Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

8

Sûredeki Ayet No: 

54

Ayet No: 

1214

Sayfa No: 

184

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

كَدَأْبِ آلِ فِرْعَوْنَ ۙ وَالَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ ۚ كَذَّبُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ فَأَهْلَكْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَغْرَقْنَا آلَ فِرْعَوْنَ ۚ وَكُلٌّ كَانُوا ظَالِمِينَ

Çeviriyazı: 

kede'bi âli fir`avne velleẕîne min ḳablihim. keẕẕebû biâyâti rabbihim. feehleknâhüm biẕünûbihim veagraḳnâ âle fir`avn. veküllün kânû żâlimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Tıpkı Firavun'un izinden gidenlerle onlardan öncekilerin gidişi gibi, Rabblerinin âyetlerini yalanladılar. Biz de onları günahları yüzünden helâk ettik. Firavun ile arkasından gidenleri suda boğduk. Hepsi de zalim idiler.

Diyanet İşleri: 

Firavun taifesi ve onlardan öncekilerin gidişi gibi, Rablerinin ayetlerini yalanladılar da onları günahlarından ötürü yok ettik. Firavun taifesini suda boğduk, hepsi zalimlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Firavun'un soyuyla onlardan önce gelip geçenlerin gidişleri gibi hani. Rablerinin ayetlerini yalanladılar da suçlarına karşılık helak ettik onları ve Firavun'un soyunu sulara garkettik, hepsi de zalimdi onların.

Şaban Piriş: 

Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin gidişi/tutumu gibi, Rab’lerinin ayetlerini yalanladılar, biz de onları günahları sebebiyle helâk ettik. Firavun hanedanını suda boğduk. Hepsi de zalim idi.

Edip Yüksel: 

Örneğin, Firavun'un yandaşları ve onlardan öncekiler gibi. Rab'lerinin ayetlerini yalanladılar. Biz de günahlarından ötürü onları yıkıma uğrattık. Firavun'un yandaşlarını suda boğduk. Hepsi de zalim idiler.

Ali Bulaç: 

Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi. Onlar, Rablerinin ayetlerini yalanladılar; Biz de günahları dolayısıyla onları helak ettik. Firavun ordusunu suda boğduk. Onların tümü zulmeden kimselerdi.

Suat Yıldırım: 

Evet, tıpkı Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tutumu gibi: Rab'lerinin âyetlerini yalan saydılar. Biz de günahları sebebiyle onları imha ettik. Firavun ve beraberindekileri de denizde boğdu. Doğrusu, bunların hepsi de zalim idiler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Fir´avun´un kavminin ve onlardan evvelkilerin âdeti gibi ki, Rablerinin âyetlerini tekzîp ettiler. Artık onları günahları sebebiyle helâk ettik. Ve Fir´avun´un kavmini gark eyledik. Ve hepsi de zalimler olmuşlardı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin tavırları gibi. Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı. Biz de onları günahları yüzünden mahvettik. Firavun hanedanını da boğmuştuk. Bunların tümü zulme sapanlardı.

Bekir Sadak: 

Inkar edenler, asla one gectiklerini sanmasinlar, cunku onlar sizi aciz birakamiyacaklardir.

İbni Kesir: 

Firavun hanedanıyla, onlardan öncekilerin gidişi gibi. Rabblarının ayetlerini yalanlamışlardı da, Biz de günahlarından dolayı onları helak etmiş ve Firavun hanedanını suda boğmuştuk. Hepsi de zalimlerdi.

Adem Uğur: 

(Evet bunların durumu), Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamışlardı

İskender Ali Mihr: 

(Onların, Bedir´de savaşan Kureyşlilerin) hali, âli firavunun (firavun ordusunun) ve onlardan önceki kimselerin hali gibidir. Rab´lerinin âyetlerini yalanladılar. Böylece günahları dolayısıyla onları helâk ettik. Firavun topluluğunu (ordusunu) boğduk. Ve (onların) hepsi zalimler (zulmeden kimseler) oldular.

