Arapça:
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا
Çeviriyazı:
`ayney yeşrabü bihâ `ibâdü-llâhi yüfeccirûnehâ tefcîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bir kaynak ki ondan Allah'ın kulları içerler, güzel yollar açarak akıtırlar onu.
Diyanet İşleri:
Bu ancak Allah'ın kullarının taşıra taşıra içebileceği bir pınardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah'ın has kullarının içtiği bu şarap, bir kaynaktan çıkar ki onlar, diledikleri gibi, diledikleri yerlerde, onu akıtıp fışkırtırlar.
Şaban Piriş:
Allah’ın kullarının içeceği ve istedikleri yere akıttıkları bir kaynaktır.
Edip Yüksel:
ALLAH'ın kullarının taşıra taşıra içtikleri bir kaynak...
Ali Bulaç:
Allah'ın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak; onu fışkırttıkça fışkırtıp akıtırlar.
Suat Yıldırım:
Bu, Allah'ın has kullarının içip, istedikleri yere akıttıkları bir kaynaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bir çeşmedir ki ondan Allah´ın muttakî kulları içer, onu akıtmakla akıtıverirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir kaynak ki, Allah'ın kulları ondan içerler ve onu fışkırtarak akıtırlar.
Bekir Sadak:
Sabirlarinin karsiligi, cennet ve oradaki ipeklerdir.
İbni Kesir:
Bu
Adem Uğur:
(Bu,) Allah´ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır.
İskender Ali Mihr:
Allah´ın kulları, içtikleri o pınarı, fışkıra fışkıra (gürül gürül) akıtırlar.
Celal Yıldırım:
Bir pınardan ki Allah´ın kulları ondan içer de fışkırttıkça fışkırtırlar.
Tefhim ul Kuran:
Allah´ın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak
Fransızca:
d'une source de laquelle boiront les serviteurs d'Allah et ils la feront jaillir en abondance. .
İspanyolca:
de una fuente de la que beberán los siervos de Alá y que harán manar en abundancia.
İtalyanca:
[attinta da una] fonte da cui berranno i servi di Allah, che la faranno fluire con abbondanza,
Almanca:
aus einer Quelle, aus der ALLAHs Diener trinken, sie lassen sie kräftig sprudeln.
Çince:
即真主的众仆所饮的一道泉水,他们将使它大量涌出。
Hollandaca:
Eene fontein waarvan Gods dienaren zullen drinken: zij zullen die door kanalen leiden (werwaarts het hun behaagt).
Rusça:
Рабы Аллаха будут пить из источника, давая ему течь полноводными ручьями.
Somalice:
Waa il ay ka Cabbaan Addoomada Eebe, ayna ujiidaan say Doonaan,
Swahilice:
Ni chemchem watakao inywa waja wa Mwenyezi Mungu, wakiifanya imiminike kwa wingi.
Uygurca:
(ئۇ كافۇر جەننەتتىكى بىر) بۇلاقتىن ئېتىلىپ چىققان بولۇپ، ئۇنىڭدىن اﷲ نىڭ (ياخشى) بەندىلىرى ئىچىدۇ، ئۇ بۇلاقنى ئۇلار (خالىغان جايلىرىغا ئېقىتىپ بارالايدۇ
Japonca:
(それは)アッラーのしもべたちが飲む泉のことで,われは思いのままに滾々と(泉を)涌き出させる。
Arapça (Ürdün):
«عينا» بدل من كافورا فيها رائحته «يشرب بها» منها «عباد الله» أولياؤه «يفجّرونها تفجيرا» يقودونها حيث شاءوا من منازلهم.
Hintçe:
और जहाँ चाहेंगे बहा ले जाएँगे
Tayca:
เป็นตาน้ำพุที่ปวงบ่าวของอัลลอฮฺจะได้ดื่ม พวกเขาทำให้มันพวยพุ่งออกมาอย่างล้นเหลือ
İbranice:
יש מעיין שממנו שותים משרתיו של אלוהים אשר נובע בשפע כאוות נפשם
Hırvatça:
sa izvora iz kog će samo Allahovi robovi piti, i koji će kuda hoće bez muke razvoditi.
Rumence:
Robii lui Dumnezeu vor bea din izvoare pe care le vom face să ţâşnească din belşug,
Transliteration:
AAaynan yashrabu biha AAibadu Allahi yufajjiroonaha tafjeeran
Türkçe:
Bir kaynak ki, Allah'ın kulları ondan içerler ve onu fışkırtarak akıtırlar.
