Arapça:
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ
Çeviriyazı:
fele-ḳteḥame-l`aḳabeh.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat o, o sarp yokuşa göğüs veremedi.
Diyanet İşleri:
Ama o, zor geçidi aşmaya girişemedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken dayanmadı o yokuşa.
Şaban Piriş:
O zor geçidi aşamadı.
Edip Yüksel:
Ne var ki zor yola katlanamadı.
Ali Bulaç:
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Suat Yıldırım:
Fakat o sarp yokuşu aşmaya çalışmadı. (Böyle yaparak verilen nimetlerin şükrünü eda etmedi.)
Ömer Nasuhi Bilmen:
90:10
Yaşar Nuri Öztürk:
Akabeye, sarp yokuşa atılamadı o.
Bekir Sadak:
Sonra, inanip birbirlerine sabir tavsiye edenlerden, merhametlilerden olmayi tavsiye edenlerden olmaktir.
İbni Kesir:
Ama o, sarp yokuşu aşmaya girişemedi.
Adem Uğur:
Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
İskender Ali Mihr:
Fakat o akabeyi (sarp yokuşu) aşmadı.
Celal Yıldırım:
Ama o sarp geçidi geçmeye katlanmadı.
Tefhim ul Kuran:
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Fransızca:
Or, il ne s'engage pas dans la voie difficile !
İspanyolca:
Pues nunca se ha puesto a subir la Cuesta.
İtalyanca:
Segua dunque la via ascendente.
Almanca:
So bestieg er Al-'aqaba nicht.
Çince:
他怎麽不超越山径呢?
Hollandaca:
En nog is hij de helling niet afgedaald.
Rusça:
Он не стал преодолевать крутую тропу.
Somalice:
Ee Dadku muu jiidho Jiirta.
Swahilice:
Lakini hakujitoma kwenye njia ya vikwazo vya milimani.
Uygurca:
ئۇ داۋان ئاشمىدى
Japonca:
だがかれは,険しい道を取ろうとはしない。
Arapça (Ürdün):
«فلا» فهلا «اقتحم العقبة» جاوزها.
Hintçe:
फिर वह घाटी पर से होकर (क्यों) नहीं गुज़रा
Tayca:
กระนั้นก็ดีเขาก็ยังไม่พากเพียรบนทางลำบาก
İbranice:
אך, הוא לא התאמץ לעבור את המכשול
Hırvatça:
Pa zašto nije savladao uspon?
Rumence:
El nu o apucă însă pe calea suitoare!
Transliteration:
Fala iqtahama alAAaqabata
Türkçe:
Akabeye, sarp yokuşa atılamadı o.
Sahih International:
But he has not broken through the difficult pass.
İngilizce:
But he hath made no haste on the path that is steep.
Azerbaycanca:
Lakin o, əqəbəni (maneəni) keçə bilmədi (özünə verilən bu qədər ne’mətlərə şükür etmədi).
Süleyman Ateş:
Fakat o, sarp yokuşa atılamadı.
Diyanet Vakfı:
Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
Erhan Aktaş:
Ne var ki o, sarp yokuşu aşmayı göze alamadı.(1)
Kral Fahd:
Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
Hasan Basri Çantay:
Fakat o, sarp yokuşa saldıramadı.
Muhammed Esed:
Ama o, sarp yokuşa tırmanmayı denemedi...
Gültekin Onan:
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Ali Fikri Yavuz:
Fakat o, çetin işe atılmadı, (kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi).
Portekizce:
Porventura, ele tentou vencer as vicissitudes?
İsveççe:
Men hon gör sig ingen brådska att slå in på den väg som bär brant uppför.
Farsça:
پس شتابان و با شدت به آن گردنه سخت وارد نشد؛
Kürtçe:
کەچی ھێشتا (زۆرێك لە خەڵکی) پەلاماری پلەی سەختی نەداوە
Özbekçe:
Бас, у довон ошиб ўтмади.
Malayca:
Dalam pada itu manusia tidak (memilih jalan kebaikan) merempuh masuk mengerjakan amal-amal yang tinggi darjatnya di sisi Tuhan;
Arnavutça:
E, përse nuk është përpjekur të kapërcejë vështirësitë?
Bulgarca:
ала той не пое стръмния път.
Sırpça:
Па зашто он није на благодатима захвалан био?
Çekçe:
A přece se nepustil po stezce vzhůru vedoucí.
Urduca:
مگر اس نے دشوار گزار گھاٹی سے گزرنے کی ہمت نہ کی
Tacikçe:
Ва ӯ дар он гузаргоҳи сахт қадам наниҳод.
Tatarca:
Ул бөек таулардан үтмәде.
Endonezyaca:
Tetapi dia tiada menempuh jalan yang mendaki lagi sukar.
Amharca:
ዓቀበቲቱንም አልወጣም፡፡
Tamilce:
ஆக, அவன் அகபாவைக் கடக்கவில்லை.
Korece:
그는 힘든 길에서 수고하려 아니 하느뇨
Vietnamca:
Nhưng y đã không vượt qua được con dốc khó khăn.
Ayet Linkleri: