Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

53

Ayet No: 

722

Sayfa No: 

117

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَقُولُ الَّذِينَ آمَنُوا أَهَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَقْسَمُوا بِاللَّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِمْ ۙ إِنَّهُمْ لَمَعَكُمْ ۚ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فَأَصْبَحُوا خَاسِرِينَ

Çeviriyazı: 

veyeḳûlü-lleẕîne âmenû ehâülâi-lleẕîne aḳsemû billâhi cehde eymânihim innehüm leme`aküm. ḥabiṭat a`mâlühüm feaṣbeḥû ḫâsirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İman edenler: "Sizinle beraber olduklarına dair, Allah'a bütün güçleriyle yemin edenler bunlar mı?" derler. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir ve kaybedenlerden olmuşlardır.

Diyanet İşleri: 

İnananlar, "Sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle Allah'a yemin edenler bunlar mıdır?" derler. Onların amelleri boşa gitmiş ve kaybeden kimseler olmuşlardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnananlar da derler ki, sizinle beraber olduklarına dair bütün kuvvetleriyle yemin edenler bunlar mı? İşte yaptıkları boşa çıktı, ziyankar oluverdiler.

Şaban Piriş: 

Müminler: "Sizinle beraber olduklarına var güçleriyle Allah’a yemin edenler bunlar mıdır?" derler. Onların amelleri boşa gitmiş ve hüsrana uğrayanlardan olmuşlardır.

Edip Yüksel: 

O zaman inananlar, "Sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle ALLAH adına yemin edenler bunlar mı," diyecek. Çabaları boşa çıkmış ve zarar etmişlerdir.

Ali Bulaç: 

İman edenler: "Olanca yeminleriyle elbette sizlerle birlik olduklarına ilişkin Allah'a yemin edenler bunlar mıdır? Onların bütün yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, böylece hüsrana uğrayanlar olmuşlardır" derler.

Suat Yıldırım: 

Onların içyüzlerini ancak o zaman keşfeden müminler de birbirlerine:“Hayret doğrusu! Onlar değil miydi, siz müminlerle beraber olduklarına dair var güçleriyle yemin edip duranlar?” Ama sonunda ne oldu? Gösteriş için yaptıkları bütün işleri boşa gitti, dünyada da, âhirette de ziyan edenlerden oldular.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İmân edenler de diyeceklerdir ki, «Sizinle beraber olduklarına dair galiz yeminler ile Allah Teâlâ´ya kasem eden kimseler şunlar mıdır?» Onların ise amelleri bâtıl olmuş, ziyana uğramış kimseler olmuşlardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İman edenler derler ki: "Şunlar mıdır o tüm güçleriyle sizinle beraber olduklarına yemin edenler?" Bütün amelleri boşa çıkmıştır da hüsrana uğrayanlardan oluvermişlerdir.

Bekir Sadak: 

Ey Inananlar! Kendilerine sizden once kitab verilenlerden, dininizi alaya ve eglenceye alanlari ve inkarcilari dost olarak benimsemeyin. Inaniyorsaniz Allah´tan sakinin.

İbni Kesir: 

Aman edenler derler ki: Sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle Allah´a yemin edenler bunlar mıdır? Amelleri boşa gitmiş ve hüsrana uğrayanlardan olmuşlardır.

Adem Uğur: 

(O zaman) iman edenler: &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve amenû olanlar (Allâh´a teslim olmayı, ulaşmayı dileyenler)

Celal Yıldırım: 

İmân edenler de, «Bunlar mıdır olanca yeminleriyle Allah´a yemin edip sizinle beraber olduklarını İddia edenler ?» derler. Amelleri boşa gitti de zarara uğrayanlar olarak sabahladılar.

Tefhim ul Kuran: 

İman edenler de: «Olanca yeminleriyle elbette sizlerle birlik olduklarına ilişkin Allah´a yemin edenler bunlar mıdır? Onların bütün yapıp ettikleri boşa çıkmıştır, böylece hüsrana uğrayanlar olmuşlardır.» derler.

Fransızca: 

Et les croyants diront : "Est-ce là ceux qui juraient par Allah de toute leur force qu'ils étaient avec vous ? " Mais leurs actions sont devenues vaines et ils sont devenus perdants.

İspanyolca: 

Los creyentes dirán «Son éstos los que juraban solemnemente por Alá que sí, que estaban con vosotros? Sus obras serán vanas y saldrán perdiendo».

İtalyanca: 

E i credenti diranno: «Questi sono coloro che giuravano [in nome] di Allah, con giuramento solenne, che erano con voi?». Le loro opere si sono vanificate e saranno coloro che si perdono.

