Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

81

Sûredeki Ayet No: 

23

Ayet No: 

5823

Sayfa No: 

586

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ

Çeviriyazı: 

veleḳad raâhü bil'üfüḳi-lmübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, o, Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve andolsun, onu, apaydın tanyerinde gördü.

Şaban Piriş: 

Onu (Cebrail’i) apaçık ufukta görmüştür.

Edip Yüksel: 

Onu apaçık bir ufukta görmüştür.

Ali Bulaç: 

Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.

Suat Yıldırım: 

O, vahyi getiren elçi Cebrail'i, apaçık ufukta görmüştü. [53,13-16]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü.

Bekir Sadak: 

Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikce sizler bir sey dileyemezsiniz. *

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun ki, onu (Cebrail´i) apaçık ufukta görmüştür.

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun (resûl), O´nu (Cebrail A.S´ı) ufukta apaçık gördü.

Celal Yıldırım: 

And olsun ki. O, onu (Muhammed, Melek Cebrail´i) açık ufukta gördü.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.

Fransızca: 

il l'a effectivement vu (Gabriel), au clair horizon

İspanyolca: 

Le ha visto en el claro horizonte,

İtalyanca: 

in verità l'ha visto sull'orizzonte luminoso,

Almanca: 

Und gewiß bereits sah er ihn am deutlichen Horizont.

Çince: 

他确已看见那个天使在明显的天边,

Hollandaca: 

Hij heeft hem reeds aan den helderen gezichteinder gezien.

Rusça: 

Он видел его (Джибриля) на ясном горизонте

Somalice: 

Horaybuuna ugn arkay Jibriil Jahadii Caddayd (Bariga Maka).

Swahilice: 

Na hakika yeye alimwona kwenye upeo wa macho ulio safi.

Uygurca: 

ئۇ (يەنى مۇھەممەد ئەلەيھىسسالام) جىبرىئىلنى ھەقىقەتەن روشەن ئۇپۇقنىڭ شەرقىدە كۆردى

Japonca: 

かれは,明るい地平線上にはっきりとかれ(ジブリール)を見た。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد رآه» رأى محمد صلى الله عليه وسلم جبريل على صورته التي خُلق عليها «بالأفق المبين» البيِّن وهو الأعلى بناحية المشرق.

Hintçe: 

और बेशक उन्होनें जिबरील को (आसमान के) खुले (शरक़ी) किनारे पर देखा है

Tayca: 

และโดยแน่นอนเขา (มุฮัมมัด) ได้เห็นเขา (ญิบริล) ณ ขอบฟ้าอย่างชัดแจ้ง

İbranice: 

הוא בצדק ראה אותו (את המלאך גבריאל) באופק הבהיר

Hırvatça: 

on ga je na obzorju jasnom vidio,

Rumence: 

El l-a văzut în zare desluşit;

Transliteration: 

Walaqad raahu bialofuqi almubeeni

Türkçe: 

Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü.

Sahih International: 

And he has already seen Gabriel in the clear horizon.

İngilizce: 

And without doubt he saw him in the clear horizon.

Azerbaycanca: 

And olsun ki, (Peyğəmbər!) onu (Cəbraili) açıq (ən uca) üfüqdə gördü.

Süleyman Ateş: 

Andolsun (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun o, onu açık ufukta gördü.

Kral Fahd: 

Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki O (saahibiniz) onu apaçık ufukda görmüşdür.

Muhammed Esed: 

o gerçekten (meleği) gördü, berrak bir ufukta (gördü) onu;

Gültekin Onan: 

Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.

Ali Fikri Yavuz: 

And olsun ki, Peygamber, o Cebrâil’i açık ufukta gördü.

Portekizce: 

Ele o viu (Gabriel), no claro horizonte,

İsveççe: 

han såg helt visst [budbäraren] vid den klara horisonten -

Farsça: 

بی تردید امین وحی را در افق روشن دیده است،

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بێگومان(ئەو) (فریشتەی وەحی) دیوە لە ئاسۆی ڕووندا

Özbekçe: 

Батаҳқиқ ул ани очиқ-ойдин уфқда кўрди. (Муҳаммад с. а. в. Жиброилни очиқ-ойдин уфқда ўз кўзлари билан асл яратилишида кўрдилар.)

Malayca: 

Dan (Nabi Muhammad yakin bahawa yang disampaikan kepadanya ialah wahyu dari Tuhan, kerana) demi sesungguhnya! Nabi Muhammad telah mengenal dan melihat Jibril di kaki langit yang nyata.

Arnavutça: 

Ai (Muhammedi) e ka parë qartë (Xhebrailin) në horizont,

Bulgarca: 

Той го видя на ясния хоризонт.

Sırpça: 

он га је на обзорју јасном видео,

Çekçe: 

a vskutku jej viděl na obzoru jasném -

Urduca: 

اُس نے اُس پیغام بر کو روشن افق پر دیکھا ہے

Tacikçe: 

Албатта Ӯро (Ҷибрилро) дар уфуқи равшан дидааст

Tatarca: 

Тәхкыйк ул Җәбраилне күрде югары ачык күктә.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Muhammad itu melihat Jibril di ufuk yang terang.

Amharca: 

በግልጹ አድማስም በእርግጥ አይቶታል፡፡

Tamilce: 

இன்னும், திட்டவட்டமாக தெளிவான அடிவானத்தில் அவர் (-நபி முஹம்மத்) அவரை (-ஜிப்ரீலை) கண்டார்.

Korece: 

그는 청명한 지평선에 있는 그를 보았으되

Vietnamca: 

Y thực sự đã nhìn thấy Đại Thiên thần Jibril ở chân trời quang đãng.