Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

78

Ayet No: 

867

Sayfa No: 

137

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَلَمَّا رَأَى الشَّمْسَ بَازِغَةً قَالَ هَٰذَا رَبِّي هَٰذَا أَكْبَرُ ۖ فَلَمَّا أَفَلَتْ قَالَ يَا قَوْمِ إِنِّي بَرِيءٌ مِّمَّا تُشْرِكُونَ

Çeviriyazı: 

felemmâ rae-şşemse bâzigaten ḳâle hâẕâ rabbî hâẕâ ekber. felemmâ efelet ḳâle yâ ḳavmi innî berîüm mimmâ tüşrikûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Güneş'i doğarken görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük" dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım".

Diyanet İşleri: 

Güneşi doğarken görünce "işte bu benim Rabbim, bu daha büyük!" dedi; batınca, "Ey milletim! Doğrusu ben ortak koştuklarınızdan uzağım" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken güneşin ışıklar saçarak doğduğunu görmüş, Rabbim bu demişti, bu daha büyük. Fakat güneş de batıp gidince ey kavim demişti, benim, sizin şirk koştuğunuz şeylerle hiçbir ilgim yok.

Şaban Piriş: 

Sonra güneşi doğarken görünce: Bu, Rabbimdir, bu daha büyük, demiş, o da batınca: "Ey kavmim, ben sizin şirk koştuklarınızdan uzağım" demişti.

Edip Yüksel: 

Güneşi doğarken görünce, "Budur benim Rabbim. Bu, daha büyük!," dedi. O da batınca: "Ey halkım, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım," dedi.

Ali Bulaç: 

Sonra Güneş’i (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "İşte bu benim Rabbim, bu en büyük" demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım."

Suat Yıldırım: 

Daha sonra güneşi doğarken görünce (iddianıza göre) “Rabbim, her hâlde budur, bu hepsinden daha büyük!” Batıp kaybolunca da: “Ey halkım, ben sizin Allah'a şerik koştuğunuz şeylerden berîyim.” “Ben batıl dinlerden uzaklaşarak, yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Rabbülâlemin’e yönelttim, ben asla sizin gibi müşrik değilim!” dedi. [6,19; 7,54]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vaktâ ki, güneşi doğmaya başlar gördü. Dedi ki: «Budur Rabbim, bu daha büyük.» Nihâyet o da batınca dedi ki: «Ey kavmim! Ben muhakkak sizin Allah Teâlâ´ya şerik koştuğunuz şeylerden berîyim.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben."

Bekir Sadak: 

Bu, Ibrahim´e, milletine karsi verdigimiz huccetimizdir. Diledigimizi derecelerle yukseltiriz. Dogrusu Rabbin hakim´dir, bilendir.

İbni Kesir: 

Sonra güneşi doğarken görünce: Bu mu benim Rabbım? Bu daha büyük demiş. Ama batınca: Ey kavmim, ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden uzağım, demişti.

Adem Uğur: 

Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük, dedi. O da batınca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah´a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.

İskender Ali Mihr: 

Güneşi doğarken görünce: “Bu benim Rabbim, bu daha büyük.” dedi. Fakat kaybolup gidince: “Ey kavmim ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.” dedi.

Celal Yıldırım: 

Ne vakit ki Güneş´i doğarken gördü, «bu imiş benim Rabbim, bu daha büyükmüş!» dedi. Güneş batınca, O, «Ey kavmim ! Şüphesiz ki sizin ortak koştuklarınızdan beriyim» diyerek (onlara hak ile bâtıl ilâhlar arasında bir mukayese yapma, aklın ışığında araştırmada bulunma düşünce ve duygusunu vermeğe çalıştı).

Tefhim ul Kuran: 

Sonra güneşi (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: «İşte bu benim rabbim, bu en büyük» demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: «Ey kavmim, tartışmasız ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım.»

Fransızca: 

Lorsqu'ensuite il observa le soleil levant, il dit : "Voilà mon Seigneur ! Celui-ci est plus grand" Puis lorsque le soleil disparut, il dit : "ô mon peuple, je désavoue tout ce que vous associez à Allah.

İspanyolca: 

Cuando vio el sol que salía, dijo: «Éste es mi Señor! ¡Éste es mayor!». Pero, cuando se puso, dijo: «¡Pueblo! Soy inocente de lo que Le asociáis.