Almanca: 

Und diejenigen, die den Iman verinnerlicht haben, sagen: "Sind diese etwa diejenigen, die ihre Eide bei ALLAH mit Nachdruck beschworen haben, daß sie doch mit euch seien?!" Ihre Handlungen sind nichtig geworden, so wurden sie dann zu Verlierern.

Çince: 

信道的人说:这等人,就是指真主而发出最严重的盟誓,自称与你们同教的人吗﹖他们的善功,已完全无效,故他们已变成亏折的人。

Hollandaca: 

En zij die gelooven, zullen zeggen: zijn dit de menschen die, met den plechtigsten eed, bij God zwoeren, dat zij zeker tot ons behoorden? Hunne werken zijn ijdel geworden en zij behooren tot de verdoemden.

Rusça: 

Те, которые уверовали, скажут: "Неужели это - те, которые приносили величайшие клятвы именем Аллаха о том, что они были с вами?" Тщетны были их деяния, и они оказались потерпевшими убыток.

Somalice: 

Waxay Odhan kuwii Rumeeyey (Xaqa) ma kuwaasaa Kuwii ku Dhaartay Eebe Dhaar Adag inay idinla Jiraan, waxaa Hoobtay Camalkoodii waxayna ahaadeen kuwo Khasaaray.

Swahilice: 

Na walio amini watasema: Hivyo hawa ndio wale walio apa ukomo wa viapo vyao kuwa wao wa pamoja nanyi? Vitendo vyao vitapotea bure, na wataamkia kuwa wenye kukhasirika.

Uygurca: 

(بۇ مۇناپىقلارنىڭ مۇسۇلمانلارغا قىلغان ھىيلە - مىكرى پاش قىلىنغاندا) مۆمىنلەر (بىر - بىرىگە): «سىلەر بىلەن چوقۇم بىللە ئىكەنلىكلىرىگە اﷲ نامى بىلەن قاتتىق قەسەم ئىچىشكەنلەرمۇ شۇ كىشىلەرمۇ؟» دەيدۇ. ئۇلارنىڭ (يەنى مۇناپىقلارنىڭ) قىلغان ئەمەللىرى بىكار بولدى، ئۇلار (دۇنيا ۋە ئاخىرەتتە) زىيان تارتقۇچى بولدى

Japonca: 

信仰する者は言う。「これらの者は,あなたがたと一緒(の協力者)だと,アッラーにかけて,力をこめて誓った者ではないか。」かれらの行いは虚しく,必ず失敗者となるであろう。

Arapça (Ürdün): 

«ويقولُ» بالرفع استئنافا بواو ودونها وبالنصب عطفا على يأتي «الذين آمنوا» لبعضهم إذا هتك سترهم تعجبا «أهؤلاء الذين أقسموا بالله جَهد أيمانهم» غاية اجتهادهم فيها «إنهم لمعكم» في الدين قال تعالى: «حبطت» بطلت «أعمالهم» الصالحة «فأصبحوا» صاروا «خاسرين» الدنيا بالفضيحة والآخرة بالعقاب.

Hintçe: 

और मोमिनीन (जब उन पर नेफ़ाक़ ज़ाहिर हो जाएगा तो) कहेंगे क्या ये वही लोग हैं जो सख्त से सख्त क़समें खाकर (हमसे) कहते थे कि हम ज़रूर तुम्हारे साथ हैं उनका सारा किया धरा अकारत हुआ और सख्त घाटे में आ गए

Tayca: 

และบรรดาผู้ที่ศรัทธากล่าวว่า ชนเหล่านี้หรือ คือผู้ที่สามบานต่ออัลลอฮ์อย่างเข้มแข็งว่า แท้จริงพวกเขานั้นจะรวมอยู่กับพวกเจ้า การงานของพวกเขานั้นไร้ผล แล้วพวกเขาก็กลายเป็นผู้ขาดทุน

İbranice: 

ויאמרו אלה אשר האמינו, 'האם אלה הם אשר נשבעו באלוהים בשבועה נאמנה שהם אתכם'? מעשיהם ייכשלו והם יהיו מן האובדים

Hırvatça: 

a oni koji vjeruju reći će: "Jesu li to oni koji su se zaklinjali Allahom, svojom najjačom zakletvom, da su, zaista, s vama?" Djela njihova bit će poništena, i oni će gubitnici biti.