Sahih International:
A spring of which the [righteous] servants of Allah will drink; they will make it gush forth in force [and abundance].
İngilizce:
A Fountain where the Devotees of Allah do drink, making it flow in unstinted abundance.
Azerbaycanca:
O (kafur) elə bir çeşmədir ki, Allahın bəndələri ondan içəcək və onu (istədikləri yerə) asanlıqla axıdacaqlar.
Süleyman Ateş:
Bir kaynak ki Allah'ın kulları ondan içerler, (istedikleri yere de) fışkırtarak akıtırlar.
Diyanet Vakfı:
(Bu,) Allah'ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır.
Erhan Aktaş:
Allah’ın kullarının, içtikleri ve diledikleri kadar yararlandıkları bir kaynak.
Kral Fahd:
(Bu,) Allah'ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır.
Hasan Basri Çantay:
(O kâfuur) bir pınardır ki onu (ancak) Allahın (velî) kulları içerler. Onu (nereye isterlerse kolayca) akıtırlar, fışkırtırlar.
Muhammed Esed:
bir (kutlu) kaynak ki Allah´ın kulları ondan içerler, suyu bol bol akan (o kaynaktan).
Gültekin Onan:
Tanrı´nın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak
Ali Fikri Yavuz:
(O şarabın katığı olan Kâfur) bir kaynaktır ki, ondan Allah’ın kulları içerler. İstedikleri yere onu kolayca akıtırlar.
Portekizce:
De uma fonte, da qual beberão todos os servos de Deus. Eles a fazem fluir abundantemente,
İsveççe:
[från] en källa där Guds tjänare släcker törsten och vars flöde aldrig sinar.
Farsça:
آن جام از چشمه ای است که همواره بندگان خدا از آن می نوشند و آن را به دلخواهشان هرگونه که بخواهند جاری می نمایند.
Kürtçe:
کە کانییەکە (لە بەھەشتدا) بەندەکانی خوا لێی دەخۆنەوە (لەھەر شوێنێکدا بیانەوێت) ھەڵیدەقوڵێن وفوارە دەکات
Özbekçe:
Бир булоқданики, ундан Аллоҳнинг бандалари отилтириб ичарлар.
Malayca:
Iaitu sebuah matair (di Syurga), yang diminum daripadanya oleh hamba-hamba Allah (yang taat); mereka boleh mengalirkannya (di tempat-tempat tinggal mereka) dengan aliran yang semudah-mudahnya dan menurut kemahuannya.
Arnavutça:
Nga burimi që vetëm adhuruesit e Perëndisë pinë, dhe të cilin mund ta çojnë (bartin) kah të duan;
Bulgarca:
извор, от който пият рабите на Аллах - пускат го в обилие да бликва.
Sırpça:
са извора из ког ће само Аллахови робови да пију, и који ће куда хоће без муке да разводе.
Çekçe:
z pramene, z něhož služebníci Boží pijí jen, a v hojnosti tryskajícím ven.
Urduca:
یہ ایک بہتا چشمہ ہوگا جس کے پانی کے ساتھ اللہ کے بندے شراب پئیں گے اور جہاں چاہیں گے بسہولت اس کی شاخیں لیں گے
Tacikçe:
чашмае, ки бандагони Худо аз он менушанд ва онро ба ҳар ҷое, ки мехоҳанд, равон месозанд.
Tatarca:
Ул кәфур чишмәдер, аннан эчәрләр Аллаһуның итагатьле коллары, вә ул чишмәне ничек кирәк – шулай агызырлар.
Endonezyaca:
(yaitu) mata air (dalam surga) yang daripadanya hamba-hamba Allah minum, yang mereka dapat mengalirkannya dengan sebaik-baiknya.
Amharca:
ከእርሷ የአላህ ባሮች የሚጠጡላት (ወደፈለጉበት) ማንቧቧትን የሚያንቧቧት ከኾነች ምንጭ (ይጠጣሉ)፡፡
Tamilce:
அ(ந்த நறுமணமான)து, ஓர் ஊற்றாகும். அதில் இருந்து அல்லாஹ்வின் அடியார்கள் அருந்துவார்கள். அதை அவர்கள் (விரும்பிய இடங்களுக்கெல்லாம்) ஓட வைப்பார்கள்.
Korece:
그것은 하나님의 종들이 마 실 샘물로 그들이 원하는대로 길 러오니라
Vietnamca:
Có một con suối mà những người bề tôi của Allah sẽ uống; dòng chảy của nó dồi dào theo mong muốn của họ.
Ayet Linkleri: