Arapça:
فَإِذَا هُم بِالسَّاهِرَةِ
Çeviriyazı:
feiẕâ hüm bissâhirah.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bir de bakarsın hepsi meydandadır.
Diyanet İşleri:
Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken onlar dümdüz bir yerde toplanırlar.
Şaban Piriş:
İşte o zaman onlar, hemen (kendilerini mahşerde) buluverirler.
Edip Yüksel:
Onlar uyanıvermişlerdir.
Ali Bulaç:
Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.
Suat Yıldırım:
Fakat olay (zor değil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler! [17,52; 54,50; 16,77]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık onlar, o zaman bir düz yer üzerindedirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir.
Bekir Sadak:
Bunun uzerine ona en buyuk mucizeyi gosterdi.
İbni Kesir:
Ki o zaman, hepsi toprağın yüzüne dökülecektir.
Adem Uğur:
Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.
İskender Ali Mihr:
İşte o zaman onlar yerin (toprağın) üstündedirler.
Celal Yıldırım:
Bir de bakarsın (hepsi) uyanık olarak toprağın üstündeler.
Tefhim ul Kuran:
Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.
Fransızca:
et voilà qu'ils seront sur la terre (ressuscités).
İspanyolca:
y ¡helos despiertos!
İtalyanca:
ed eccoli risvegliati, sulla superficie [della terra].
Almanca:
sogleich sind sie auf der flachen Ebene.
Çince:
他们忽然在地面之上。
Hollandaca:
En ziet, zij zullen levend op de oppervlakte der aarde verschijnen.
Rusça:
и все они окажутся на поверхности земли.
Somalice:
Dadkuna markaas ay Dhulka kor iman.
Swahilice:
Mara watakuwa kwenye uwanda wa mkutano!
Uygurca:
بىر سەيھە (يەنى ئىسراپىلنىڭ سۇر چېلىشى) بىلەنلا ئۇلار (يەنى جىمى خالايىق) (يەر ئاستىدىن) زېمىننىڭ ئۈستىگە چىقىپ قالىدۇ
Japonca:
見よ,かれらは目覚めて(地上に)現われる。
Arapça (Ürdün):
«فإذا هم» أي كل الخلائق «بالساهرة» بوجه الأرض أحياءً بعدما كانوا ببطنها أمواتا.
Hintçe:
और लोग शक़ बारगी एक मैदान (हश्र) में मौजूद होंगे
Tayca:
แล้วเมื่อนั้นพวกเขาก็จะออกมายังที่ราบโล่ง
İbranice:
והנה, תראו, הם ישובו לחיות על פני האדמה
Hırvatça:
a oni već na površini Zemlje.
Rumence:
şi iată-i pe faţa pământului!
Transliteration:
Faitha hum bialssahirati
Türkçe:
Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir.
Sahih International:
And suddenly they will be [alert] upon the earth's surface.
İngilizce:
When, behold, they will be in the (full) awakening (to Judgment).
Azerbaycanca:
Onlar dərhal (qəbirlərindən çıxıb) dümdüz bir yerdə olacaqlar!
Süleyman Ateş:
Hemen onlar uyanıklık alanındadırlar.
Diyanet Vakfı:
Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.
Erhan Aktaş:
Bir de bakmışsın meydandalar.(1)
Kral Fahd:
Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.
Hasan Basri Çantay:
Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler.
Muhammed Esed:
işte o zaman (hakikati) anlayacaklar!
Gültekin Onan:
Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.
Ali Fikri Yavuz:
Bir de bakarsın onlar hep kabirlerinden uyanmışlar, (bir araya toplanmışlar)...
Portekizce:
E, ei-los plenamente acordados.
İsveççe:
och de [döda och begravda] skall stå där, fullt vakna!
Farsça:
که ناگاه همه بر یک زمین صاف و هموار حاضر شوند.
Kürtçe:
ئیتر کتوپڕ وان لە دەشتێکی سپی کاکی بە کاکیدا
Özbekçe:
Кўрибсизки, улар қиёмат майдонида турибди-да.
Malayca:
Yang menyebabkan mereka dengan serta-merta berada di muka bumi yang putih rata.
Arnavutça:
dhe, ja ata përnjëherësh (të gjallë) në Tokë.
Bulgarca:
и ето всички - възкръснали!
Sırpça:
а они већ на површини Земље.
Çekçe:
a hle, octnou se bdící na zemi!
Urduca:
اور یکایک یہ کھلے میدان میں موجود ہوں گے
Tacikçe:
ва онҳо худро дар он саҳро хоҳанд ёфт.
Tatarca:
Шул вакытта ук алар җир өстендә булырлар.
Endonezyaca:
maka dengan serta merta mereka hidup kembali di permukaan bumi.
Amharca:
ወዲያውኑም እነርሱ እንቅልፍ በሌለባት (ምድር) ላይ ይኾናሉ፡፡
Tamilce:
அப்போது அவர்கள் (உயிர்ப்பிக்கப்பட்டு) பூமியின் மேற்பரப்பில் (ஒன்று சேர்க்கப்பட்டு) இருப்பார்கள்.
Korece:
그때 그들은 심판을 위하여 깨어나 있지 않느뇨
Vietnamca:
Lập tức mọi sự sống sẽ nổi lên trên mặt đất.
Ayet Linkleri: