Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

9

Ayet No: 

798

Sayfa No: 

129

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَوْ جَعَلْنَاهُ مَلَكًا لَّجَعَلْنَاهُ رَجُلًا وَلَلَبَسْنَا عَلَيْهِم مَّا يَلْبِسُونَ

Çeviriyazı: 

velev ce`alnâhü melekel lece`alnâhü racülev velelebesnâ `aleyhim mâ yelbisûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer Peygamberi, biz bir melek yapsaydık, yine de onu bir adam şeklinde yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.

Diyanet İşleri: 

Biz onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Peygamberi, bir melek olarak halk etseydik gene bir erkek şeklinde halk ederdik ve gene düştükleri şüpheden kurtulmazlardı.

Şaban Piriş: 

Eğer (Rasûlü) melek kılsaydık, yine bu (meleği) bir adam şeklinde kılar ve onları düşürdüğümüz şüpheye düşürürdük.

Edip Yüksel: 

Onu bir melek yapsaydık, onu bir adam biçiminde gönderir ve mevcut kuşkuları içinde bırakırdık.

Ali Bulaç: 

Onu eğer bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (şüpheleri) yine katardık.

Suat Yıldırım: 

Şayet o elçiyi melek kılsaydık, yine onu bir adam şeklinde gösterir de düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk. [17,95; 9,128; 3,164]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve eğer O´nu (peygamberi) bir melek kılsaydık, elbette O´nu yine bir erkek (suretinde) kılardık ve onları yine düşmüş oldukları şüpheye düşürürdük.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Eğer o peygamberi bir melek kılsaydık kuşkusuz onu bir er kişi yapacaktık ve içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olacaktık.

Bekir Sadak: 

Gecede ve gunduzde bulunan O´nundur. O isitendir, Bilen´dir.

İbni Kesir: 

Eğer Biz, onu bir melek kılsaydık

Adem Uğur: 

Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan sûretine sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük.

İskender Ali Mihr: 

Ve şâyet onu melek yapsaydık, onu mutlaka erkek olarak (erkek suretinde) yapardık. Şüphe ettikleri şeyi, mutlaka onlara (gene) şüphe ettirirdik.

Celal Yıldırım: 

Eğer o indireceğimizi melek kılsaydık, yine onu bir adam (şeklinde) yapardık da düştükleri şüpheye tekrar onları düşürmüş olurduk.

Tefhim ul Kuran: 

Onu eğer bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (şüpheleri) yine katardık.

Fransızca: 

Si Nous avions désigné un Ange [comme prophète], Nous aurions fait de lui un homme et Nous leur aurions causé la même confusion que celle dans laquelle ils sont.

İspanyolca: 

Si hubiéramos hecho de él un ángel, le habríamos dado apariencia humana y, con ello, habríamos contribuido a su confusión.

İtalyanca: 

E se avessimo designato un angelo, gli avremmo dato aspetto umano e lo avremmo vestito come essi si vestono.

Almanca: 

Und hätten WIR ihn (den Gesandten) aus den Engeln auserwählt, gewiß hätten WIR ihm ebenfalls (die Gestalt) eines Mannes gegeben und gewiß hätten WIR sie genauso verwickeln lassen, wie sie (sich selbst jetzt) verwickeln.

Çince: 

假若我降下一个天神,我必使他变成一个人样,我必使他们陷于自己所作的蒙蔽之中。

Hollandaca: 

En indien wij een engel als onzen boodschapper hadden aangewezen, zouden wij hem in den vorm van een mensch gezonden hebben; en wij zouden dien voor hen hebben gekleed, gelijk zij gekleed zijn.

Rusça: 

Если бы даже Мы ниспослали ангела, Мы все равно сделали бы его мужчиной и привели бы их в замешательство относительно того, в чем они сомневаются.

Somalice: 

Haddaan ka Yeello Malagna waxaan ka Yeeli lahayn Nin, Markaasaan Iskaga Dari lahaydeen Xaalka siday isaga Dari Jireen.

Swahilice: 

Na kama tungeli mfanya Malaika bila ya shaka tungeli mfanya kama binaadamu, na tungeli watilia matatizo yale wanayo yatatiza wao.

Uygurca: 

بىز پەيغەمبەرنى پەرىشتىدىن قىلغان تەقدىردىمۇ، ئەلۋەتتە، ئۇنى ئىنسان شەكلىدە قىلاتتۇق، ئۇلارنى يەنە شۈبھىگە چۈشۈرەتتۇق (يەنى ئۇلار پەرىشتىنى ئىنسان شەكلىدە كۆرگەندە: «بۇ ئىنسان، ئەمما پەرىشتە ئەمەس» دەيتتى)

Japonca: 

仮令われがかれ(使徒)を天使としても,必ず人間の姿をさせ,(今)かれらが惑うように,きっと惑わせたであろう。

Arapça (Ürdün): 

«ولو جعلناه» أي المنزل إليهم «ملكا لجعلناه» أي الملك «رجلا» أي على صورته ليتمكنوا من رؤيته إذ لا قوَّه للبشر على رؤية الملك «و» لو أنزلناه وجعلنا رجلا «للبسنا» شبهنا «عليهم ما يلبسون» على أنفسهم بأن يقولوا ما هذا إلا بشر مثلكم.