İtalyanca: 

Quando poi vide il sole che sorgeva, disse: «Ecco il mio Signore, ecco il più grande!». Quando poi tramontò disse: «O popol mio, io rinnego ciò che associate ad Allah!

Almanca: 

Als er daraufhin die aufgehende Sonne sah, sagte er: "Dies ist mein HERR, diese ist größer." Doch als sie verschwand, sagte er: "Meine Leute! Ich sage mich los von dem, was ihr an Schirk betreibt.

Çince: 

当地看见太阳升起的时候,他说:这是我的主;这是更大的。当太阳没落的时候,他说:我的宗族啊!我对于你们所用来配主的事物,是无关系的。

Hollandaca: 

En toen hij de zon zag opgaan, zeide hij: Dit is mijn heer, dit is de grootste; doch toen zij verdween, zeide hij: O mijn volk! ik ben onschuldig aan datgene, wat gij naast God plaatst.

Rusça: 

Когда он увидел восходящее солнце, то сказал: "Вот мой Господь! Оно больше других". Когда же оно зашло, он сказал: "О мой народ! Я непричастен к тому, что вы приобщаете в сотоварищи.

Somalice: 

Markuu Arkay Qorraxda oo soo Muuqata wuxuu Yidhi kani ma Eebahaybaa kanaa wayne, Markay Dhaeday wuxuu Yidhi Qoomkayow Bari baan ka ahay waxaad la wadaajinaysaan (Eebe).

Swahilice: 

Na alipo liona jua linachomoza akasema: Huyu ndiye Mola Mlezi wangu. Huyu mkubwa kuliko wote. Lilipo tua, alisema: Enyi watu wangu! Mimi simo katika hayo mnayo fanyia ushirikina.

Uygurca: 

ئۇ قۇياشنىڭ چىقىۋاتقانلىقىنى كۆرۈپ (يۇقىرىقى ئۇسۇل بويىچە): «بۇ مېنىڭ پەرۋەردىگارىمدۇر، بۇ ھەممىدىن (يەنى يۇلتۇز بىلەن ئايدىن) چوڭدۇر» دېدى. قۇياش پېتىپ كېتىۋىدى، ئۇ ئېيتتىكى: «ئى قەۋمىم! مەن ھەقىقەتەن سىلەر شېرىك كەلتۈرگەن مەبۇدلاردىن ئادا - جۇدامەن

Japonca: 

次いでかれは太陽が昇るのを見て,言った。「これがわたしの主です。これは偉大です。」だがそれが沈むと,かれは言った。「わたしの人びとよ,わたしはあなたがたが,崇拝する者と絶縁します。

Arapça (Ürdün): 

«فلما رأى الشمس بازغة قال هذا» ذكره لتذكير خبره «ربي هذا أكبر» من الكواكب والقمر «فلما أفلت» وقويت عليهم الحجة ولم يرجعوا «قال يا قوم إني بريء مما تشركون» بالله من الأصنام والأجرام المحدثة المحتاجة إلى محدث فقالوا له ما تبعد؟.

Hintçe: 

फिर जब आफताब को दमकता हुआ देखा तो कहने लगे (क्या) यही मेरा ख़ुदा है ये तो सबसे बड़ा (भी) है फिर जब ये भी ग़ुरुब हो गया तो कहने लगे ऐ मेरी क़ौम जिन जिन चीज़ों को तुम लोग (ख़ुदा का) शरीक बनाते हो उनसे मैं बेज़ार हूँ

Tayca: 

ครั้นเมื่อเขาเห็นดวงอาทิตย์กำลังขึ้นเขาก็กล่าวว่า นี้แหละคือพระเจ้าของฉัน นี้แหละใหญ่กว่า แต่เมื่อมันได้ลับไป เขาก็กล่าวว่า โอ้กลุ่มชนของฉัน! แท้จริงฉันขอปลีกตัวออก จากสิ่งที่พวกท่านให้มีภาคีขึ้น(แก่อัลลอฮ์)

İbranice: 

וכאשר ראה את השמש עולה, אמר, 'זה ריבוני, זה גדול יותר מכולם.' ואולם כאשר שקעה, אמר 'בני עמי! אני מתנער ממה שאתם משתפים (עם אלוהים)

Hırvatça: 

A kad ugleda Sunce kako se rađa, on uzviknu: "Ovo je Gospodar moj, ovo je veće!" A pošto zađe, on reče: "Narode moj, ja zaista nemam ništa s time što vi Njemu pridružujete!

