт бирүче шәһитләрегезне китерегез, әгәр Аллаһ хәрам дип әйткән булса, дәлилне күрсәтсеннәр", – дип. Ялганга шәһадәт бирсәләр, әмма син алар белән бергә шәһадәт бирмә, ягъни ялган сүзләрен тәсдыйк кылма, вә аятьләребезне ялган диюче һәм ахирәткә ышанмаучыларның нәфис һаваларына иярмә, алар кылганны кылма, әле алар үзләрен тәрбия кылучы Аллаһуны сынымнары белән бертигез күрәләр.

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Bawalah kemari saksi-saksi kamu yang dapat mempersaksikan bahwasanya Allah telah mengharamkan (makanan yang kamu) haramkan ini" Jika mereka mempersaksikan, maka janganlah kamu ikut pula menjadi saksi bersama mereka; dan janganlah kamu mengikuti hawa nafsu orang-orang yang mendustakan ayat-ayat Kami, dan orang-orang yang tidak beriman kepada kehidupan akhirat, sedang mereka mempersekutukan Tuhan mereka.

Amharca: 

«እነዚያን አላህ ይህን እርም ማድረጉን የሚመሰክሩትን ምስክሮቻችሁን አምጡ» በላቸው፡፡ ቢመሰክሩም ከእነርሱ ጋር አትመስክር፡፡ የነዚያንም በአንቀጾቻችን ያስተባበሉትን የነዚያንም እነርሱ በጌታቸው (ሌላን) የሚያስተካክሉ ሲኾኑ በመጨረሻይቱ ዓለም የማያምኑትን ሰዎች ዝንባሌዎች አትከተል፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) “நிச்சயமாக அல்லாஹ் இதைத் தடை செய்தான் என்று சாட்சி கூறுகின்ற உங்கள் சாட்சிகளை அழைத்து வாருங்கள்’’ என்று கூறுவீராக. ஆக, அவர்கள் (பொய்) சாட்சி கூறினாலும் நீர் அவர்களுடன் சாட்சி கூறாதீர். இன்னும், நம் வசனங்களை பொய்ப்பிப்பவர்களுடைய ஆசைகளையும் இறுதிநாளை நம்பிக்கை கொள்ளாமல், தங்கள் இறைவனுக்கு இணைவைப்பவர்களின் ஆசைகளையும் (நபியே!) நீர் பின்பற்றாதீர்.

Korece: 

일러가로되 하나님께서 이 것과 이것을 금기 하였다는 것을 증인하는 중인을 이르게 하라 그 들이 그러한 중거를 이르도록 했 었다 하더라도 그대는 거짓하는 그들 가운데 있지 말며 또한 말씀 을 거역하고 내세를 믿지 아니하 며 그들이 주님에 다른 것을 비유 하는 이들의 거짓 욕망에 따르지 말라 일렀노라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói với họ: “Nào, các ngươi hãy đưa ra các nhân chứng của các ngươi về việc Allah đã cấm điều này.” Nếu họ chứng nhận thì Ngươi chớ đừng chứng nhận cùng với họ, Ngươi chớ đừng hùa theo sở thích của những kẻ đã phủ nhận các Lời Mặc Khải của TA cũng như chớ hùa theo những kẻ vô đức tin nơi Đời Sau bởi họ đã tôn thờ cùng với Thượng Đế của họ (các thần linh khác).