Celal Yıldırım: 

(Bunların tutumu ve gidişi) Fir´avn´ın ve onlardan öncekilerin tutum ve gidişi gibidir. Rablarının âyetlerini yalan saydılar, o sebeple onları günahları karşılığında yok ettik

Tefhim ul Kuran: 

Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi. Onlar, Rablerinin ayetlerini yalanladılar

Fransızca: 

Il en fut de même des gens de Pharaon et ceux qui avant eux avaient traité de mensonges les signes (enseignements) de leur Seigneur. Nous les avons fait périr pour leurs péchés. Et Nous avons noyé les gens de Pharaon. Car ils étaient tous des injustes.

İspanyolca: 

Como ocurrió a la gente de Faraón y a los que les precedieron: desmintieron los signos de su Señor y les hicimos perecer por sus pecados. Anegamos a la gente de Faraón: todos eran impíos.

İtalyanca: 

Così [avvenne] per la gente di Faraone e per quelli che già in precedenza smentirono i segni del loro Signore. Li facemmo perire per i loro peccati. Facemmo annegare quelli di Faraone perché erano oppressori.

Almanca: 

(Ihre Vorgehensweise) ist wie die der Leute von Pharao und derjenigen vor ihnen: sie haben ALLAHs Ayat verleugnet, dann haben WIR sie aufgrund ihrer Verfehlungen vernichtet. Und die Leute von Pharao haben WIR ertrinken lassen. Und allesamt waren Unrecht-Begehende.

Çince: 

(他们的常态)犹如法老的百姓和以前的民族的常态一样,他们否认自己的主的迹象。故我因他们的罪恶而毁灭他们,把法老的百姓淹死在海里,他们原是不义者。

Hollandaca: 

Zij hebben gehandeld evenals het volk van Pharao en evenals zij die het vooraf gingen; die de teekens van hunnen Heer loochenden. Daarom verdelgden wij hen in hunne zonden en wij overstroomden het volk van Pharao; want zij waren allen zondaren.

Rusça: 

Таким же образом поступали род Фараона и те, которые жили до них. Они отвергли знамения своего Господа, и Мы погубили их за грехи и потопили род Фараона. Все они были беззаконниками.

Somalice: 

Waa Caadadii Fircoon Qoomkiisii iyo kuwii ka Horreeyey, waxay ka Gaaloobeen Aayadkii Eebahood markaasuu Halaagay Dambigooda Dartiis waxayna Dhammaan ahaayeen Daalimiin.

Swahilice: 

Ni kama ada ya watu wa Firauni na walio kabla yao - walizikanusha Ishara za Mola wao Mlezi, basi tukawateketeza kwa madhambi yao. Na tukawazamisha watu wa Firauni. Na wote walikuwa wenye kudhulumu.

Uygurca: 

(ئۇلارنىڭ ئادىتى) پىرئەۋن جامائەسىنىڭ ۋە ئۇلاردىن بۇرۇنقىلارنىڭ ئادىتىگە ئوخشايدۇكى، ئۇلار پەرۋەردىگارىنىڭ ئايەتلىرىنى ئىنكار قىلغان ئىدى. گۇناھلىرى تۈپەيلىدىن ئۇلارنى ھالاك قىلدۇق، پىرئەۋن جامائەسىنى (دېڭىزغا) غەرق قىلدۇق، ئۇلارنىڭ ھەممىسى (كۇفرىلىق ۋە گۇناھ قىلىپ، ئۆزلىرىنى ئازابقا دۇچار قىلىش بىلەن) ئۆزلىرىگە زۇلۇم قىلغۇچى (قەۋم) بولدى

Japonca: 

(かれらの行いが)フィルアウンの一族や,その以前の者たちの仕方と同じためである。かれらは主の印を偽りであるとしたので,われはかれらの罪のためにこれを滅ぼし,フィルアウンの一族を溺れさせた。かれらは凡て不義を行う者であった。

Arapça (Ürdün): 

«كدأب آل فرعون والذين من قبلهم كذَّبوا بآيات ربهم فأهلكناهم بذنوبهم وأغرقنا آل فرعون» قومه معه «وكلّ» من الأمم المكذبة «كانوا ظالمين».

Hintçe: 

(उन लोगों की हालत) क़ौम फिरऔन और उन लोगों की सी है जो उनसे पहले थे और अपने परवरदिगार की आयतों को झुठलाते थे तो हमने भी उनके गुनाहों की वजह से उनको हलाक़ कर डाला और फिरऔन की क़ौम को डुबा मारा और (ये) सब के सब ज़ालिम थे

Tayca: 

“เช่นเดียวกับสภาพแห่งวงศ์วานฟิรอาวน์และบรรดาผู้ก่อนหน้าพวกเขา ซึ่งพวกเขาปฏิเสธบรรดาโองการแห่งพระเจ้าของพวกเขา แล้วเราก็ได้ทำลายพวกเขา เนื่องด้วยความผิดของพวกเขา และเราได้ให้วงศ์วานฟิรอาวน์จมน้ำตาย และทั้งหมดนั้นพวกเขาเป็นผู้อธรรม”

İbranice: 

(דינם בזה) כדין אנשי פרעה ואלה אשר היו לפניהם. הם הכחישו את אותות ריבונם, והכחדנו אותם בגלל חטאיהם, והטבענו את אנשי פרעה, כי היו כולם מקפחים

Hırvatça: 

Tako je bilo s faraonovim ljudima i onima prije njih: znakove Gospodara svoga nisu priznavali, pa smo ih Mi, zbog grijeha njihovih, uništili, a faraonove smo ljude potopili - svi su oni zulumćari bili.

Rumence: 

Aşa a fost soarta casei lui Faraon şi a celor dinaintea lor ce i-au socotit semnele Domnului lor minciună. Noi i-am nimicit pentru păcatele lor şi i-am înecat pe cei din casa lui Faraon, căci erau nedrepţi cu toţii.

Transliteration: 

Kadabi ali firAAawna waallatheena min qablihim kaththaboo biayati rabbihim faahlaknahum bithunoobihim waaghraqna ala firAAawna wakullun kanoo thalimeena

Türkçe: 

Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin tavırları gibi. Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı. Biz de onları günahları yüzünden mahvettik. Firavun hanedanını da boğmuştuk. Bunların tümü zulme sapanlardı.

Sahih International: 

[Theirs is] like the custom of the people of Pharaoh and of those before them. They denied the signs of their Lord, so We destroyed them for their sins, and We drowned the people of Pharaoh. And all [of them] were wrongdoers.

İngilizce: 

(Deeds) after the manner of the people of Pharaoh and those before them": They treated as false the Signs of their Lord: so We destroyed them for their crimes, and We drowned the people of Pharaoh: for they were all oppressors and wrong-doers.

Azerbaycanca: 

Eynilə Fir’on nəslinin və onlardan əvvəlkilərin hərəkətləri kimi. Onlar Rəbbinin ayələrini yalan hesab etdilər, Biz də onları günahlarına görə məhv etdik. Fir’on nəslini (dənizdə) batırdıq. Onların hamısı zalım idi!

Süleyman Ateş: 

(Evet) Fir'avn ailesi ve onlardan öncekilerin gidişi gibi: Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı; biz de onları günahlarıyle mahvetmiştik ve Fir'avn ailesini boğmuştuk. Hepsi de zulmedicilerdi.

Diyanet Vakfı: 

(Evet bunların durumu), Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı; biz de onları günahlarından ötürü helak etmiştik ve Firavun ailesini (denizde) boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler.

Erhan Aktaş: 

Tıpkı Firavuncuların ve onlardan öncekilerin durumu gibi. Rabb’lerinin âyetlerini yalanlamışlardı da Biz de suçlarından dolayı onları mahvetmiş ve Firavuncuları suda boğmuştuk. Hepsi de zâlim kimselerdi.

Kral Fahd: 

(Evet bunların durumu), Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamışlardı; biz de onları günahlarından ötürü helâk etmiştik ve Firavun ailesini (denizde) boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler.

Hasan Basri Çantay: 

(Evet bunların Haali) Fir´avn haanedâniyle onlardan evvelkilerin gidişi gibidir. Onlar Rablerinin âyetlerini yalan saymışlardı da biz de, günâhları yüzünden, kendilerini helak etmiş, Fir´avn haanedânını suda boğmuşduk. (Bunların) hepsi zaalimdiler.

Muhammed Esed: 

Firavun yandaşlarının ve onlardan önce yaşayıp gidenlerin başlarına ne geldiyse (bunların da başına benzeri gelecek:) Onlar Rablerinin ayetlerine yalan gözüyle bakmışlardı; ve bu yüzden, Biz de onları (bu) günahlarına karşılık helak ettik; boğuverdik o Firavun yandaşlarını; onların hepsi zalim kimselerdi çünkü.

Gültekin Onan: 

Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi... Onlar, rablerinin ayetlerini yalanladılar

Ali Fikri Yavuz: 

Evet, aynen Firavun hanedânıyla onlardan öncekilerin âdetine benzer şekilde

Portekizce: 

Tal foi o comportamento do povo do Faraó e de seus antecessores, que desmentiram os versículos do seu Senhor.Aniquilamo-los, por seus pecados, e afogamos a dinastia do Faraó, porque todos eram iníquos.

İsveççe: 

Med samma envishet följde de samma [onda] vägar som Faraos män och de som levde i äldre tid. De avvisade sin Herres budskap som lögn och så lät Vi dem [alla] gå under för deras synders skull - [Farao och] hans män lät Vi drunkna. Alla begick de stor orätt.

Farsça: 

[عادت اینان] مانند عادت فرعونیان و پیشینیان آنان است که آیات پروردگارشان را تکذیب کردند، در نتیجه ایشان را به کیفر گناهانشان هلاک نمودیم، و فرعونیان را غرق کردیم و همه آنان ستمکار بودند.

Kürtçe: 

(ئەم کردەوەی ئەمان) وەکو باوو نەریتی دەستەی فیرعەون وئەوانەی لەپێش ئەوان بوون وایە بەڵگەکانی پەروەردگاریان بەدرۆزانی ئێمەش لەناومان بردن بەھۆی گوناھەکانیانەوە, وە دەست و پێوەندەکەی فیرعەونمان خنکاند چونکە ھەموویان ستەمکار بوون

Özbekçe: 

Худди Оли Фиръавн ва улардан олдингиларнинг қилмишига ўхшаб, Роббиларининг оятларини ёлғонга чиқардилар. Бас, Биз уларни гуноҳлари туфайли ҳалок қилдик ва Оли Фиръавни ғарқ қилдик. Ҳаммалари золим эдилар.

Malayca: 

(Keadaan mereka) samalah seperti keadaan Firaun dan kaumnya serta orang-orang yang terdahulu dari mereka. Mereka mendustakan ayat-ayat Tuhan mereka, lalu Kami binasakan mereka dengan sebab dosa-dosa mereka, dan Kami tenggelamkan Firaun serta pengikut-pengikutnya (di laut), kerana kesemuanya adalah orang- orang yang zalim.

Arnavutça: 

(Sjelljet e tyre) i ngjajnë sjelljeve të ithtarëve të Faraonit dhe të atyre që jetuan para tyre. Ata i përgënjeshtronin argumentet e Zotit të tyre, andaj, për shkak të mëkateve të tyre, Na i kemi shkatërruar dhe fundosur ithtarët e Faraonit, - të gjithë ata kanë qenë zullumqarë.

Bulgarca: 

Както се случи с рода на Фараона и с онези преди тях. Взеха за лъжа знаменията на своя Господ и Ние ги погубихме заради греховете им, и издавихме рода на Фараона. Всички бяха угнетители.