Rumence: 

Când văzu soarele răsărind, spuse: “Iată-l pe Domnul meu! El este preamarele!” Când el asfinţi însă, spuse: “O, popor al meu! Eu sunt curat de cei pe care I-i alăturaţi

Transliteration: 

Falamma raa alshshamsa bazighatan qala hatha rabbee hatha akbaru falamma afalat qala ya qawmi innee bareeon mimma tushrikoona

Türkçe: 

Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben."

Sahih International: 

And when he saw the sun rising, he said, "This is my lord; this is greater." But when it set, he said, "O my people, indeed I am free from what you associate with Allah.

İngilizce: 

When he saw the sun rising in splendour, he said: "This is my Lord; this is the greatest (of all)." But when the sun set, he said: "O my people! I am indeed free from your (guilt) of giving partners to Allah.

Azerbaycanca: 

(Daha sonra) doğan günəşi görüb: “Bu mənim Rəbbimdir, bu, daha böyükdür!” – dedi. (Günəş) batdıqda isə dedi: “Ey camaatım, mən, həqiqətən, sizin Allaha şərik qoşduqlarınızdan (bütlərdən, səma cismlərindən) uzağam!

Süleyman Ateş: 

Güneşi doğarken görünce: "Budur Rabbim, bu daha büyük!" dedi. (O da) batınca dedi ki: "Ey kavmim, ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım."

Diyanet Vakfı: 

Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük, dedi. O da batınca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.

Erhan Aktaş: 

Sonra Güneş’i doğarken görünce, “Bu daha büyük, Rabb’im budur.” dedi. Ama o batınca, “Ey halkım, ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden uzağım!” dedi.(1)

Kral Fahd: 

Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük, dedi. O da batınca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.

Hasan Basri Çantay: 

Sonra güneşi doğar vaz´iyyetde görünce de: «Bu mu imiş benim Rabbim?! Bu, hepsinden de büyük!» demiş, batınca da (şöyle) söylemişdi: «Ey kavmim, (Gördünüz ya, bunların hepsi fânî ve mahlukdur) Ben sizin (Allaha) eş katageldiğiniz nesnelerden kat´iyyen uzağım».

Muhammed Esed: 

Sonra, güneşin doğduğunu görünce, "İşte benim Rabbim bu! Bu (hepsinin) en büyüğü!" diye haykırdı. Ama o (da) kaybolunca: "Ey halkım!" diye seslendi, "Bakın, sizin yaptığınız gibi, Allahtan başkasına ilahlık yakıştırmak benden uzak olsun!"

Gültekin Onan: 

Sonra güneşi doğarken görünce: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Daha sonra, güneşi doğar halde görünce: “- Rabbim bu mudur?” “Bu, gördüklerimden daha büyük ve parlak!” demiş ve batınca da

Portekizce: 

E quando viu despontar o sol, exclamou: Eis aqui meu Senhor! Este é maior! Porém, quando este se pôs, disse: Ó povomeu, não faço parte da vossa idolatria!

İsveççe: 

Och han såg solen gå upp och sade: "Detta är min Herre! Denna [stjärna] är störst." Men när [även solen] sjönk [och försvann] sade han: "Stamfränder! Jag har ingen del i [den synd ni begår när] ni sätter medgudar vid Guds sida.

Farsça: 

وقتی خورشید را در حال طلوع دید [برای محکوم کردن خورشیدپرستان با تظاهر به خورشید پرستی] گفت: این پروردگار من است، این بزرگ تر است؛ و هنگامی که غروب کرد، گفت: ای قوم من! بی تردید من [با همه وجود] از آنچه شریک خدا قرار می دهید، بیزارم.

Kürtçe: 

ئەمجا کاتێک خۆری بینی ھەڵھات ووتی ئەمە پەروەردگاری منە ئەمە گەورەترە (لەوان) جا کاتێک خۆریش ئاوا بوو ووتی ئەی گەلەکەم بەڕاستی من بەریم لە ھەرشتێک کەئێوە دەیکەن بەھاوبەش بۆ خوا

Özbekçe: 

Чиқаётган қуёшни кўрганда: «Мана шу Роббим. Бу каттароқ», деди. У ҳам ботиб кетганида: «Эй қавмим, мен сиз ширк келтираётган нарсадан воз кечдим», деди.