Rumence: 

Credincioşii spun: “Cei care se jură pe Dumnezeu în jurămintele lor solemne sunt cu voi?” Faptele le vor fi zadarnice şi ei se vor trezi pier

Transliteration: 

Wayaqoolu allatheena amanoo ahaolai allatheena aqsamoo biAllahi jahda aymanihim innahum lamaAAakum habitat aAAmaluhum faasbahoo khasireena

Türkçe: 

İman edenler derler ki: "Şunlar mıdır o tüm güçleriyle sizinle beraber olduklarına yemin edenler?" Bütün amelleri boşa çıkmıştır da hüsrana uğrayanlardan oluvermişlerdir.

Sahih International: 

And those who believe will say, "Are these the ones who swore by Allah their strongest oaths that indeed they were with you?" Their deeds have become worthless, and they have become losers.

İngilizce: 

And those who believe will say: "Are these the men who swore their strongest oaths by Allah, that they were with you?" All that they do will be in vain, and they will fall into (nothing but) ruin.

Azerbaycanca: 

İman gətirənlər isə deyəcəklər: “Sizinlə birlikdə olacaqları barədə Allaha (yalandan) möhkəm andlar içən kəslər bunlarmıdır?” Onların (bütün) əməlləri puça çıxdı və (axirətdə) zərərçəkənlərdən oldular.

Süleyman Ateş: 

(O zaman) inananlar, "Bunlar mı o, bütün güçleriyle sizinle beraber olduklarına yemin edenler?" derler. Bütün çabaları boşa çıkmış, kaybedenlerden olmuşlardır.

Diyanet Vakfı: 

(O zaman) iman edenler: "Bunlar mıdır sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle yemin edenler?" diyeceklerdir. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir de kaybedenlerden olmuşlardır.

Erhan Aktaş: 

Îmân Edenler şöyle derler: “Bütün yeminleri(1) ile senin yanında olacaklarına dair Allah’a yemin edenler bunlar mı?” İşte onların yaptığı bütün işler boşa gitti. Ve hüsrana uğrayanlar oldular.

Kral Fahd: 

İman edenler ise, "Sizinle beraber olduklarına dair, Allah'a bütün güçleriyle yemin edenler bunlar mı?" derler. Onların bütün amelleri boşa gitmiş ve kendileri de kaybedenlerden olmuşlardır.

Hasan Basri Çantay: 

İman edenler de diyecek (ler) ki: «Her halde sizinle berâbe olduklarına dâir (zaman zaman) yeminlerini te´kîde çalışarak Allaha and içenler bunlar mı? Onların bütün yapdıkları boşuna gitmiş, bu suretle onlar en büyük zarara uğrayan (insan) lar olmuşlardır».

Muhammed Esed: 

Oysa imana erenler, (birbirlerine), "Sizinle birlikte olacaklarına dair kararlı şekilde Allaha yemin edenler bu kişiler midir? Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir, çünkü onlar ziyandadır!" derler.

Gültekin Onan: 

İnananlar dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Münafıkların hali açığa çıkınca müminler birbirlerine şöyle diyeceklerdir: “- Sizinle beraber olduklarına, kuvvetli yeminleriyle, Allah’a yemin edenler şunlar mı? onların bütün yapatıkları boşa çıktı da âhirette hüsran (perişanlık) içinde kaldılar.”

Portekizce: 

Os fiéis, então, dirão: São, acaso, aqueles que juravam solenemente por Deus, que estavam conosco? Suas obrastornar-se-ão sem efeito e será desventurados.

İsveççe: 

Och de troende säger: "Är dessa [verkligen] samma människor som svor sina heligaste eder vid Gud att de stod på vår sida? Alla deras strävanden har gått om intet och [nu] står de som förlorare!"

Farsça: 

و کسانی که ایمان آورده اند [به مؤمنان دیگر] می گویند: آیا این بیماردلان آنانند که به سخت ترین سوگندهایشان به خدا سوگند می خوردند که با شما مؤمنانند؟! [ولی روشن شد که دروغ می گفتند. آنان یهود و نصاری را به سرپرستی و دوستی گرفتند و به این سبب] اعمالشان تباه و بی اثر شد، در نتیجه زیانکار شدند.

Kürtçe: 

ئەوسا ئەوانەی بڕوایان ھێناوە دەڵێن ئایا ئەوکەسانە ئەوانەن کەسوێندیان بەخوا ئەخوارد بەتوندترین سوێندیان کەبەڕاستی ئەوان لەگەڵتانن کردەوەکانیان پوچەڵ بوویەوە بەھۆی ئەوەوە زەرەرمەندو ڕەنجە ڕۆبوون

Özbekçe: 

Иймон келтирганлар: «Ўзларини сизлар билан деб Аллоҳнинг номи ила жон-жаҳдлари ила қасам ичганлар анавиларми?» дейишади. Амаллари бехуда кетди. Бас, зиён кўргувчилардан бўлдилар.