Hintçe: 

और अगर हम फरिश्ते को नबी बनाते तो (आख़िर) उसको भी मर्द सूरत बनाते और जो युबहे ये लोग कर रहे हैं वही युबहे (गोया) हम ख़ुद उन पर (उस वक्त भी) उठा देते

Tayca: 

และหาพวกว่าเราได้ให้เขา เป็นมะลักแน่นอนเราก็ย่อมให้เขาเป็นคนผู้ชาย และแน่นอนเราก็ย่อมให้สิ่งที่พวกเขาคลุมเครือกัน อยู่เป็นที่คลุมเครือแก่พวกเขา

İbranice: 

גם אם היינו שולחים מלאך, היינו קובעים לו צורת אדם, ואז רק היינו מוסיפים להם בלבול על בלבול

Hırvatça: 

A da ga melekom učinimo, opet bismo ga kao čovjeka stvorili i opet bismo im učinili nejasnim ono što im jasno nije.

Rumence: 

Şi dacă l-am fi făcut înger, i-am fi dat chip de om şi l-am fi înveşmântat aşa cum se înveşmântă şi ei.

Transliteration: 

Walaw jaAAalnahu malakan lajaAAalnahu rajulan walalabasna AAalayhim ma yalbisoona

Türkçe: 

Eğer o peygamberi bir melek kılsaydık kuşkusuz onu bir er kişi yapacaktık ve içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olacaktık.

Sahih International: 

And if We had made him an angel, We would have made him [appear as] a man, and We would have covered them with that in which they cover themselves.

İngilizce: 

If We had made it an angel, We should have sent him as a man, and We should certainly have caused them confusion in a matter which they have already covered with confusion.

Azerbaycanca: 

Əgər Biz onu (peyğəmbəri) mələk etsəydik (və ya kafirlərə mələklərdən bir peyğəmbər göndərsəydik), yenə də onu bir insan qiyafəsində göndərər və onları (göndərilənin mələk deyil, özləri kimi bir adam olması barəsində) bir daha düşdükləri şübhəyə salardıq.

Süleyman Ateş: 

Eğer O(Hak Elçisi)ni melek yapsaydık, yine bir adam (şeklinde) yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.

Diyanet Vakfı: 

Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan suretine sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük.

Erhan Aktaş: 

Ve Biz, bir melek görevlendirseydik, onu da insan şeklinde gönderirdik ve onları düştükleri kuşkuya yine düşürürdük.(1)

Kral Fahd: 

Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan sûretine sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük.

Hasan Basri Çantay: 

Eğer onu (peygamberi) bir melek yapsaydık onu (o meleği) de her halde bir adam (suretinde) gösterir ve her halde onları yine düşmekde oldukları şüpheye düşürürdük.

Muhammed Esed: 

Ve Biz, bir meleği elçimiz olarak tayin etmiş olsaydık (bile) onun kesinlikle bir adam olarak (görünmesini) sağlardık ve böylece onları, şimdi içinde bulundukları şaşkınlığa yine düşürürdük.

Gültekin Onan: 

Onu bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (kuşkuları) yine katardık.

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer Peygamberleri bir melek yapaydık, yine onu bir adam şeklinde gösterirdik ve elbette onları, düşmekte oldukları şüpheye yine bırakırdık.

Portekizce: 

E se lhes tivéssemos enviado um anjo, tê-lo-íamos enviado em figura de homem, confundindo ainda mais o que já era,para eles, confuso.

İsveççe: 

Och om Vi hade gjort honom till en ängel skulle Vi helt säkert ändå ha gett honom mänsklig gestalt och därmed ytterligare ha ökat deras förvirring.

Farsça: 

[این مغالطه گران لجوج می گویند: چرا پیامبر از جنس فرشتگان نیست؟] اگر او را فرشته ای قرار می دادیم، یقیناً وی را به شکل مردی در می آوردیم، و قطعاً حقیقت را همانطور که آنان بر دیگران مُشتبه می کنند [به سزای لجاجتشان] بر خود آنان مُشتبه می ساختیم، [تا بر فرض پیامبر قرار دادن فرشته، باز بگویند: چرا پیامبری از جنس بشر برای ما قرار داده است؟]

Kürtçe: 

ئەگەر ئەو (پێغەمبەرە) مان بکردایە بەفریشتەیەک بێگومان دەمانگۆڕا بە وێنەی پیاوێک (تابیبینن وقسەی لەگەڵ بکەن) و بێگومان لێمان دەشێواندن وەک چۆن خۆیان لە خۆیان دەشێواند

Özbekçe: 