Malayca: 

Kemudian apabila dia melihat matahari sedang terbit (menyinarkan cahayanya), berkatalah dia: "Inikah Tuhanku? Ini lebih besar". Setelah matahari terbenam, dia berkata pula: ` Wahai kaumku, sesungguhnya aku berlepas diri (bersih) dari apa yang kamu sekutukan (Allah dengannya).

Arnavutça: 

E, kur e vërejti Diellin duke lindur, ai thërriti: “Ky është Zoti im, ky është më i madhi!” – E, pasi perëndoi, ai tha: “O kombi im, unë jam i dëlirë nga ajo që ju i bëni shok Perëndisë!

Bulgarca: 

И когато видя слънцето да изгрява, рече: “Това е моят Господ. То е най-голямото.” А когато залезе, рече: “О, народе мой, невинен съм за това, което съдружавате!

Sırpça: 

А кад угледа Сунце како се рађа, он узвикну: „Ово је мој Господар, ово је веће!“ А пошто зађе, он рече: „Народе мој, ја заиста немам ништа са тиме што ви Њему придружујете!

Çekçe: 

A když spatřil vycházející slunce, zvolal: 'Toto je Pán můj, neboť jest největší!' A když zapadlo, řekl: 'Lide můj, nejsem zodpovědný za to, co k Bohu přidružujete,

Urduca: 

پھر جب سورج کو روشن دیکھا تو کہا یہ ہے میرا رب، یہ سب سے بڑا ہے مگر جب وہ بھی ڈوبا تو ابراہیمؑ پکار اٹھا "اے برادران قوم! میں اُن سب سے بیزار ہوں جنہیں تم خدا کا شریک ٹھیراتے ہو

Tacikçe: 

Ва чун хуршедро дид, ки тулӯъ мекунад, гуфт: «Ин аст Парвардигори ман, ин бузургтар аст!» Ва чун ғоиб шуд, гуфт: «Эй қавми ман, ман аз он чӣ шарики Худояш медонед, безорам.

Tatarca: 

Кояш тугач, аңа карап, көлеп әйтте: "Бу Кояш минем Раббымдыр – барысыннан да зуррак, Илаһә булырга яраклы", – дип, Кояш баегач, мөшрикләргә карап әйтте: "Ий каумем! Күрдегезме, Кояш та үзгәрде-югалды мин, әлбәттә, сез Аллаһуга тиңдәш иткән нәрсәләрнең һәммәсеннән дә бизүчемен", – дип.

Endonezyaca: 

Kemudian tatkala ia melihat matahari terbit, dia berkata: "Inilah Tuhanku, ini yang lebih besar". Maka tatkala matahari itu terbenam, dia berkata: "Hai kaumku, sesungguhnya aku berlepas diri dari apa yang kamu persekutukan.

Amharca: 

ፀሐይንም ጮራዋን ዘርግታ ባየ ጊዜ፡- «ይህ ጌታዬ ነው፡፡ ይህ በጣም ትልቅ ነው» አለ፡፡ በገባችም ጊዜ፡- «ወገኖቼ ሆይ! እኔ ከምታጋሩት ሁሉ ንጹሕ ነኝ» አለ፡፡

Tamilce: 

ஆக, உதயமாகிய சூரியனைக் கண்டபோது, “இது என் இறைவன், இது மிகப் பெரியது’’ எனக் கூறினார். ஆக, அது மறைந்தபோது, “என் சமுதாயமே! நீங்கள் (உண்மையான இறைவனாகிய அல்லாஹ்விற்கு) இணைவைப்பவற்றிலிருந்து நிச்சயமாக நான் விலகியவன்’’ என்று கூறினார்.

Korece: 

찬란하게 떠오르는 태양을 보고서 이것이 나의 주님이란 말 이뇨 이것이 모든 것 가운데 가장큼이라 하더니 그 태양이 사라졌 을 때 백성들이여 나는 이제 너희가 숭배하는 것에서 벗어남이라 하였더라

Vietnamca: 

Khi thấy mặt trời mọc lên, (Ibrahim) bảo: “Đây mới thật là Thượng Đế của Ta, vị này lớn nhất.” Nhưng khi mặt trời lặn khuất, Y nói: “Này hỡi người dân, Ta hoàn toàn vô can với mọi thứ mà các người tổ hợp (với Allah).”