Malayca: 

Dan (telatah kaum munafik itu menjadikan) orang-orang yang beriman berkata: "Adakah mereka ini orang-orang yang bersumpah dengan nama Allah, dengan sebenar-benar sumpahnya, bahawa mereka benar-benar menyertai dan menolong kamu?" Telah gugurlah amal-amal mereka, lalu menjadilah mereka: orang-orang yang rugi.

Arnavutça: 

e ata që besojnë do të thonë: “A këta janë ata që përbetoheshin, me betimin më të thellë, se ata me të vërtetë janë me ju?” Veprat e tyre kanë dështuar (për shkak të hipokrizisë) dhe ata u dëmtuan.

Bulgarca: 

И ще рекат повярвалите: “Тези ли са, които се клеха в Аллах с най-усърдните си клетви, че наистина са с вас?” Пропаднаха делата им и те се оказаха губещи.

Sırpça: 

А они који верују рећи ће: „Јесу ли то они који су се заклињали Аллахом, својом најјачом заклетвом, да су, заиста, са вама?“ Дела њихова биће поништена, и они ће да буду губитници.

Çekçe: 

a řeknou ti, kdož uvěřili: 'Což nejsou to tíž, kteří přísahali při Bohu slavnostními přísahami, nejsou doopravdy s námi?' Marné budou jejich skutky a stanou se z nich ti, kdož ztrátu utrpí.

Urduca: 

اور اُس وقت اہل ایمان کہیں گے "کیا یہ وہی لوگ ہیں جو اللہ کے نام سے کڑی کڑی قسمیں کھا کر یقین دلاتے تھے کہ ہم تمہارے ساتھ ہیں؟" ان کے سب اعمال ضائع ہوگئے اور آخر کار یہ ناکام و نامراد ہو کر رہے

Tacikçe: 

Онҳо, ки имон овардаанд, мегӯянд: «Оё инҳо ҳамон касонанд, ки ба Худо савгандҳои сахт мехӯрданд, ки бо шумо хоҳанд буд?». Амалҳояшон ботил гардид ва худ дар ҷумлаи зиёнкорон даромаданд.

Tatarca: 

Монафикъларның яшерен эшләре ачылгач, аларның монафикъ икәнлекләрен белмәгән мөэминнәр гаҗәпләнеп әйттеләр: "Әйә ий мөэминнәр! Без сезнең, динегездә, сезнең белән бергә чын мөэминнәрбез дип, Аллаһ исеме белән ныклап ант итүчеләр шулармы? Чын монафикъ булсалар да, без чын мөселманнарбыз, дип, Аллаһ исеме белән ант итәләрме?" – дип. Ул монафикъларның бөтен гамәле җуелды, Аллаһуның нигъмәтләреннән киселеп, хәсрәтләнүчеләрдән булдылар.

Endonezyaca: 

Dan orang-orang yang beriman akan mengatakan: "Inikah orang-orang yang bersumpah sungguh-sungguh dengan nama Allah, bahwasanya mereka benar-benar beserta kamu?" Rusak binasalah segala amal mereka, lalu mereka menjadi orang-orang yang merugi.

Amharca: 

እነዚያም ያመኑት ሰዎች፡- «እነዚያ እነርሱ ከእናንተ ጋር ነን ብለው የጠነከረ መሐላቸውን በአላህ የማሉት እነዚህ ናቸውን» ይላሉ፡፡ ሥራዎቻቸው ተበላሹ፡፡ ከሳሪዎችም ኾኑ፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக அவர்கள் உங்களுடன்தான் இருக்கிறார்கள் என்று அல்லாஹ்வின் மீது உறுதியாக சத்தியம் செய்தவர்கள் இவர்கள்தானா? என்று நம்பிக்கையாளர்கள் (நயவஞ்சகர்களைப் பற்றி) கூறுவார்கள். (நயவஞ்சகம் உடைய) அவர்களின் (நல்ல) செயல்கள் அழிந்துவிட்டன. ஆகவே (அவர்கள்) நஷ்டவாளிகளாக ஆகிவிட்டனர்.

Korece: 

믿는자들이 말하길 이들이 바로 저희와 함께 하나님을 두고 굳게 맹세한 그들로 그들의 업적 이 공평하여 손실자들이 된 그들 입니다 라고 하더라

Vietnamca: 

Những người có đức tin nói: “Chẳng phải đám người (giả tạo đức tin) này đã thề rất mạnh mẽ với Allah rằng họ luôn sát cánh với các người (những người có đức tin) hay sao?! Việc hành đạo của bọn họ đã trở nên vô nghĩa thế là họ trở thành đám người thất bại.