Агар уни фаришта қилсак ҳам, эркак қилган бўлар эдик ва ўзлари мушкуллаштирган нарсани уларга яна ҳам мушкуллаштирар эдик. (Кофир-мушриклар одам-Пайғамбарга ишонмай, уни тасдиқловчи фаришта ҳам тушишини даъво қилиб, ишни мушкуллаштирдилар. Шу билан бирга, улар фаришталар ҳақидаги тасаввурни ҳам, фаришталар–аёл, улар Аллоҳнинг қизларидир, деган ақида билан мушкуллаштирган эдилар. Шунинг учун ҳам уларнинг Пайғамбарликни тасдиқ этиш учун фаришта тушириш иддиолари қондирилса, улар учун мушкулот яна ҳам оғирлашган бўлар эди. Яъни, улар эътиқод қилганларидек, осмондан Пайғамбарни тасдиқлаш учун юборилган фаришта аёл сувратида бўлмас эди. Буни кўрган мушриклар фаришта бўлса, аёл бўлиши керак эди, бу ҳам бошқа бир нарса шекилли, деб турли хом хаёллар билан чалғир эдилар.)

Malayca: 

Dan kalau (Rasul) itu Kami jadikan malaikat, tentulah Kami jadikan dia berupa seorang lelaki (supaya mereka dapat melihatnya), dan tentulah Kami (dengan yang demikian) menyebabkan mereka kesamaran sebagaimana mereka sengaja membuat-buat kesamaran (tentang kebenaran Nabi Muhammad s.a.w).

Arnavutça: 

E, sikur ta dërgonim atë (Pejgamberin) engjëll, do ta bënim gjithsesi me tipare njeriu. E, ata, përsëri do të dyshonin – si më parë.

Bulgarca: 

И ако Пратеника сторехме ангел, щяхме да го сторим като човек и пак да им замъглим онова, което сами замъгляват.

Sırpça: 

А да га анђелом учинимо, опет бисмо га као човека створили и опет бисмо им учинили нејасним оно што им није јасно.

Çekçe: 

A kdybychom byli poslem udělali anděla, věru bychom jej učinili mužem a byli bychom tím pro ně zatemnili to, co sami zatemňují.

Urduca: 

اور اگر ہم فرشتے کو اتارتے تب بھی اسے انسانی شکل ہی میں اتارتے اور اس طرح انہیں اُسی شبہ میں مبتلا کر دیتے جس میں اب یہ مبتلا ہیں

Tacikçe: 

Ва агар он паёмбарро аз миёни фариштагон меинтихобидем, боз ҳам ӯро ба сурати марде мефиристодсм ва ни халту (омезишу) иштибоҳ, ки пайдо карданд, нигоҳ медоштем.

Tatarca: 

Әгәр пәйгамбәрне фәрештәдән кылсак, әлбәттә, аны ир кыяфәтендә кылыр идек, алар кешеләр кигән киемне кияр иделәр.

Endonezyaca: 

Dan kalau Kami jadikan rasul itu malaikat, tentulah Kami jadikan dia seorang laki-laki dan (kalau Kami jadikan ia seorang laki-laki), tentulah Kami meragu-ragukan atas mereka apa yang mereka ragu-ragukan atas diri mereka sendiri.

Amharca: 

(መልክተኛውን) መልአክም ባደረግነው ኖሮ ወንድ (በሰው ምስል) ባደረግነው ነበር፡፡ በእነርሱም ላይ የሚያመሳስሉትን ነገር ባመሳሰልንባቸው ነበር፡፡

Tamilce: 

இன்னும், (தூதருக்கு துணையாக வானத்திலிருந்து அனுப்பப்படும்) அவரை ஒரு வானவராக நாம் ஆக்கினாலும், (அவரை பூமிக்கு அனுப்பும்போது) அவரை(யும்) (மனித இனத்தைச் சேர்ந்த) ஓர் ஆடவராகத்தான் ஆக்குவோம். (ஏனெனில் வானவரை அவருடைய அசல் உருவத்தில், இவர்களால் பார்க்க முடியாது.) இன்னும், அவர்கள் (தங்கள் மீது) எதை குழப்பிக் கொள்கிறார்களோ அதையே அவர்கள் மீது (நாமும்) குழப்பிவிடுவோம். (-மீண்டும் பழைய சந்தேகத்திற்கே அவர்கள் ஆளாகி விடுவர்.)

Korece: 

하나님이 그에게 한 천사를 임하게 하였더라도 그를 한 인간 의 형태로 임하도록 하였으리라 그리하여 혼돈중에 있는 그들을 더욱 혼돈케 하였으리라

Vietnamca: 

Và nếu TA có gửi xuống một Thiên Thần (làm Sứ Giả) thì TA vẫn sẽ phải làm cho y (xuất hiện như) một người đàn ông (phàm tục, bởi lẽ họ không thể gặp trực diện nguyên hình của Thiên Thần). Và (lúc đó) họ cũng sẽ hoài nghi giống như họ thường hoài nghi.