Sırpça: 

Тако је било са фараоновим људима и онима пре њих: знакове свога Господара нису признавали, па смо их Ми, због њихових греха, уништили, а фараонове људе смо потопили – сви су они били неверници.

Çekçe: 

A dopadne to s nimi jako s rodem Faraónovým a těch, kdož byli před nimi: znamení Pána svého za lež prohlásili a My jsme je zahubili; a utopili jsme rod Faraónův, neboť všichni byli nespravedliví.

Urduca: 

آلِ فرعون اور ان سے پہلے کی قوموں کے ساتھ جو کچھ پیش آیا وہ اِسی ضابطہ کے مطابق تھا انہوں نے اپنے رب کی آیات کو جھٹلایا تب ہم نے ان کے گناہوں کی پاداش میں انہیں ہلاک کیا اور آل فرعون کو غرق کر دیا یہ سب ظالم لوگ تھے

Tacikçe: 

Монанди амали хонадони Фиръавн ва касоне, ки пеш аз онҳо буданд. Онҳо оёти Парвардигорашонро дурӯғ донистанд ва Мо ба ҷазои гуноҳонашон ҳалокашон кардем ва хонадони Фиръавнро ғарқ сохтем, зеро ҳама ситамкор буданд.

Tatarca: 

Кәферләрнең һәлакәте: Фиргаун кауменең һәлакәте вә аларның элгәрге каумнәрнең һәлакәте кеби. Алар Раббиларының аятьләрен ялган диделәр, Без аларны гөнаһлары өчен һәлак кылдык, вә Фиргаун каумен суга батырдык, чөнки алар барчасы залим иделәр.

Endonezyaca: 

(keadaan mereka) serupa dengan keadaan Fir'aun dan pengikut-pengikutnya serta orang-orang yang sebelumnya. Mereka mendustakan ayat-ayat Tuhannya maka Kami membinasakan mereka disebabkan dosa-dosanya dan Kami tenggelamkan Fir'aun dan pengikut-pengikutnya; dan kesemuanya adalah orang-orang yang zalim.

Amharca: 

እንደ ፈርዖን ቤተሰቦችና እንደእነዚያም ከእነሱ በፊት እንደ ነበሩት ልማድ (እስከሚለውጡ ድረስ አይለውጥባቸውም)፡፡ በጌታቸው ተአምራት አስተባበሉና በኃጢኣቶቻቸው አጠፋናቸው፡፡ የፈርዖንንም ቤተሰቦች አሰጠምናቸው፡፡ ሁሉም በዳዮች ነበሩም፡፡

Tamilce: 

ஃபிர்அவ்னுடைய சமுதாயம் இன்னும் அவர்களுக்கு முன்னுள்ளவர்களின் நிலைமையைப் போன்று (இவர்களின் நிலைமை இருக்கிறது). அவர்கள் தங்கள் இறைவனின் வசனங்களைப் பொய்ப்பித்தனர். ஆகவே, அவர்களுடைய பாவங்களினால் அவர்களை அழித்தோம். இன்னும், ஃபிர்அவ்னுடைய சமுதாயத்தை மூழ்கடித்தோம். இன்னும், (இவர்கள்) எல்லோரும் அநியாயக்காரர்களாக இருந்தனர்.

Korece: 

파라오의 백성처럼 또 그들 이전의 백성들처럼 그들은 주님의말씀을 부정하였으매 나 (하나님) 는 그들의 죄지음으로 말미암아 그들을 멸망케 하사 파라오의 백 성을 익사하게 하였으니 이들 모 두는 우매했더라

Vietnamca: 

(Cung cách của chúng) giống như cung cách của Pha-ra-ông và những kẻ trước chúng. Tất cả đều đã phủ nhận các Lời Mặc Khải của Thượng Đế của chúng nên TA đã tiêu diệt chúng bởi tội lỗi của chúng. TA đã nhấn chìm thuộc hạ của Pha-ra-ông bởi vì tất cả bọn chúng đều là những kẻ sai quấy.